- Katılım
- 3 Eylül 2019
- Mesajlar
- 10,693
- Reaksiyon puanı
- 13,063
- Puanları
- 4,958
Bazı kanalllarda yapılan hesapmakineli programlara çok güzel bir gönderme yapmış Ahmet Hakan. Herkesin sonuna kadar okumasını öneririm bu yazıyı. ( Türkiye'de neden muhalefet iktidar olamıyor veya iktidar olma umudu yok kısa bir özeti bence.)
www.hurriyet.com.tr
Almışlar ellerine hesap makinelerini. Harıl harıl hesap yapıyorlar.
Ölü sayısını vaka sayısına bölüyorlar, çıkan sonucu yoğun bakım sayısıyla çarpıyorlar. En son bu sonuca, toplam test sayısını ekliyorlar.
Bakıyorlar:
Yeterince yüksek çıkmıyor.
*
Hadi bu sefer entübe sayısıyla vaka sayısını çarpıp ölü sayısına bölüyorlar. Sonra buldukları sonucu İtalya’nın sonuçlarıyla karşılaştırıyorlar.
Bakıyorlar:
Yine istedikleri sonuç çıkmıyor.
*
İstiyorlar ki...
Türkiye’nin sonuçları felaket çıksın.
*
İstiyorlar ki...
Dünyada bu işi en kötü yöneten ülke Türkiye olsun.
*
Algoritmamız yerlerde sürünsün istiyorlar, filyasyonumuz dandik çıksın istiyorlar, yoğun bakım yataklarımız hemen dolsun istiyorlar, hastane koridorlarımızdan perişan görüntüler yükselsin istiyorlar.
*
Olmuyor, olmuyor, olmuyor.
*
En sonunda çaresiz bir biçimde...
Dünya Sağlık Örgütü’nün eteğine sığınıyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel beceriksizliğin merkez üssü haline gelmiş bir kurum olması falan umurlarında bile değil!
*
Neymiş?
Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’ne ölü sayısını doğru dürüst vermiyormuşuz... Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kurallara uymuyormuşuz... Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’ne numara çekiyormuşuz.
*
Koronadan öleni “Rahmetli eceliyle öldü” diye bildiriyormuşuz Dünya Sağlık Örgütü’ne... Böylece ölü sayısını azıcık az göstermiş oluyormuşuz.
*
Konu Sağlık Bakanı’na soruluyor.
Bakan da “Yok kardeşim böyle bir şey... Dünya Sağlık Örgütü bizim işi en şeffaf şekilde yürüten ülke olduğumuzu söylüyor” diye açıklama üstüne açıklama yapıyor.
*
Hadi bu sefer yeniden eller hesap makinelerine gidiyor.
Topluyorlar, bölüyorlar, çıkarıyorlar, çarpıyorlar.
İtalya’dan daha beter olduğumuza dair bir sonuç elde etmek için.
*
Bir kerecik...
* “Bilim Kurulu oluşturuldu, şahane oldu” deseler...
* “Sağlık sistemine iyi yatırım yapılmış” deseler...
* “Şahane doktorlarımız var” deseler...
* “Sağlık çalışanlarımız muazzam iş çıkarıyorlar” deseler...
* “Hastane altyapısı açısından çok iyiyiz” deseler...
* “İlaç tedarikinde iyi ki acele edildi” deseler...
* “Yoğun bakım hizmetinde müthişiz” deseler...
Acayip rahatlayacaklar.
Rahatlayacaklar ve bırakacaklar ellerindeki hesap makinelerini... Mis gibi yasemin çayı içmişçesine gevşeyecekler.
Ama yok. Yapmıyorlar böyle bir şey. Oysa bağışıklık sisteminin en büyük düşmanı strestir. Farkında değiller!�

Ellerinde hesap makinesi topluyorlar bölüyorlar
Almışlar ellerine hesap makinelerini. Harıl harıl hesap yapıyorlar.

Almışlar ellerine hesap makinelerini. Harıl harıl hesap yapıyorlar.
Ölü sayısını vaka sayısına bölüyorlar, çıkan sonucu yoğun bakım sayısıyla çarpıyorlar. En son bu sonuca, toplam test sayısını ekliyorlar.
Bakıyorlar:
Yeterince yüksek çıkmıyor.
*
Hadi bu sefer entübe sayısıyla vaka sayısını çarpıp ölü sayısına bölüyorlar. Sonra buldukları sonucu İtalya’nın sonuçlarıyla karşılaştırıyorlar.
Bakıyorlar:
Yine istedikleri sonuç çıkmıyor.
*
İstiyorlar ki...
Türkiye’nin sonuçları felaket çıksın.
*
İstiyorlar ki...
Dünyada bu işi en kötü yöneten ülke Türkiye olsun.
*
Algoritmamız yerlerde sürünsün istiyorlar, filyasyonumuz dandik çıksın istiyorlar, yoğun bakım yataklarımız hemen dolsun istiyorlar, hastane koridorlarımızdan perişan görüntüler yükselsin istiyorlar.
*
Olmuyor, olmuyor, olmuyor.
*
En sonunda çaresiz bir biçimde...
Dünya Sağlık Örgütü’nün eteğine sığınıyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel beceriksizliğin merkez üssü haline gelmiş bir kurum olması falan umurlarında bile değil!
*
Neymiş?
Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’ne ölü sayısını doğru dürüst vermiyormuşuz... Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kurallara uymuyormuşuz... Güya biz Dünya Sağlık Örgütü’ne numara çekiyormuşuz.
*
Koronadan öleni “Rahmetli eceliyle öldü” diye bildiriyormuşuz Dünya Sağlık Örgütü’ne... Böylece ölü sayısını azıcık az göstermiş oluyormuşuz.
*
Konu Sağlık Bakanı’na soruluyor.
Bakan da “Yok kardeşim böyle bir şey... Dünya Sağlık Örgütü bizim işi en şeffaf şekilde yürüten ülke olduğumuzu söylüyor” diye açıklama üstüne açıklama yapıyor.
*
Hadi bu sefer yeniden eller hesap makinelerine gidiyor.
Topluyorlar, bölüyorlar, çıkarıyorlar, çarpıyorlar.
İtalya’dan daha beter olduğumuza dair bir sonuç elde etmek için.
*
Bir kerecik...
* “Bilim Kurulu oluşturuldu, şahane oldu” deseler...
* “Sağlık sistemine iyi yatırım yapılmış” deseler...
* “Şahane doktorlarımız var” deseler...
* “Sağlık çalışanlarımız muazzam iş çıkarıyorlar” deseler...
* “Hastane altyapısı açısından çok iyiyiz” deseler...
* “İlaç tedarikinde iyi ki acele edildi” deseler...
* “Yoğun bakım hizmetinde müthişiz” deseler...
Acayip rahatlayacaklar.
Rahatlayacaklar ve bırakacaklar ellerindeki hesap makinelerini... Mis gibi yasemin çayı içmişçesine gevşeyecekler.
Ama yok. Yapmıyorlar böyle bir şey. Oysa bağışıklık sisteminin en büyük düşmanı strestir. Farkında değiller!�
Son düzenleme: