Atatürk'ün cenaze namazı

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Atatürk'ün cenaze namazı kılındı mı
161620081109063029989.jpg
09 Kasım 2008 18:35
"Atatürk'ün cenaze namazı neden camide kılınmadı? Hatta cenaze namazı kılındı mı? Madem kılındı, tek bir fotoğraf karesi olsun neden esirgendi milletten?"
fontpxtxt.gif
fontpx10.gif
fontpx12.gif
fontpx14.gif
fontpx16.gif



Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan'ın Zaman-Pazar'daki yazısı...
Atatürk'ün cenaze namazı neden camide kılınmadı?
Hatta Atatürk'ün cenaze namazı kılındı mı? Anadolu Ajansı'nın haberine bakılırsa evet, kılındı. O sırada ajansın muhabiri olarak töreni takip eden Cemal Kutay'a göre de kılındı, başkalarına göre de. İyi ama neden herhangi bir görüntü yok ortada? Madem kılındı, tek bir fotoğraf karesi olsun neden esirgendi milletten? Sessuzluk.
Bir adım daha atalım ve artık sorulmasının zamanı gelen, o ucu zehirli soruyu soralım: Atatürk'ün cenaze töreni boyunca neden hiçbir dinî simgeye yer verilmedi?
Şimdi bunu sordum ya, birtakım işgüzarlar buradan kim bilir kaç demet nane devşirecekler. Vay, Atatürk'e dinsiz dedi, falan filan. Yahu burada ölmüş bir Atatürk'ten söz ediyoruz. Kendi cenaze törenini kalkıp kendisi düzenleyecek değildi ya. Törenin birinci derecedeki sorumluları, o sırada cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ile Başbakan Celal Bayar ve bir de Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'tır. Görünüş böyle. Ancak her üçünün de cenaze namazı camilerde kılınmıştı ve 'dinsel simgeler' şöyle ya da böyle eşlik etmişti son yolculuklarına.
O zaman tekrar soralım o zehirli soruyu: Atatürk'e bu 'ladinî' cenaze törenini kimler düzenledi? Dolmabahçe Sarayı'ndaki tabutunun etrafına o kocaman 6 adet meşaleyi kimler dikti? (Güya Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 okunu sembolize ediyordu bunlar. 'Meşaleler ebediyete kadar yanacaktır', diyordu zamanında yayınlanan bir dergi.)

972420081109063043750.jpg

Baksanıza, az kalsın, cenaze namazı dahi kılınmayacakmış. Annesi gibi dindar biri olduğu belli olan Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Hanım, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ı sıkıştırıp da, "Ağabeyimin cenaze namazı hangi camide kılınacak?" diye sormasa onu bile gürültüye getirecekleri anlaşılıyor. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'ye durum sorulmuş, o da namazın camide kılınmasının şart olmadığını söylemiş: "Onun cenaze namazı" demiştir Börekçi, "tertemiz hale getirdiği bütün vatanda bu farizanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir."
Anadolu Ajansı Muhabiri Cemal Kutay 19 Kasım 1938 günü yaşanan o görüntülenemeyen sahneyi şöyle anlatır:
"Dolmabahçe Sarayı'ndaki hazırlıklar erkence başlamıştı. Büyük ölünün son ihtiram (saygı) nöbetini bekleyen yaverleri ve dostları, büyük üniformalı subaylar, vali ve belediye reisi, bu hazırlıklara nezaret ediyorlardı. (...) İçeride merasim başlamadan, ailesinin talebi ile büyük ölünün namazı kılınmak suretiyle hususi merasim yapılıyor. Tekbir Türkçe verilmiş, namazı İslam Tetkikleri Enstitüsü direktörü Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır."
Hakkı Tarık Us ise kendi çıkardığı "Kurun" gazetesindeki yazısında ilginç bir ayrıntıya yeniden dikkatimizi çekiyor. Atatürk'ün çok sevdiği bilinen Hafız Yaşar, sandukanın başında "Türkçe ezan" okumuştur. Muhtemelen namaz sonunda da Türkçe telkin verilmiş ve yine Türkçe tekbirler getirilmiş olmalıdır.
Bu kırıntı kabilinden bilgiler şöyle bir manzara doğuruyor gözümüzde:
Makbule Hanım ağabeyinin cenaze namazı kılınmadan gömüleceğinden endişelenerek müdahale etmiş ve namazın kılınmasını istemiştir. Bunun üzerine dışarıda bir camide, muhtemelen en yakında bulunan Dolmabahçe Camii'nde cenaze namazının kılınması gündeme gelmiş, ancak "bazıları" buna, laikliğe aykırı düşeceği endişesiyle karşı çıkmışlar ve sarayda kılınmasını istemişler, Diyanet'ten de "caizdir" fetvası alınınca "sayısı mütevazi olan" bir cemaat ile (kaç kişi olduğunu bilmiyoruz, 10-15 kişi olduğu tahmin edilebilir) Türkçe ezan ve tekbirlerle kılınan cenaze namazının ardından dua edilmiş ve böylece dinî tören tamamlanmıştır.
Ancak bu sırada bütün fotoğraf makineleri ve varsa kameralar kapattırılmış ve herhangi bir görüntü alınmasının titizlikle önüne geçilmiş olduğunu hatırlatalım. Elimizde böyle bir fotoğraf olsaydı laiklik elden mi giderdi? Anlamak zor hakikaten.
Halbuki Atatürk'ün en yakın silah arkadaşlarından Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü'nün son anlarında ve cenaze namazlarında açıkça 'dinsel simgeler' yer bulabilmiş ve hiç de laiklik elden gitmemiştir.
Buyurun, torunu Gülsün Bilgehan anlatsın bize İnönü'nün son anlarını:
"Aile fertleri, koruma polisleri, yakınlar sırayla yanına girip, sessizce Kur'an okuyorlardı.(...) Mevhibe Hanım kefen ve cenaze gereçlerini almıştı, yıllardır sandığında saklıyordu. Hocalar gerekli dini işlemleri yaptılar, koruma polisleri ve yakınların yardımıyla kütüphanede bekleyen tabuta yerleştirdiler. (...) Hareket etmeden önce hoca cemaate bir konuşma yaptı ve bahçe kapısına doğru omuzlarda tabutla yol alındı [ve] cenaze namazının kılınacağı Maltepe Camii'ne doğru uzun bir yürüyüş başladı."
Atatürk'e dinî motifleri de olan bir cenaze töreni düzenletmeyen İnönü'nün kendi cenazesinde normal bir Müslüman'a yapılması mutad olan son görevlerin eksiksizce yerine getirildiğini görünce şaşkınlığımız daha da artıyor.
Peki Fevzi Çakmak'ın cenaze töreni? Onunki zaten bir askerin değil, bir evliyanın cenaze töreni gibidir. Üzerine Kâbe örtüsü serilmiş, tabutu yüz binlerin elleri üzerinde taşınmış, İstanbul sokakları o gün Arapça tekbirlerle tam 7,5 saat boyunca inlemiş ve cenaze, Eyüpsultan Mezarlığı'na, şeyhinin yanı başına dualarla gömülmüştür.
En yakın silah ve çalışma arkadaşları böyle dinî törenlerle gömülürken, neden aynı tören Atatürk'ten esirgenmiştir? Şöyle yüz binlerin katılacağı muazzam bir cenaze namazı görüntüsü, onu bu milletin kalbinin daha derinlerine yerleştirmez miydi? Ve hâlâ devam edip giden "Atatürk dinsiz miydi?" tartışmasına bir son nokta konulmuş olmaz mıydı?
Yazılarımın sonuna kıymık yerleştirmeyi seviyor muyum ne? Buyurun Abdülhalık Renda, Refik Saydam, Fevzi Çakmak, Kemal Gedeleç, Celal Üner ve Nevzat Tandoğan imzalı 'protokol'e. Aktarıyorum:
"Ebedi şef Atatürk Etnoğrafya Müzesi dahilinde muvakkaten yaptırılan medfene... 31 Mart 1939 Cuma günü saat 14.00'te konulmuştur." Nasıl? Biz 21 Kasım 1938'de konulduğunu bilmiyor muyduk Etnoğrafya Müzesi'ne? Aradan geçen 4 ay içerisinde Atatürk'ün naaşı neredeydi ki?
Artık orasını da siz düşünün.
m.armagan@zaman.com.tr

http://www.haber7.com/haber/20081109/Ataturkun-cenaze-namazi-kilindi-mi.php
YORUMDAN ÖNCE LÜTFEN OKUYUN
amaç tartışmaya zemin hazırlamak değil milletinin bağımsızlığı onuru için yaşamış müslüman türk tarihinin ender simalarından Atatürk'e vafatının ardından yapılan zulüme dikkat çekmek istiyorum devamlı bahsettiğim şer ikilisi inonü ve bayar 1930yılından itibaren atanın rahatsızlığıyla birlikte onu tahakküm altına almışlar kendi rezil uygulamalarınıda onun üstüne yıkmışlardır bizi birleştirebilecek ikincil değerimiz bu r.... insanlar tarafından halkına düşman edilmiş onu elinde rakı kadehiyle leblebiyle anmamızı ve ondan nefret etmemizi istemişlerdir cenazede son oyunlarınıda oynamışlardır
cum'a özgür toplumlar için farzdır camilerimizde bu farizeyi yerine getirmemize babalarımızın adının ahmed mustafa ali oluşuna osmanlı imparatorluğunun müslüman türk olarak türkiye adıyla devamına Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları vesiledir onlardan Allah[cc]razı olsun hayırlarını yazsın mekanlarını cennet etsin
bu konuda hazmedemediğim bir şey var
kuru şiirler okumakla yalandan ağlamakla Atatürk sevilmez beyler o bize tanıtıldığı gibi dans salonlarında değil cephede karlar üstünde sabahladı her rezilliğine kanundışılığına bu değerimizi siper yapan haya yoksunu kişiler
Atatürkün bıraktığı emanete nasıl sahip çıktınız 12 adaları utanmadan nasıl verdiniz[yunan almamak için çok direndi mali külfeti var diye inönü almamakta israr edince üstlerine kaldı]kaç metre demiryolu yaptınız
siz haya yoksunları
Atatürk bir kuruş miras bırakmaksızın ebediyete intikal etti her şeyi milletine aitti hatta cansız bedeni ama sizler bu millete onun cansız bedenini dahi çok gördünüz
aslında çok önceden o sizleri tarif ediyordu dahili bedhahlar diye utanmayın bu 10 kasımdada sahneye çıkın
SİZ MÜSLÜMAN TÜRK GENÇLİĞİ
Atanızın emanetine sahip çıkın onu kendi ağzından tanıyın kendi sapık fikirlerini kemalizm adıyla yutturmak isteyenleri elinizle itin onun hayatını eleştiri konusu yapmayın onu incitmeyin ve onu birbirinize sarılmak için yükselmek için örnek belirleyin unutmayın dünya tarinde bir Mustafa Kemal çıkaramadı
vefat yıldönümü sebebiyle milletime taziye diliyorum Allah[cc]rahmet eylesin mekanı cennet olsun
ruhuna fatihalar hediye ediniz dualarınıza ortak ediniz unutmayın o daha fazlasını hatimleri haketti

image001.gif
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı © 2008 hakları saklıdır.​


 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
SİZ MÜSLÜMAN TÜRK GENÇLİĞİ
Atanızın emanetine sahip çıkın onu kendi ağzından tanıyın kendi sapık fikirlerini kemalizm adıyla yutturmak isteyenleri elinizle itin onun hayatını eleştiri konusu yapmayın onu incitmeyin ve onu birbirinize sarılmak için yükselmek için örnek belirleyin unutmayın dünya tarinde bir Mustafa Kemal çıkaramadı
vefat yıldönümü sebebiyle milletime taziye diliyorum Allah[cc]rahmet eylesin mekanı cennet olsun
ruhuna fatihalar hediye ediniz dualarınıza ortak ediniz unutmayın o daha fazlasını hatimleri haketti

Elbette öyle. Allah rahmet eylesin.
 

pulsarkuant

Asistan
Katılım
31 Ağustos 2008
Mesajlar
157
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Her merhum gibi, her hesap verecek olan insan gibi Atatürk'ünde şiddetle duaya ihtiyacı vardır.
 

Serkannd

Profesör
Katılım
12 Aralık 2007
Mesajlar
2,157
Reaksiyon puanı
10
Puanları
218
ataürk'ün son sözü yeterince dini düşüncelerini bize anlatıyor
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
İçki ile ölenin yada içkili ölenin Pek Emin değilim ama Cenaze Namazı kılınmaz Biliyorum
fetfa makamı olduğunu veya gayba sahip olduğunu kabul etmiyorum burada anlatılmak isteneni çözememişsin
lütfen tartışma konusu yapmayalım
 

sonerkaya

Öğrenci
Katılım
9 Kasım 2008
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Her fani elbet ölümü tadacaktır ne yazıkki öteki tarafa hazırlık yapamayanlara
 

erkek

Öğrenci
Katılım
4 Ekim 2007
Mesajlar
73
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bosuna nefesinizi yormayin. atatürk türkiyenin cumhurbaskaniydi. yani namazla alakasi olacak biri olsa öyle bir hayat yasardi. cevresi de hayatina paralel olarak yukarida yazilan cenaze namazi olayini yapmis.
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
Bosuna nefesinizi yormayin. atatürk türkiyenin cumhurbaskaniydi. yani namazla alakasi olacak biri olsa öyle bir hayat yasardi. cevresi de hayatina paralel olarak yukarida yazilan cenaze namazi olayini yapmis.

Turgut Özal da cumhurbaşkanı idi hem de dindar tasavvuf ehli bir cumhurbaşkanı idi...
Çevresi kendisine bir cenaze namazı düzenledi ki Bu ülkenin gelmiş geçmiş en kalabalık cenaze namazlarındandı...
Laiklik zedelendi mi peki?
 

angoren

Doçent
Katılım
5 Kasım 2007
Mesajlar
573
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
evet inönüizm bu ülkeye çoooook zarar verdi. hatta londra konferansına atatürk tarafından gönderildiğinde atatürk'ten beceriksizliği sebebiyle fırça yemiş, yanındaki çalışma arkadaşına da "ülke öyle içki masasından yönetilmez." diyecek kadar arkadan hançerleyen bir insan olmuştur. ama atatükr onu elinden geldiğince kollamıştır.
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Bosuna nefesinizi yormayin. atatürk türkiyenin cumhurbaskaniydi. yani namazla alakasi olacak biri olsa öyle bir hayat yasardi. cevresi de hayatina paralel olarak yukarida yazilan cenaze namazi olayini yapmis.
sen yanındamıydın hüküm verecek makamdamısın sana tavsiye ediyorum oku
http://forum.shiftdelete.net/ataturk-kosesi/61672-ataturkten-mayeryalistlere-cevaplar.html
Beyler atanıza sahip çıkın onu dinsizlere masonlara teslim etmeyinunutmayınki kılacağınız her cum'a nın farzına o ve silah arkadaşları vesile oldu
Allah rahmet eylesin
 

WaterBoy

Profesör
Katılım
24 Eylül 2007
Mesajlar
2,751
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Arkadaşlar lütfen bu anlamlı günde başımızı önümüze eğip Atatürk'ü bir kere daha düşünmemiz gereken günde yok efendim içki içenin cenaza namazı kılınmazmış gibi akıldışı yorumlar yazarak saygısızlık etmeyin.

Atatürk öldüğünde ne ayağa kalkacak hali vardı nede oturup bişeyler içecek.Konu hakkında bilip bilmeden de yorum yazmayın.

Bugün,bu büyük lideri anlamaya çalışmalı,Onunla alakalı daha fazla bilgi edinmek için uğraşmalıyız.
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Arkadaşlar lütfen bu anlamlı günde başımızı önümüze eğip Atatürk'ü bir kere daha düşünmemiz gereken günde yok efendim içki içenin cenaza namazı kılınmazmış gibi akıldışı yorumlar yazarak saygısızlık etmeyin.

Atatürk öldüğünde ne ayağa kalkacak hali vardı nede oturup bişeyler içecek.Konu hakkında bilip bilmeden de yorum yazmayın.

Bugün,bu büyük lideri anlamaya çalışmalı,Onunla alakalı daha fazla bilgi edinmek için uğraşmalıyız.
tşk işte olay bu bunun için uğraşıyoruz
tek düşüncemiz ondan bir adım ileriye nasıl gidebiliriz olmalı
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0

TBMM’nin AÇILIŞ DAVETİYESİ'nin, aslına sadık kalınmaya çalışılarak günümüz Türkçesine çevrilmiş hali...
Mustafa Kemal tarafından kaleme alınan “Millete açık davetiye”de şöyle denilmektedir:
1– Kerim olan Allah’ın izniyle (İnşaallah) 23 Nisan Cuma günü Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2– Vatanın istiklali, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtulması gibi en mühim ve hayatî vazifeleri yerine getirecek olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış
gününü Cuma’ya denk getirmekle zikrolunan günün mübarekliğinden istifade ve bütün Milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde Cuma namazı
kılınarak Kur’an’dan ve namazdan feyz alınacaktır. Namazdan sonra Peygamberimiz’in sancağı ve sakal-ı şerifi taşınarak Meclis önüne gidilecektir. Meclis
binasina girilmezden önce bir dua yapılacak ve kurban kesilecektir. Bu merasim esnasında, Hacı Bayram-ı Veli Camii’nden Meclis binasina kadar Kolordu Kumandanlığı’na
baglı askerler hususi tertibat alacaklardır.
3– Zikrolunan günün (Cuma günü) kutsiyeti için bugünden itibaren vilayet merkezinde (Ankara’da) vali Beyefendi hazretlerinin organizesi ile hatim (Kur’an-i
Kerim’in tamamını okumak) ve Buhari-i Şerif (seçme hadisler) okunmasına baslanacak ve hatmi şerifin son kısmı teberrüken Cuma günü namazdan sonra Meclis
binasi önünde tamamlanacaktır.
4– Mukaddes ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde bugünden itibaren Buhari ve Kur’an hatimlerinin indirilmesine başlanılarak Cuma günü ezandan
önce minarelerde salavat-ı şerife okunacak ve hutbe esnasında halife ve padişahimiz hazretlerinin isimleri zikredilirken, padisahlık makamının ve bütün
ülkenin bir an evvel kurtulmaları ve saadete kavuşmalari için dualar edilecektir. Cuma namazının kılınmasından sonra da hatimler bitirilerek vatanın kurtulması,
bunun için milletçe gayret gösterilmesinin lüzumu ve Millet Meclisi’nin verecegi vazifeleri yerine getirmenin ehemmiyetiyle ilgili vaazlar verilecektir.
Daha sonra halife ve padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî
merasimin yerine getirilmesinden ve camilerden çıkıldıktan sonra Osmanlı beldelerinin her tarafında, hükümet konağına gelinerek Meclis’in açılışından dolayı
resmî kutlamalar yapılacak, tebrikler kabul edilecektir.
Her tarafta Cuma namazından önce münasip sekilde mevlid-i şerif okunacaktır.
5– Bu tebliıin derhal neşredilmesi ve yayılması için her vasitaya müracaat edilecek ve en hızlı şekilde en ücra köylere, en küçük askerî birliklere, memleketin
bütün teşkilat ve müesseselerine ulaştırılması temin edilecektir. Ayrıca büyük levhalar halinde her tarafa yazılacak ve mümkün olan yerlerde matbaada bastırılıp
çoğaltılarak ücretsiz olarak dagıtılacaktır.
6– Cenab-ı Hakk’tan tam bir muvaffakiyet niyaz olunur.
Heyeti Temsiliye Namına: Mustafa Kemal..

user_offline.gif
 
Üst