Ağlamak...

Katılım
24 Temmuz 2016
Mesajlar
158
Reaksiyon puanı
33
Puanları
28
Sadece gözyaşlarının, göz yaşı pınarlarında üretilip gözden ayrılması mıdır ağlamak?
Sadece, ciğerlerine ilk defa hava giren bebekler mi ağlar?
Sadece kızlara mahsus bir şey midir ağlamak?
Erkekler ağlamaz mı hiç, bebeklerden başkası hıçkırıklara boğulamaz mı?
Ayıp mıdır?
Ağlayınca kınarlar mı, ayıplarlar mı insanı?
Koskoca adam ağlamak istiyor,
Ama "Elalem: Koskoca adam ağlıyor, ne kadar da ayıp! der" korkusuyla içinden ağlıyor, gözyaşlarını içine akıtıyor, Yüreği sırılsıklam olmuş bir halde, boynu bükük öylece bakıyor,
Gözlerinin feri sönmüş.
Kadın ağlamak istiyor, ama sonunda o da aynen o adam gibi yüreğini ıslatıyor.
Ayıp mı ağlamak, ayıp mıdır, söyleyin!
Kim verecek o ıslanmış, sırılsıklam yüreklerin hesabını?
Sırf elalem kınar diye ağlayamayan o insanların,
Üzüntüsünü paylaşamamış, üstüne üstlük sırf elalem kınar diye hem korkmuş, hem de üzüntüsü katlanarak artmış o insanların hesabını,
Kim verecek, söyleyin bana!
Ağlayan suçludur anlayışı, nereye kadar?
Niye suçlu olarak görülür ağlayan?
Ağlayan mı suçludur her zaman?
Ağlayana neden kızar ki insan?
Ağlayan çocuğa neden kızar ki annesi?
Nedendir çoğu babanın "Benim çocuğum ağlayamaz, güçlü olmak zorundadır." kompleksi?
Neden ağlayamaz ki insan?
Hayatta direnemeyen,
Aşk acısı çeken,
Kalbine hançer yemiş insan ağlayamaz mı?
Terkedilmiş insan ağlamasın da gülsün mü?
Hayatın fiskesini vurduğu kişi ne yapacak?
Ağlamayacak mı?
Ağlamak, her zaman iyi değildir belki, tamam,
Ama neden her zaman kötüleniyor?
Nereye kadar kötülenecektir ağlamak?
Ağlamayan kişi, duygularını nasıl serbest bırakacak?
Düşünün bir,
Yürümeyi yeni öğrenen bir çocuk, ayaklarının üstünde duramayıp düşerse, ayağına dolanırsa canı acır ve ağlar.
Peki, kendi ayaklarının üstünde durduğunu zannedip de kendi ayağına takılıp düşen bir kişi, ağlayamaz mı?
Ağlamak, bir iç döküştür aslında.
Duyguların gözlerden dökülüp gitmesidir.
Sevinçten ağlamak, belki çok mantıksız geliyor bize,
Halbuki duygulanmak, yalnızca üzüntüye mahsus değil ki,
Ağlamak, zaten duygulanmadan doğan bir durum değil mi?
Sudan sebeplere ağlanmaz belki ama,
Sebepsiz de ağlamak lazım belki de bazen.
Hayat bazen,
Durduk yerde ağlamamıza sebep olabiliyor aslında.
İhaneti bazen hayat,
Bazen insan yapıyor.

Karamsarlık kötü ama,
Ağlamakla ilişkisiz.
Ama ağlaya ağlaya olumsuz düşünmek,
Ağlamakla karamsarlığın birleşimidir.
Yoksa ağlamak ve karamsarlık,
Birbirinden o denli uzak iki kavramdır ki.
Ağlayan karamsar değil, duyguludur sadece.
Bir şair gibidir ağlayan, duygulu, düşünceli, gözlerinde anlamlı bir bakış, gözlerinde hiç eksilmeyen bir şavk vardır.
Ağlayan, ortaya her an insanları duygulandıracak bir şey çıkartabilir.
Söyledikleri bazen anlamlı,
Bazense delicedir.
Ağlamak deliliktir ama,
Tımarhanelik etmez insanı.
Ağlayan her insan delidir,
Ağlamak, insanı bir anlık deli yapar, sarhoş eder, bir şey düşünemez olur ağlarken,
Ağlayan insan,
Aşık Veysel gibi aşıktır.
Türkü de yazar Veysel misali,
Gönlüne ateş düşürüp sevdalanabilir de.
Veysel duygusuz mudur sizce,
Her türküsünde bir keder havası yok mudur?
Her zaman ağlamak kötü de olsa,
Gereklidir bazen.
Ağlamak insani bir şeydir,
Ağlayana kızılmaz,
Ağlayan suçlanmaz,
Önce ağlatana bakılır.
İnsan neden ağlar ki diyenlere cevabım,
Vicdan azabı da, pişmanlık da, kırgınlık da, aşk da, mutluluk da, gurur da, hayat da ağlatır insanı.
Artık insanların yüreği ıslanmasın,
Ağlayan ağlasın,
Teselli edilip rahatlatılsın.
İsteyen içinden ağlasın,
Ama dışa vurmaması için zorlanmasın artık, yeter!
Ona da yazık değil mi?

Her zaman ağlama da,
Kınanırsın diye de göz yaşlarını içine akıtma.
Ağlamak insani, doğal bir duygu,
Ağlamaktan sakın utanma...
 
Son düzenleyen moderatör:
Üst