deatmania
Rektör
- Katılım
- 30 Ekim 2009
- Mesajlar
- 12,997
- Reaksiyon puanı
- 62
- Puanları
- 228
Kapısını vurdum.
Aralık kapıdan başımı içeri doğru uzattım usulca, gözleriyle karşılaştım. Gülerek içeri girdim
Ve kaldığımız yerden devam eder gibi konuşmaya başladık.
Zaten konuşuyormuşuz da ben bir bardak su almaya gitmişim gibi
Dedem, 86 yaşında.
Gittikçe çocukluk anılarımı daha sık hatırlıyorum, yaşlandıkça çocuklaştı denir ya bu yüzden,ilk kayıtlar zedelenmeden berrak kalıyor hafızada dedi.
Böyle ihtiyarlıktan söz edince dayanamayıp güldüm Çünkü ihtiyarlıktan bahseden adam bu cümleyi söylemeden önce bana etkileyici bir enerjiyle hayat ve siyaset hakkında şunları anlatıyordu;
Bizim gibi daha gelişimini tamamlayamamış toplumlarda tek önemli şey siyasettir, neden? Çünkü kendimiz hakkında yalan söylemek zorundayız
İnsanlık tarihinin başlangıcındaki büyük değişimi kısaca özetliyordu.
Doğduğunda hemen yürüyemeyen tek canlı insan Herşey insanın ayağa kalkmasıyla değişti Bütün beden yapısı değişti Kadınlar daha erken doğum yapmaya başladı, çocukları yürüyemedi, onlara bakmak zorunda kaldılar, erkeğin getireceği yiyeceğe mahkum oldular, kadın erkek ilişkileri değişti Hayvana benzeyen ,doğaya uygun yaşam değişti Ve hayvanınkine benzeyen vahşi yaşamdan uzaklaşmaya başladı insan Düşünmeye başladı.
İnsan ve özgürlük kavramları arasındaki ilişkiye de değindi arada.
Özgür olmanın çok zor olduğunu anladı insan Özgür olmak insan için çok zordur Güven ihtiyacı doğdu Hayat, hukuk, devlet, toplum bilinci işte bu özgürlükle güven arasında kendiliğinden ortaya çıktı, zorunluluktan
Sonra durdu güzel yazılar yazıyorsun ama canın sıkkın senin,yazılardan anlıyorum, niye dedi.
Bana söylediğin herşey doğruymuş çünkü dedim yine gülerek
Bu sefer o güldü.
Bana bak dedi,sevdiğin işi yapıyor musun, sevdiğin insanla yaşıyor musun? Budur işte hayat Gerisi birikim meselesidir
Sonra ailenin diğer erkeklerinden Ahmet ve Kerem Altan da bize katıldı, birlikte maçı seyrettik.
Maçı seyrederken sadece onu düşündüm Ona baktım
Onu seyrettim hatta çoğu zaman
Onun şakalarına kahkalarla güldüm.
Sık sık hatırlıyorumdediği çocukluğunu düşündüm
Eve döner dönmez, Kavak Yelleri ve Kasırgaları buldum kitaplıktan Çocukluğunu anlattığı o çok sevdiğim kitabı
Rastgele bir sayfa açtım
Birgün Yahya Kemale anlatıyordum yazıya neden başladığımı Bana çok gülmüştü. Canım yavrum Çetin Altan kadınlar ne şairleri sever, ne de yazarları demişti cümlesi çıktı karşıma
Sonra bir daha aynı oyunu yaptım, bir sayfa daha rastgele açtım
Canımın yandığı ve ciğerimin kökü sızladığı zamanlarda Aragonun bir sözünü tekrarlardım: Yaşamımı havaya savurdum ama bu arada bir şeyi de öğrendim, canım yandığı zaman bağırmamayı.
Sonra bir sayfa, sonra bir sayfa daha
Hem okudum, hem düşündüm.
Tek bir adam bazen bütün hayata bakışını değiştirebiliyor insanın, hayatla ilgili kuşkularını, endişelerini yok edebiliyor.
Ben ihtiyarladım diyen adamla geçirdiğim bir gece, onun hayatı kavrayışındaki gücü ve güveni sayesinde beni de değiştirdi.
Gençlik, düşünebilmektir diye geçti aklımdan, düşünebildiğin, anlatabildiğin sürece gençsin, yaşın kaç olursa olsun yaşlanmıyorsun, hayatın karşısında gerilemiyorsun, gücünü kaybetmiyorsun.
Ne hayattan, ne gelecekten, ne ihtiyarlıktan korkacak birşey yok.
Ben bunu gördüm.
Bazen bütün hayatı tek bir insanda görebiliyorsun işte.
Güvenle ve mutlu bir şekilde uyudum o gece.
Şimdi dedemi arayacağım, artık canım sıkılmıyor diye
Sanem Altan - Vatan Gazetesi
Aralık kapıdan başımı içeri doğru uzattım usulca, gözleriyle karşılaştım. Gülerek içeri girdim
Ve kaldığımız yerden devam eder gibi konuşmaya başladık.
Zaten konuşuyormuşuz da ben bir bardak su almaya gitmişim gibi
Dedem, 86 yaşında.
Gittikçe çocukluk anılarımı daha sık hatırlıyorum, yaşlandıkça çocuklaştı denir ya bu yüzden,ilk kayıtlar zedelenmeden berrak kalıyor hafızada dedi.
Böyle ihtiyarlıktan söz edince dayanamayıp güldüm Çünkü ihtiyarlıktan bahseden adam bu cümleyi söylemeden önce bana etkileyici bir enerjiyle hayat ve siyaset hakkında şunları anlatıyordu;
Bizim gibi daha gelişimini tamamlayamamış toplumlarda tek önemli şey siyasettir, neden? Çünkü kendimiz hakkında yalan söylemek zorundayız
İnsanlık tarihinin başlangıcındaki büyük değişimi kısaca özetliyordu.
Doğduğunda hemen yürüyemeyen tek canlı insan Herşey insanın ayağa kalkmasıyla değişti Bütün beden yapısı değişti Kadınlar daha erken doğum yapmaya başladı, çocukları yürüyemedi, onlara bakmak zorunda kaldılar, erkeğin getireceği yiyeceğe mahkum oldular, kadın erkek ilişkileri değişti Hayvana benzeyen ,doğaya uygun yaşam değişti Ve hayvanınkine benzeyen vahşi yaşamdan uzaklaşmaya başladı insan Düşünmeye başladı.
İnsan ve özgürlük kavramları arasındaki ilişkiye de değindi arada.
Özgür olmanın çok zor olduğunu anladı insan Özgür olmak insan için çok zordur Güven ihtiyacı doğdu Hayat, hukuk, devlet, toplum bilinci işte bu özgürlükle güven arasında kendiliğinden ortaya çıktı, zorunluluktan
Sonra durdu güzel yazılar yazıyorsun ama canın sıkkın senin,yazılardan anlıyorum, niye dedi.
Bana söylediğin herşey doğruymuş çünkü dedim yine gülerek
Bu sefer o güldü.
Bana bak dedi,sevdiğin işi yapıyor musun, sevdiğin insanla yaşıyor musun? Budur işte hayat Gerisi birikim meselesidir
Sonra ailenin diğer erkeklerinden Ahmet ve Kerem Altan da bize katıldı, birlikte maçı seyrettik.
Maçı seyrederken sadece onu düşündüm Ona baktım
Onu seyrettim hatta çoğu zaman
Onun şakalarına kahkalarla güldüm.
Sık sık hatırlıyorumdediği çocukluğunu düşündüm
Eve döner dönmez, Kavak Yelleri ve Kasırgaları buldum kitaplıktan Çocukluğunu anlattığı o çok sevdiğim kitabı
Rastgele bir sayfa açtım
Birgün Yahya Kemale anlatıyordum yazıya neden başladığımı Bana çok gülmüştü. Canım yavrum Çetin Altan kadınlar ne şairleri sever, ne de yazarları demişti cümlesi çıktı karşıma
Sonra bir daha aynı oyunu yaptım, bir sayfa daha rastgele açtım
Canımın yandığı ve ciğerimin kökü sızladığı zamanlarda Aragonun bir sözünü tekrarlardım: Yaşamımı havaya savurdum ama bu arada bir şeyi de öğrendim, canım yandığı zaman bağırmamayı.
Sonra bir sayfa, sonra bir sayfa daha
Hem okudum, hem düşündüm.
Tek bir adam bazen bütün hayata bakışını değiştirebiliyor insanın, hayatla ilgili kuşkularını, endişelerini yok edebiliyor.
Ben ihtiyarladım diyen adamla geçirdiğim bir gece, onun hayatı kavrayışındaki gücü ve güveni sayesinde beni de değiştirdi.
Gençlik, düşünebilmektir diye geçti aklımdan, düşünebildiğin, anlatabildiğin sürece gençsin, yaşın kaç olursa olsun yaşlanmıyorsun, hayatın karşısında gerilemiyorsun, gücünü kaybetmiyorsun.
Ne hayattan, ne gelecekten, ne ihtiyarlıktan korkacak birşey yok.
Ben bunu gördüm.
Bazen bütün hayatı tek bir insanda görebiliyorsun işte.
Güvenle ve mutlu bir şekilde uyudum o gece.
Şimdi dedemi arayacağım, artık canım sıkılmıyor diye
Sanem Altan - Vatan Gazetesi