25 Bin Kişi SİVAS'ta Yürüdü

Bu konuyu okuyanlar

?Handsome?

Doçent
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
625
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sivas katliamının 15’inci yıldönümü nedeniyle Sivas’ta önlemlere rağmen olaylar çıktı.



Ç.

KEBAPÇININ CAMLARI KIRILDI

İşte kare kare gerginlik anı...

Otel altındaki faaliyetini yürüttüğü için son yıllarda özellikle Alevi kesimin tepkisini çeken ve bu tepkilerden uzak kalmak için bugün kapalı tutulan kebapçısı önünde anma programı sırasında gerginlik yaşandı. Anma programlarına gelen kalabalığın içerisinde yer alan kimliği belirlenemeyen bir kişi, dükkanın camlarını tekmeleyerek kırdı, kapısına zarar verdi. Diğer katılımcılar ve polis ekiplerinin müdahalesi ile saldırıyı gerçekleştiren kişi bölgeden uzaklaştırıldı. Otel önünde bir süre süren gerginlik, görevlilerin de müdahalesiyle sakinleştirildi. Otelin giriş kapısının üzerinde yer alan reklam tabelasının üzerine çıkan bir kişi, ‘çığlık’ maskeli kuklayı yerleştirdi. Otelin tabelasınan üzarine ise ‘Madımak müze olacak’ yazılı döviz asıldı.

Kalabalığın fazla olması nedeniyle otel önünde yığılma yaşanmaması için büyük çoğunluk Atatürk Caddesi üzerinde kaldı. Kalabalığa hitaben ilk konuşmayı Sivas 2 Temmuz Anma Komitesi adına KESK Dönem Sözcüsü Önder Doğan yaptı. Doğan, “Katliamın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen katilleri lanetleyip, katledilenleri anma hoşgörüsü göstermeyenler, şehrimizdeki meslek örgütleri, siyasi partileri kullanarak ticari kaygılarla ve göstermelik anmalarla 2 Temmuz'un içini boşaltmaya çalışıyorlar. 15 yıl önce çığlık ve dumanların yükseldiği Madımak insanlık için ibret olsun diye müzeleştirilmelidir. Cadde ve parklarımıza ölenlerien isimleri verilerek ölümsüzleştirilmelidir. Pir Sultan Abdal Anıtı'nın söküldüğü yere Ozanlar anıtı inşa edilmelidir. Katliamın gerçek sorumluları halka hesap vermelidir” diye konuştu.

BAYKAL'A ELEŞTİRİ

Avrupa Aleviler Birliği Feiderasyonu Genel Başkanı Turgut Öker ise kaitliamın gerçek sorumluların sadece o gün ötel önaünde toplananlar değil, ülkeyi yönetenler olduğunu da idida ederek, şöyle konuştu:

“Onlar bunun hesabını vermeden adelet yerini bulmaz. Nasıl daha önce buraya 10-15 kişiyle gelip 10 dakikada ayrıldığımız günler geride kaldı. O gün 8 saat burada kalan gerici faşistlerin yak bunları diyerek eylem yapabilmesine göz yumuldu. O alçaklara karşı içerde kıstırılmış, burada tutsak edilmiş insanlara bugün olduğu gibi el uzatacak bir görüntümüz olmadığı için öldüler. Örgütsüz olmak demek aleviler için her gün yakılmak demektir. Aleviler de kızılbaşlar da bu ülkede artık örgütlü. Kimse bu gücü yok edemez. Burası müze olsada, bundan sonra her 2 Temmuz’da artarak burada olacağız. Yobazın teslim aldığı şehirde bugün bu manzara yaşanıyor. Aleviler kendi davalarına sahip çıkıp örgütlendiler. Bugün demokrasi güçleri burada. DSP’den DTP’ye kader herkes burda. Seçimler geldiğinde alkışladığınız Deniz Baykal nerede? Devlet Solingen’e geldi. 2 Temmuz’da buraya gelmek yerine festivallere gidenler Alevilerin dostu olamaz. Eğer akıllanıp bir çatı altında birleşebilirsek biz buraya müzeyi yaparız.

Daha sonra ise sırayla Alevi- Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, Yazar Eşber Yağmurdereli, Yazarlar Derneği adına Tevfik Taş, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DTP Meclis Grup Başkanı Emine Ayna, Hacı Bektaşi Kültür Derneği adına Ercan Geçmez, Eğitim- Sen Başkanı Zübeyde Kılıç Öztürk, Emek Partisi adına Levent Tüzel ve ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, kısa birer konuşma yaparak olayları kınadı ve hayatını kaybedenleri andı.

VALİ: KEBAPÇI KALKACAK

İkinci anma programları öncesinde Sivas Valisi Veysel Dalmaz ve Emniyet Müdürü Yahya Bal, otelin önüne gelerek burada bekleyenlerle bir süre görüştü. Vali Veysel Dalmaz, olayların acısını halen taze olarak hissettiklerini belirterek, “2 Temmuz'un barış ve kardeşlik içerisinde geçmesini istiyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Buradaki kebapçının kaldırılması için çalışmalarımız var ve en kısa zamanda bunu sonuçlandıracağız” diye konuştu.

CHP'nin sabah düzenlediği ilk anma programına geç kalan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen de İstanbul teşkilatıyla birlikte otel önüne gelerek karanfil bırakıp kısa bir açıklama yaptı. Sevgen, Madımağın müze olması için parti olarak çalıştıklarını söyledi.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de otelin önüne gelerek kısa bir açıklama yaptı. Sarıgül, “Seçim zamanı geldiğinde Madımak'ı ağzından düşürmeyenler burada yok. ‘Madımak Oteli'ni müze yapacağız’ diyenler burada yok. Hacıbektaş'ta yok, Sosyalist Enternasyonal'de yok. Bugün olmayıp ne zaman olacaksanız? İktidar olduğumda ilk yapacaklarımızın başında Madımak Oteli'ni Barış Müzesi yapmak olacaktır” dedi.

4 İLDEN POLİS DESTEĞİ

Anma programları sırasında her hangi bir taşkınlık yaşanmaması için yaklaşık 1500 polis görev yaptı. Sivas Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yetersiz kalması nedeni ile Ankara, Kayseri, Ordu ve Malatya illerinden de çevik kuvvet polisleri takviye olarak kente getirildi. Konuşmaların tamamlanmasından sonra kalabalık grup geldiği gibi tekrar Mevlana Caddesi güzergahına doğru yürüdükten sonra olaysız dağıldı.

YANARAK CAN VERDİLER

Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 32 Alevi yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.



Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda pek çok aydının yanı sıra Aziz Nesin bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.



2 Temmuz 1993 günü organize biçimde öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.



Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak oteli tutusturalan perdelerler ve alt kattaki bulunan esyalarla birlikte yakildi otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 37 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.



Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Gene olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.





Yargılama



Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında "laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla dava açıldı,[1] geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.



Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını "taraflı, hukuka ve adalete aykırı" olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın "Cumhuriyete, Laikliğe ve Demokrasiye yönelik olduğunu" belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.



28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usül noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.



Sanıkların avukatlığını Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlendi ve bakanlığı sırasında onları hapisanede ziyaret etti.



Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33'e düştü. Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak ve Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır.



Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9331436.asp?gid=229&sz=90868


 
Üst