Deniz Feneri bile gölgede kalacak!

[eray045]

Günlerdir Almanya’daki Deniz Feneri e. V Derneği’nin yoksullara yardım bahanesiyle topladığı paraları nasıl lüplettiğini okuyoruz...

Allah’tan Alman polisi ve mahkemeleri var!

Yoksa Türklerin Türkleri soymasından haberimiz bile olmayacaktı!

Aynı isimle Türkiye’de de faaliyet gösteren bir Dernek var...

Bu Derneğin Başkanı dün basın toplantısı yaptı ve Almanya’daki dernekle organik ya da yasal bir bağlantıları olmadığını söyledi.

Ama bu dernekten gelen 7 milyon Euro’yu kabul ettiklerini de doğruladı!

Sonra da dedi ki, “Biz onları ismimizi kullanmamaları konusunda uyardık, ama yapmadılar!”

***

İki derneğin sadece isimleri aynı değil...

Logoları aynı...

Faaliyet konuları aynı...

Hedef kitleleri aynı...

Yardım toplamak için program yaptıkları televizyon kanalları aynı...

Yardım toplama yöntemleri aynı...

Dahası, toplanan paraların girdiği kasa bile aynı!

Ama beyefendiye göre, bu iki dernek arasında kesinlikle ilişki yok...

Neden?

Çünkü onlar, yakalanma basiretsizliğini gösterdi!

***

Dernek Başkanı, Kanal 7 ekranlarına çıkıp, çocuklara masal anlatsın... Ancak onları kandırabilir bu söyledikleriyle!

Bir dernek sizinle aynı ismi, logoyu kullanacak, “Uyarmıştık” diyerek haklı çıkmaya çalışacaksınız...

İyi de neden bu dernek hakkında, ismini değiştirmesi istemiyle dava açmadınız?

Neden onlardan gelen, kaynağı belirsiz paraları kabul ettiniz?

Ve neden Deniz Feneri isimli televizyon programında, Almanya’daki bu derneğin hesap numaralarının yayınlanmasına göz yumdunuz?

***

“Deniz Feneri” isimli saadet çarkı, bazı din tüccarlarının on yıllardır sürdürdükleri cemaat ve tarikat sömürüsünün zincirlerinden sadece biri...

Cami yaptırma ve yaşatma dernekleriyle, Konya’da kurdukları tabela holdingleriyle, Milli Görüş Vakfı’yla yola çıkanların son numarası...

Ama saadet zincirinin en büyük ve en yeni halkası olan AKP, hâlâ Türkiye’de...

Her seçimden önce makarna, bulgur, nohut paketleriyle, alışveriş çekleriyle, bedava kömürle melekliğe soyunuyor...

Milyonlarca YTL tutan bu harcamaları da bilinmeyen bir “kaynak”tan finanse ediyor...

Şimdi sıra bu halkaya geldi. Bu halkanın kırıldığı gün kopacak olan gürültü, bugünkünü gölgede bırakacak...

Ama ne yazık ki bu konu Alman polisinin ve mahkemelerinin yetki-sorumluluk alanına girmiyor...

Yoksa bu iş de çoktan biterdi!


*****


GÜNÜN SORUSU

Yetmiş küsur yaşındaki bir adam torunu yaşındaki kıza sarkıntılık ediyor, “dindar” olduklarını söyleyen kalemler susuyor...

Bir kısım şehir eşkıyası, yoksulları bahane ederek görülmemiş vurgun yapıyor...

Bunlarda yine tık yok!

Şu tarikatçılık insanı bu kadar mı kör, sağır ve dilsiz eder?


*****


Zavallı bir gazetecilik anlayışı!

Düne kadar önüne gelen herkesi Ergenekoncu ilan eden...

Bunun için, iddianamenin açıklanmasını bile beklemeyen...

“Gizli örgütlerin maşası haline gelmiş bir eşcinsel”den sızdırdıkları tartışmalı belgelere dayanarak, insanlara en ağır çamurları atan...

İddianame açıklandıktan sonra da mahkeme kararını beklemeden sanıkları suçlu ilan eden “yandaş medya...”

Deniz Feneri Davası sayesinde gazeteciliğin temel kurallarını yeniden hatırladı!

Diyorlar ki, “Açılan dava sonuçlanmadan, Alman Savcı’nın iddianamesine dayanarak kimse hakkında yayın yapılamaz...”

Bunların Ergenekon’la ilgili habercilik anlayışları ne kadar sakatsa, bu yeni yayın politikaları da o kadar sakat!

Çünkü ilkinde ortada iddianame bile yoktu, ikincisinde ise dava bitmek üzere!

Ve dünyanın her yerinde, iddianame açıklandıktan sonra gazetecilere haber yapma hakkı ve görevi doğar.

Bu sözde meslektaşlara acıyorum:

Kendilerini “taraf” olmak zorunda hissedenlerin zavallığı içinde debelenip duruyorlar...

Umarım iyileşirler!

Mustafa MUTLU

 

[Reallist]

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz, dernek hakkında ortaya atılan iddiaları art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini belirterek, "Söz konusu Alman derneği ile aramızda hiçbir resmi, hukuki bağ bulunmamaktadır" dedi.

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz, Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Alkan ve Genel Muhasip Mehmet Cengiz ile birlikte derneğin Dudullu'daki lojistik merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Son günlerde ortaya atılan iddialarla ilgili açıklama yapan Yılmaz, Almanya'da faaliyet gösteren Deniz Feneri E.V isimli dernek hakkında başlatılan dava sürecinin ardından bu dava ve özellikle de iddianame üzerinden Deniz Feneri Derneği'nin yaptığı işler ve üstlendiği misyonun yaralanmaya çalışıldığını söyledi.

Yılmaz, "Deniz Feneri'nin yapısı, kurumsal ve değerleri, işleyişi kendini konumlamasından referans aldığı değerlerdir. Altı çizilmesi gereken nokta, derneğin şeffaf yönetişim ilkesiyle yönetilen bir kurum olmasıdır. Bu çerçevede bizler kurulduğu günden bu yana iç denetim ve kamu denetimleri yanında 2001 yılında İSO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile çalışmakta iken, bununla yetinmeyerek 2004 yılından itibaren tüm mali tablolarımızı bağımsız denetim kuruluşlarına denetletmekteyiz. Bugün kendimizle ilgili bu kadar açık konuşabiliyorsak, buna borçluyuz" dedi.

Geçtiğimiz aylarda özellikle Almanya'da bu soruşturmanın açılmasının ardından Alman milletvekillerinin de içinde bulunduğu bir grubun derneklerini ziyaret ettiğini ve hoşnut ayrıldıklarını belirten Yılmaz, "Deniz Feneri, gerekli yasal prosedürler karşısında Deniz Feneri E.V adındaki Alman derneğinden 3 yıl içinde toplam 6 milyon 940 bin euro bağışı tamamen yasal prosedürler ve banka yoluyla kabul etmiştir. Bu bağış nedeniyle derneğimizin suçlanmasını art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.

İki dernek arasındaki isim benzerliğinin sorulması üzerine Yılmaz, "Derneğimizin adını taklit eden kurumlar olduğu ortaya çıktı. Bu, başarılı olmuş her markanın kaderidir. Adımızı kullanan bu oluşumları ya çatımız altına katılmaya davet ettik ya da isimlerini değiştirmemeleri halinde tescillenmiş bir marka olan Deniz Feneri'ni koruyacağımızı ifade ettik. Söz konusu Almanya'daki derneğe de aynı uyarıları yaptık. Bu Alman derneği ile aramızda hiçbir resmi, hukuki bağ bulunmamaktadır" açıklamasında bulundu.Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Deniz Feneri Derneği kendisine yasal yollarla gelen yardım parasını Türkiye veya dünyanın başka bir yerinden gelen herhangi bir fona uyguladığı prosedürü uygulamış ve kabul etmiştir. Almanya'daki Deniz Feneri derneğiyle hiçbir ilişkimiz olmadığı gibi, hiçbir organik veya yasal bağımız da yoktur. Derneğe yapılan suçlamalardan en büyük zararı bizler gördük. Yapılan bütün yayın ve haberlerde, bütün uyarılarımıza rağmen logo ve görüntülerimiz kasıtlı olarak kullanıldı. Kamuoyundaki itibarımız bilinçli birşekilde karalandı. Benim Almanya'ya giderek Alman dernek yöneticilerini savunduğum şeklinde gerçek dışı bilgiler yer almıştır. Ben söz konusu dernekle hiçbir organik ve yasal bağımızın olmadığını Alman makamlarına deklare etmek için gittim. Söylenenler iddia, gerçek olup olmadığı ileride netlik kazanacak."

Kanal 7 ile ilgili bir soru üzerine Yılmaz, "Derneğimizin Kanal 7 ile olan ilişkisi profesyonel bir ilişkidir. Kanal 7, misyonumuzun önemli bir taşıyıcısı olan programımızı ilk günden beri yayınlamaktadır. Bu, sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde desteklenmektedir. Açık olan her kapıyı çalmaya hazırız" dedi.

Sabah

 

[annttiigs]

tebrik edilebilecek bir yazı.

 

[abhr]

her habere cumburlop atlamama taraftarıyım. Sadece belli basını okuduğun ezber kelimelerinden belli oluyor arkadaş. Vakitteki üç dört yazarın ispatlanması halinde /dava bitince Hüseyin üzmezle ilişkilerini kesip kesinlikle korumayacaklarını belirttiler. Ve geçenlerde tamamen çıkardılar. Yine Deniz feneri davası hayırlısıyla bi sonuçlansın görelim. Aydın doğana de o kadar güvenme . 3 kuruş menfaati için seni satar. Acele etme. bekle. Yanlış varsa her yerde yanlış . Anlıyo musun.

 

[Reallist]

28 Şubat'ın Asıl Vurguncusu

28 Şubat'çılarla omuz omuza verdi. Altın gibi değerli 210 bin metrekare araziye çerez parasına kondu... O kim mi? Kudretli Genel Yayın Yönetmeni...

Zafer Mutlu, 28 Şubat'çılarla omuz omuza verdi. Dönemin Maliye Bakanı'nı kafalayıp Hazine'nin 210 bin metrekare arazisine kondu Mutlu, şimdi arazinin tapusu için oyun üstüne oyun çeviriyor....

Kudretli genel yayın yönetmeni!
Zafer Mutlu, 28 Şubat postmodern darbesinin kudretli Genel Yayın Yönetmeni'ydi. Darbeyi haftalar öncesinden haber alan da tankların nerede yürüyeceğini bilen de oydu. Aynı süreçte andıçlar doğrultusunda kendi yazarlarını kovan da... Mutlu'nun darbecilere olan aşkının nedeni ise başkaydı. Şeytani planı için önce dönemin Maliye Bakanı Nami Çağan'ı 'kafalamayı' başardı.

210 dönümlük arazi sadece 31 bin YTL
Bakan Çağan, Eyüp Belediyesi sınırları içindeki Kemerburgaz'da bulunan 210 bin metrekare arazinin kullanım hakkını sadece 31 bin YTL karşılığında Mutlu'ya verdi. Mutlu da altın değerindeki arazinin üzerine kızı Zeynep Mutlu adına eğitim tesisi kurdu. Ancak burası İSKİ'nin su havzasındaydı ve ruhsatı olmadığı için kaçaktı. Belediye, tahsisin iptali için tam 17 dava açtı.

'İSKİ'nin hemen yıkması lazım'
Ancak kaçak arazi üzerinde binalar, sosyal tesisler ve diğer yapılar bulunuyordu. Belediye yetkilileri, inşaatın her aşamasını olay yeri tespit tutanağıyla belgeledi ve yasal süreci başlattı. Yetkililer, havza içerisinde kalan binaların İSKİ tarafından bir an önce yıkılması gerektiğini söyledi.

Demirel'i bile devreye soktu
Zafer Mutlu, davalık olan araziyle ilgili sorunları aşabilmek için dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başta olmak üzere bakanlar, milletvekilleri, vali ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu birçok hatırlı kişiyi devreye soktu.

Kaynak

Zafer Mutlu, Mustafa Mutlunun nesi acaba. Sözde ders vermeye kalkışan kişi akrabasınada ders verdimi ki ?

 

[abhr]

bir de içimizden deniz fenerine para verip de içi yananlar konuşsun. Olayın dışında hariçten gazel okuyanlar değil.

 

[centigarde]

insan beyin nimetinden yoksun birakilinca bu sorulari sorabilir ancak.

bide yazinin sonunda taraf olmanin zavalliligi diye bitirmis.aynadaki siluetine bi baksa anlayacak ne kadar zavalli oldugunu.
yillardir temcit pilavi gibi onumuze getirilen ve defalarca cevabi verilmis ayni sorulari tekrar sorma yanlisina dustugu gibi bazi gelistirmeler yapim derken ne kadar sacma tespitler yaptigini gozden kacirmis.
hadi bu yazar gozden kacirmis yok mu bu gazetenin haber editoru falan onlarda da mi takip etmiyorlar yazarlarini.
'yahu vurunda nasil vurursaniz vurun sacma olmasi muhim degil ilkokul mantigi ile bile tarif edilememesi sorun degil siz yazin.patronunuzu koruyun' mu diyorlar acaba
hangi yardim kurulusuna yardimda bulunursaniz bulunun bu meblag 7 trilyon degil 700 trilyonda olsa bunun kaynaginin pesine dusmez.neden?cunku o yardim kurulusudur adi ustunde.
her yardim edene kaynagin nedir alin teriyle mi kazandin yoksa senin bu parani almayiz ha demez kimse.ve bundan mesulde degildir.

yazinin gerisini yorumlamak ,deli sacmasi olarak hayata gelmis bu yaziyi ciddiye almak gibi algiladigim icin devam etmiyorum.
soylenecek daha cok soz var ancak zaman haracamaya degecek bi durum yok...

 

[annttiigs]

bence gerisini de yorumlamak gerekebilir. en azından logosundan tut reklam verilen kanala kadar aynı olmasını da deli saçması olsa bile yorumlamak mümkün.

 

[legolas4444]

Ben deniz feneri yöneticilerinin basın toplantısı izleim. Adamlar resmen sorulardan kaçtılar. Konuşan şahıs burasaya gitmesi gerektiğini söyleyip apar topar kalktı. Sen toplantı için gazetecileri çağırıyorsun sonrada sorular gelince işim var deyip kaçıyorsun..bu işte bir gariplik var..

 

[Reallist]

Bencede bi gariplik var. Ne ki.:wassat: Hep televizyonlarda yardım ulaştırırken gördük. Yoksa verdiklerini geri aldılar mı ? 10 yıldır geri alıyorlarsa neden şimdi patlak verdi.

Hatta hatta Deniz Baykal Alman mahkemesinden önce tespit emiş . Paralar doğru Ak Partinin kasasına girmiş. Bence Alman mahkemelerine tanıklık yapması lazım. Neden yapmıyorki ? Bu seçimler neye kadir.

 

[Fox.]

O kadar yazı okudum falan bu programı sunan adamlar vardı onlar niye bu konunun içinde yokki illaki haberleri vardır o zamanlar bu olaydan onlarda nasiplerini almışlardır

 

[gokhankayaci]

Valla arkadaşlar bukadar şey tesadüf olamaz ki paraların yatırıldığı kasalar bile aynı kasalar bunun daha nesinden konuşup aklamaya çalışanlar var anlayabilmiş değilim.. insanlarımızın iki gözü iki kulağı var ama nedense insanlarımız kör sağır ve dilsiz oldular.. Aynı 3 maymun gibi..

Sanki evrim geçirememişler de Maymun kalmışlar gibi..

 

[EBB]

Ortada kesinleşmiş birşey yok..

Ama kesin birşey var ki köpek gibi saldıran bir medya var..

 

[annttiigs]

Valla arkadaşlar bukadar şey tesadüf olamaz ki paraların yatırıldığı kasalar bile aynı kasalar bunun daha nesinden konuşup aklamaya çalışanlar var anlayabilmiş değilim.. insanlarımızın iki gözü iki kulağı var ama nedense insanlarımız kör sağır ve dilsiz oldular.. Aynı 3 maymun gibi..

Sanki evrim geçirememişler de Maymun kalmışlar gibi..

katılıyorum. ama evrimsiz kısmına

 

[centigarde]

darvinci arkadas simdi sen evrim gecirdigini mi idda ediyosun.
atalarinin yanina gonderelim seni hasret giderirsin belki.
hos onlarin yanina gitmisken tapilacak bisilerde bulursun.evrime inandigina gore.hediyen de belki muz olur.atalarin cok seviyor ya.

evrime inanan adamin kalkip elestiride bulunmasi dahi ilginc.
yazmayi falan hangi evrede ogrendiniz acaba

 

[idealterror]

darvinci arkadas simdi sen evrim gecirdigini mi idda ediyosun.
atalarinin yanina gonderelim seni hasret giderirsin belki.
hos onlarin yanina gitmisken tapilacak bisilerde bulursun.evrime inandigina gore.hediyen de belki muz olur.atalarin cok seviyor ya.

evrime inanan adamin kalkip elestiride bulunmasi dahi ilginc.
yazmayi falan hangi evrede ogrendiniz acaba

zaten centigarde'ye bakip da hala evrimi savunanin alnini karislarim ben.

 

[devleti-aliyye]

Ortada kesinleşmiş birşey yok..

Ama kesin birşey var ki köpek gibi saldıran bir medya var..

Ergenekon davası sırasında kuzu gibi yandaş bir medya vardı değil mi?