Cuntacının hiç mi suçu yok?!..

[Ottomanzo]

Mevzu yine aynı.. ‘Islak imzalı belge..’
N’apalım.., İsmiyle müsemma, ‘ıslak belge’ bu.. Kolay kolay da kuruyacağı yok..
Albay Dursun Çiçek çalışma arkadaşlarına ve yakın çevresine e-posta göndererek savunmasını yaptı...
‘Kurmaylık ve doktora seviyesinde eğitim görmüş bir subayın böyle bir belgeyi imzalayıp amirlerine sunacağını düşünmek büyük bir hatadır.’ diyor Çiçek..
(Hay Allah, nasıl da düşünemedik yahu?.. Doğru ya.., bu ülkede darbeleri, kurmaylık ve doktora seviyesinde eğitim görmüş albaylar, generaller yapmaz ki!.. Darbeyi yapanlar, eğitimsiz Ahmet Onbaşı ile görgüsüz Mehmet Çavuş’tur genellikle..)
Çiçek, kendisine komplo düzenleyenlerin her iki cihanda hesap vereceğini söylüyor.. (Ne iş yahu?!.. Plan, İrtica ile mücadele eylem planı değil mi ?.. Öteki tarafı karıştırarak ‘irticai’ hesap peşinde olmak da neyin nesi oluyor?!..)
Alıştık artık.. Cuntacılar ve cuntacı yandaşları suçun ortaya çıkmasından ziyade suçu ortaya çıkaranların peşindeler..
Bunu hep yaptılar..
Ergenekon Davası başladı başlayalı ses kaydı, görüntü, birçok belge ortaya çıktı.. Lakin onlar teknik takibe takılan hain planları, itirafları, dehşet dolu sözleri duymadılar!.. İşlerine gelmedi..
Onların derdi başkaydı.. ‘Kim dinliyordu, neden dinliyordu ?.. Bütün bunları basına kim sızdırıyordu?.. Suç ve suçlu bir yana, bunlar ayıptı, yazıktı, günahtı!...
Tabi bunu söyleyen vicdanlı Ergenekoncular’dı!.. Baykal gibi olanlar ise sanıkları peşinen masum ilan etmiş, hatta onları vatansever aydınlar olarak nitelendirmişti.. Dolayısıyla, asıl suçlu, belgeleri, delilleri ortaya çıkaranlar, basına sızdıranlardı!...
Örneğin tescilli cuntacı İsmail Hakkı Karadayı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl müdahil olduğunu itiraf ettiği.., 367’yle netice alınmazsa, işi Silahlı Kuvvetler’in bitireceğini net olarak ifade eden ses kaydı youtube’a düşünce kızdılar...
O sesi kim kaydetmişti?.. Ayıptı, ayıp..
***
Keza, Mukaddes Eruygur’un, GATA doktoruna ‘12. ve 14. Mahkemeler bizden..’ dediği ses kaydı ortaya çıkınca, yine isyan ettiler.. Bu mahrem konuşmayı, bu devlet sırrını (hangi mahkemenin kimden olduğunu öğrenmiştik!..) Kim, neden kaydetmişti. Ortaya çıkmalıydı.. Ayıptı, ayıp..
***
Ergenekon savcılarının görev yerini değiştirmek için korsan kararname hazırlayan HSYK üyesi Ertosun ile Ergenekon Sanığı Engin Aydın beraber çekilmiş fotografı gazetelerde yayınlandı..
HSYK üyesinin Ergenekon sanığı ile görüşmesi olağandı! ‘Beraber çekilmiş bir fotoğrafın ne önemi vardı?!’.. Vahim olan fotoğrafın kimin tarafından ve neden çekildiğiydi..
‘Vay ahlaksızlar vay’dı.. İnsanın özel hayatı diye bir şey vardı.. Fotoğrafı kim sızdırmıştı?..
***
Şimdi de ıslak imzalı kaos belgesi savcılıkta, Çiçek, görevinin başında, Genelkurmay ihbarcı subayın peşinde..
Baykal da öyle.. Belgenin içeriği onu pek ilgilendirmiyor.. Belgeyi gönderen subayı arıyor Baykal.. Neden 4,5 ay bekledi diye soruyor. Belgeyi basınla paylaşan subayı suçluyor ; ‘ihbarcı subay psikolojik harekata katkı yapmıştır..’ diyor..
Mızrak çuvaldan çıkmış milletin gözüne batıyor.. Cuntacıların hain planları tek tek deşifre oluyor..
Ama sormaya devam ediyorlar;
Kim ve neden deşifre etti?..
Kim dinledi?..
Kim çekti?..
Kim gönderdi?..
Kim sızdırdı?..
Nasrettin Hoca olsaydı herhalde o da isyan ederdi;
‘Ulan cuntacının hiç mi suçu yok be?...’

kaynak

 

[mr_rain]

Bu yazıyı okudum bugün. Gerçekten harika ve doğru tespitler. Ergenekon ve cunta öylesine sulandırılıyor ki sanki devlet suçlu, yakalayan suçlu. Allah sonumuzu hayretsin