- Katılım
- 6 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 20,603
- Reaksiyon puanı
- 493
- Puanları
- 7,263
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Beslenme ve Diyet Ünitesi Başdiyetisyeni Kibar Gültekin Kurt, iftar ve sahurda yavaş gıda alımının mühim olduğunu, her lokmanın vasat 15-20 defa çiğnendikten sonra yutulması gerektiğini dedi.
Kurt, yaptığı açıklamada, ramazan ayında öğün sayısının azalmasına ve açlık süresinin uzamasına bağlı olarak metabolizma hızının yavaşladığına dikkati çekerek, "Açlığa bağlı olarak kan şekeri düşebilir. Bu vaziyet, kafa ağrısı, halsizlik, dikkat eksikliği, çalışma isteksizliği, üşüme hissi, uyuma isteğinde artış olarak kendini gösterebilir. Yanlış beslenme tutumları nedeniyle yağ depolanmasında artış ya da kilo kaybı görülebilir" diye söyledi.
Kurt, beslenme hatalarının bağırsak hareketlerinin yavaşlaması sonucu kabızlık şikayetlerine de sebep olduğunu belirtti. Bu şikayetlerin ortaya çıkmaması için ramazan ayında bilinçli beslenmenin mühim olduğunu vurgulayan Kurt, vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi gıda ögelerinin yeterli ve dengeli miktarda alınması gerektiğini belirtti.
Kibar Gültekin Kurt, sahur öğününün kesinlikle atlanılmaması gerektiğini dile getirerek, "Sahurda fazla tuzlu, fazla baharatlı, ekşi, yağ içeriği yüksek, sucuk, pastırma, sakatat, kaymak, krema, kızartma, ağır hamur işleri ve yağlı börekler tercih edilmemeli. Sahurda daha fazla kahvaltılık olarak nitelendirdiğimiz peynir, yumurta, domates ve salatalık ile tam tahıllı ekmek çeşitleri, şekersiz kompostolar, süt, kuru kayısı, koz, badem ve fındık tüketebilir" diye konuştu.
"Tüm öğünlerde yavaş gıda alımı fazla önemlidir"
İftarda tüketilecek besinlerin özenle seçilmesini öneren Kurt, iftar süresinin de uzun tutulması gerektiğini vurgulayarak, şunları dedi:
"İftarda kısa sürede fazla az çiğneyerek hızlı şekilde aşırı miktarda gıda alımının arkasından yaşayacağımız sindirim sorunları ve kan şekeri dengesizliği, sahura kadar doğru beslenmekten alıkoyar. Tüm öğünlerde yavaş gıda alımı fazla önemlidir. Lokmalarınızı 15-20 defa çiğnedikten sonra yutunuz. Lokma arasında çatal ve kaşığınızı masaya bırakınız.
Çorbanız dahi fazla sıcak olmamalı. Ilık besinler tüketmelisiniz. İftardan 1-1,5 saat sonra hafif yürüyüşler yapmanız hem sindirim şikayetlerinizi azaltacak hem de yavaşlayan metabolizma hızınıza destek olacaktır. Kendinizi fazla daha iyi hissedeceksiniz. Kabızlık şikayetlerinizi azaltmak için taze sebze-meyve alımına itina göstermekle birlikte yoğurt, kefir, gıda desteği olarak probiyotik takviyesi tüketilmesini öneriyorum."
Kurt, sıvı alımının da mühim olduğunu, iftar ve sahurda şekersiz komposto ve meyve suları ile ayran, papatya, rezene, yeşil çay, ıhlamur, nane ve kuşburnu gibi nebat çaylarının tercih edilebileceğini belirtti.
Ramazan pidesinin yanı sıra çavdar, tam tahıllı ve kepek ekmeklerin de sofralarda dönüşümlü olarak bulundurulmasını öneren Kurt, böylelikle bu gıdalardan yararlanma düzeyinin maksimuma ulaşacağını dedi.
AktifMedya
Kurt, yaptığı açıklamada, ramazan ayında öğün sayısının azalmasına ve açlık süresinin uzamasına bağlı olarak metabolizma hızının yavaşladığına dikkati çekerek, "Açlığa bağlı olarak kan şekeri düşebilir. Bu vaziyet, kafa ağrısı, halsizlik, dikkat eksikliği, çalışma isteksizliği, üşüme hissi, uyuma isteğinde artış olarak kendini gösterebilir. Yanlış beslenme tutumları nedeniyle yağ depolanmasında artış ya da kilo kaybı görülebilir" diye söyledi.
Kurt, beslenme hatalarının bağırsak hareketlerinin yavaşlaması sonucu kabızlık şikayetlerine de sebep olduğunu belirtti. Bu şikayetlerin ortaya çıkmaması için ramazan ayında bilinçli beslenmenin mühim olduğunu vurgulayan Kurt, vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi gıda ögelerinin yeterli ve dengeli miktarda alınması gerektiğini belirtti.
Kibar Gültekin Kurt, sahur öğününün kesinlikle atlanılmaması gerektiğini dile getirerek, "Sahurda fazla tuzlu, fazla baharatlı, ekşi, yağ içeriği yüksek, sucuk, pastırma, sakatat, kaymak, krema, kızartma, ağır hamur işleri ve yağlı börekler tercih edilmemeli. Sahurda daha fazla kahvaltılık olarak nitelendirdiğimiz peynir, yumurta, domates ve salatalık ile tam tahıllı ekmek çeşitleri, şekersiz kompostolar, süt, kuru kayısı, koz, badem ve fındık tüketebilir" diye konuştu.
"Tüm öğünlerde yavaş gıda alımı fazla önemlidir"
İftarda tüketilecek besinlerin özenle seçilmesini öneren Kurt, iftar süresinin de uzun tutulması gerektiğini vurgulayarak, şunları dedi:
"İftarda kısa sürede fazla az çiğneyerek hızlı şekilde aşırı miktarda gıda alımının arkasından yaşayacağımız sindirim sorunları ve kan şekeri dengesizliği, sahura kadar doğru beslenmekten alıkoyar. Tüm öğünlerde yavaş gıda alımı fazla önemlidir. Lokmalarınızı 15-20 defa çiğnedikten sonra yutunuz. Lokma arasında çatal ve kaşığınızı masaya bırakınız.
Çorbanız dahi fazla sıcak olmamalı. Ilık besinler tüketmelisiniz. İftardan 1-1,5 saat sonra hafif yürüyüşler yapmanız hem sindirim şikayetlerinizi azaltacak hem de yavaşlayan metabolizma hızınıza destek olacaktır. Kendinizi fazla daha iyi hissedeceksiniz. Kabızlık şikayetlerinizi azaltmak için taze sebze-meyve alımına itina göstermekle birlikte yoğurt, kefir, gıda desteği olarak probiyotik takviyesi tüketilmesini öneriyorum."
Kurt, sıvı alımının da mühim olduğunu, iftar ve sahurda şekersiz komposto ve meyve suları ile ayran, papatya, rezene, yeşil çay, ıhlamur, nane ve kuşburnu gibi nebat çaylarının tercih edilebileceğini belirtti.
Ramazan pidesinin yanı sıra çavdar, tam tahıllı ve kepek ekmeklerin de sofralarda dönüşümlü olarak bulundurulmasını öneren Kurt, böylelikle bu gıdalardan yararlanma düzeyinin maksimuma ulaşacağını dedi.
AktifMedya
)
