Söyle Rahatla

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,456
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Sizde Flaş haber sunuculuğuna mı soyundunuz

Flaş flaş flaş SDN'ye Hek girişimi kötü sonuçlandı: Pesimist kötü adam olaydan sorumlu veledi "Hek sizin neyinize Godikler" diyip malum kişiyi müeebbet kum havuzu cezasına çarptı... :D

Haber:Alia & Nai^2 :)
Müebbet kum havuzu cezası Berkin Bozdoğan tarafından verilmiştir. İzleyicilerimizi yanlış bilgilendirmeyelim lütfen. :D
 

Mai Nai

Guru
Emektar
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
21,614
Reaksiyon puanı
157
Puanları
243
Yok ben bişeye soyunmadım :D
Ali yoksa senmi soyundun :P
 

F-rekans

Profesör
Katılım
11 Aralık 2007
Mesajlar
1,762
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Müebbet kum havuzu cezası Berkin Bozdoğan tarafından verilmiştir. İzleyicilerimizi yanlış bilgilendirmeyelim lütfen. :D
Olur böyle alt yazı hataları... :D

Yok ben bişeye soyunmadım :D
Ali yoksa senmi soyundun :P
Tamam kimse soyunmasın forumda fazla müstescen görüntüler olmasın... :D

Bu arada konuyu yoğunlaşmış geyik cümbüşüne doğru götürüyoruz, hadi hayırlısı... :)

Ben kaçıyorum, akşam uğrarım.
 

amesfa

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,865
Reaksiyon puanı
153
Puanları
243
Allah'ım nasıl bir yorgunlukdur bu gözlerim acıyo artık.

bana kredi paketi demeyin artık.
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,456
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Yok ben bişeye soyunmadım :D
Ali yoksa senmi soyundun :P

Olur böyle alt yazı hataları... :D

Tamam kimse soyunmasın forumda fazla müstescen görüntüler olmasın... :D

Bu arada konuyu yoğunlaşmış geyik cümbüşüne doğru götürüyoruz, hadi hayırlısı... :)

Ben kaçıyorum, akşam uğrarım.
Kim, neye soyundu? Sanat için mi yoksa? :laugh:

Başım ağrıyor yine. :crying:
 

muko

Profesör
Katılım
19 Ağustos 2008
Mesajlar
1,448
Reaksiyon puanı
12
Puanları
218
eğitim videosu izlicem ama hep üşeniyorum :S
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Yorgunluğuma rağmen huzurluyum. Allah eksik etmesin gülüşlerini.
 

Rom.

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
11 Aralık 2008
Mesajlar
15,332
Reaksiyon puanı
177
Puanları
3,243
Ulan Senin gibi yazıcının ben var yaaa :@
 

Rom.

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
11 Aralık 2008
Mesajlar
15,332
Reaksiyon puanı
177
Puanları
3,243
1 dosyayı yazdırmak için kaç saat uğraşırsınız ?
Ben 4 saat uğraştım :@
 

amesfa

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,865
Reaksiyon puanı
153
Puanları
243
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babamın bile anahtarı yoktu.
Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki...
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
"Sokakta oynamak" diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış-veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya-zıplaya yürüyerek gelirdik eve...
Servis falan yoktu.
Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar, oyuna bile dalardık...
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatılır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik...
Kısacacı içimizden evine gidip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu...

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar, oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı...

Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırılır, kavga edince barıştırılırdık.
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı...
Sonra kavgalarımız da öyle usturayla falçatayla olmazdı,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi;
en fazla birbirimizin saçından çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık...
Birbirimizin suyundan içer, elmasından dişlerdik.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık...
Düşerdik kafamızı çarpardık, ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik...

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki...

Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem...

Evimizi kendimiz temizlerdik, hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri...

Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler ve buralara girip çıkan yapay insanlar...

Ruh yok, buz gibi; bu biz değiliz...

Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız; onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.

Ben kapılarında ''vale''lerin, ''badigard'' ların beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?

Reklamlarla desteklenen beyni ve ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk?
Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?

Ya sizce?
 

muko

Profesör
Katılım
19 Ağustos 2008
Mesajlar
1,448
Reaksiyon puanı
12
Puanları
218
valla benimde acıktı.
Annemi bekliyorum :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst