annttiigs
Profesör
- Katılım
- 7 Şubat 2007
- Mesajlar
- 2,589
- Reaksiyon puanı
- 24
- Puanları
- 218
apartmanın tepesine çıkmış bağırıyor; "yaklaşmayın, atarım kendimi". halk toplanmış aşağıya bir merak, bir korku ortalık fikir fikriyat dolu. herkes başka şey anlatıyor. borcu çok diyen var mesela. hanımı evden gitmiş diyen var. iflas etmiş de olabilir. sonra bir tanesi çıkarıyor cep telefonunu ( bakkala koşmuyor itfaiyeye telefon etmek için ) itfaiyeye durumu haber veriyor. 10 dakikaya kalmıyor, ortalıkta acı acı siren sesleri. geniş açıdan baktığınızda her köşeden çıkmıyorlar, hepsi sanki ağız birliği etmişçesine sokağın bir tarafından dalıyorlar içeriye.
itfaiye erleri hemen brandalarını çıkarıyor. amirlerinin belirttiği noktaya koşup açıyorlar. polis megafonu çoktan çıkarmış. babacan amir; tok sesiyle "in oğlum aşağıya, ne derdin var" diyor. haklı da gencecik adam. ne derdi olabilir ki ? ambulans tam takım aracın dışına boşalmış. bir tane uzlaşma uzmanı polis yanına çıkıyor delikanlının. "ne oldu, derdin ne diyor"; parmak ucunda gence yanaşırken. genç anlatmamakta, konuşmamakta ısrarlı. sadece "gelme atlarım" diyor. polisin bir sonraki hareketinde hızlı davranan genç bırakıyor kendini boşluğa. 26 kat. kolay mı ? branda falan da kurtaramıyor onu. sert ve ters bir şekilde çarptığı brandayla birlikte kırılıyor boynu. anlık yükselen "hiiiy" sesi duruyor. çığlıklar var şimdi. gencin bedenine ulaşan ambulans doktoru, kafasını iki yana sallıyor. uzlaşma uzmanı polis, üzgün bakıyor yukarıdan. megafonlu amir daha da şaşkın. ilk defa karşılaşmıştı böylesi ile. hiç uzatmadan, konuşmadan bırakmıştı kendini boşluğa.
açıktı aslında durum. genç herkesin düştüğü hatayı biliyordu. uzlaşma uzmanına konuşursa; düşüneceğini, düşünürse vazgeçeceğini biliyordu belli ki. fazla bekletmeden bırakmıştı kendini.
niye anlattım bu kadar şimdi ?
işte bu genç gibi seviyorum ben de. düşünmeden ! düşünürsem vazgeçerim çünkü. kendimi o uzun boşluğa çoktan bıraktım ben.
annttiigs/15.04.2011, 01:47
itfaiye erleri hemen brandalarını çıkarıyor. amirlerinin belirttiği noktaya koşup açıyorlar. polis megafonu çoktan çıkarmış. babacan amir; tok sesiyle "in oğlum aşağıya, ne derdin var" diyor. haklı da gencecik adam. ne derdi olabilir ki ? ambulans tam takım aracın dışına boşalmış. bir tane uzlaşma uzmanı polis yanına çıkıyor delikanlının. "ne oldu, derdin ne diyor"; parmak ucunda gence yanaşırken. genç anlatmamakta, konuşmamakta ısrarlı. sadece "gelme atlarım" diyor. polisin bir sonraki hareketinde hızlı davranan genç bırakıyor kendini boşluğa. 26 kat. kolay mı ? branda falan da kurtaramıyor onu. sert ve ters bir şekilde çarptığı brandayla birlikte kırılıyor boynu. anlık yükselen "hiiiy" sesi duruyor. çığlıklar var şimdi. gencin bedenine ulaşan ambulans doktoru, kafasını iki yana sallıyor. uzlaşma uzmanı polis, üzgün bakıyor yukarıdan. megafonlu amir daha da şaşkın. ilk defa karşılaşmıştı böylesi ile. hiç uzatmadan, konuşmadan bırakmıştı kendini boşluğa.
açıktı aslında durum. genç herkesin düştüğü hatayı biliyordu. uzlaşma uzmanına konuşursa; düşüneceğini, düşünürse vazgeçeceğini biliyordu belli ki. fazla bekletmeden bırakmıştı kendini.
niye anlattım bu kadar şimdi ?
işte bu genç gibi seviyorum ben de. düşünmeden ! düşünürsem vazgeçerim çünkü. kendimi o uzun boşluğa çoktan bıraktım ben.
annttiigs/15.04.2011, 01:47