17 Ağustos Depremi: 1999 ve sonrasında neler yaşandı, kaç kişi hayatını kaybetti?

Bu konuyu okuyanlar

Usain

Müdavim
Cezalı
Emektar
Katılım
17 Mayıs 2018
Mesajlar
9,209
Reaksiyon puanı
15,012
Puanları
113
Yaş
21
17 Ağustos Depremi: 1999 ve sonrasında neler yaşandı, kaç kişi hayatını kaybetti?
17 Ağustos Depremi

Bugün, Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin 21'nci yıldönümü.
1999 yılında 16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki yer sarsıntısı, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti.
Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla meydana gelen deprem, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden oldu.
Loading video
Uyarı: Üçüncü tarafların sağladığı içerikte reklam bulunabilir.
Deprem nasıl oldu?
Türkiye'nin kuzey bölgelerden boydan boya geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı bölümünde meydana gelen deprem, 17 Ağustos 1999 Salı günü saat 03:01'de başladı ve 45 saniye sürdü.
Depremin merkez üssü İzmit'in Gölcük ilçesi olarak açıklandı. Büyüklüğü de Richter ölçeğine göre ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından 7.6; Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından ise 7.8 olarak ölçüldü.
Bununla birlikte, bugün genel olarak depremin büyüklüğü, ilk yapılan açıklamalarda duyurulan 7.4 olarak kabul ediliyor ve bu ölçü kullanılıyor.
17 Ağustos Depremi, büyüklüğü açısından Türkiye'de meydana gelen en büyük ikinci yer sarsıntısı olarak kayıtlara geçti.
Derinliği 17 kilometre olan sarsıntıda yer kabuğunun sağa doğru hareket ettiği ve 120 kilometrelik bir hat boyunca kırıldığı tespit edildi.
FAY HATTI

Jeoloji Mühendisleri Odası, depremden 3 ay sonra yayımladığı raporda, fayın üzerinden geçen alanların ortalama 4 metre civarında sağa ve ileriye doğru kaydığını yazdı.
Aynı raporda, Gölcük'teki ana merkez üssündeki kırılmanın ardından aynı fay kuşağı üzerinde daha doğuda yer alan Arifiye bölgesindeki bir başka deprem üssünün de devreye girmiş olabileceğinin düşünüldüğü belirtildi.
17 Ağustos depreminden yaklaşık 3 ay sonra, bu kez 12 Kasım'da yine Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde merkez üssü Düzce olan bir başka deprem daha meydana geldi. 7.2 büyüklüğünde olan ve 30 saniye süren Düzce Depremi'nde 845 kişi hayatını kaybetti.
3 ay içerisinde meydana gelen büyüklüğü 7'nin üstündeki bu iki deprem, Türkiye'deki riskin ve özellikle de İstanbul'un güneyinden geçen fay hattında meydana gelmesi beklenen kırılmaya karşı alınacak önlemlerin daha fazla tartışılmasına neden oldu.
Image copyrightGETTY IMAGES
17 Ağustos Depremi

Depremde kaç kişi hayatını kaybetti, ne kadar bina hasar gördü?
17 Ağustos Depremi, gerek nüfus yoğunluğu gerekse de ekonomik faaliyet açısından Türkiye'nin en önemli bölgesini etkiledi.
Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu.
Loading video
Uyarı: Üçüncü tarafların sağladığı içerikte reklam bulunabilir.
Ancak bölge halkı, can kaybının çok daha yüksek olduğunu öne sürüyor. Resmi olmayan kaynaklar, can kaybının 50 bin civarında olduğunu iddia ediyor.
İzmit Körfezi'nin güneyinde bulunan Gölcük, Değirmendere ve Karamürsel gibi bazı yerlerde sahile yakın kısımların depremle birlikte deniz sularının altında kalması can kaybı ve hasar tespitini zorlaştıran en önemli unsur olarak gösteriliyor.
Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremden birkaç ay sonra yaptığı açıklamaya göre, en fazla can kaybı yaklaşık 4 bin 500 kişi ile Gölcük'te oldu. Kocaeli'nde kayıtlara geçen can kaybı 4 bin olurken, Yalova ve Sakarya'da ise yaklaşık 2 bin 500'er kişi hayatını kaybetti. Depremin etkilediği İstanbul'un Avcılar ilçesinde ise 976 kişi yaşamını yitirdi.
0d3b13fb-e083-47ed-bcc8-3083f5f4de0a

17 Ağustos Depremi. [ 365.000 Hasar gören bina sayısı ] [ 112.735 yıkık-ağır hasarlı ],[ 124.131 Orta hasarlı ],[ 128.042 Az hasarlı ], Source: Kaynak: TBMM Araştırma Komisyonu Raporu, Temmuz 2010, Image:
Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun Temmuz 2010'da yayımladığı raporda, depremde 364 bin 905 konut ve işyerinin yıkıldığı ya da çeşitli düzeylerde hasar gördüğü belirtildi.
Can kayıplarının önemli bir bölümü binaların yıkılması ya da ağır hasar almasının sonucuydu.
Jeoloji Mühendisleri Odası, 1999 yılında yayımladığı raporda, can kaybını artıran en önemli 3 unsuru şöyle sıraladı:
  1. Aktif Fay Zonu: Aktif fay hattı önceden bilinmesine karşılık bu hat boyunca yoğun yapılaşma ve yüksek nüfus potansiyeli hasar ve can kaybını artırmıştır. Fay zonundan uzaklaştıkça özellikle yamaçlarda ve dağ eteklerinde hasarın olmadığı veya çok az olduğu görülmektedir.
  2. Sulu Alüvyon Zemin: Bolu-Yalova arasında fay zonu ve yakın çevresi, son derece yumuşak ve gevşek tutturulmuş kil, kum ve çakıl depolarından ve alüvyon zeminden oluşmuştur. Bu tür zeminler mevcut deprem şiddetini birkaç misli artıracak olumsuz özelliklere sahiptir.
  3. Yapım hataları: Bölge 1. derece deprem bölgesi sınırları dahilindedir. Hal böyleyken ve deprem yönetmeliklerine uyulması zorunlu iken, depremdeki ağır hasar ve yüksek oranlı can kayıplarının önemli bir bölümü de, yapım hataları, zemin şartlarına uymayan yanlış temel tasarımları, kötü işçilik ve inşaatlarda kullanılan yapı malzemesi hataları ve çürüklüğünden kaynaklanmaktadır.
Loading video

Bazı yerlere kurtarma ekiplerinin ulaşması günler sürdü. Bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları aylarca devam etti.

17 Ağustos'un ardından deprem konusu Türkiye'nin en önemli gündem maddesi haline geldi.

Bülent Ecevit başbakanlığındaki hükümet, gerek deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmak gerekse de depremin yarattığı ekonomik zararın etkilerini gidermek için bir dizi yasal düzenleme yürürlüğe koydu. Yapılan düzenlemeler arasında şunlar yer aldı:

  • Başta Özel İletişim Vergisi olmak üzere bir dizi yeni vergi getirildi ve bu vergilerin çok büyük bir kısmı halen yürürlükte bulunuyor
  • 20 bilim insanı ve araştırmacıdan oluşan Ulusal Deprem Konseyi kuruldu ancak bu Konsey 2007 yılında lağvedildi
  • İstanbul'un birçok noktasına deprem konteynırları yerleştirildi ve toplanma alanları belirlendi. Belirlenen toplanma alanlarının büyük bir bölümü daha sonra imara açıldı
  • Deprem sigortası zorunlu hale getirildi
  • Türkiye genelinde arama-kurtarma ekiplerinin sayısı artırıldı
  • İmar yasalarında bir dizi değişiklikler yapıldı. Depremin ardından yapıların depreme dayanıklılık esasları ve denetim kuralları değiştirildi. 2007, 2012 ve son olarak 2019 yılında yönetmeliklerde ciddi değişikliklere gidildi
Image copyrightGETTY IMAGES
deprem

Açılan davalar nasıl sonuçlandı?
Depremin ardından 170 kamu görevlisi hakkında görevi ihmal suçlamasıyla dava açıldı. Bu kişilerin bazıları görevden uzaklaştırılırken, bazı davalar da zaman aşımı nedeniyle düştü.

Ayrıca yıkılan ya da zarar gören binaların müteahhitleriyle ilgili 2 bin 100 dava açıldı. Ancak bu davalarda verilen hükümler ertelendi veya zaman aşımı nedeniyle düştü.

Yalova'da inşa ettiği binaların önemli bir kısmı çöken ve 200'ye yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan müteahhit Veli Göçer'le ilgili yargı süreci sembol davaya dönüştü. Göçer, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 yıl hapis yattıktan sonra 2011'de tahliye oldu ve geçen yıl kurduğu şirketle yeniden inşaat sektöründe faaliyet göstermeye başladı.

Image copyrightGETTY IMAGES
ömür kınay

Image captionÖmür Kınay'ın fotoğrafı o dönem birçok gazete tarafından kullanılmıştı
İstanbul'un Avcılar ilçesinde enkaz altından canlı çıkarılan ve boynunun üzerine düşen kolonla çekilen fotoğrafı nedeniyle depremin sembol isimlerinden birine dönüşen Ömür Kınay'ın 20 yıl süren hukuk mücadelesi de Nisan 2019'da sonuçlandı.

Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında bireysel başvuru yapan Kınay'ın depremde enkaz altında kaldığı binanın ruhsatsız ve kaçak yapı olduğunun tespit edilmesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve kendisine 27 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Loading video

BBC
 

Yasiin

Dekan
Katılım
23 Haziran 2020
Mesajlar
5,167
Reaksiyon puanı
3,968
Puanları
113
Büyük İstanbul depreminin tarihe geçeceğini düşünüyorum, İstanbul da çok fazla eski yapı var bütün yapılar birbirine birleşik herhangi bir depremde acil toplanma alanı bile yok neredeyse. Keşke birazda bu beklenen büyük deprem gündeme alınsada bir önlem alınsa.
 
Katılım
7 Eylül 2018
Mesajlar
1,072
Reaksiyon puanı
1,056
Puanları
113
Annemlerde o depremde idilermiş gece uyurken yüksek sesle uyanmışlar o zamanla çoluk çocuğu alıp dışarı fırlamışlar dışarı savaş alanı gibiymiş heryerde siren sesleri helikopterler toz her yerde yıkım ağlama sesleri cesetler :( yine olduğu gibi hatlar çökmüş kimse bir birini arayamaz olmuş annemlerin evi çok zarar görmemiş ama ev yan yatmış mutfak duvarla ayrılmış o geceyi arabada geçirmişler çok zormuş allah kimseye yaşattırmasın depremde bizim ailede zarar gören olmamış :(
 

HarunBey

Asistan
Katılım
15 Ağustos 2020
Mesajlar
483
Reaksiyon puanı
324
Puanları
63
Yaş
24
Acısını Unutmayacağız
Mesaj otomatik birleştirildi:

Büyük İstanbul depreminin tarihe geçeceğini düşünüyorum, İstanbul da çok fazla eski yapı var bütün yapılar birbirine birleşik herhangi bir depremde acil toplanma alanı bile yok neredeyse. Keşke birazda bu beklenen büyük deprem gündeme alınsada bir önlem alınsa.
Öyle çılgın projeler yerine depreme dayanıklı yapılar yapmamız lazım
 

Tuxs

Asistan
Katılım
17 Ekim 2012
Mesajlar
262
Reaksiyon puanı
208
Puanları
43
Kötü bir durum, yakınlarım yaşamıştı daha sonrasında evde rüzgardan perde oynadığında bile kaçmaya çalışıyorlardı.
 

The Commander

Müdavim
Katılım
29 Haziran 2019
Mesajlar
1,792
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Yaş
25
Zor... Depremin olduğu sene Kocaeli'de yaşıyorduk. Ailece depremi en şiddetli şekilde yaşayanlardanız. O zamanlar 1 yaşındaymışım, annem beni yataktan kapmaya çalışırken yatağın sürekli öne arkaya gittiğini ve beni zor yakaladığını anlatır. Babam ise o anın şokuyla donuk bir şekilde kapının ağzında bekliyormuş ablamla birlikte. Yaşadığımız ev ve yanındaki blokların geneli yıkılmış, yıkılmayanlarda çok büyük hasar almış. Umarım tekrar böyle bir acı yaşanmaz.
Yaşanmaz diyoruz ancak kapıda bekleyen ve bağıra bağıra gelen bir deprem gerçeğiyle yüzyüzeyiz biliyorsunuz. Uzmanlar büyük bir İstanbul depreminin daha geleceğinin haberini yıllardır söylüyor. Gerekli önlemler alınıyordur umarım. Çünkü o çapta bir depremin 17 Ağustos depreminden sonra İstanbul'un 20 küsür yıldır değişen yapılaşması ve artan nüfus yoğunluğuyla önce İstanbul'da daha sonra tüm Marmara'da çok daha büyük yaralar açabileceğinin farkındayız diye düşünüyorum.
 

Fakehero

366. Gün
Katılım
5 Aralık 2019
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
5,380
Puanları
113
Yaş
35
Acısını Unutmayacağız
Mesaj otomatik birleştirildi:


Öyle çılgın projeler yerine depreme dayanıklı yapılar yapmamız lazım

Depreme dayanıklı yapıların yapılması inşaat firmalarına bu yapıların denetimi ise belediyelerce yapılmalı ama bir tane belediyede inşaatı ziyaret edip denetleme yapıldığını görmedim. Belediye parayı alıyor belgeyi onaylıyor. Çılgın projenin ise bu konuyla direk alakası nedir merak ediyorum.
 

Zxcvbm

Asistan
Katılım
21 Temmuz 2020
Mesajlar
328
Reaksiyon puanı
140
Puanları
43
Yaş
31
Gölcük bir anda sular altında kalmıştı, o tarihte avcılardaydım ve depremi fazlası ile hissetmiştim. Önümüzde ki bina 5 saniye içinde yıkılıp toz bulutuna dönmüştü. İletişim kesilmişti, elektrik, su hiç birisi yoktu. Önümüzde ki yıkılan bina yıllar sonra topraktan alan olup, araba galerisine çevirmişlerdi
 

PropHeTe

Müdavim
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
4,155
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
2,398
Puanları
113
Üzülerek söylüyorum ders almadık ,alanlar olmuştur ama çok az sonralarında yapılan bir kaç göstermelik uğraşlar var ama hala ders çıkartmakta zor geliyor ben o depremi yaşadım ve yardım için de orada bulundum en az 200.000 bin can gitmiştir diyebilirim.Ozaman ki devlet yöneticilerini hala affedemiyorum . Sonra ki gelenlerde yine kendi rantındalar.Rabbim geri de kalanlara sabır versin. )=
 

J. İmre

Asistan
Katılım
24 Mayıs 2021
Mesajlar
153
Reaksiyon puanı
77
Puanları
28
Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'ın bir acı itirafı vardı deprem yardımı için gelen paralarla memur maaşlarını yatırdık demişti. Sonrasında istifa etmişti herhalde.
 

OzkanK.

Müdavim
Katılım
3 Eylül 2019
Mesajlar
10,692
Reaksiyon puanı
13,060
Puanları
113
Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'ın bir acı itirafı vardı deprem yardımı için gelen paralarla memur maaşlarını yatırdık demişti. Sonrasında istifa etmişti herhalde.
Neredeyse 2 yıl önceki konuyu hortlatmışın ama yanlış bilgi veriyon :)

1999 Yılında başbakan Bülent Ecevitti.
 

J. İmre

Asistan
Katılım
24 Mayıs 2021
Mesajlar
153
Reaksiyon puanı
77
Puanları
28
Neredeyse 2 yıl önceki konuyu hortlatmışın ama yanlış bilgi veriyon :)

1999 Yılında başbakan Bülent Ecevitti.
Başbakan değilmiş yardımcısıymış. Pardon karıştırdım yanlış bilgi için özür. Yaptığı açıklama doğru onun dışında.
 

atılgannn

Asistan
Katılım
11 Ocak 2019
Mesajlar
270
Reaksiyon puanı
188
Puanları
43
Yaş
29
deprem çok büyük bir felaketti sonrasında devlet olarak deprem zedelere yardımda yapılmadı krizi yönetemediler diye biliyorum
 

Dontachi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2021
Mesajlar
311
Reaksiyon puanı
243
Puanları
43
Ben Kocaeli'de yaşıyorum ve sahil kismina geldiginizde batan ev parçalari vs. Gözükebiliyor.
 
Üst