Allah bir sey yaratabilir mi?

ersen64

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
161
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Değerli Arkadaşlar,
Her baharda üçyüzbin nebatatı yani bitkileri yoktan hiçten sanatlarını, yaratanı görmemek körlüğün daniskası değil mi?.Pazara çıkıp bakın, oradaki sebze ve meyveleri insan kendi fabrikasında mı imal ediyor sanıyorsunuz.....Herşeyi yaratan Allahtır...Ve tapusu da Allahındır.....İtiraz eden varsa aynısı kendisini yapsın görelim...
Bunlar hayal ile hakikatı ayıramayacak kadar zavallı insanlardır...www.worldwidetelescope.org siteye girip teleskopu bilgisayara bir kurun, aramaya gezegenlerin ingilizcelerini yazın gelsin......Muhteşem yartılışı herkes görebilir.....ALLAH BÜTÜN KAINATI SAHİPLENİYOR ARKADAŞLAR DİKKAT EDİN.....Başka sahiplenen var mı? Birkaç tane kendini bilmez inkar etse ne yazar....Gözünü kapayan yalnız kendine gündüzü gece yapar, yoksa hariçte bişey değişmez değil mi?...AYRICA HERŞEYİN ÜZERİNDE ALLAHIN KOYDUĞU MÜHÜR VARDIR..Kainat kitabını okumasını öğrenmek lazım sadece...Adamlar daha kainatın kitap olduğunu bile bilmiyorlar....
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
NymO dedi ki:
Bu hap Gelir yaa kimki bu ^^
hatta kendı gıbı bir takım cıkartsın mac yapalım 0'a karsı yenmezsek namerdim :}
hap hup ne oluyo! :@, asıl sen kimsin, daha 19 mesaj atmışsın ;)
 

Melih_78

Asistan
Katılım
19 Ağustos 2007
Mesajlar
299
Reaksiyon puanı
1
Puanları
16
acı_gerçek dedi ki:
NymO dedi ki:
Bu hap Gelir yaa kimki bu ^^
hatta kendı gıbı bir takım cıkartsın mac yapalım 0'a karsı yenmezsek namerdim :}
hap hup ne oluyo! :@, asıl sen kimsin, daha 19 mesaj atmışsın ;)

İkinizin Tartışmasına Şait Oldum. Sen Haklısın.
Ama Şunu Yakıştıramadım.

asıl sen kimsin, daha 19 mesaj atmışsın demişsin

Sen İnsanları Mesajına Bakarakmı Değerlendiriyorsun? Yakıştıramadım Sana :L
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
ne lakası var melih,
hani ben daha tanınan biriyim hesabında dedim,
"yaa kimki bu" diyoya
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Arkadaşlar, çok önemle rica ediyorum, bu şahsın bir planı var, sizler de planlara uygun hareket ediyorsunuz; lütfen yapmayın. Adam kendinden çelişik ve hatalı mantıklar kurarak sizin söylemediğiniz bir şeyi söylemişsiniz gibi göstermeye çalışıyor. Bu oyunlara gelmeyin!

Bu ahmakça mantığa göre hiç bir şeyin olmaması, evrenin oluşamaması gerekir. Örneğin enerjinin yoktan var edilemeyeceği veya varken yok edilemeyeceği değişmez(!) bir gerçektir, o halde nasıl "evrenden önce" gibi bir kavramdan söz edilemiyor? Gördünüz mü mantık hatalı.

Bu adamın ulaştığı sonuç değil, kurduğu mantık hatalı, ancak sizlere tam tersini yani ulaştığı sonucun hatalı olduğunu göstermeye çalışarak Allah'ın olmadığını ıspatlamaya çalışıyor. Sizi temin ederim, üçgenlerin dört kenarlı olduğundan yola çıksaydım ben de Matematik biliminin olmadığını veya varsa da hatalarla dolu olduğunu ıspatlardım.

Son olarak konu hakkında: Akıllarda soru işaretleri şüpheler kalmasın, Allah'ın değişmezliği onun sabitliğinden ileri gelmez, onun yaratıcılığnıdan ileri gelir. Örneğin siz usta bir marangozsunuz ve tek işiniz sandalye imal etmek. Her bir sandalyeyi ürettiğinizde marangozluk sıfatınızda bir değişme oluyor mu? Hayır. Peki ürettiğiniz sanldaye konusunda bilginiz azalıyor/artıyor mu? Hayır. Gördüğünüz gibi cevabı "hayır" olan sorularla yola çıkıldığı için mantık baştan hatalıdır ve hatalı mantıkla da ancak hatalı sonuca ulaşılır. Çok rica ediyorum, çok önemli bir konuda bilginizi paylaşıp yanlışı önlemek dışında bu şahıs veya şahıslarla münazara yapmaya çalışmayın. Çünkü her seferinde münazarayı münakaşaya çevirecekler. Hele fikir vermeyen cümleler kurmaktan özellikle kaçının. Bunları emir telakki etmeyin lütfen, sadece iyiliğinizi istediğim için söylüyorum.
 

nizam

Asistan
Katılım
13 Şubat 2007
Mesajlar
135
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
gollum dedi ki:
Müslüman bir toplumda doğdunuz eşiniz dostunuz anneniz babanızda geçmişten gelen birikimleriyle size islamı telkin ettiler küçük yaştan itibaren ve şimdi islamı savunuyorsunuz.
Hindistanda doğsaydınız şimdi budizmi taoizmi şintoizmi savunacaktınız
sen nerde doğdun sana ne telkin ettiler
 

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ÇAMURDAN YARATILIŞ

Allah Kuran'da insanın yaratılışının mucizevi bir biçimde olduğunu haber verir. İlk insan, Allah'ın çamuru şekillendirip insan bedeni haline getirmesi ve ardından bu bedene ruh üflemesiyle yaratılmıştır:

Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demişti. "Onu bir biçime sokup, ona ruhumdan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın." (Sad Suresi, 71-72)

Bugün insan dokuları incelendiğinde, yeryüzünde bulunan pek çok elementin insanın dokularında da bulunduğu ortaya çıkar. Canlı dokuların %95'i karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), nitrojen (N), fosfor (P) ve sülfür (S)'den oluşur ve canlı dokularda toplam 26 element bulunur. Görüldüğü gibi Kuran'da 14 asır evvel bildirilenler, modern bilimin bize söylediklerini -insanın yaratılışındaki malzeme ile toprağın içerdiği temel elementlerin ortak olduğu gerçeğini- tasdik etmektedir.

İNSANIN SUDAN YARATILIŞI

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

Canlıların ve insanın yaratılışı konusundaki ayetlere baktığımızda, bu yaratılışların mucizevi şekilde olduğunu açıkça görürüz. Bu mucizevi yaratılış şekillerinden biri, canlıların sudan yaratılmasıdır. Pek çok ayette açıkça ifade edilen bu bilgiye insanların ulaşmaları ise, yüzyıllar sonra mikroskobun icadı ile mümkün olmuştur.

Bugün en temel ansiklopedilerde "Su, canlı maddenin en büyük öğesidir. Canlı organizmaların ağırlığının %50-90'ı sudur" ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca bütün biyoloji kitaplarında bahsi geçen standart bir hayvan hücresinin sitoplazması (hücrenin temel maddesi) da %80 sudan oluşur. Sitoplazmanın analiz edilip bilimsel kayıtlara geçirilmesi, Kuran'ın indirilmesinden yüzyıllar sonra gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bugün bilim dünyasının kabul ettiği bu gerçeğin Kuran'ın indirildiği dönemde bilinmesi kuşkusuz ki mümkün değildi. Ancak buna rağmen insanların keşfinden 14 yüzyıl önce Kuran'da bu bilgiye dikkat çekilmiştir.

ÜÇ KARANLIK EVRE

Kuran'da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir:

... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır(Zümer Suresi, 6)

Yukarıdaki ayette Türkçeye "üç karanlık içinde", "üç katlı karanlık içinde" olarak çevrilen Arapça "fi zulumatin selasin" ifadesi embriyonun gelişimi sırasında bulunduğu üç karanlık bölgeye işaret etmektedir. Bu bölgeler sırasıyla:
a) Batın duvarı karanlığı
b) Rahim duvarı karanlığı
c) Amniyon zarı karanlığıdır.

Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki ayette bildirildiği şekilde, üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur.

İNSANDAKİ ORGANLARIN GELİŞİM SIRASI

O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78)

Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78)


Yukarıdaki ayetlerde Allah'ın insana bahşettiği birtakım duyulardan bahsedilmektedir. Dikkat edilirse, Kuran'da bu duyulardan hep belli bir sıra ile bahsedilmektedir: Duyma, görme, hissetme ve anlama.

Embriyolog Dr. Keith Moore, Journal of Islamic Medical Association'da yayınlanan bir makalesinde, embriyonun gelişim sürecinde iç kulakların ilk halinin belirmesinden sonra gözün oluşmaya başladığını ifade etmektedir. Hissetme ve anlama merkezi olan beynin ise, kulak ve gözün ardından gelişimine başladığını söylemektedir.

Anne karnındaki çocuk fetus halindeyken, hamileliğin yirmi ikinci günü gibi erken bir dönemde kulaklar gelişir ve hamileliğin dördüncü ayında kulak tam olarak fonksiyonel hale gelir. Fetus bundan sonra annenin karnındaki sesleri duyabilir. Dolayısıyla yeni doğan bir bebek için işitme duyusu, diğer yaşamsal fonksiyonlardan önce oluşur. Kuran ayetlerindeki öncelik sırası bu bakımdan dikkat çekicidir.

GİZLİ KELİME: RETİNA

Retina, görmemizi sağlayan hücrelerin bulunduğu göz tabakasıdır. Görme işlevini sağlayan göz bölümünün aslında Retina olduğu Kur'an'ın indirildiği yıllarda bilinmiyordu hatta kimse retina kelimesinden haberdar bile değildi. Buna rağmen Kuran'da "Retina" kelimesinin geçtiğine dair açık kanıtlara rastlıyoruz.

reti.JPG


R-E-T-İ-N-A harfleri sadece 35:8 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayette "görmekten" ve "göstermekten" bahsedilmektedir dolayısıyla retinaya işaret güçlenmektedir. Görmeyi sağlayan retina kelimesinin geçtiği bu ayette "...güzel gösterilip de güzel gören kimse..." cümlesi yer almaktadır. Sonraki ayetlerde aynı surenin 19.ayetinde "Kör ve gören aynı olmaz" cümlesi geçiyor. Bilindiği gibi retina hasarları kalıcı körlüğe neden olur. Sonraki 20.ayette ise "Karanlık ve aydınlık da aynı olmaz" ifadesi geçmektedir ki zaten retinada ışığa duyarlı hücreler bulunur. Bu saydığımız ayetlerdeki görmeyle ilgili cümleler tüm Kuran'da çok nadir geçmektedir o nedenle retina kelimesinin binlerce ayetin arasında sadece bu ayetlere denk gelmesi matematiksel açıdan tesadüfi değildir.

KADINLARDAKİ 23.KROMOZOM ve GENETİK

Daha önceki örneklerimizde "Arı" suresinin Kuran'da 16. sure olduğunu ve Arı'nın kromozom sayısının da 16 olduğunu belirtmiştik. Bildiğiniz gibi boy, göz rengi gibi tüm fiziksel özellikler hücre içindeki gözle göremediğimiz kromozomlarda yer alan genler tarafından belirlenir. Hücrelerimizin içindeki 23.kromozom çifti kişinin cinsiyetini belirler. Genetik olarak Erkek ve Kadındaki kromozomlar aynıdır sadece kadınlardaki 23.kromozom çifti erkeklerden farklıdır. Kadınların fiziksel özelliklerinin erkeklerden farklı olması da bu 23.kromozoma bağlıdır.

Kuran-ı Kerim'deki "Nisa" suresi de "Kadınlar" anlamına gelir. İlginçtir ki "Nisa(Kadınlar)" suresinin 23.ayetinde başka hiçbir yerde geçmediği kadar çok sayıda "kız,kadın,anne" gibi dişil kelimeler tekrarlanmaktadır. Yani "kız, kadın, anne" gibi dişil kelimeler KURAN'IN TÜMÜNDE en çok Nisa suresi 23.ayette geçmektedir. Dolayısıyla ayetin numarası olan 23 sayısıyla kadınlardaki 23.kromozom çiftine işaret edildiğini düşünüyoruz.



DNA VE GENETİK TARİHİNİN BAŞLANGICI

dnax.JPG


DNA teriminin Kuran'da geçtiğine dair çok açık işaretlere rastlıyoruz. Mesela genetik biliminin başlangıç tarihi 1865 yılına ve DNA'ya Kuran'daki (18:65) numaralı ayet ile herkesin görebileceği bir netlikte dikkat çekiliyor.

Bilindiği gibi bugünkü çağdaş genetiğin temellerini atan Mendel isimli bilimadamının 1865 yılında hazırladığı genetik yasalar, hem hayvanlar hem bitkiler hem de insanlar için geçerlidir. O nedenle 1865 yılı bilim dünyası için tarihi bir dönüm noktasıdır. Ve bu dönüm noktasına da Kuran'da çok açık bir biçimde işaret ediliyor.

D-N-A harflerinin Kuran'da nerelerde yan yana geldiğini incelediğimiz zaman en fazla 18.surenin 65.ayetinde geçtiğini görüyoruz (Arapça'da Dal-Nun-Elif). Evet 18:65 numaralı ayette çok ilginç ve benzersiz bir biçimde ardarda tam üç defa D-N-A harfleri geçiyor. Ve Kuran'nın başka hiçbir ayetinde "Dna" harfleri bu şekilde ardarda ve çok sayıda geçmiyor. Yani Kuran 18:65 ayetiyle dikkatimizi "Dna" terimine çekmek istiyor.

Özet olarak DNA teriminin ardarda çok sayıda geçtiği bu istisna ayetin numarası (18:65) genetik bilimin ve DNA tarihinin başlangıç yılı olan 1865 yılına işaret ediyor. Bunu rastlantı olarak değerlendiremeyiz çünkü Kuran'da sadece 18:65 ayetinde "Dna" ardarda üç defa geçiyor ve başka yerde böyle bir durum yok.

Bu işaret mucizevi niteliktedir çünkü DNA (DeoksiriboNükleik Asit) ismini bilim dünyası henüz yeni koymuştur halbuki Kuran'da 1400 yıl önce işaret ediliyor. Dolayısıyla insanlığın bu moleküle "Dna" ismini koyacağına yüzyıllar önce Kuran işaret ediyordu.

Mendel 1865 yılında keşfettiği bu genetik kanunları bir yıl sonra makale haline getirmiştir. "Dna" üzerindeki genler, gözlerimizin renginden boyumuzun uzunluğuna kadar birçok bilgiyi taşırlar. Kromozomlarda yer alan "Dna" molekülü anne ve babadaki bu bilgileri çocuğa aktarır.


DNA VE RNA SUREDE EŞİT SAYIDA TEKRARLANIYOR

Kuran'da birbiriyle ilintili olan bazı kelimelerin eşit sayıda tekrarlandığına daha önceki bölümlerde şahit olmuştuk. Örneğin Kur'an'da "Melek" kelimesi 88 defa geçerken Şeytan kelimesi de 88 defa geçer. Yahut "Cennet" kelimesi 77 yerde kullanılırken "Cehennem" kelimesi de 77 yerde kullanılıyor.

İşte bu kelime tekrarlarına az önce değindimiz ve genetik biliminin başlangıcına işaret eden bu surede de rastlıyoruz. DNA ve genetik tarihinin başlangıcı olan 1865 yılına işaret eden bu surede DNA toplam 7 defa tekrarlanırken RNA da 7 defa tekrarlanıyor. Bildiğiniz gibi RNA molekülü de DNA gibi genetik yapıyı oluşturan diğer moleküldür o nedenle Dna-Rna'nın eşit sayıda geçmesi gerçekten bu moleküllere yüzyıllar önce Kuran'da işaret edildiğinin ayrı bir kanıtıdır.(Arapça'da D-N-A harfleri "Dal-Nun-Elif" ile gösterilirken RNA "Ra-Nun-Elif" harfleri ile gösterilir)
 
Üst