Villareal'in yıldızı Nihat, “Türk olmasaydım belki de daha değerli olurdum” dedi.
İspanya'nın en büyük gazetelerinden El Pais'e röportaj veren Villarreal'in Türk futbolcusu Nihat Kahveci, “Türk olmasaydım belki de daha değerli olurdum” dedi.
“Arjantinli oyuncular daha değerli oluyor. Çünkü Arjantin her zaman Dünya Kupası'nda” diyen Nihat, eğer Türk olmasaydı İspanya'da bugüne kadar yaptıklarının daha fazla değerli olabileceğini ifade etti.
Bulgar futbolcu Hristo Stoichkov'a benzetilmesiyle ilgili Nihat, “Hoşuma gider. Bazen televizyonda kendimi seyrediyorum ve (bu ben değilim) diyorum. Çok alçak gönüllüyüm” derken, karakter olarak Bulgar futbolcuyabenzeyebileceği tek yanın antremanlarda bile olan kazanma isteği olabileceğini söyledi.
Sahada özellikle gole gidecek son anlarda kendini çok daha rahat hissettiğini kaydeden Nihat, “En güçlü yanım hızım ve şutlarım. İyi şut çekiyorum ve modern futbolda bu çok önemli. Serbest vuruşlarda baraj üstünden vurmayı öğrendim. En zayıf yanım kafa vuruşlarım” dedi.
Geçirdiği iki sakatlık hakkında, “İlk olarak dizimdeki çapraz bağlarım koptuğunda, bana ölü bir tendon taktılar ve 1.5 yıl sonra tekrar aynı yeri kopardım. Şimdi ise benim tendonumu taktılar!” diyerek artık dizini düşünmediğini belirten Türk futbolcu, yine de 2 ameliyattan sonra az daolsa hızından kaybettiğini vurguladı.
Maçta kötü vuruş yaptığı zaman, “Bana yanlış bağ taktılar!” diye espri yaptığını kaydeden Nihat, çok iy bir şut çektiğinde de tam tersine, “Bana Laudrup'un bağını taktılar!” esprisini yaptığını anlattı.
“Bir idolün var mı?” sorusuna Nihat, “Halen Ronaldo çok hoşuma gidiyor. Özellikle birkaç yıl büyük sakatlıklar geçirse de eski düzeyde olmasa da halen iyi oynuyor” cevabını verdi.
Bu arada çocukluğundan bu yana futbol oynadığını anlatan Nihat, “Günde 3 maç yapıyordum. Okulda farkına vardım ki iyi futbol oynuyorum. Amatör bir takımda oynamayı denedim ve daha sonra beni Beşiktaş aldı. Sonunda da Toshack gelip beni aldı. Herşey çok hızlı oldu. Türkiye'den ayrılmak zor oldu. Çünkü hiç ailemden ayrılmamıştım” şeklinde konuştu.
Öte yandan Türkiye ile ilgili sorulara, “Eğer bazı ülkeler girdiyse Türkiye AB'ye 50 yıl önce girmeliydi. Türkiye birçoğundan önce AB'ye girmeye layık” diyen Nihat, Türkiye'de dinsel hiçbir sorun olmadığını, sorunun Türkiye'nin reklamını yapmasını bilmemesi olduğunu savundu.
“Müslümanım ve elimden geldiği kadar gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Türkiye'nin de İspanya gibi Akdeniz ülkesi olmasından dolayı çok ortak yanımız var” diyen Nihat, İspanya'da kendisinin en çok şaşırtanın insanların yemek yemek için 4 saat süre geçirmesi olduğunu söyledi.
“Biraz havalı mısın?” sorusuna ise Nihat, “Dışarıdan belki de evet. Bu benim tarzım ama beni tanıyanlar öyle olmadığımı biliyorlar” cevabını verdi.
Öte yandan El Mundo gazetesi de Türk futbolcuya övgüler yağdıran bir yazı yayınlarken, “Türk futbolcu, iki çok büyük sakatlık yaşadı. Eğer Stan Lee Örümcek Adam'dan (Spiderman) önce Nihat'ı tanısaydı Nihatman'ı yaratırdı!” yorumunda bulundu.
Nihat, sakatlılarıyla ilgili gazetedeki ifadesinde”Asla inancımı kaybetmedim, asla. Eğer kaybedersem zaten bittim demektir” dedi.
Kaynak
İspanya'nın en büyük gazetelerinden El Pais'e röportaj veren Villarreal'in Türk futbolcusu Nihat Kahveci, “Türk olmasaydım belki de daha değerli olurdum” dedi.
“Arjantinli oyuncular daha değerli oluyor. Çünkü Arjantin her zaman Dünya Kupası'nda” diyen Nihat, eğer Türk olmasaydı İspanya'da bugüne kadar yaptıklarının daha fazla değerli olabileceğini ifade etti.
Bulgar futbolcu Hristo Stoichkov'a benzetilmesiyle ilgili Nihat, “Hoşuma gider. Bazen televizyonda kendimi seyrediyorum ve (bu ben değilim) diyorum. Çok alçak gönüllüyüm” derken, karakter olarak Bulgar futbolcuyabenzeyebileceği tek yanın antremanlarda bile olan kazanma isteği olabileceğini söyledi.
Sahada özellikle gole gidecek son anlarda kendini çok daha rahat hissettiğini kaydeden Nihat, “En güçlü yanım hızım ve şutlarım. İyi şut çekiyorum ve modern futbolda bu çok önemli. Serbest vuruşlarda baraj üstünden vurmayı öğrendim. En zayıf yanım kafa vuruşlarım” dedi.
Geçirdiği iki sakatlık hakkında, “İlk olarak dizimdeki çapraz bağlarım koptuğunda, bana ölü bir tendon taktılar ve 1.5 yıl sonra tekrar aynı yeri kopardım. Şimdi ise benim tendonumu taktılar!” diyerek artık dizini düşünmediğini belirten Türk futbolcu, yine de 2 ameliyattan sonra az daolsa hızından kaybettiğini vurguladı.
Maçta kötü vuruş yaptığı zaman, “Bana yanlış bağ taktılar!” diye espri yaptığını kaydeden Nihat, çok iy bir şut çektiğinde de tam tersine, “Bana Laudrup'un bağını taktılar!” esprisini yaptığını anlattı.
“Bir idolün var mı?” sorusuna Nihat, “Halen Ronaldo çok hoşuma gidiyor. Özellikle birkaç yıl büyük sakatlıklar geçirse de eski düzeyde olmasa da halen iyi oynuyor” cevabını verdi.
Bu arada çocukluğundan bu yana futbol oynadığını anlatan Nihat, “Günde 3 maç yapıyordum. Okulda farkına vardım ki iyi futbol oynuyorum. Amatör bir takımda oynamayı denedim ve daha sonra beni Beşiktaş aldı. Sonunda da Toshack gelip beni aldı. Herşey çok hızlı oldu. Türkiye'den ayrılmak zor oldu. Çünkü hiç ailemden ayrılmamıştım” şeklinde konuştu.
Öte yandan Türkiye ile ilgili sorulara, “Eğer bazı ülkeler girdiyse Türkiye AB'ye 50 yıl önce girmeliydi. Türkiye birçoğundan önce AB'ye girmeye layık” diyen Nihat, Türkiye'de dinsel hiçbir sorun olmadığını, sorunun Türkiye'nin reklamını yapmasını bilmemesi olduğunu savundu.
“Müslümanım ve elimden geldiği kadar gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Türkiye'nin de İspanya gibi Akdeniz ülkesi olmasından dolayı çok ortak yanımız var” diyen Nihat, İspanya'da kendisinin en çok şaşırtanın insanların yemek yemek için 4 saat süre geçirmesi olduğunu söyledi.
“Biraz havalı mısın?” sorusuna ise Nihat, “Dışarıdan belki de evet. Bu benim tarzım ama beni tanıyanlar öyle olmadığımı biliyorlar” cevabını verdi.
Öte yandan El Mundo gazetesi de Türk futbolcuya övgüler yağdıran bir yazı yayınlarken, “Türk futbolcu, iki çok büyük sakatlık yaşadı. Eğer Stan Lee Örümcek Adam'dan (Spiderman) önce Nihat'ı tanısaydı Nihatman'ı yaratırdı!” yorumunda bulundu.
Nihat, sakatlılarıyla ilgili gazetedeki ifadesinde”Asla inancımı kaybetmedim, asla. Eğer kaybedersem zaten bittim demektir” dedi.
Kaynak
