Ahlak çöküşü ve duygusal yıkım

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

tony_almeida

Doçent
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
933
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın, toplumun ahlâkını bozan dizilere şifre getirilmesi yönündeki açıklamasına Müjde Ar karşı gelerek şunları söyledi;

Yaptığım filmlere bakıyorum da ben toplumun ahlâkını çok bozmuşum, iyi kötü benim her filmimde öpüşme var; sevişme, çokça da tecavüz var. 80 filmden 60’ında benim ırzıma geçildi." Diyor.

Ar, önemli bir itirafta bulunuyor.

Cami imamlarını topluma gerici olarak dejenere eden Yeşilçam, aynı şekilde kadını da cinsel bir meta, cinselliği de sıradanlaştıran bir zihniyetle hareket etti.

Arka sayfa güzelleri, ŞOK ve Bulvar’la devam eden bu süreç, internetle zirve yapıp, dizilerle de son noktayı koydu.
Medyanın toplum üzerindeki etkisini burada anlatacak değiliz.

Türk’ün ahlak yapısını bozulmasında Yeşilçam ve yazılı basının çok büyük günahı vardır.

Eğer bugün Türkiye’de sadece bir p-o-r-n-o sitesine 5 milyon kişi giriyorsa, bunlar herhalde analarını karının da, ya da ortaokul, lise ve üniversitede porno sitelere girmesi öğretilmedi.

Eğer Türkiye dünyada çocuk pornosu ve pornografide ilk 5 içindeyse ülkenin bu hale gelmesinin sorumluları görsel ve yazılı basın değilse bizi bu hale getirenler kimlerdir, ortaya çıkarılmalı.

Bedenini serrişte ederek binlerce sitede erkek arayan, yaşamış oldukları ahlaksız, çirkin ve aşağılayıcı olayları hiç umursamadan gençlerin beyinlerine aborje eden sitelerin reytinglerinin bu kadar yüksek olmasının sebebi nedir?

Ayşe Arman hiç umursamadan bu ülkenin değerlerini alt-üst ederek insanların zihinlerinde büyük bir erozyon oluştururken, flört denen illetin ortaokula kadar indiği, ahlaksız filmleri izleyenlerin yaşı ilkokul çağlarını bulduğu bir dönemde siz şifre dediğiniz için taşlanıyor, alaya alıyorsunuz.

İnanın Müjde Ar’ı aşağılamak için bunları yazmıyorum. Çünkü o da öyle bir çevrede büyümüş, kadının metalaşması onda bir düşünce olarak oluşturulmuş ve bedenini tamamen bir iş ve sanat olarak görmüş ve şimdi de son demlerini yaşıyor.

Onlar küçük bir çocuğun(0-9 yaş arası) TV’de gördüğü çirkin bir sahnenin zihninde nasıl depolandığını bilmez, çocukta küçük yaşta oluşan o yıkımın, cinselliğe merakın ve ilerleyen yıllarda daha da büyücek olan cinsel arzunun nasıl bir yara açacağından da haberdar değillerdir.

Türkiye’de 1960’dan 2009’a kadar düzgün bir aile yapısı olan yıldız sayısı ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmiyor.

Size belki de hiç duymadığınız ama o dönemin yıldızlarından olan 3 ismi ibret olsun diye anlatmak istiyorum.

*

Seher Şeniz; ünlü olmak için çok uğraştı. Hatta Paris’e yerleşti ve striptiz kulüplerinde çalıştı. Playboy’da fotoğrafları yayınlandı. Paris’ten döndükten sonra oryantal dans yaptı, İstanbul´un ünlü gazinolarında çalıştı. Mutlu olmak için üç evlilik yaptı ama başaramadı.

Döneminin cinsel objesi, fotoğrafları banyo malzemesi haline gelen Şeniz, girdiği bunalım sonucu 1984’te intihar girişiminde bulundu ve kurtarıldı. 1991’de ikinci kez yine intihar girişiminde bulunarak morfin hapı ve iki şişe şarap içip hayatına son verdi.

Bıraktığı intihar mektubunda da şunları yazmıştı: "Nihayet bu iğrenç dünyadan gitmeyi başardım. Ölmenin, ölmeye çalışmanın bu kadar zor olduğunu söyleselerdi alay ederdim. 15 yaşında anladım insanların ne olduğunu. Öldüğümü kimse bilmesin. Peruklarımı yakıp, küllerini savurun. Müslüman geleneklerine göre gömülmek istemiyorum. Beni beyaz bir bornoza sarıp her yerimi kapatın o kadar…”

*

Feri Cansel ise 74-78 yılları arasında yıldızı parlamıştı. Fotoğrafları hapishane koğuşlarını ve erkeklerin fantezi dünyasını süslerken o da acı içindeki hayatını 39 yaşında nişanlısı tarafından bıçaklanarak sonlandırdı.

*

Mine Mutlu’nun hayatı da diğerlerinden farksızdı. O da 19 yaşındayken adım attığı ve bir anda yıldız olduğu Yeşilçam da birbirinden değerli ünlülerle çalıştığı halde sadece iki yıl rol aldığı erotik filmlerle tanındı. Kanser yüzünden hayata veda ettiğinde ise sadece 42 yaşındaydı.

*

Arzu Okay, Zerrin Doğan, Figen Han, Melek Görgün ve diğerleri…

Birçoğunun hayatı ya acı ya da acziyet içerisinde geçti.

Harika Avcı kaç kez evlendi bilemiyorum, son kocası kendisinden küçüktü…

Ahu Tuğba’nın da kaderi de Avcı’dan farksız…

Hülya Avşar dul, Necla Nazır ise kimsesiz…

Serpil Çakmaklı, Oya Aydoğan, Füsun Demirel, Hale Soygazi, Lale Mansur, Meral Zeren, Nebahat Çehre…

Bunlar ise ya hiç evlenmemiş, ya bir kez evlenmiş boşanmış, ya iki kez evlenmiş dul kalmış ya da üçüncü kez boşanmış ve yalnızlıkta kaderi olmuş…

Bu isimlerden bir kaçı hariç, birçoğu Yeşilçam’dan evlerimize misafir olmuş yer yer kir ve zift akıtmış yer yerde yalancı aşklarla gençlerimizin kaderine etki edecek düşünceler aşılamış.

Düşünebiliyor musunuz, anne-baba kızlarını yetiştiriyor, büyütüyor. Kız oyuncu oluyor. Ondan sonra bu kız gidiyor, hiç tanımadığı, bilmediği bir erkeğin koynuna giriyor, bunun adı da sanat oluyor.

İnanın insanın küfredesi geliyor.
Hiç mi yatak sahnesi olmadan OSCAR alınmadı, yani sarılmadan, koklaşmadan film çekilince o film film olmuyor mu?

Adamlar rekorlar kıran bir Preason Break çekti, tam 5 sezon. İçerisinde bir elin parmaklarını geçmeyecek uygunsuz sahne ya bulursunuz ya bulamazsınız…

Oscar alan filmlerin içerisinde birkaçı hariç içerisinde 1,2 ahlaksız sahne dışında bir şey bulmak mümkün değil…

Biz ise şimdilerde erotizmi keşfediyor, dizilere bunları yerleştiriyor ve medenileşiyoruz…

Sonrada diyoruz ki, her dört evin birinde ensest yaşanıyor, tecavüzler artıyor, boşanmaların önüne geçilemiyor. Kadınlar mutsuz ve yalnız. Erkekler çapkın ve korkak.

sen dizinde adamı amcasının karısıyla yatırır, ana haberde, magazin programlarında sürekli milletin gözüne sokarsan, işte Türkiye’de de 40 yaşında sapıklar ortaya çıkar komşusunun 2 küçük çocuğuna tecavüz eder, 14 yaşındaki genç bir kız da sevgilim deyip kandığı erkekle yatar kalkar, o da bunu video’ya çeker sonra şunlarla da yatacaksın, yatmazsan video’yu internete veririm diyerek kıza 2 yıl boyunca tecavüz ettirir, birisi kıza uyku ilacı içirir tecavüz eder, diğeri üvey kızına yan gözle bakar…



*

Tabii şimdi bunlar derler ki, kardeşim bunların bizimle ne alakası var?

Doğru sizin hiçbir suçunuz yok. Bunlar namussuzluğu, milletin karısıyla, kızıyla yatıp kalkmayı, tecavüzü, flörtü anasının karnın da öğrendi…

Adını da koymuşlar, bastırılmış duyguların patlaması…

Bree ruhsuzlar. Sizler kendinizi böyle kandırmaya devam ederseniz yaşlılığınızda daha çok ‘evlat, torun’ yerine köpek besler, kediyle yatar, hayvanlarla dolaşırsınız. Ve son nefesinizi de hayvanlarla beraber, yalnız verirsiniz.

*

Yahu hiç değilse yaptığınız pisliklerle övünmeyin.

Yazıktır, günahtır. Kendi başınızı yaktınız, bari milletin çoluğunun, çocuğunun kaderiyle oynamayın.

Fikir ve düşünce özgürlüğü diye yıllarca milletin anasını ağlattınız, aileleri perişan ettiniz, bari bırakında 100 yılda bozduğunuz yarayı hiç değilse 50 yılda düzeltelim.

Türkiye gerçekten ahlaken çok perişan bir hale gelmiş durumda. 3.sayfa haberleri artık insanlarda hüsnü-zan bırakmayacak hale geldi.

Birde utanmadan gazetelerine aldatma hikâyeleri koyuyor, insanların beyinlerini yıkıyorlar. O yetmiyor, telefon numaraları veriyorlar.

Yavv sizin hiç mi vicdanınız yok. Adam ailesini kurtarmak için çırpınıyor. Türk ahlak yapısını çocuğuna işleyebilmek için can-hıraş çalışıyor. Bunlar ise bir anda her şeyi yıkıyor.

*

Bu ülkede ne yazık ki gençlerin önünde iradeli insan örneği yok. Anne problem,baba da problem. Eğitim sistemi sıkıntılı. Güvenilir arkadaş yok. Büyükler, küçüklerden beter.

Böyle olunca da iradeli insan yetişmiyor. Ve zaaflarının kurbanı gençler türüyor.

Bizim Müjde Ar’da ‘’ırzıma geçildi’’ diyor, sadece ırza geçmekle de kalmadı milletin ırzından öte nikâhına da incir ağacı diktiler.

9 yaşındaki kız çocuğu dizide gördüğü bir sahneye bakarak annesine şunu diyor; Ben bizim komşunun oğlunu çok yakışıklı buluyorum o benim sevgilim olsun mu?’’

Şimdi gel de çıldırma arkadaş.

9 yaşında bir çocuktan bu lafları duyuyorsanız, siz o aileden ve o çocuktan vatanınız, milletiniz için ne bekleyeceksiniz.

Bu kız çocuğunun ileride bir FATİH, YAVUZ gibi evlat doğurma ihtimali varmıdır Allah aşkına…

Nenehatun’un torunu olmasından bahsedilebilir mi?



*

Eğer iktidar bu diziler konusunda ve yazılı basın mevzuunda tedbir almazsa, gençlerin ahlaki eğitimi hususunda yatırım yapmazsa, şimdinin Brezilya, Meksika, İspanya ya da eski SODOM-GOMORE’ye veya Allah korusun 90’ların New York’una döneriz ki, işte o zaman askerin darbe yapacağı kimsede olmayacağı için elde silah kapı önünde nöbet tutarak günlerimizi geçirmek durumunda kalırız. O da yetmez çocuk doğduktan sonra bu çocuk benim mi diye emin olmak için birde DNA testi yapan bir ülke haline gelinir ki, işte ondan sonra hiçbir şeyin önünü alamazsınız.

Tıpkı boşanma oranlarının yüzde 90’a vurduğu San Francisco, yüzde 70’e çıktığı AB gibi, ensestten olan çocuk oranın yüzde 2’lerde seyrettiği Hollanda ya da bekâret kavramını yitiren İspanya’nın yaşadığı sorunların önüne geçemediği gibi…

ABD’nin çöküşündeki en büyük sebeplerin başında da ahlaki çöküntünün geleceğini hatırlamakta fayda var…



*

Bu ülkede Müjde Ar denilince akla ilk gelen şey nedir diye sorulunca; ’iyi kötü benim her filmimde öpüşme var; sevişme, çokça da tecavüz var. 80 filmden 60’ında benim ırzıma geçildi ‘’

Kendisinin de dediği gibi Müjde Ar bunlardan başka bir şey insanın aklına getirmeyecektir.

Bu cümlelerde Türk toplumunun nasıl ırzına geçildiğinin ispatıdır. 80 filminin 60’ında ırzına geçilen bir kadın bu ülkede hala daha bu düşünceyi savunabiliyorsa, bizim de oturup çaresizliğimize ağlamaktan başka bir şeyimiz yoktur.
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
529
Puanları
0
Birincisi kaynaksız konu açmıyoruz, ikincisi Gündem bölümü konularını konu dışına kesinlikle açmıyoruz.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst