Beraber Ağlayalım mı ?...

nakkas34

Öğrenci
Katılım
19 Ekim 2008
Mesajlar
5
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bugünde sıradan bir gün,
Her zaman olduğu gibi Sana geldim,
Biliyorum, bu Sana ilk gelişim değil ki,
Yaşarsam biliyorum, belki de son gelişimde olmayacak,
Nasıl geldim ise önceleri; işte, yine geldim.
Sana gelmem gerektiği için geldim.
Sen gelenleri ret etmediğin için geldim.
Utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan geldim.
Başka kapım yok ki gidecek.
Gelişler sana olduğu için geldim,
Gidişlerin sana olması gerektiği için,
Yolların çıkışı, Varışı Sen olduğun için geldim.
İşlediğim Bin türlü kabahate,
Bin günaha rağmen.
Af talebi için geldim,
Bağışlaman için.
Bükülen boynumu kaldırman, hüzün dolu kalbimi
Sevinçle doldurman için geldim.
Merhametine geldim, Rahmetine sığındım,
İçime düşen bir pişmanlık sebebi ile.
Bir kez daha, Bir kere daha geldim.
Tövbe be amansız halime, bedbaht halime
Bakacak yüzüm yok,
Duracak halim yok,
Dizimde derman yok,
İçime düşen ateş ile geldim,
Gözyaşlarım ile geldim.
Sana gelinmesi lazım,
Bir gün zaten hepten sana gelinecek,
İşte, o gün gelmeden, gelinmesi gerektiği için geldim.
Geldim Sana,
Kötülüklerim ile,
Çirkinliklerim ile,
Azgınlıklarım ile,
Sol yan kefesi dolu,
Taşıyamadığım ağırlıklar ile geldim.

Gidiş yerim yok,
Çarem yok,
Boynum bükük,
Yüzüm yok.
Hiçliği tekrar yaşayarak,
Kalbe doğan ümit ile,
Ellerimi açarak,

Yavrunun anneye duyduğu hasretten daha büyük bir hasret ile,
Bilerek, görerek, isteyerek,
Sana Geldim.

Tövbe.
Mülküm işte,
Seninim ben
Mülkiyetinin içinde bazen şımarık bir çocuk edası ile,
İsyan, Nisyan, Hata, bilerek veya bilmeyerek işlediğim
Ne kadar günah ne varsa.
Mülkünüm işte,
Düştüğümde aşkın içine de,
Mülkünüm.
Hepsini ret ediyorum,
Merhamet, Af diliyorum,
Pişmanlık duyuyorum,
Sana sığınıyorum,
SAHİBİME,
RABBİME.
Beni benden en iyi bilensin,
İçimi, dışımı, Her şeyimi,
Bende bile olan bilmediğimi,
Unuttuklarımı,
Ey iyi bilensin.

Ya Rabbi,
Ümitsizler kapısı değil ki kapın,
Bu umut ile geldim.
Tövbe.

TÖVBELERİ KABUL EDEN OLDUĞUN İÇİN GELDİM.
SANA GELİNMESİ GEREK OLDUĞU İÇİN GLEDİM
GİDECEK KAPIM OLMADIĞI İÇİN GELDİM,
"NE OLURSA OLSUN, RAHMETİMDEN ÜMİDİMİ KESMEYİN" DEDİĞİN İÇİN GELDİM
BENDE ÜMİT KALMADIĞI İÇİN GELDİM
ÜMİTLERİMİN YEŞERMESİ İÇİN GELDİM
CANAN’DA CAN OLMAYA GELDİM
GELDİM SANA GELDİM, SESSİZ, SEDASIZ, MAHÇUP, BOYNU BÜKÜK
AVARE, BİÇARE, ACİZ NE ARARSAN BENDE?​
BİZİ AFFET NOLUR…​
NOLUR AFFET..

selam ve dua ile...
ALINTIDIR.
 

BilgeAdam

Asistan
Katılım
1 Ocak 2007
Mesajlar
182
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Biliyor musunuz? Ben ölüyorum!

Biliyor musunuz? Ben ölüyorum! Yanlış anlamayın, yalnız başıma değil sizlerle birlikte ölüyorum. Dakikada 70 kalp atışı hızıyla ölüyorum. 16-20 nefes alıp verme hızıyla ölüyorum. %70'i su olan bedemin sıcaktan terleme diye adlandırılan buharlaşma hızıyla ölüyorum.

Siz yaşadığınızı sanıyor ve "bu dünyaya yaşamaya geldik" derken, ölmekte olduğunuzu unutuyorsunuz. Dünyaya geldiğinizde bir kronometreyle doğduğunuzu sanıyorsunuz ancak; fena halde yanılıyorsunuz çünkü, o bir kronometre değil ve ileriye doğru saymaz. O bahsettiğiniz şey aslında bir geri sayım sayacı. Limitlerinden haberiniz yok. Sırf başlangıç zamanını bilmediğiniz için siz ileriye sayıyorsunuz ve beceriksizliğinizi kabul etmeyip, gerisayım sayacına kronometre (ilerisayım aracı) diyorsunuz.

Bugün ya da yarın o sayaç duracak. Birileri "gencecik çocuğun kalbi durdu" diyecek, başka biri "eh, zaten yaşı kemale ermiş, artık vücut fonksiyonları durmuştu" diyecek. En son birisi çıkacak: "hayır, onun ömür sayacı durdu" diyecek. O anda bütün perdeler kapanacak, bütün ışıklar yanacak. Sihirbazın sihrinin adı el çabukluğu olacak. Yaşadığını sananlar, ölmekte olduğunu anlayacak.

Ortalama insan ömrü 65-70 yıl. Her saniyesi bir parça daha ölüm. Her nefesi insanın biraz daha ecel. Haydi, birisi durdursun bu geri sayımı. Durduramıyorsak, son saniyeye hazırlığımızı yapalım. Çıkılacağına inandığımız uzun yolculukta bizi hedefimize ulaştıracak azığımızı, suyumuzu ve başka neye ihtiyaç duyacaksak hepsini koyalım valizimizin içine. Bir de ağırlıkları atmayı unutmayalım. Gerisayım sayacının nereden geriye saymaya başladığını bilmediğimiz gibi, gideceğimiz yolun uzunluğununu da bilmiyoruz. Yanımıza nefret, kin ve düşmanlık alacağımıza; bunların omuzlarımızda taşınması bir hayli ağır yükler olarak eziyet edeceğini unutmadan; güzellikleri alalım. Bir çocuğun gülümsemesini alalım, bir garibin hayır duasıyla yüklerimizi hafifletelim.

Çıkacağımız yolculukta başımız düşmesin önümüze. Son kapıya geldiğimizde kızarmasın yüzümüz.

Dinçer AYDİÇ'ten Alıntıdır
 

mustafa0155

Asistan
Katılım
23 Temmuz 2008
Mesajlar
113
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
nakkas34 ve BilgeAdam yazdıklarınız süper.teşekkürler.
 

nur29

Doçent
Katılım
3 Ağustos 2008
Mesajlar
612
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
allah razı olsun
çok güzel ve anlamlı yazılardı
 
Üst