Şehit jandarma er Yakup Mutlu, 8 Aralık'ta memleketi Muş'un Bulanık ilçesi Örenkent köyünde düzenlenen cenaze töreninde toprağa verildi. Törene katılanlardan tepkiler geldiğini fark eden acılı baba Kazım Mutlu, kalabalığa Kürtçe seslenerek, devlet aleyhine slogan atılmamasını istedi.
Şehit uzman Çavuş Harun Arslanbay'ın önceki gün Adana'nın Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü köyündeki cenaze töreninde demokratik açılım ve hükümet karşıtı sloganlar atıldı. Baba Hamdi Arslanbay, slogan atan vatandaşları, "Şehit cenazesine siyaset karıştırmayın." diyerek uyardı.
En yoğun provokasyon Jandarma Onbaşı Cengiz Sarıbaş'ın önceki gün İstanbul Ataköy 5. Kısım Camii ve İstanbul Edirnekapı Şehitliği'ndeki cenaze törenlerinde yaşandı. Caminin duvarına altında www.vatangiresun.com imzalı "Önce Vatan" yazılı dev bir pankart asıldı. Cenaze namazını kıldıran Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, bu pankartı kendilerinin asmadığını söyleyerek, bu tür provokasyonlara gelinmemesini istedi.
Pankartta, Atatürk ve Giresunlu Topal Osman Ağa'nın resimlerinin yan yana durması dikkat çekerken, siteden yapılan açıklamada, "Bu pankartın camiye asılması belki hoş olmayabilir, ancak pankartta resmi olanlar olmasaydı kim bilir belki de şimdi görev yaptığı yerde cami yerine başka ibadethaneler olabilirdi." denildi. Topal Osman Ağa, Atatürk'ün muhafız kıtasının başında bulunan bir askerdi. Bazı kaynakların iddiasına göre, 1921 yılında Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesine karıştı. O dönem muhalefet grubu lideri Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey'i, Mustafa Kemal'e sert muhalefet yaptığı gerekçesiyle 27 Mart 1923'te öldürdü. Çatışma sonucu yaralı ele geçirilen Osman Ağa, kısa süre sonra öldü. Cesedi, TBMM kapısı önünde teşhir amaçlı uzun süre bekletildi.
Topal Osman Ağa en son Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün heykelini yaptırmasıyla gündeme gelmişti. Küçük'ün yaptırdığı heykeli Giresun Kalesi'ne dikilmesi için göndermesi, dönemin CHP'li belediye başkanı ve şimdi CHP Giresun Milletvekili Mehmet Işık tarafından olumsuz karşılandı.
Işık'ın heykeli bir depoya kaldırttığı iddia edildi. 2005 yılında heykelin akıbetini soran Küçük, belediye başkanı Hurşit Yüksel'den de olumsuz cevap aldı. Cami avlusuna alınmayan 500 kişilik bir grup, sık sık hükümet, DTP ve PKK aleyhine sloganlar attı. Müftünün konuşması, yakalarında Atatürk'ün kalpaklı posterlerini taşıyan kalabalığın attığı sloganlarla sık sık kesildi.
Cenaze namazı kılındıktan sonra önde şehidin naaşının konulduğu askerî top aracı, arkada öfkeli kalabalık Edirnekapı Şehitliği'nin yolu tutuldu.
Kalabalıktan bazı kişilerin hedefinde ise demokratik açılım vardı. "Bu mu açılım? Açılım istemiyoruz." diye bağıran bazı kişiler, kalabalığı da galeyana getirmeye çalıştı.
Kalabalık şehidin cenazesinin arkasında
sloganlar atarak Bakırköy sahil yoluna kadar geldi. Burada naaş kalabalıktan ayrılarak şehitliğe doğru yönünü değiştirdi. Kalabalık ise bir anda sahilyoluna doğru koşarak yolu trafiğe kapattı. Polis, kalabalığın önünü kesmeye çalışsa da epey zorlandı. Ellerinde şehidin posteri ile "Şehitler ölmez vatan bölünmez" yazılı pankartlar taşıyan grup, hükümet, DTP ve PKK aleyhine sloganlar atmaya devam etti.
Grup, Çevik Kuvvet polisi kontrolünde sahilyolu boyunca şehidin Bahçelievler'deki evine kadar yürüdü.
Kalabalık trafikte seyir halinde olan araç sürücülerine sürekli kornalarına basmaları yönünde komutlar verdi. Bir sürücü göstericilere çıkışarak kornaya basmayacağını söyleyince ortalık karıştı. Yüzlerce gösterici araç sahibinin üzerine yürüdü. Sürücüyü linç edilmekten polis kurtardı.
Şehidin evine yaklaştıkça yol kenarlarındaki parklardaki billboardlara asılmış olan kışkırtıcı yazılar dikkat çekti. Sloganlar atarak şehidin evine ulaşan grup, burada hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı okudu ve herhangi bir olaya mahal vermeden dağıldı.
Ancak, başka bir grup polisin gözü önünde şehidin evinin karşısındaki köprüye "Açılım değil, kan istiyoruz" yazılı büyük bir pankart açtı.
Cenazede slogan atanları kimse tanımıyor Şehit Uzman Çavuş Harun Arslanbay'ın Adana'nın Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü köyündeki cenaze töreninde çeşitli sloganlar atıldı. Baba Hamdi Arslanbay'ın "Cenazeye siyaset karıştırmayalım" uyarısına rağmen bazı gruplar, 'Hükümet istifa, ordu göreve' şeklindeki sloganlarına devam etti.
Sugözü Köyü Muhtarı Osman Güneyi, cenaze töreninde sloganları atan kişileri tanımadıklarını söyledi. "Bu kişiler ne bizim köyden ne de Yumurtalık ilçemizden. Köyümüzün ilk şehidini sloganlarla değil dualarla uğurlamak istedik." diyen Güneyi'nin bu ifadeleri provokasyon iddialarını güçlendirdi.
Şehidin cenazesi geldiğinde bu tür provokatif olayların olabileceğini düşünerek tedbir aldıklarını anlatan muhtar, şunları kaydetti: "Bütün tanıdıklarımıza kimseye slogan attırmamaları konusunda uyarıda bulunduk.
Ancak slogan atanlar oldu. Cenazeye çok sayıda katılım olduğundan bu kişilerin kimler olduğunu belirleyemedik." ZAMAN
Şehit uzman Çavuş Harun Arslanbay'ın önceki gün Adana'nın Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü köyündeki cenaze töreninde demokratik açılım ve hükümet karşıtı sloganlar atıldı. Baba Hamdi Arslanbay, slogan atan vatandaşları, "Şehit cenazesine siyaset karıştırmayın." diyerek uyardı.
En yoğun provokasyon Jandarma Onbaşı Cengiz Sarıbaş'ın önceki gün İstanbul Ataköy 5. Kısım Camii ve İstanbul Edirnekapı Şehitliği'ndeki cenaze törenlerinde yaşandı. Caminin duvarına altında www.vatangiresun.com imzalı "Önce Vatan" yazılı dev bir pankart asıldı. Cenaze namazını kıldıran Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, bu pankartı kendilerinin asmadığını söyleyerek, bu tür provokasyonlara gelinmemesini istedi.
Pankartta, Atatürk ve Giresunlu Topal Osman Ağa'nın resimlerinin yan yana durması dikkat çekerken, siteden yapılan açıklamada, "Bu pankartın camiye asılması belki hoş olmayabilir, ancak pankartta resmi olanlar olmasaydı kim bilir belki de şimdi görev yaptığı yerde cami yerine başka ibadethaneler olabilirdi." denildi. Topal Osman Ağa, Atatürk'ün muhafız kıtasının başında bulunan bir askerdi. Bazı kaynakların iddiasına göre, 1921 yılında Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesine karıştı. O dönem muhalefet grubu lideri Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey'i, Mustafa Kemal'e sert muhalefet yaptığı gerekçesiyle 27 Mart 1923'te öldürdü. Çatışma sonucu yaralı ele geçirilen Osman Ağa, kısa süre sonra öldü. Cesedi, TBMM kapısı önünde teşhir amaçlı uzun süre bekletildi.
Topal Osman Ağa en son Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün heykelini yaptırmasıyla gündeme gelmişti. Küçük'ün yaptırdığı heykeli Giresun Kalesi'ne dikilmesi için göndermesi, dönemin CHP'li belediye başkanı ve şimdi CHP Giresun Milletvekili Mehmet Işık tarafından olumsuz karşılandı.
Işık'ın heykeli bir depoya kaldırttığı iddia edildi. 2005 yılında heykelin akıbetini soran Küçük, belediye başkanı Hurşit Yüksel'den de olumsuz cevap aldı. Cami avlusuna alınmayan 500 kişilik bir grup, sık sık hükümet, DTP ve PKK aleyhine sloganlar attı. Müftünün konuşması, yakalarında Atatürk'ün kalpaklı posterlerini taşıyan kalabalığın attığı sloganlarla sık sık kesildi.
Cenaze namazı kılındıktan sonra önde şehidin naaşının konulduğu askerî top aracı, arkada öfkeli kalabalık Edirnekapı Şehitliği'nin yolu tutuldu.
Kalabalıktan bazı kişilerin hedefinde ise demokratik açılım vardı. "Bu mu açılım? Açılım istemiyoruz." diye bağıran bazı kişiler, kalabalığı da galeyana getirmeye çalıştı.
Kalabalık şehidin cenazesinin arkasında
sloganlar atarak Bakırköy sahil yoluna kadar geldi. Burada naaş kalabalıktan ayrılarak şehitliğe doğru yönünü değiştirdi. Kalabalık ise bir anda sahilyoluna doğru koşarak yolu trafiğe kapattı. Polis, kalabalığın önünü kesmeye çalışsa da epey zorlandı. Ellerinde şehidin posteri ile "Şehitler ölmez vatan bölünmez" yazılı pankartlar taşıyan grup, hükümet, DTP ve PKK aleyhine sloganlar atmaya devam etti.
Grup, Çevik Kuvvet polisi kontrolünde sahilyolu boyunca şehidin Bahçelievler'deki evine kadar yürüdü.
Kalabalık trafikte seyir halinde olan araç sürücülerine sürekli kornalarına basmaları yönünde komutlar verdi. Bir sürücü göstericilere çıkışarak kornaya basmayacağını söyleyince ortalık karıştı. Yüzlerce gösterici araç sahibinin üzerine yürüdü. Sürücüyü linç edilmekten polis kurtardı.
Şehidin evine yaklaştıkça yol kenarlarındaki parklardaki billboardlara asılmış olan kışkırtıcı yazılar dikkat çekti. Sloganlar atarak şehidin evine ulaşan grup, burada hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı okudu ve herhangi bir olaya mahal vermeden dağıldı.
Ancak, başka bir grup polisin gözü önünde şehidin evinin karşısındaki köprüye "Açılım değil, kan istiyoruz" yazılı büyük bir pankart açtı.
Cenazede slogan atanları kimse tanımıyor Şehit Uzman Çavuş Harun Arslanbay'ın Adana'nın Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü köyündeki cenaze töreninde çeşitli sloganlar atıldı. Baba Hamdi Arslanbay'ın "Cenazeye siyaset karıştırmayalım" uyarısına rağmen bazı gruplar, 'Hükümet istifa, ordu göreve' şeklindeki sloganlarına devam etti.
Sugözü Köyü Muhtarı Osman Güneyi, cenaze töreninde sloganları atan kişileri tanımadıklarını söyledi. "Bu kişiler ne bizim köyden ne de Yumurtalık ilçemizden. Köyümüzün ilk şehidini sloganlarla değil dualarla uğurlamak istedik." diyen Güneyi'nin bu ifadeleri provokasyon iddialarını güçlendirdi.
Şehidin cenazesi geldiğinde bu tür provokatif olayların olabileceğini düşünerek tedbir aldıklarını anlatan muhtar, şunları kaydetti: "Bütün tanıdıklarımıza kimseye slogan attırmamaları konusunda uyarıda bulunduk.
Ancak slogan atanlar oldu. Cenazeye çok sayıda katılım olduğundan bu kişilerin kimler olduğunu belirleyemedik." ZAMAN