TheShell
Asistan
- Katılım
- 31 Ağustos 2009
- Mesajlar
- 138
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
Necati Doğru/Vatan
ndogru@gazetevatan.com
Yine adına “Barış Mitingi” denirdi ve barışı bozanın “PKK olduğunu” Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda bağırarak dünyaya duyurmak çok anlamlı haykırış sayılırdı.
Tarihe geçerdi.
Anlayana ders çıkardı.
BOP’un babası ABD şahininin aklı şaşar, Ortadoğu’da 200 yıldır “böl ve yönet” sinsiliğinin yürütücüsü İngiliz, hayatının şokunu yaşardı. Alman, Fransız, Yunan, İsrail’in Ortadoğu bürolarındaki ajanlarının bile; “30 yıldır üzerlerinde oynadığımız oyuna rağmen Kürtler ile Türkler birbirlerine küsmüyor, tek devlet altında yaşamaktan vazgeçmiyorlar” diye avunmak durumunda kalırlardı.
Meclis’e girmiş DTP’liler.
Kürt aydınları.
Gerçekten Kürt halkını düşünenler.
Küflenmiş aşiretçi Kürt ağalar.
Yeni Kürt kapitalistler.
İstismarcı Kürt şeyhler.
Şarkıcı serçeler.
Kartlaşmış tavuklar.
Açılımcı demokratlar.
Altın fırsatı heba ettiler.
Akıl edemediler.
***
Akıl etselerdi ve Diyarbakır’da dün yapılan miting “PKK terörünü kınamak” üzerine kurulsaydı; dışarıdan Türkiye’yi bölmek isteyenlerin arsız yüzlerine Anadolu tokadı vurulmuş olurdu. İçeride ise Türkiye’nin batı kentlerinde yaşayanlar için gerçek bir bayram yaşanırdı.
Ne Türk, Kürt’e azınlık dedi.
Ne Kürt, Türk’e çoğunluk dedi.
Hiçbir dönemde Türkler ve Kürtler birbirlerine “azınlık” ya da “çoğunluk” gözüyle bakmadılar.
Sırf bu yüzden Diyarbakır’daki dünkü miting “bölücü terörü lanetlemek” üzerine yapılsaydı; batı bölgelerindeki kentlerimizde milyonlarca temiz yürekli insan; “İşte gördünüz mü, Kürt kardeşlerimiz ABD ve İngiltere yeni emperyalizminin Ortadoğu’da sahneye koyduğu oyuna gelmiyor, Kürt, Türk’ten ayrılmıyor, onlar ne istiyorlarsa fazlasıyla verilsin” diye ayağa kalkar, Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda dün yapılan gösterilere destek mitingleri 81 şehrin 81 meydanında birbirini izlerdi.
Kürt aydınları!
“Ayrılıkçı Kürtçülüğü önlemek, Kürtlerin görevidir. Hepimiz bu ülkenin eşit kardeşleri olalım. Türkler, Kürtleri hiçbir zaman kendilerinden aşağıda görmediler, bir elmanın diğer yarısı saydılar” diyebilmeliydiniz. PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın “muzzaffer bir komutan ve büyük devlet adamı” gibi takdim edildiği dünkü Diyabakır mitingini düzenleyenleri akıl yoluna çağırabilir ve onlara; “Güneydoğu Türkiye’den ayrılıp giderse; hangi Kürt İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Bodrum’da, Antalya’da, Edirne’de, Samsun’da rahat edecek ve kendini özgür hissedecek?” diyerek karşı çıkabilirdiniz.
***
Dünkü Diyarbakır mitingini düzenleyip halkı çoluk-çocuk-kadın-erkek-yaşlı-genç meydana toplayanlar; “PKK en büyüktür. Dağ en büyük güçtür. Çıkacak dağ her zaman bulunur. Gerçek harita İmralı’da hazırlanandır. Cin şişeden çıktı. Kürt aidiyeti en üst seviyeye ulaştı. Kürtleri Türkler’den boşanmaya iten nedenler vardır” türü cümlelerle bölünmüşlük bilincinin oluştuğunu anlatıyorlar. ABD ve İngiltere’ye çok güvenip, Anadolu topraklarında “yeni bir Bosna-Hersek yaratma” kabarmasına giriyorlar. Anadolu topraklarında yeni bir “Bosna-Hersek yaratmak” kabarılacak, istenecek, arzulanacak bir yol haritası değildir. Orada yeni harita yapıldı fakat 200 bin kişi öldü, 2 milyon insan evinden-barkından-şehrinden-köyünden ayrılmak zorunda kaldı.
Kürt aydınları!
Diyarbakır’daki miting teröre karşı yapılsaydı; “böl ve yönetçi” emperyalizme Anadolu tokadı olacaktı.
Altın fırsat kaçtı.
Kaynak
ndogru@gazetevatan.com
Yine adına “Barış Mitingi” denirdi ve barışı bozanın “PKK olduğunu” Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda bağırarak dünyaya duyurmak çok anlamlı haykırış sayılırdı.
Tarihe geçerdi.
Anlayana ders çıkardı.
BOP’un babası ABD şahininin aklı şaşar, Ortadoğu’da 200 yıldır “böl ve yönet” sinsiliğinin yürütücüsü İngiliz, hayatının şokunu yaşardı. Alman, Fransız, Yunan, İsrail’in Ortadoğu bürolarındaki ajanlarının bile; “30 yıldır üzerlerinde oynadığımız oyuna rağmen Kürtler ile Türkler birbirlerine küsmüyor, tek devlet altında yaşamaktan vazgeçmiyorlar” diye avunmak durumunda kalırlardı.
Meclis’e girmiş DTP’liler.
Kürt aydınları.
Gerçekten Kürt halkını düşünenler.
Küflenmiş aşiretçi Kürt ağalar.
Yeni Kürt kapitalistler.
İstismarcı Kürt şeyhler.
Şarkıcı serçeler.
Kartlaşmış tavuklar.
Açılımcı demokratlar.
Altın fırsatı heba ettiler.
Akıl edemediler.
***
Akıl etselerdi ve Diyarbakır’da dün yapılan miting “PKK terörünü kınamak” üzerine kurulsaydı; dışarıdan Türkiye’yi bölmek isteyenlerin arsız yüzlerine Anadolu tokadı vurulmuş olurdu. İçeride ise Türkiye’nin batı kentlerinde yaşayanlar için gerçek bir bayram yaşanırdı.
Ne Türk, Kürt’e azınlık dedi.
Ne Kürt, Türk’e çoğunluk dedi.
Hiçbir dönemde Türkler ve Kürtler birbirlerine “azınlık” ya da “çoğunluk” gözüyle bakmadılar.
Sırf bu yüzden Diyarbakır’daki dünkü miting “bölücü terörü lanetlemek” üzerine yapılsaydı; batı bölgelerindeki kentlerimizde milyonlarca temiz yürekli insan; “İşte gördünüz mü, Kürt kardeşlerimiz ABD ve İngiltere yeni emperyalizminin Ortadoğu’da sahneye koyduğu oyuna gelmiyor, Kürt, Türk’ten ayrılmıyor, onlar ne istiyorlarsa fazlasıyla verilsin” diye ayağa kalkar, Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda dün yapılan gösterilere destek mitingleri 81 şehrin 81 meydanında birbirini izlerdi.
Kürt aydınları!
“Ayrılıkçı Kürtçülüğü önlemek, Kürtlerin görevidir. Hepimiz bu ülkenin eşit kardeşleri olalım. Türkler, Kürtleri hiçbir zaman kendilerinden aşağıda görmediler, bir elmanın diğer yarısı saydılar” diyebilmeliydiniz. PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın “muzzaffer bir komutan ve büyük devlet adamı” gibi takdim edildiği dünkü Diyabakır mitingini düzenleyenleri akıl yoluna çağırabilir ve onlara; “Güneydoğu Türkiye’den ayrılıp giderse; hangi Kürt İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Bodrum’da, Antalya’da, Edirne’de, Samsun’da rahat edecek ve kendini özgür hissedecek?” diyerek karşı çıkabilirdiniz.
***
Dünkü Diyarbakır mitingini düzenleyip halkı çoluk-çocuk-kadın-erkek-yaşlı-genç meydana toplayanlar; “PKK en büyüktür. Dağ en büyük güçtür. Çıkacak dağ her zaman bulunur. Gerçek harita İmralı’da hazırlanandır. Cin şişeden çıktı. Kürt aidiyeti en üst seviyeye ulaştı. Kürtleri Türkler’den boşanmaya iten nedenler vardır” türü cümlelerle bölünmüşlük bilincinin oluştuğunu anlatıyorlar. ABD ve İngiltere’ye çok güvenip, Anadolu topraklarında “yeni bir Bosna-Hersek yaratma” kabarmasına giriyorlar. Anadolu topraklarında yeni bir “Bosna-Hersek yaratmak” kabarılacak, istenecek, arzulanacak bir yol haritası değildir. Orada yeni harita yapıldı fakat 200 bin kişi öldü, 2 milyon insan evinden-barkından-şehrinden-köyünden ayrılmak zorunda kaldı.
Kürt aydınları!
Diyarbakır’daki miting teröre karşı yapılsaydı; “böl ve yönetçi” emperyalizme Anadolu tokadı olacaktı.
Altın fırsat kaçtı.
Kaynak