Arkadaşıma eşinin onu aldattığını söylesem mi?

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan amidi
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

amidi

Doçent
Katılım
10 Kasım 2010
Mesajlar
631
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
HT Magazin Yazarı Kadir Kaymakçı, yaşadığı olayı yazdı ve sordu: Siz olsanız ne yapardınız?

Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı ‘aldatılmanın’ bir kadının hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor bence... Ele avuca sığmaz Feride, hiç olmadık bir anda hiç olmadık birine, kuzeni Kamran’a âşık olur. Kamran da ona âşıktır. Feride önceleri burnundan kıl aldırmasa da sonunda kuzeniyle nişanlanır. Çalıkuşu Feride çok göstermese de mutluluktan havalarda uçarken bir gün bir kadın çıkagelir. Feride, çok sevdiği Kamran’ın kendisini ‘sarı çiçeğim’ diye hitap ettiği biriyle aldattığını söyleyen kadının getirdiği mektubu okur. Mektubu bitirdiğinde kararını vermiştir. Kimselere bir şey söylemeden sadece Kamran’a, “Kamran Beyefendi, ‘Sarı Çiçek’ romanını baştan başa öğrendik. Bir daha ölünceye kadar birbirimizi görmek yok. Senden nefret ediyorum” yazılı bir not bırakıp Anadolu’da köy köy dolaşmaya başlar...

GÖRÜNÜRDE SEVİYOR SEVİLİYORDU
Birkaç yıl önce bir arkadaşımız, hiç olmayacak bir anda, hiç olmayacak bir yerde, belki de en son birlikte olacağı adama tuttu âşık oldu. Önceleri hiçbirimiz bu aşkın yürüyeceğine ihtimal vermesek de hem bizim kız hem de sevgilisi aşklarına dört elle sarıldı. Bizim kız tıpkı Çalıkuşu Feride gibi hiç göstermemeye çalışsa da deli gibi sevdiği adamla göz açıp kapayana kadar evlendi. Adamın işinden dolayı şehir şehir gezdikten sonra önceki yıl İstanbul’a döndüler. Görünürde her şey mükemmeldi... Ancak arkadaşım bizden uzakta olduğu günlerde, evliliğinde bir şeylerin eksik kaldığını anlattı bir gün... Eşini seviyordu, onun da kendisini sevdiğine inanıyordu ama bir şeyler eksikti işte. Biraz mahcup bir şekilde eşinin hayatında başka bir kadın olduğuna inandığını ve aldatıldığını düşündüğünü söyledi.

ALDATILMA HİKÂYESİ BOŞ ÇIKTI
Bizimkinin en son âşık olacağı adam olduğunu düşündüğümüz eşinin kendisini aldatmayacağını, çünkü onu ne kadar sevdiğini bizim gördüğümüzü söyledik. Bin dereden su getirip, mutluluklarına gıpta ettiğimizi anlattık uzun uzun... Kuruntu yaptığını, her evlilikte böyle dönemler yaşanabileceğini tanıdığımız başka insanların ilişkilerinden örneklerle açıklamaya çalıştık. Her şey o gün o masada kaldı... Arkadaşımız, eşiyle yine eski mutlu günlerine döndü. Buluştuk, hep beraber yemek yedik... Onun gözünün içine bakıp o gün anlattığı bütün o ‘aldatılma’ hikâyesinin ne kadar boş olduğuna birlikte güldük...

BAŞKA BİR KADINLA YEMEKTEYDİ
Ve geçenlerde bir gün hiç olmayacak bir anda, hiç olmayacak bir yerde, arkadaşımın belki de aşkı olacağı en son adam olan eşini bir kadınla gördüm! Baş başa yemek yiyorlardı ve vücut dillerinden hiç de iki arkadaş gibi durmuyorlardı... Sanki ben birisiyle yakalanmışım gibi masanın altına girecektim neredeyse. Ne yapacağımı bilemedim. Gidip bizim ‘enişte’ye “Merhaba” demekle, yerin dibine girmek arasında gidip geldim... Çok uzun gelen birkaç dakikadan sonra bulunduğum yerden ayrıldım... Son birkaç gündür gördüklerimi arkadaşıma anlatmalı mıyım anlatmamalı mıyım diye kıvranıp duruyorum! Arkadaşıma ne derim, nasıl derim bilmiyorum... Siz olsanız ne yapardınız? Sevdiğiniz bir arkadaşınızın aldatıldığını öğrenseniz ona söyleyip evliliğini bitirmesine neden mi olurdunuz yoksa hiçbir şey olmamış gibi hayata devam mı ederdiniz?

ARTIK SENDEN NEFRET ETMİYORUM
Kendisini aldatan nişanlısına, “Kamran Beyefendi, ‘Sarı Çiçek’ romanını baştan başa öğrendik. Bir daha ölünceye kadar birbirimizi görmek yok. Senden nefret ediyorum” yazılı bir not bırakıp Anadolu’da köy köy dolaşmaya başlayan Çalıkuşu, aradan aylar geçtikten sonra yavaş yavaş iyileştirir kendisini. Kamran’a bütün öfkesine rağmen karşısına çıkan iyi niyetli erkekler için, “Şöyle böyle derler ama erkeklerin içinde de insaniyetliler var” diye yazar günlüğüne. Ve bir gece günlüğüne kısa bir not düşer: “Artık hayatla barıştım. Bu gece senden bile eskisi kadar nefret etmiyorum!”


habertürk
 
Üst