CuMaAli
Profesör
- Katılım
- 6 Mayıs 2011
- Mesajlar
- 1,332
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 218
Şehzade Ömer Faruk Osmanoğlu Efendi futbol sporuna olan ilgisiyle tanındı. 21 yaşındayken 1919 yılında Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanlığına seçildi ve 5 yıl boyunca bu görevi sürdürdü.
Ömer Faruk Efendi, Son Halife Abdülmecid Efendinin oğluydu. İstanbulda, 1898′de doğdu. Almanyada Potsdam Askeri Akademisini bitirdi, ilk dünya savaşında Verdun cephesinde savaştı, sonra Türkiyeye döndü ve bir kuzeniyle, zamanın hükümdarı Sultan Vahideddinin kızı Sabiha Sultan ile evlendi ve üç çocukları oldu: Neslişah, Hanzade ve Neclá sultanlar
Şehzade, 1919′da Fenerbahçe Kulübünün başkanlığına seçildiğinde henüz 21 yaşındaydı. Başkanlığı 1924 Martına, hanedanın bütün mensuplarıyla beraber Türkiyeden sürgüne gönderilmesine kadar, beş sene devam etti.
Faruk Efendi, memleketini bir daha göremedi. Sürgünü tam 45 sene boyunca yaşadı ve hayata ailenin erkeklerine memlekete dönebilme izninin verilmesinden beş yıl önce, 1969′da Kahirede, memleket ve İstanbul hasreti içerisinde veda etti. Mezarı yıllar sonra, Ankaranın sessizce nakledilmesi şartıyla verdiği özel bir izinle Türkiyeye getirildi ve gurbette can veren şehzadenin naaşı, Cağaloğlundaki Sultan Mahmud Türbesine defnedildi.
Aşağıda, Sürgündeki Şehzade Ömer Faruk Efendinin Kahireden 1966′nın 20 Temmuz günü İstanbulda yaşayan dostu meşhur tarihçi İsmail Hami Danişmende gönderdiği mektubun Fenerbahçe ile ilgili kısımları yer alıyor. Şehzade, mektubunda seneler önce başkanlığını yaptığı Fenerbahçe Kulübünün o zamanki başkanı Faruk Ilgazdan bir mektup aldığını söylüyor, kulübün kendisini hatırlamasından duyduğu memnuniyeti anlatıyor ve gözyaşlarını tutamadığını yazıyor.
Geçen gün postacı geldi ve büyükçe bir zarf uzattı. Üstünde cánım Fenerbahçe Spor Kulübünü görünce şaşırdım. Mektubu okuyunca büsbütün hayretlere düştüm. Kulübün yeni müdürü, sabık reislerinin (eski başkanlarının) resmini istiyor! Salonlarını tezyin (süslemek) için! Kırk küsur senedir böyle bir aláka görmediğimden şaşırdım ve mütehassis oldum, teessür duydum ve gözlerimden yaşlar boşandı. Yeni ve eski birer fotoğrafımı, kulüp ázálarıyla çıkmış olan bir eski resmimi ve göstermiş oldukları aláka dolayısıyla teşekkürlerimi yazdım ve gönderdim. Yeni reisin ismi de Faruk olduğundan, adaşlık hasebiyle bir sempati doğmuş olacak! Bana gönderdikleri kulübün ismi, işareti ve arkasına yazdıkları beni çok mütehassis etti: Kulüp erkánı, eski reislerine saygılarını sunarlar. Şimdi resim çerçeveye geçmiş halde yanımda duruyor. Muhterem Beyefendi diye yazmalarına dikkat bile etmedim. Çünki, bilmediklerinden! Bundan birkaç sene evvel de biri bana kezá Beyefendi diye hitap edince Affedersiniz ama ben efendi değilim. Öyle olmuş olsa idim memleketten çıkarılmazdım. Bana çok pahalıya malolan unvanımdan vazgeçmeyin, rica ederim demiştim. Bunu size gülün diye yazıyorum. Gülmeyi bile unutmak üzereyim ve unutmamaya uğraşıyorum. Ömer Faruk
Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/fenerbahce-baskani-sehzade-omer-faruk-efendi/
Ömer Faruk Efendi, Son Halife Abdülmecid Efendinin oğluydu. İstanbulda, 1898′de doğdu. Almanyada Potsdam Askeri Akademisini bitirdi, ilk dünya savaşında Verdun cephesinde savaştı, sonra Türkiyeye döndü ve bir kuzeniyle, zamanın hükümdarı Sultan Vahideddinin kızı Sabiha Sultan ile evlendi ve üç çocukları oldu: Neslişah, Hanzade ve Neclá sultanlar
Şehzade, 1919′da Fenerbahçe Kulübünün başkanlığına seçildiğinde henüz 21 yaşındaydı. Başkanlığı 1924 Martına, hanedanın bütün mensuplarıyla beraber Türkiyeden sürgüne gönderilmesine kadar, beş sene devam etti.
Faruk Efendi, memleketini bir daha göremedi. Sürgünü tam 45 sene boyunca yaşadı ve hayata ailenin erkeklerine memlekete dönebilme izninin verilmesinden beş yıl önce, 1969′da Kahirede, memleket ve İstanbul hasreti içerisinde veda etti. Mezarı yıllar sonra, Ankaranın sessizce nakledilmesi şartıyla verdiği özel bir izinle Türkiyeye getirildi ve gurbette can veren şehzadenin naaşı, Cağaloğlundaki Sultan Mahmud Türbesine defnedildi.
Aşağıda, Sürgündeki Şehzade Ömer Faruk Efendinin Kahireden 1966′nın 20 Temmuz günü İstanbulda yaşayan dostu meşhur tarihçi İsmail Hami Danişmende gönderdiği mektubun Fenerbahçe ile ilgili kısımları yer alıyor. Şehzade, mektubunda seneler önce başkanlığını yaptığı Fenerbahçe Kulübünün o zamanki başkanı Faruk Ilgazdan bir mektup aldığını söylüyor, kulübün kendisini hatırlamasından duyduğu memnuniyeti anlatıyor ve gözyaşlarını tutamadığını yazıyor.
![fenerbahce-baskani-sehzade-omer-faruk-efendi1.jpg](/proxy.php?image=http%3A%2F%2Fwww.ceddimizosmanli.net%2Fwp-content%2Fuploads%2F2013%2F05%2Ffenerbahce-baskani-sehzade-omer-faruk-efendi1.jpg&hash=39d4d19339da49e0031d5cfe5e909ba7)
Geçen gün postacı geldi ve büyükçe bir zarf uzattı. Üstünde cánım Fenerbahçe Spor Kulübünü görünce şaşırdım. Mektubu okuyunca büsbütün hayretlere düştüm. Kulübün yeni müdürü, sabık reislerinin (eski başkanlarının) resmini istiyor! Salonlarını tezyin (süslemek) için! Kırk küsur senedir böyle bir aláka görmediğimden şaşırdım ve mütehassis oldum, teessür duydum ve gözlerimden yaşlar boşandı. Yeni ve eski birer fotoğrafımı, kulüp ázálarıyla çıkmış olan bir eski resmimi ve göstermiş oldukları aláka dolayısıyla teşekkürlerimi yazdım ve gönderdim. Yeni reisin ismi de Faruk olduğundan, adaşlık hasebiyle bir sempati doğmuş olacak! Bana gönderdikleri kulübün ismi, işareti ve arkasına yazdıkları beni çok mütehassis etti: Kulüp erkánı, eski reislerine saygılarını sunarlar. Şimdi resim çerçeveye geçmiş halde yanımda duruyor. Muhterem Beyefendi diye yazmalarına dikkat bile etmedim. Çünki, bilmediklerinden! Bundan birkaç sene evvel de biri bana kezá Beyefendi diye hitap edince Affedersiniz ama ben efendi değilim. Öyle olmuş olsa idim memleketten çıkarılmazdım. Bana çok pahalıya malolan unvanımdan vazgeçmeyin, rica ederim demiştim. Bunu size gülün diye yazıyorum. Gülmeyi bile unutmak üzereyim ve unutmamaya uğraşıyorum. Ömer Faruk
Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/fenerbahce-baskani-sehzade-omer-faruk-efendi/