Biz de mahkemeyi esastan bozalım

Bu konuyu okuyanlar

quazar

Doçent
Katılım
6 Haziran 2007
Mesajlar
805
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
24trfs1bahcelidec.jpg

Anayasa Mahkemesi’nin Meclis’i kelepçeleyen başörtüsü kararına Bahçeli’nin tepkisi sert oldu: Mahkemenin görev ve yetkilerini azaltmak dahil her değişikliğe biz hazırız. MHP Genel Başkanı yapıtığı açıklamayla Anayasa Mahkemesi’nin sahip olmadığı yetkiyi kullanıp Meclis’in hukukuna müdahale ettiğini, bunu düzeltmek için 70 MHP’linin katkıya hazır olduğunu söyledi. Bahçeli parlamentoyu korumak için mahkemenin görev ve yetkilerine ilişkin Anayasa’nın 148 ve 153. maddelerinin hemen değiştirilmesini önerdi





Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili gerekçeli kararına “Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın üzerinde değildir. Karar Meclis’in yetkilerini dışlayıcıdır” diye tepki gösterdi. Erdoğan, MHP’nin Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerinin sınırlandırılması önerisi için “İyiniyet varsa içinde yer alırız” dedi.

CHP DIŞINDA SAVUNAN YOK • Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin türban gerekçesine ilişkin ilk değerlendirmeyi Girişimci Bilgi Sistemi tanıtımı nedeniyle düzenlediği basın toplantısında yaptı. Erdoğan, AKP kapatma davası gerekçesinin de yayımlanmak üzere gönderildiğini belirterek, “10 ve 42. maddelerle ilgili herşey zaten aklıselimin ortaya koyduğu şekliyle ortada. CHP zihniyetinin dışında bu gerekçeli karara taraf, ne bir akademisyen ne bir siyasetçi görmedim” dedi. Erdoğan, milli iradenin üstünde bir irade tanımadıklarını vurgulayarak, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının parlamentonun yetkilerini dışlayan bir karar olduğunu ve çok tartışılacağını belirtti.

BU GEREKÇE ÇOK KONUŞULUR • Erdoğan şöyle konuştu: “Laiklik milli iradenin sahiplendiği bir anlayıştır. Milli iradenin bu noktada Türkiye’de bir sıkıntısı yok. Ama tabi bu gerekçeli kararda milli iradeyi bu şekilde bir atıfla yorumlama var. Bu tabi hiç hoş değil. Bir uzlaşma olayından bahsediliyor. 411 milletvekili, 550 kişilik parlamento içerisinde bir uzlaşmayı oluşturmuyor. Öbür tarafta 100 küsur kişi uzlaşmanın ifadesi oluyor. Böyle bir anlayış olmaz. Anayasa Mahkemesi’nin kararı bağlayıcıdır. Buna bizler uyma durumundayız. O ayrı mesele ama bu gerekçeli karar üzerinde daha çok konuşulur, daha çok yorumlar yapılır. Bu karar herşeyden önce parlamentonun yetkilerini de dışlayan bir karar olması sebebiyle milli egemenlik noktasında da tartışılacak bir karardır. Bunu da inanıyorum ki milli egemenliğin kapsadığı alan içerisinde hareket edenler, yaşayanlar çok daha farklı şekilde değerlendirmeye, yorumlamaya devam edeceklerdir. Özellikle muhalefet şerhi içerisinde en güzel şekliyle bunlar yerini bulmuştur. Takdir edersiniz bununla ilgili ülkemizin geleceği noktasında bunu da açık yüreklilikle söylemek isterim. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın üzerinde değildir. Anayasımızın amir hükmü noktasında temel hak ve özgürlükler kanunla belirlenir, yorumla değil. Bu Anayasamızın bir amir hükmüdür.”

MHP’YE İYİ NİYET SORGULAMASI • Başbakan Erdoğan, gazetecilerin MHP’nin Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin sınırlandırılmasını öngören Anayasa değişiklik teklifine ilişkin sorusunu da yanıtladı. Teklifle ilgili bir bilgisinin olmadığını belirterek, “Nedir, ne değildir, bilemiyorum. Toplantıdan sonra grupbaşkanvekili arkadaşlarıma soracağım. Olaya olumsuz yaklaşmakla değil tam aksine netice alabilecek ne varsa, ülkemiz lehinde bu konuyla ilgili çalışmaya her zaman için varız, katılırız. Ama bütün mesele şu ama yeter ki burada iyi niyet olsun. İyi niyet olduğu sürece de AK Parti bunun içerisinde yerini alacaktır” diye konuştu.

TERÖRE ÇANAK TUTUYORLAR • Başbakan Erdoğan dünkü konuşmasında DTP’yi çok sert bir üslupla eleştirdi. Erdoğan’ın sözleri şöyle: “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptığım ziyaretlerde, bazı çocukların kalabalığın arasından sıyrılarak yanıma gelip ‘Başbakanım size bir şey söyleyebilir miyim? Bana bir laptop alır mısınız?’ diyorlar. Bu çok anlamlı. Bakınız sizden para istemiyor, başka bir şey istemiyor. Laptop istiyor. Bu noktaya gelmek işte önemliydi. Şimdi bu başarıldı. O çocukların gelecekte eğitim göreceği üniversitelerin açılmasından da bu çevreler rahatsızdır. O çocukların okumasından, öğrenmesinden, bilgi sahibi olmasından rahatsızlar. Terör örgütü; Türkiye’nin, bölgenin, Kürt kökenli vatandaşlarımızın, bölgesel barış ve istikrarın, temel insani değerlerin, hukukun, demokrasinin açık bir düşmanıdır. Bu ortak düşmana karşı ortak bir mücadele yürütmek zorundayız. Terörün ürettiği olumsuz şartlardan rahatsızlık duyan herkes samimi bir şekilde tavır takınmak durumundadır. Bölgede yaşamı terörize edenlere çanak tutan bir siyaset anlayışı özgürlük konusunda, demokratikleşme konusunda ne kadar samimi olabilir?”

MAHKEMENİN YETKİLERİNE ‘TIRPAN’ ÖNERDİ • MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin türban kararıyla ilgili iptal gerekçesine sert tepki göstererek, “Anayasal çerçeve dışına çıkılarak TBMM’nin yetkilerine müdahale edilmiş, Anayasa’dan kaynaklanan görev ve yetkileri kısıtlanarak yargı ipoteği altına alınmıştır” dedi. Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlayan Anayasa değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu ve buna hazır olduklarını söyledi.

KARAR SİYASİ •
Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili iptal kararının, “hukuki değil, siyasi bir karar” olduğunu söyledi. “Yüce mahkemenin iptal kararının üzerinden 139 gün geçtikten sonra açıkladığı gerekçenin, bu konuda peşinen verilen bir siyasi hükme zorlama yoluyla keyfi ve suni gerekçe arandığını teyiden gösterdiğini” belirten Bahçeli, şunları kaydetti: “Bu kararın parlamenter demokrasinin Anayasa düzeni içinde işleyişini etkileyecek çok ciddi sonuçları olacaktır. Yüce Mahkeme’nin kararıyla; Anayasa’nın vermediği bir yetki kullanılarak esas bakımından uygunluk denetimi yapılmış, Anayasal çerçeve dışına çıkılarak TBMM yetkilerine müdahale edilmiş, Anayasa’dan kaynaklanan görev ve yetkileri kısıtlanarak yargı ipoteği altına alınmıştır.”

YETKİLERE TIRPAN ÖNERİSİ •
“Bu durum karşısında devletin temel organları arasındaki yetki çatışmasının önlenmesi, devletin temel fonksiyonlarının kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak dengeli ve uyumlu bir şekilde icrasının sağlanması ve parlamentonun hukukunun ve yetkilerinin Anayasal çerçevede korunması amacıyla demokratik meşruiyet içerisinde gerekli düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir. MHP, bu düşüncelerle Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa‘nın 148. ve 153. maddeleri dahil olmak üzere, bu amaçla Meclis bünyesinde mümkün olabilecek en geniş tabanlı bir mutabakatla yapılması kararlaştırılacak değişiklikleri samimiyetle ele almaya ve 70 milletvekili ile bu sürece katkıda bulunmaya hazırdır.”

ERDOĞAN’DAN BAHÇELİ’YE TAZMİNAT DAVASI • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, geçen hafta partisinin Meclis Grubu toplantısında kendilerine yönelik “ağır suçlama, hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı” iddiasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhine toplam 100 bin YTL manevi tazminat istemiyle dava açtı. Avukatlar Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Bahçeli’nin konuşmasında Erdoğan ve AKP’yi “şaşkınlık, siyasi ahlaktan yoksunluk, kokuşmuş zihniyet sahibi olmak, vatan topraklarını terör örgütüne terke hazırlanmak, vatana ihanet etmek, bölücülüğün siyasi uzantısı olmak, bölücü propaganda yapmak, bölücü, alçak ve ahlaksız olmak, göz kamaştırıcı bir servet sahibi olmak ve krizden nemalanmak”la karaladığı ve bu sözlerin ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığı savunuldu.

• HUKUKÇULAR SİYASİLERE YOL GÖSTERDİ:
YENİ BİR ANAYASA ARTIK ŞART •
Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili iptal gerekçesi hukukçular tarafından da tartışılıyor. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, çıkış yolunun yeni bir Anayasa’dan geçtiğini söyledi. Aynı zamanda Sivil Anayasa Taslağı hazırlayan Bilim Kurulu’nda yer alan Erdem, Taraf’ın sorularını yanıtladı.

Anayasa Mahkemesi verdiği son kararla Meclis için kırmızı çizgi çizildi yorumları yapılıyor. Bu çizgiler nasıl aşılacak?

Bu süreçte yapılabilecek ilk işi Anayasa Mahkemesi’nin kompozisyonunu değiştirmek olabilir. Bu bir yöntem. Şu anda TBMM hem mahkemenin kompozisyonun hem de üyelerin görev sürelerini değiştirebilir. Böyle bir değişikliğin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi hukuken zordur. Ama son kararı dikkate aldığınızda zorlama yöntemlerle de bu denenebilir.

Bu durumda çıkış nedir?

Yeni bir anayasa yapmak.

Bu Anayasa Mahkemesi’ne gidemez sanırım hukuki olarak...
Evet çünkü yapılan bir Anayasa değişikliği değil. Bu yüzden yeni Anayasa yapıldığında bunu denetleme şansı yoktur. Biz geçen yıl taslağı hazırlarken de bu konuyu tartıştık. Böyle bir yöntem izlenmesi sonuç olarak belki siyaseten “şık” olmayabilir o kadar.

Galiba mevcut 82 Anayasası’nda yeni Anayasanın nasıl yapılacağına dair bir düzenleme de yok...

Evet, bu Anayasa’da yeni Anayasa’nın nasıl yapılacağına dair bir düzenleme olmadığı için, yapılacak yeni Anayasayı bağlayıcı bir düzenleme yok.

Bu Meclis’in yeni Anayasa yapmasına engel bir düzenleme var mı?
Hayır yok. Şu anda mevcut Meclis yeni Anayasa yapabilir. Bunun önünde hukuki bir engel yok. 1924 Anayasası böyle yapılmıştır. 1924 Anayasası’nı yapan Meclis’i Anayasa yapmak üzere oluşturulmuş bir Meclis değildir ama Anayasa değiştirmiştir.

MEVCUDA EKLEME YAPILABİLİR • Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’den Anayasa Hukukçusu Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük’un Taraf’ın sorularına yanıtları şöyle:

Mahkemenin son kararından sonra bu tür sorunla karşılaşmamak için ne yapılmalı?
Şu yapılabilir Mevcut Anayasa’da 148. maddede: şekli denetim ile ilgili bir hüküm var. Bu “Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır” hükmüdür. Buna şöyle bir ekleme yapılabilir: “Anayasa Mahkemesi burada belirtilenler dışında herhangi bir Anayasa uygunluk denetimi yapamaz.” Böyle açıklayıcı bir hüküm konması halinde sorun bir parça çözülmüş olur.

Böyle bir değişiklik yapmak mümkün mü peki? Bu mahkemeye gidebilir mi?

Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir. Ancak o kadar derin hesap yapılırsa hiçbir şey yapılamaz. Her adım kuşku ile karşılanırsa içinden çıkılmaz bir durum halini alır. Olağan şartlarda böyle bir hüküm ekleme Anayasa Mahkemesi’ne gitmez. Bu da olursa artık tuz kokmuş demektir. Böyle olursa yeni bir Anayasa yapmakta mümkün olmaz hale gelir.

Yeni bir Anayasa’nın Anayasa Mahkemesi’ne gitmesini önlemek için doğrudan referanduma götürülmesi nasıl olur?

Burada inisiyatif Cumhurbaşkanı’ndadır. Onu engelleyen bir durum yok. Yeni bir Anayasa yapılması durumunda, Anayasa’nın 175. maddeye göre; Meclis 3/5 ya da 2/3 yani 330 ile 366 arasında bir oyla kabul ederse Cumhurbaşkanı dilerse Meclis’e geri iade eder, iade etmediği taktirse zorunlu olarak referanduma götürür. 367 ve üzeri oyla kabul edilirse artık o Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifine kalır. Dilerse onaylar, dilerse referanduma götürür. Refenadumda kabul edilmiş bir Anayasa’nın da artık mahkeme tarafından incelenebileceğini zannetmiyorum. Zaten kanunen yetkisi de yok.

TESLİM ALINDIK, YAPACAK BİR ŞEY YOK • Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesine en ilginç değerlendirme AKP’li Burhan Kuzu’dan geldi. Kuzu’nun yorumu şöyle: “Biz küçükken Kayseri’de bir oyun oynardık. Dokurca oyunu. Oyuncuların elinde taşları olurdu. Yere çizilen kutucukların içine taşları sırayla koyardık. Üç taşı yan yana gelen oyuncu oyunu kazanırdı. Bu oyunun bir noktasında oyunculardan biri köşeye sıkışırdı. Yani mattan bir önceki hamle gibi. Bir taş sonra oyunu kaybetme noktasına gelip, tam köşeye sıkışmasına ‘çatal vıttık’ derdik. Çatal vıttık olunca, oyuncu elini kaldırır, teslim olurdu bir nevi. Yani köşeye sıkıştım oyunu taşımı hangi kareye koyarsam koyayım, oyunu yitireceğim, kıpırdayacak yerim kalmadı anlamına gelirdi. Şimdi mahkemenin bu kararı ile TBMM çatal vıttık oldu.”

EĞİTİM HAKKINDAN MAHRUM KALACAKLAR • Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili düzenlemenin iptal gerekçesini eleştirerek, “Karar, Türkiye’de var olan problemi çözmemiş tam tersine daha karmaşık hale getirmiştir. Anayasa Mahkemesi hukuku biraz zorlayarak, zorlama bir yorumla bu hakkı kısıtlamıştır” dedi. Çubukçu, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi-Eşleştirme Projesi kapanış toplantısı sonrasında Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt ve Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı Müsteşarı Ahmed Aboutaleb ile düzenlediği basın toplantısında konuya ilişkin soruları yanıtladı. Çubukçu, “Biz kız çocuklarının eğitimi için bu kadar mücadele ederken bir kısım kadınları ülkemizde eğitim hakkından mahrum bırakacak bu kararı doğru bulmuyorum” dedi.

REHN: ANAYASA REFORMU GERÇEK TEST • AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’de farklı hayat tarzlarının birlikte yaşanabileceği bir sosyal sözleşmeye gerek duyulduğunu söyledi.
Rehn, haftalık European Voice gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiye, demokrasi ve laiklik ruhu içinde, farklı hayat tarzlarının birlikte yaşanabileceği bir sözleşmeye ihtiyaç duyuyor” dedi.
Anayasa reformunun Türkiye’nin AB’ye katılması için “gerçek test” olduğunu vurgulayan Rehn, hükümetten AKP’ye kapatma davası açılmasından kaynaklanan son krizin “anayasal kökenlerinin” ortadan kaldırılmasını istedi.


Kaynak







Bahçeli bu bir yanar bir döner! Yarın tükürdüğünü tekrar yalar..
 

ıslamaköfte

Asistan
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
230
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
mahkemenin yetkisi zaten kısıtlıydı. daha fazla kısıtlamanın bi anlamı yok ki. yetki aşımını normal olarak görüyorlar. ne kadar kısıtlarsan kısıtla yine aynı karar!lar çıkacak bunlardan
 

AYT@C

Doçent
Katılım
31 Ocak 2008
Mesajlar
548
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İdelojik olarak olaya bakmaya devam ettikleri sürece istediğin kadar kısıtla..

Laf salatası ile Yüce Mahkeme üyeleri bir şekilde sıyrılırlar yine .. İşleri gücleri verdikleri kararlara uygun masallar yazmaya devam edeceklerdir

MHP'nin teklifinide ciddi bulmuyorum . Akp'yi gaza gatirip hata yaptırmaya zorluyorlar..
 

Son mesajlar

Üst