buraqq
Profesör
- Katılım
- 13 Mart 2008
- Mesajlar
- 1,549
- Reaksiyon puanı
- 6
- Puanları
- 218
Ders fizik, baktım arkadaşların elinde yüzük var, benim elimde de çakmak var. Yüzük ile ateşin muhteşem bir ikili olacağını düşündüm. Sıranın üzerine demir yüzüğü koyup bir güzel çakmakla ısıttım.
Kalemle kağıdın üzerine ittim, kağıdın üzerinde duruyordu yüzük. Kağıdın üzerinden de yüzüğü yere attım ve bir kaç arkadaştan almasını rica ettim. Alan attı alan attı...
Sonra aldım yüzüğü tekrar ısıttım ve görmeyen arkadaşlara yapmaya karar verdim. Yine ısıttım yine kağıdın üzerine koydum yine yere attım ve almalarını rica ettim. Aldılar bir güzel
Sonrasında can gardaşım Ezgi'den rica ettim aynı şeyi, Ezgi o hassas o güzel ellerini yüzüğe doğru götürdü yüzüğü tuttu epey bi kaldırdı, sonrasında elinin yandığını hissetti ve ufak bir çığlık atarak yüzüğü fırlattı. Sonrasında da tabi lavaboya filan gitti elini suya tuttu galiba, sınıfa gelince de işaret ve baş parmağını ayrı ayrı pet şişedeki suya soktu
Valla hiç ona bir şey demeye yüzüm yoktu ben de bir sayfanın yarısını dolduran edebiyat not kağıdının diğer boş yarısını yırttım ne kadar pişman olduğumu, ondan önce başkalarının da o yüzüğü aldığını ama hiç birinin onun eli gibi olmadığını, böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmediğimi ve etsem ya da ihtimal versem asla yapmayacağımı söyledim. Sınıfın kokoşu Hatice'den parfüm istedim(Hatice'yi de seviyoruz) ve o parfümden 1-2 kağıda tıslatıp Ezgi'ye yolladım
Mektubun sonuna da "affediyorsan elma, affetmiyorsan hıyar, düşüneceksen karpuz de" diye yazdım
Teneffüste bana birer "Baharatlı Krispi, Alpella Beyaz" ısmarlattı. Yancılar da bir PopKek, bir maden suyu aldırttı. Teneffüste koridorda giderken önüne kimsenin takılmaması için yolunu açtım, hidrolikli çıkış kapısını tuttum. Ondan sonra haala karpuz diyor bana
Gerçekten çook pişmanım. Bunları da göz önünde bulundurmanızı rica ederekten şimdi de sizlere soruyorum elma mı hıyar mı karpuz mu 
Kalemle kağıdın üzerine ittim, kağıdın üzerinde duruyordu yüzük. Kağıdın üzerinden de yüzüğü yere attım ve bir kaç arkadaştan almasını rica ettim. Alan attı alan attı...
Sonrasında can gardaşım Ezgi'den rica ettim aynı şeyi, Ezgi o hassas o güzel ellerini yüzüğe doğru götürdü yüzüğü tuttu epey bi kaldırdı, sonrasında elinin yandığını hissetti ve ufak bir çığlık atarak yüzüğü fırlattı. Sonrasında da tabi lavaboya filan gitti elini suya tuttu galiba, sınıfa gelince de işaret ve baş parmağını ayrı ayrı pet şişedeki suya soktu
Valla hiç ona bir şey demeye yüzüm yoktu ben de bir sayfanın yarısını dolduran edebiyat not kağıdının diğer boş yarısını yırttım ne kadar pişman olduğumu, ondan önce başkalarının da o yüzüğü aldığını ama hiç birinin onun eli gibi olmadığını, böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmediğimi ve etsem ya da ihtimal versem asla yapmayacağımı söyledim. Sınıfın kokoşu Hatice'den parfüm istedim(Hatice'yi de seviyoruz) ve o parfümden 1-2 kağıda tıslatıp Ezgi'ye yolladım
Mektubun sonuna da "affediyorsan elma, affetmiyorsan hıyar, düşüneceksen karpuz de" diye yazdım
Teneffüste bana birer "Baharatlı Krispi, Alpella Beyaz" ısmarlattı. Yancılar da bir PopKek, bir maden suyu aldırttı. Teneffüste koridorda giderken önüne kimsenin takılmaması için yolunu açtım, hidrolikli çıkış kapısını tuttum. Ondan sonra haala karpuz diyor bana