Anafartalar Zaferinin 105.Yılı Kutlu Olsun

Bu konuyu okuyanlar

cengaver51

Dekan
Katılım
5 Nisan 2009
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
169
Puanları
63
10 AĞUSTOS 1915 ANAFARTALAR ZAFERİMİZİN 105. YILI KUTLU OLSUN

EfDXDy4X0AEvufc.jpg



25 Ağustos 1915’ten Ağustos sonuna kadar, Müttefikler hem Seddülbahir hemde Arıburnu’nda başarılı olamayınca, Çanakkale Boğazı’nı, geriden sarkarak ele geçirmek amacıyla harekete geçerler. Bu arada General Hamilton, Türk Ordusu’nun gerilerine sarkmak ve çember içine alıp yok etmek için, Büyük ve Küçük Kemikli Burunları arasında yeralan Suvla sahillerine çıkıp, Anafartalar’da üçüncü bir cephe açmaya karar verir. Hedef, Conkbayırı ve Koçaçimentepe blokunu ele geçirerek buradan ilerleyip, Çanakkale Boğazı’na inerek hakim olmaktır.

Bu amaçla da, 9.İngiliz Kolordusu'nu ,6-7 Ağustos gecesi karanlıktan yararlanarak bölgeye çıkartır. Amaç, sabah gün ağarmadan von Sanders, Saros Grup Komutanına 7. ve 12. Tümenlerle süratle Anafartalar kesimine gitmesini ve karaya çıkan İngiliz birliklerine 8 Ağustos sabahı erkenden taarruz edilmesi emrini verir. Anafartalar Müfrezesi komutanı Yarbay Vilmer’e de, Saros’dan iki tümenin gelişine kadar, İngilizlerin ilerleyişine engel olunmasını emreder.

Liman von Sanders, bundan sonra, Kurmay Albay Mustafa Kemal’i, 8 Ağustos 1915 günü saat 21.45’de, Anafartalar Grup Komutanlığına atar. Anafartalar Grup Komutanı Kurbay Albay Mustafa Kemal, 9 Ağustos sabahı ,12. tümenle 9. İngiliz Kolordusuna. 7.Tümenle de Anzak Kolordusu ile işbirliği yapmasına engel olmak amacıyla, damakçılık Bayırı yönünde saldırıya geçer. Her iki tümenin saldırıları da başarılı olur. İngiliz Birlikleri, beklemedikleri bu karşı Türk taarruzu ile şaşkına dönmüş, ağır kayıplar verirler.

Birinci Anafartalar Muharebeleri olarak adlandırılan bu harekat sonunda, durum değerlendirmesi yapan Mustafa Kemal şöyle demiştir: “...Gerçekte, düşmanın bir kolordusunu zayıf bir tümenimle Kireçtepe-Azmak arasında yenmiş, Tuzla Gölüne kadar takip ederek orada tesbit etmiştim.”

Diğer taraftan yeni çıkan birliklerle güçlendirilen 9. İngiliz Kolordusu, Anafartalar yönünde iki kanat harekatı daha denediyse de başarılı olamamıştır. Ancak, Türkler açısından bu bölgede durum, savunulması güç bir konum olduğu için tehlikeli sayılırdı. Tehlikeli durumu düzeltmek için Liman von Sanders, Kuzey Grubundaki 8 Tümeni iki alayla takviye ederek , Anafartalar grup Komutanı Mustafa Kemal’in emrine verir. Tümen karargahına 9-10 Ağustos gecesi gelen Grup Komutanı Mustafa Kemal, takviyeli 8. Tümeni 10 Ağustos sabahı karanlıkta, sadece süngü kullanarak hücuma geçirir. İngilizlere çok ağır kayıplar verdirilerek harekat başarılı olur. Daha sonra, savunma yapılabilecek ek arazinin ele geçirilmesi üzerine, ulaşılan bu ileri çizgide de destek ve güçlendirmeler yapılarak savunmaya geçilir. Böylece, diğer bölgelerde olduğu gibi Anafartalar Bölgesinde de savaş, boşaltmaya kadar , siper ve mevzi savaşına dönüşmüş olur. Diğer bir deyişle, General Hamilton’un İkinci Planı da başarısız olmuş, hedefine ulaşmamıştır.

ba186e94-e66c-49de-8996-326b231d9c10.jpg


Çanakkale Savaşları kara harekatıyla ilgili olarak belirtilmesi gereken önemli bir diğer nokta da şudur: tüm bu çarpışmalar ve karşılıklı saldırılar sırasında, Türkler mertçe, dürüstçe ve kahramanca çarpışmış, insancıl meziyetlerini ve güçlü kişiliklerini sergilemişlerdir. İster Seddülbahir’de, ister Suvla’da ya da, Anafartalar’da olsun durum aynıdır. rneğin Kızılhaç çadırları ve hastane gemileri, yaralı taşıyan botlar, ya da sedyeleri hedef alan atışlar yapılmamıştır.

Tepeler Türklerin elinde olmasına ve olumlu doğa koşullarına karşın, düşmanın sürekli olarak çekindiği zehirli gaz kullanılmamış, su kaynakları zehirlenmemiş, bu yöntemler hiçbir zaman mert ve dürüstçe bir tutum sayılmamıştır. Savaş alanında ele geçen esirlere ve yaralı düşman askerlerine yapılan insancıl muameleler öyle görünüyor ki, Anzakları ilkin gerçekten şaşırtmıştır. Çünkü, daha önce kendilerine anlatılan , ya da Mısır’da karşılaşıp hakkında belirli ön yargılar ve imajlar geliştirdikleri Türk askeri Abdul, Gelibolu Yarımadası’nda çok farklı bir tutum sergilemektedir.

GENERAL HAMİLTON'UN GÜNLÜĞÜNDEN ANAFARTALAR SAVAŞI

'Düşman fevkalade bir şevkle savaşıyor'

8 Ağustos 1915: "Conk Bayır'ı ele geçirmek üzereyse de, Koca Çimen Tepe henüz düşmanın elinde. Conk Bayırını işgal edeceğiz, savaşı biz kazanacağız." (Ian Hamilton, Gelibolu Günlüğü, Çeviri: Osman Öndeş, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1972, s.226.)

General Stopford, 'Türkler Küçük Anafarta ve 10 Numaralı Tepe üzerinde öyle sert bir mukavemet gösterdiler ki, ertesi sabah ümitlerimizi kaybetmek üzereydik' diye ilave etti. Mamafih, sonunda tepe yamaçları işgal edilmiş. Ancak asker öylesine yorgun ki, bitkin ve susuzmuş ki, çekilen düşmanı izlemek için dermanları kalmamış.

- 'Şimdi neredeler?' diye sordum.

- 'Orada, yine yamaçtaki mevzilerde.' Kuzeyden güneye uzanan bir hattı işaret ederek gösterdi.

  • 'Fakat, o hattı zaten dün ele geçirmiştik' dedim.
  • 'Evet!' dedi.
General Stopford ve tugayların muhtelif arazileri ciddi çarpışmalar yapmadan işgal ettikleri bir vakıa idi ama, düşmanı nüfuz altına alacak taktik noktalar henüz işgal edilmemişti. Askerler, Türklerle boğuşmadan son derece yorgun çıkmışlardı. En kısa zamanda su ikmallerini tamamlamaya ve topları ümit ettikleri kadar çabuk nakle imkân yoktu. Bu nedenle, daha emniyetli yerlere çekilmişlerdi. Mecburen vadinin işgal harekâtını ertesi sabaha kadar erteledim. (s.228)

"10 Numaralı Tepeye yapılan tarruz aksilik sonucu yine kendi birliklerimizin hücumu ile parçalandı. Zira evvelce bu tepeyi işgal eden kuvvetlerimize, bir başka birliğimiz karanlıkta saldırarak geri püskürtmüş. Hatırladığım keder verici haber bu!" (s.230)

9 Ağustos 1915: "İkindi üzeri, saat 18.00'de bütün cephe kâmilen ve aniden, çökmüş gibiydi. Yalnız arazi kaybetmekle kalmamış, fakat denize doğru yarı yola kadar da itilmiştik. Düşman fevkalade bir şevkle savaşıyor. (...) Geri çekilenler hâlâ bizim askerlerimiz. (...) Sabah saat 07.30 ila 8 arasında Suvla'daki Türkler yeterli takviye almış görünüşteler. Welsh Tümeni bu sabah geliyor, ama artık çok geç. Baskın fırsatı kayboldu ve elden kaçırıldı. Ne söylense faydasız." (s.131-232)

10 Ağustos 1915: "Suvla'da kaybettiğimiz toprakları derhal kazanmamız gerektiğine inandım ve daha fazlası Conk Bayırı merkez olmak üzere, bu havaliyi işgal ettiğimiz takdirde Sarıbayır'ın bütün diğer bölgelerine hâkim olacaktık. Kesin bir zafere varmak için, tek yol budur."

Azizim General Braithwaite, General Hammersley ile konuştum. Birliklerimizin çok çetin savaşlar verdiğini ve tamamen bitkin halde olduklarını, manen ve fiziki bakımdan çöktükleri gibi, ağır kayıplar verdiklerinden yeni bir harekâta başlamalarının imkansızlığını bildirdi. Bu bakımdan yarın sabah Hammersley Tugayı'nın saldırısını tazelemeyi düşünmüyor." (s.235-236)

"Conk Bayırı tepelerine yaklaşmış ve düşmanla 30-40 metrelik mevzilerde iki gün, iki geceden beri karşı karşıya idik. Tutunmuştuk. Türkler bu ana kadar işgal ettiğimiz mevzileri geri alamamışlardı. Conk Bayırı'nda Türkler çok iyi bir kumandaya sahipler, bunu ilave etmeliyim. Başlarındaki Generaller bizi baskınla bastırmadıkça yenemeyeceklerini biliyorlar. Haliyle durmadan baskın tarruzu deniyorlar. Zararı yok, ölmeyeceğiz ve asla teslim olmayacağız." (s.237)

11 Ağustos 1915: General Stophford diyor ki: Askerler birlikler savaşma ruhuna artık sahip değil. (...) Askererin çoğu da sağda solda gizleniyor." (s.237)

13 Ağustos 1915: Kavak Tepe'yi işgal ettik mi, Sarıbayır'ın arka yamacından Çanakkale Boğazı'na kuşbakışı bakmak imkânımız olacak veya en azından Anafarta yamacındaki toplarımız için güçlü bir el kazanacağız. Oradan Marmara'ya ilerleyecek filomuz, düşmanın arkadan vuruşunu önleyeceğiz.

Türklerin taarruz ve baskılarından ötürü hiçbir komutanın ümidi kalmamış. Kolordu Komutanının bana verdiği vaaz bu. 'Bu akşam veya yarın için düşman karşısındaki durum ümitsizmiş!' Söyledikleri bu!

Şöyle diyordu: "Durum, çok tehlikeli. Önümüzdeki veya ondan sonraki hafta ya da bir başka zamanda, ama bize çok yakında, yakınımızdadır."

Bir tabur, Türk ileri kolları tarafından feci şekilde hırpalanmıştı, doğru. Fakat kuvvetlerimizin tümü ayakta ve Kavak Tepe alınacaktır. Ama imkânsızmış. General Stopford ve General Reed şöyle sıraladılar: 53. Tümen çökmüş halde, 54. Tümen hücuma geçmeye muktedir değil ve 9. Kolordunun geri kalan bütün birlikleri Conk Bayır'ı, Koca Çimen ve Anafarta savaşlarında aldığımız yaralardan, düşmanın korkunç saldırılarından dolayı kımıldayamaz halde. Hani kabul etsem, mücadeleyi kaybetmiş olacağız. Başka kurtuluş yolu da yok. Görünüşte çok kuvvetli bir ordumuz var kanısı mevcut bulunsa bile, biran Allah bilir ya, bundan şüphe ettim! Stopford, Mahon ve Hammersley gibi komutanları asla istememiştim. Birlikler ağır kayıplar verebilir, ama onları ayakta tutan komutanlarıdır. (s.239-240)
Ee9_a3HWoAErwCH.jpg
 
Üst