llavinya
Dekan
- Katılım
- 9 Ekim 2006
- Mesajlar
- 7,781
- Reaksiyon puanı
- 92
- Puanları
- 0
Bir padişah, bir iki vezirini ve
diğer erkandan birkaçını yanına alarak payitahta (başkente) yakın yerleşim merkezlerinde bir
gezintiye çıkmıştı Payitahttan ayrılıp bir kaç saatlik bir yol katettikten sonra yolları üzerindeki bir
nar bahçesinin kıyısında dinlenme molası verdiler Olgunlaşmış, tam kıvamını bulmuş olan narlar
insanın iştahını kabartıyordu Padişah bahçe içinde çalışmakta olan yaşlı bir adamı yanına
çağırdı sordu:
- Bu güzel nar bahçesi kimin?
- Bu nar bahçesi benimdir
efendim, babamdan miras kaldı
- Oğlun, uşağın var mı?
- Allah bize oğul uşak
vermedi efendim, bir karı kocadan ibaret iki kişilik bir aileyiz
- Peki ben de bu ülkenin
hükümdarıyım, şuradan bir nar şerbeti sıksan da içsek
İhtiyar "başüstüne"
dedi ve hemen gidip bah çe içindeki kulübeden kalaylı, tertemiz bir tas getirdi En yakındaki
ağaçtan iki nar kopardı ve sıktı İki nar tam bir tası doldurdu Padişah içti ve
çok
beğendi Bütün vücuduna bir zindelik ve ferahlık yayılmıştı İhtiyar çif çi padişahın beraberindeki
herkese sırayla nar şerbeti ikram etti Padişah ve adamları bedenlerinin kazandığı bu zindelikle
biraz yol almak için ihtiyara veda edip yola koyuldular Yolda şeytan padişahın kafasını
karıştırmaya başladı "Madem birer ayakları çukurda olan bu yaşlı karı-kocanın mirasçıları
yok, ne yapacaklar böyle güzel nar bahçesini, karşılığında bir kaç kuruş verip de bu bahçeyi
ellerinden alayım" diye düşündü Padişah ve adamları akşama doğru geri dönerlerken aynı
bahçenin yanında yine konakladılar Padişah ihtiyardan bir tas daha nar şerbeti yapmasını istedi
İhtiyar sabahki kadar candan ve gönülden olmasa da bir tas nar şerbeti yapıp sundu Fakat
padişah bu defa nar şerbetinin tadını pek beğenmedi Sabahkine hiç benzemiyordu Sordu:
- Baba ne oldu böyle, bu nar şerbeti sabahki ile aynı nardan değil mi? Bunun tadı hiç
de hoş değil
- Aynı nardan evlat, aslında tadında da bir değişiklik yok, asıl değişen sizin
kalbiniz Tebaanızın malına göz koydunuz, bunun için de narların tadı değişti.
diğer erkandan birkaçını yanına alarak payitahta (başkente) yakın yerleşim merkezlerinde bir
gezintiye çıkmıştı Payitahttan ayrılıp bir kaç saatlik bir yol katettikten sonra yolları üzerindeki bir
nar bahçesinin kıyısında dinlenme molası verdiler Olgunlaşmış, tam kıvamını bulmuş olan narlar
insanın iştahını kabartıyordu Padişah bahçe içinde çalışmakta olan yaşlı bir adamı yanına
çağırdı sordu:
- Bu güzel nar bahçesi kimin?
- Bu nar bahçesi benimdir
efendim, babamdan miras kaldı
- Oğlun, uşağın var mı?
- Allah bize oğul uşak
vermedi efendim, bir karı kocadan ibaret iki kişilik bir aileyiz
- Peki ben de bu ülkenin
hükümdarıyım, şuradan bir nar şerbeti sıksan da içsek
İhtiyar "başüstüne"
dedi ve hemen gidip bah çe içindeki kulübeden kalaylı, tertemiz bir tas getirdi En yakındaki
ağaçtan iki nar kopardı ve sıktı İki nar tam bir tası doldurdu Padişah içti ve
çok
beğendi Bütün vücuduna bir zindelik ve ferahlık yayılmıştı İhtiyar çif çi padişahın beraberindeki
herkese sırayla nar şerbeti ikram etti Padişah ve adamları bedenlerinin kazandığı bu zindelikle
biraz yol almak için ihtiyara veda edip yola koyuldular Yolda şeytan padişahın kafasını
karıştırmaya başladı "Madem birer ayakları çukurda olan bu yaşlı karı-kocanın mirasçıları
yok, ne yapacaklar böyle güzel nar bahçesini, karşılığında bir kaç kuruş verip de bu bahçeyi
ellerinden alayım" diye düşündü Padişah ve adamları akşama doğru geri dönerlerken aynı
bahçenin yanında yine konakladılar Padişah ihtiyardan bir tas daha nar şerbeti yapmasını istedi
İhtiyar sabahki kadar candan ve gönülden olmasa da bir tas nar şerbeti yapıp sundu Fakat
padişah bu defa nar şerbetinin tadını pek beğenmedi Sabahkine hiç benzemiyordu Sordu:
- Baba ne oldu böyle, bu nar şerbeti sabahki ile aynı nardan değil mi? Bunun tadı hiç
de hoş değil
- Aynı nardan evlat, aslında tadında da bir değişiklik yok, asıl değişen sizin
kalbiniz Tebaanızın malına göz koydunuz, bunun için de narların tadı değişti.