Başsavcıyı kim kapatacak?

mekanikdesign

Asistan
Katılım
14 Ekim 2008
Mesajlar
304
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Birkaç gün önce Türkiye’nin toplam borcu, 410 milyar $’dı. Sonra bildiğiniz o şey oldu ve borç bugün 440 milyar $’a yükseldi. Dört işlem yapmayı bilen herkes bunun ne demek olduğunu bilir. Şöyle ki: Türkiye’nin yıllık cirosu, 100 milyar $. Kar oranı ise %5. Bu durumda bütün Türkiye’nin yıllık karı 5 milyar $ oluyor. Uzmanlara göre sayın Abdurrahman Yalçınkaya’nın açtığı bu kapatma davasından dolayı ortaya çıkan borç yükü 30 milyar $’dır ve bu borcu da biz ödeyeceğiz. Ben hesapladım eğer el ele verip aralıksız çalışırsak, bu borcu 6 senede ancak ödeyebiliyoruz.

Yani 15 milyon işçi tam 6 sene boyunca çalışacak ve 6. senenin sonunda bugün ki halimize ulaşmış olacağız. Bunun adı ‘Patinaj ekonomisi*.’ Aynı yerde 6 sene bekleyen 70 milyon insan. Bu inanılır gibi değil. Peki bu 15 milyon insan, 6 sene boyunca sadece uçak yapmaya çalışsaydı ne olurdu? Bir uçak fabrikası 5 milyar $’a kuruluyor. 6 tane uçak fabrikası açabilirdiler. Böylece hem dünyanın en büyük uçak üreticisi olur hem de büyük önderin ‘İstikbal Göklerdedir’ ifadesini yaşatarak onu ne kadar anladığımızı göstermiş olurduk.

*Patinaj ekonomisi: İşin aceleyken buzlu havada arabaya bin gaza bas, görürsün.

Minik Test

İlk fırsatta bir uçağa bin ve gördüğün her şeyi incele. Plastikten yapılmış koltuk kolları, süngerden yapılmış deriyle kaplanmış koltuklar, titanyum ve alüminyum alaşımlı bir gövde, birkaç klima ve bir de elektronik devrelerden oluşan pilot kabini… Şimdi söyle bakalım bunlardan hangisini yapmaya bizim gücümüz yetmez? Eee peki neden biz bugüne kadar bunu bir türlü yapamadık, yapamıyoruz? Çünkü ilgi alanımız başka ve uçak yapmak bizim ilgi alanımızın dışında kalıyor.

Bir insanın egosu bir milleti 6 sene boyunca esir ediyor ve bir hiçe bağlıyor. Yazık. Gerçekten çok yazık.

Operasyon Etiği

Bir ülke bir başka ülkeye savaş açacağı zaman bile ilgili bakanlıklar, başkanlıklar günlerce müzakereler yapıyor ve en sonunda aleni bir şekilde uyarılıyor ilgili taraflar. Savaş bu uyarılardan sonra başlatılıyor. Demek ki bir ülkenin halkını öldürmenin bile bir etiği varmış.

Sıradan avukatlar bir işyerine haciz götüreceği zaman, önce arıyor şirket sahibini sonra uyarılar gönderiyorlar ilgili taraflara:

- Borcun var kardeşim, bunu öde ya da bir hafta içinde hacze geleceğiz.


Akıla Bak

Acaba sayın başsavcı sayın başbakanı davayı açacağı konusunda hiç uyardı mı? Ya da kamuoyuna bunu hiç önceden duyurmayı ve ilgili birimlerin gündemine bunu düşürmeyi düşündü mü? Bu kadar büyük bir güçle bir millet hesapsızca nasıl harcanır bu nasıl bir akıldır?


Öte yandan T.C. Devleti’nin başındaki iki liderin bu davayla dünya kamuoyunda düştükleri durumun ve kaybettikleri prestijin hesabını kim verecek? 30 milyar $’ı yine kazanırız da biz, ülkemizin itibarı ne olacak? Halkının %47 oranında oyunu almış bir iktidarın partisini kapatmak. Demokratik monarşi!

‘Cumhuriyet elden gidiyor!’ diyerek çıkartılan bu gürültü, kaybedilen prestij, yok olan itibar, basit bir başörtüsü meselesinden mi kaynaklandı şimdi? Peki bu nasıl bir cumhuriyet anlayışı? Eğer milletin başındaki örtüyle cumhuriyet elden gidiyor ya da ele geliyorsa, o zaman o, cumhuriyet falan değildir, başka bir şeydir.

Sonuçta cumhuriyeti korumak ve kollamak adına yapılan bu eylem ülkemi 6 yıllık bir esarete mahkum etti mi? Evet. Biraz hesap yapabilseydi sayın başsavcı, yine aynı etkiyi yapabilirdi ve tek kuruş zarar etmezdik.


Not: Sayın başsavcının kötü niyetli olduğuna asla inanmıyorum. Basit bir matematik hatası işte. Geri dönüşü olmayan basit bir hata.

Özel Merak

Merak ediyorum acaba Atatürk bu durumu nasıl karşılardı? Peki bakalım bakalım nasıl karşılardı?


Başsavcı sorar: Atam biz cumhuriyeti korumak adına, hiç kimseye danışmadan, bu ülke halkının yarısının oyuyla iktidara gelmiş bir siyasi partiyi kapatmaya kalktık. Bunun da doğal sonucu olarak hesap edilebilen toplam zarar 30 milyar $ civarında oldu. Bu arada Atam, ortam çok bozuldu. Bildiğin gibi değil. Kız bana resmen soruyor ya: ‘Ben başım kapalı yaşamak istiyorum. Yüz yıl sonra ben bir daha sonsuza kadar bu dünyada olmayacağım. Bir defa yaşama hakkım var ve ben bunu baş örtülü geçirmek istiyorum. Sizin komplo teorileriniz beni hiç ilgilendirmiyor. Benim türbanı siyasal bir simge yapmak gibi derdim yok! Bunu daha nasıl anlatayım size!’ diyor yaa… Bu nasıl bir mantıktır paşam. Bir insanın hayatını ben nasıl ciddiye alırım. Ben bir savcıyım. Adalet diye bir şey var Atam. Kapatır giderim ben. Bazen hiç anlamıyorum. Sen yaşayacaksın diye ben doğru bildiğimden vazgeçemem ki! Bazıları diyor ki ‘Yok efendim 30 milyar $’a güneydoğuyu dünyanın cazibe merkezi yapabilirmişiz. Vay efendim 6 tane uçak fabrikası kurabilirmişiz. Aman efendim 30 milyar $ uzay araştırmalarına ayrılsaymışmış uzaya çıkabilirmişiz…’ Atam biz de düşündük taşındık ve bu milletin verdiği oyu kabul etmedik, yetkimiz de vardı partiyi kapatmaya karar verdik! İyi yapmış mıyız?

Atatürk: Sen cumhuriyetin ne anlama geldiğini anlamamışsın savcı efendi. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ demiştik. Siz Türkçe bilmiyor musunuz? Kayıt yok, şart yok! Egemenlik milletin olacaktı. Millet ne diyorsa o olacak, savcının dediği değil, benim de dediğim değil. Milletin dediği olacak. Sen hem milleti yok saymışsın, hem de onları borca sokmuşsun. Şimdi de geçmişsin karşıma ben ‘Atatürkçüyüm’ diyorsun. Saçmalama!

Bence şimdi birileri çıkıp acilen sayın başsavcıyı kapatmalı da nasıl? Aslında benim aklıma onu sonsuza kadar kapatacak bir fikir geliyor; ama uygulanır mı bilmiyorum! Yine de söyleyeyim: Hani 30 milyar $ para kaybettik ya şimdi biz, hani bu parayı toplayabilmek için devletimiz vergiler çıkaracak ya, hah bence bu vergilerin genel adını ‘Yalçınkaya vergisi 2008’ koysunlar da sayın başsavcı sonsuza kadar aklımızda kalsın.


Sonuç:

Eğer amaç komik olmak idiyse; yeter artık, bu başarıldı. Bütün dünya bize fazlasıyla gülüyor.

Eğer amaç bir ilk olmak idiyse; bu da başarıldı. Bunun bir benzeri insanlık tarihinde görülmemiş.

Eğer amaç popüler olmak idiyse; bu da tamam. Dünyanın en popüler adamı ve savcısı şu an Türkiye’de ve bunu bilmeyen kalmadı.


Not: Bu yazı AKP’yi desteklemek için falan yazılmamıştır; ancak bunun böyle algılanmasına asla engel olamayacağımı biliyorum.

Dipnot: AK Parti’nin kapatılma sürecinde, AK Parti’den yana olanlar bu fikri ya da partiyi desteklemek için orada bulunmuyorlar. Ortada cidden bir haksızlık var. Ve buna ırkın, dinin, cinsin, cibiliyetin ne olursa olsun karşı durmak zorundasın. Devletin en adil kurumunun en tepesindekiler resmen bir ulusun yarısını yok sayıyor, işte bunu da benim aklım fikrim almıyor.

Derin Not: Bugüne kadar AK Parti’nin yaptığı yanlış icraatların olduğunu kesinlikle ben de kabul ediyorum. Borcun 400 milyar $’a nasıl geldiğini sorgulayan en ön adam da benim. Bu kadar zamandır iktidarda olup, dünyayı kasıp kavuran herhangi bir şey (Uçak, otomobil, jet, motor, tank…) üretilmediğinin de farkındayım. Ama ben şu anda burada lokal bir konu (Kapatma davası) hakkında yorum yapıyorum.



Ulusal boyutta açlık sınırı açıklandığında, sınırda yaşadığını fark edip, aynı anda konuyla ilgili üst üste espriler yapabilen başka bir millet yok. :)



Kaynak= Bu ülkede yaşayan ve aldığı oksijenin hakkını veren insan.

 

jöl

Öğrenci
Katılım
26 Eylül 2008
Mesajlar
53
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
2.cümleden sonra bıraktım yazını okumayı.. aslında başlığı gördüğümde de gülesim gelmişti.. boş,yanlı bir yazı olduğunu en başından belli etmişsin.iyi günler.
 

entelsofi

Asistan
Katılım
27 Haziran 2005
Mesajlar
115
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ben hak veriyorum arkadaşa iykide yazmışsın.Teşekkürler.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
"Yanlı", "uzun", "gereksiz" dedritmeyi kim başarmışsa, gerçekten çok iyi iş başarmış. Çünkü artık ne söylesen inandırabiliyorsun. Mesela Genelkurmay 10.000 sayfalık bir bildiri yayınlasın hükümete karşı, "kesin haklıdır" okumaya bile gerek yoktur. :) Ama ne zaman işe gelmeyen bir şey yazılmıştır, "kesin yalandır, okumaya bile gerek yoktur" :) Bu ülke asla iflash olmaz, gerçekten de nasıl liyakat gösteriliyorsa o şekilde de yönetiliyor.
 

orcnd

Dekan
Katılım
13 Ekim 2008
Mesajlar
6,394
Reaksiyon puanı
255
Puanları
243
Konum
İstanbul
2. paragrafda uçak fabrikası kurmakyı ne kadar basite indirgemiş arkadaş bir uçak için kaç milyar dolarlık arge çalışması yapılması gerektiğini de yazarsa çok sevinicem. basit görünen yolcu koltukları bile herbirinin ağırlığı boyutları kaza anındaki baskıya tepki biçimlerinin hesaplanması için süper bilgisayarlar ve iyi programcıların hazırladığı simulasyon programlar gerektiğinide bildirmek gerekiyor. sadece bir koltuk için bu kadar arge gerekirken asıl işin bittiği kokpit için gereken mühendisliği siz hesap edin

öte yandan dünyadaki global kriz sebebiyle genel eğilim uçak satın alma yerine kiralama yönündedir.
 

firariçocuk

Doçent
Katılım
10 Ağustos 2008
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
sana %100 katılıyorum malesef suni gündemlerle ekonomin ne olduğunu halkın asgari ücrete nasıl çalıştığını bilmeyenlerle ve bir esnafın bağkurunu nasıl ödeyeceğini ve nasıl vergisini vereceğini bilmeyen ve bunlara kulaklrını kapatanların adaletiyle yönetiliyor bu ülke ve dahası her şeye rağmen benim maaşımı nasıl olsa bu millet ödüyor bu millete ne yapsam bi ses te çıkmıyo ben kendımı devletın güvencesiyle garantiye almışım banane devlet isterse benım açtığım davayla 500 milyar dolar zarar etsin banane diyenlerle adalet yürütülüyor bu ülkede çok yazık..
 

HapS

Profesör
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,346
Reaksiyon puanı
63
Puanları
228
bayılıyorum 4 işlem yeteneğinize :D senin o 4 işlemle ülke ekonomisine kazandırdığının kat ve kat fazlasını akp hükümeti başa geldiği günden beri kaybettirdi ve hala kaybettiriyor. 4 işlem he ne basit dimi
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
@orcnd, ilk cümlende haklısın. Gerçi yine de bu neden uçak yapamadığımızı açıklamıyor bana göre. Doğrudur "süper bilgisayarlar ve iyi mühendisler" tarafından yapılıyor ama ben senin "onları süper mühendisler yapıyor bu kadar basit değil" demen yerine, "onlarda var da bizde niye olamıyor bu süper mühendisler" demeni tercih ederdim.

öte yandan dünyadaki global kriz sebebiyle genel eğilim uçak satın alma yerine kiralama yönündedir.

Buraya gelince; uçakların kiralanma ve satın almama sebebinin kriz olduğuna inanıyorsan, krizin tanrı tarafından gökten indiğine de inanman lazım. Bu kriz uzaydan gelmiyor arkadaşlar. :) Uçağı alınamayacak bir fiyata satarsan, kafana eser petrolü 500 dolara çıkarırsan kriz olur. Kriz aç gözlülükten çıkar, kendiliğinden çıkmaz. Uçaklar kiralanıyor çünkü bu uçak yapımcısının da kiralayanın da işine geliyor. Herkes parasına bakıyor anlayacağın; kriz mriz hikaye.
 

entelsofi

Asistan
Katılım
27 Haziran 2005
Mesajlar
115
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bayılıyorum 4 işlem yeteneğinize :D senin o 4 işlemle ülke ekonomisine kazandırdığının kat ve kat fazlasını akp hükümeti başa geldiği günden beri kaybettirdi ve hala kaybettiriyor. 4 işlem he ne basit dimi


Daha önceki hükümetler ne yapmış söylermisin?
 
Üst