dronyjydns
Öğrenci
- Katılım
- 3 Ekim 2009
- Mesajlar
- 5
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 1
Uzun bir süredir ilk önce adına ‘Kürt Açılımı’ dediğimiz sonrasında ‘Demokratik Açılım’ olarak düzelttiğimiz bu süreçte belirsizlik devam ediyor. Bu belirsizliği çözüme kavuşturma bakımından İçişler Bakanı Beşir Atalay görevlendirilmişti ve birçok kurum, kuruluşu ziyarette bulundu lakin sıra muhalefet partilerine gelince süreç oldukça yavaşladı.
Amacımız CHP, MHP, AKP gibi geçmişi çok eskilere dayanan partileri eleştirmek üzerimize vazife olmasa da maalesef partilerimiz arasında büyük bir iletişim problemi var. Bunun en son örneğini Sayın Başbakan’ın CHP liderine mektupla(!) ulaşmak istemesinde gördük. Sürekli medya üzerinden birtakım mesajlar vermeler, çözüme yönelik olmayan açıklamalarda bulunmalar ve buna benzer birçok olaylar dizisini ve daha nicelerini görsel medyada ve yazılı basında takip ettik. Bu tarz yaklaşımlar bizi en çözülebilir konularda bile maalesef çözümsüzlüğe götürüyor. Olanlara anlam veremiyorum hala birtakım şeyleri aşamadık.
Şu bir gerçekti ki Sayın Baykal Başbakan’a randevu vermeliydi çünkü bir üst makamda bulunan birisine randevu vermesi onun konumunda bulunan biri için her zaman beklenen bir davranıştır. Randevu vermemesi, zamanında Sayın Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın görüşme talebini olumsuz cevaplandırması gibi şık olmayan bir davranıştı. Böyle bir zeminde Sayın Başbakan’da bu hatalar kervanına katıldı ve sözde iletişim kurmayı deneyip mektup gönderdi ve ardından medya üzeriden en kısa zamanda mektubuna yanıt beklediğini söyledi. Ne diyebilirim bütün bu olanları samimi bulmuyorum, sanki herkes medya üzerinden kendini haklı çıkartma çabası içinde bir taraf, bak milletim! ben iletişim kurmayı deniyorum ama kuramıyorum der gibi bir izlenim uyandırıyor. Diğer tarafta kendince ilk başta söylediği sözlerin arkasında durma çabası içinde kanaatimce tribünlere kendini ispatlama peşinde.
Son zamanlarda medya üzerinde sıkça dile getirilen karşılıklı aşk meselesine gelince gerçekten trajikomik bir hadise. İsterlerse Maldivler’de büyük bir aşk yaşamayı seçebilirler bu kendi tercihleridir. Bir Türk milleti vatandaşı olarak benim tek ilgilendiğim konu, ne kadar icraat yaptıkları ve söylediklerinin samimi olup olmamasıdır . Ama görüyoruz ki bir mektup davasıdır gidiyor ardından da birbiri ardına açıklamalar. Halbuki bulunduğumuz zamanda her şeyden çok iyi bir diyalog ortamına ihtiyacımız var.
‘Mektupta bir yöntem efendim! sonuçta bir uzlaşı söz konusu ya böylede olur’ diyebilirsiniz, haklısınız da. Ama gelin görün ki uzun soluklu hiçbir şeyi bu yöntemle götüremezsiniz. Bugün olmasa da yarın bu iletişimsizlik bizi baş aşağı götürür de başkalarından yardım isteriz. Velhasılıkelam her şeyden önce kendi iç dinamiklerimizin farkına varmalı ve yaptığımız işleri sağlam zemine oturtmalıyız.
Yakın zamanda Kürt Meselesi nam-ı diğer demokratik açılım konusu Meclis’te gündeme gelecek. Umarım karşılıklı saygı sevgi çerçevesinde Kamer Genç’in o ilginç çıkışlarından yoksun bir şekilde bir uzlaşıya varır, bu konuyu da açıklığa kavuşturmuş oluruz.
Not: Düzenli olarak takip ettiğim bir sitedir. Faydalı olacağını düşündüğümden paylaşıyorum. teşekkürler.
Kaynak: http://mguney.com/basbakan-tayyip-erdoganin-kurt-acilimi-mektubu/
Amacımız CHP, MHP, AKP gibi geçmişi çok eskilere dayanan partileri eleştirmek üzerimize vazife olmasa da maalesef partilerimiz arasında büyük bir iletişim problemi var. Bunun en son örneğini Sayın Başbakan’ın CHP liderine mektupla(!) ulaşmak istemesinde gördük. Sürekli medya üzerinden birtakım mesajlar vermeler, çözüme yönelik olmayan açıklamalarda bulunmalar ve buna benzer birçok olaylar dizisini ve daha nicelerini görsel medyada ve yazılı basında takip ettik. Bu tarz yaklaşımlar bizi en çözülebilir konularda bile maalesef çözümsüzlüğe götürüyor. Olanlara anlam veremiyorum hala birtakım şeyleri aşamadık.
Şu bir gerçekti ki Sayın Baykal Başbakan’a randevu vermeliydi çünkü bir üst makamda bulunan birisine randevu vermesi onun konumunda bulunan biri için her zaman beklenen bir davranıştır. Randevu vermemesi, zamanında Sayın Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın görüşme talebini olumsuz cevaplandırması gibi şık olmayan bir davranıştı. Böyle bir zeminde Sayın Başbakan’da bu hatalar kervanına katıldı ve sözde iletişim kurmayı deneyip mektup gönderdi ve ardından medya üzeriden en kısa zamanda mektubuna yanıt beklediğini söyledi. Ne diyebilirim bütün bu olanları samimi bulmuyorum, sanki herkes medya üzerinden kendini haklı çıkartma çabası içinde bir taraf, bak milletim! ben iletişim kurmayı deniyorum ama kuramıyorum der gibi bir izlenim uyandırıyor. Diğer tarafta kendince ilk başta söylediği sözlerin arkasında durma çabası içinde kanaatimce tribünlere kendini ispatlama peşinde.
Son zamanlarda medya üzerinde sıkça dile getirilen karşılıklı aşk meselesine gelince gerçekten trajikomik bir hadise. İsterlerse Maldivler’de büyük bir aşk yaşamayı seçebilirler bu kendi tercihleridir. Bir Türk milleti vatandaşı olarak benim tek ilgilendiğim konu, ne kadar icraat yaptıkları ve söylediklerinin samimi olup olmamasıdır . Ama görüyoruz ki bir mektup davasıdır gidiyor ardından da birbiri ardına açıklamalar. Halbuki bulunduğumuz zamanda her şeyden çok iyi bir diyalog ortamına ihtiyacımız var.
‘Mektupta bir yöntem efendim! sonuçta bir uzlaşı söz konusu ya böylede olur’ diyebilirsiniz, haklısınız da. Ama gelin görün ki uzun soluklu hiçbir şeyi bu yöntemle götüremezsiniz. Bugün olmasa da yarın bu iletişimsizlik bizi baş aşağı götürür de başkalarından yardım isteriz. Velhasılıkelam her şeyden önce kendi iç dinamiklerimizin farkına varmalı ve yaptığımız işleri sağlam zemine oturtmalıyız.
Yakın zamanda Kürt Meselesi nam-ı diğer demokratik açılım konusu Meclis’te gündeme gelecek. Umarım karşılıklı saygı sevgi çerçevesinde Kamer Genç’in o ilginç çıkışlarından yoksun bir şekilde bir uzlaşıya varır, bu konuyu da açıklığa kavuşturmuş oluruz.
Not: Düzenli olarak takip ettiğim bir sitedir. Faydalı olacağını düşündüğümden paylaşıyorum. teşekkürler.
Kaynak: http://mguney.com/basbakan-tayyip-erdoganin-kurt-acilimi-mektubu/