- Katılım
- 3 Şubat 2018
- Mesajlar
- 8,011
- Çözümler
- 4
- Reaksiyon puanı
- 9,387
- Puanları
- 1,708
25 no'lu mesajımdaHocam laf kalabalığı yapıp konuları havada bırakıyorsun. Demagoji yapmanın anlamı yok
Tırnak içinde ve eğik yazı biçiminde alıntıladığım yerlerin hepsi senin cümlelerin.
Bir yandan dediklerimi farklı bir şekilde aktaracaksın, kelimeleri yerli yerinde kullanmayacaksın, sorduğum soruları yanıtsız bırakacaksın,
sonra da gelip laf kalabalığı/cambazlığı yapmanın anlamı yok diyeceksin. Acaba kim demagoji yapıyor?
Yukarıda yazdıklarımı tam okumamış olmalısın:
demişim zaten... bu konuyu havada bırakmak istesem, böyle bir şey de yazmam. Benim amacım konuyu tartışmak, kullanmış olduğum kelimeleri çarpıtmadan tartışamaya devam edersek sormuş olduğun soruları bilgim ve imkanlarım dahilinde cevaplamaya çalışırım.İçinde bulunduğumuz tartışmayı kişiselleştirmeden çıkararak elimizdeki verileri, sahip olduğumuz tarihi bilgiyi ortaya koyabiliriz/paylaşabiliriz/tartışabiliriz diye düşünüyorum. İnşallah bu tartışma o yönde evrilir. Temennim bu çünkü. Hint Müslümanlarının Kurtuluş savaşımıza mali destekleri (Hilafet Hareketi, Türkiye ve Atatürk) konusuna sonra devam edebiliriz.
Hint Müslümanlarının Kurtuluş savaşımıza yaptığı mali destek miktarına çeşitli kaynaklardan baktım ancak tam bir meblağ bulamadım, çünkü para, parça parça gönderilmiş. Bize gönderilen bağışlarda iki fon kullanılmış ve bu fonlar daha sonra birleştirilmiş:Kısa ve öz soruyorum bu İş Bankasını kurulurken sermayesi olan 250 bin lira para nereden geldi bu para kimin. Atatürk okul hayatından beri asker maaşı ile kenara atıp biriktirmiş kendi mal varlığı ise ve bu para ilebankayı kurup % 28.08 hisse almış diyorsan haklısın şansi servetidir.
Ulusal fonlar için büyük aboneliklerin bir araya getirilmesine de dikkat edildi. Khilafat fonları için kamu bağışları (para toplama) Ocak 1920'den başlamıştı. Bundan önce, harcama kalemlerinin çoğu Seth Chotani tarafından şahsen karşılandı. Şubat 1920'de Mumbai'deki İkinci Tüm Hindistan Khilafat Konferansı, hedefi otuz bin rupi olarak sabitledi. Fonlar iki başlık altında sınıflandırıldı - Khilafat Fonu ve Smyrna Fonu. Birincisi Hindistan'daki hareket için kullanıldı. İşbirliği altında hükümet hizmetlerinden vazgeçmek isteyen ve özel iş arama konusunda endişe duyanların yardımları için de bir miktar önlem alınmıştır. Resmi baskıya maruz kalan ve hapse giren Khilafat işçilerinin ailelerine maddi destek sağlandı. Bir ara, ulusal eğitimi, yeni ticaret ve endüstrileri desteklemek tasarlandı! Smyrna Fonu, Türklerin yardımına yönelikti. Sonunda Eylül 1921'de Mustafa Kemal ve Türk Milliyetçilerine yardım etmek için Angora Fonu olarak bilinen üçüncü bir fon başlatıldı. Tüm pratik amaçlar için Smyrna Fonu, Angora Fonu ile birleştirildi! Bunun yanı sıra eyalet Khilafat komitelerinin kendi fonları vardı, bunların bir kısmı düzenli olarak CKC'ye (Central Khilafat Committee) teslim edildi. Toplanan para (bağış) güvenilir insanlar ile vesayet (mutemetlik) antlaşması olarak beklenilen şekilde yatırıldı ve asla bankalara yatırılmadı.
KAYNAK: Hindistan'da Hilafet Hareketi Sayfa 162 (kitap çevirisidir, ilgili yeri kendim çevirdim)
(The Khilafat Movement in India 1919-1924 A. C. NIEMEIJER 1972, Brill) .pdf doküman
Bazı kaynaklarda yardım paralarının Maliye Bakanlığı kayıtlarına yansımadığı ve Hazine’ye girmediği yönünde bilgiler de geçmektedir.
Celal Bayar ve Latife Hanım’ın kardeşi Vecihe Hanım’ın hatıratlarından (sadece ilgili kısım):
KAYNAK: Dişhekimi 60. Sayı - İzmir Dişhekimleri OdasıMustafa Kemal Paşa’nın Osmanlı Bankası’nda 250 bin lirası varmış. Ona, orada mevduat faizi dahi verilmiyormuş. Parayı Hint Müslümanları, Milli Mücadele yıllarında Gazi’nin şahsına göndermişler. Gazi de parayı Maliye’ye vermiş, ordunun ihtiyaçlarına harcansın diye. Zaferden sonra, halktan alınan tüm borçlar ödenirken, Gazi’nin parası da geri verilmiş, O da almış, Osmanlı Bankası’na yatırmış, Gazi’nin kayınpederi Muammer Bey o zaman İzmir’ in en büyük tüccarı. Avrupa ile de ilgisi bulunan tek Türk tüccar. Gazi’ye, “Bu parayı işletelim” demiş. Gazi de: “Bizim Celal’e git, onunla konuş, ben bu işleri bilmem” demiş.”
Son düzenleme: