Düşünce Özgürlüğü de Bir Yere Kadar

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan ZorhaK
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

mustafa0155

Asistan
Katılım
23 Temmuz 2008
Mesajlar
113
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yahu atmosferin 7 katman olduğu da nerede yazıyor?
Sana birkaç link göndereyim bak bakalım atmosferin katmanları kaç taneymiş? siteler ingilizce, umarım ingilizce biliyorsundur...

her kaynakta atmosferin 5 katman olduğu açıkça belirtiliyor. Bunlar troposfer, stratosfer, mezosfer, termosfer ve ekzosferdir. Her coğrafya kitabında vardır bu!

http://www.srh.noaa.gov/jetstream/atmos/layers.htm

http://en.wikipedia.org/wiki/Earth's_atmosphere

http://www.windows.ucar.edu/tour/link=/earth/Atmosphere/layers.html

http://www.world-builders.org/lessons/less/les3/les3gifs/layers.gif


firavuna gelince, o konu hakkında bana kanıtlar sunarsan açıklama yapabilirim, ne bileyim mumyası, iskeleti veya başka bir şeyinin görüntüsünü gösteren link fotoğraf felan (varsa eğer)...

Atmosferin Katmanları Kur’an-ı Kerim Mucizesi

ATMOSFERİN KATMANLARI


Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olarak düzenlendiğidir:
“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur.
Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak
düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. „
(Bakara Suresi, 29)
“Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi;
Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı
ve her bir göğe emrini vahyetti…„
(Fussilet Suresi, 11-12)

Dünya, yaşam için gerekli olan özelliklerin tümüne sahiptir. Bunlardan bir tanesi de canlıları koruyan özel bir kalkan görevini yerine getiren atmosferdir. Bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Atmosfer aynen ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan oluşmaktadır. Bu, elbette ki Kuran'ın mucizelerinden biridir

Kuran'da pek çok ayette kullanılan gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi, Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır. Kelimenin bu anlamı alındığında, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin, 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Nitekim bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Üstelik aynen ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan…
Bilimsel bir kaynakta bu konu şöyle açıklanır:

Bilim adamları atmosferin birçok katmandan oluştuğunu keşfettiler. Katmanlar, basınçları ve bunları oluşturan gazların bileşimi gibi belirgin fiziksel özelliklerle birbirlerinden farklılaşırlar… Atmosferin Dünya'ya en yakın katmanı "TROPOSFER"dir. Atmosferin toplam kütlesinin %90'ını oluşturur… Troposfer'in üzerindeki katman "STRATOSFER" dir… Stratosfer'de ultraviyole ışınlarının emildiği katmana "OZONOSFER" adı verilir… Stratosfer'in üzerindeki tabakaya ise "MEZOSFER" adı verilir… Mezosfer'in üzerinde "TERMOSFER" yer alır… İyonize olmuş gazlar Termosfer'in içinde "İYONOSFER" adı verilen başka bir katman oluştururlar… Dünya atmosferinin en dış tabakası ise 450 km. den 960 km. ye kadar uzanır. Bu katmana "EKZOSFER" adı verilir.

14 asır önce, gökyüzünün yekpare bir bütün sanıldığı dönemlerde Kuran'da, gökyüzünün katmanlardan meydana geldiği, üstelik bu katmanların sayısının "yedi" olduğu mucizevi bir biçimde haber verilmekteydi.
Çağdaş bilim ise Dünyamız'ı çevreleyen atmosferin belli başlı "yedi" ana tabakadan meydana geldiğini ancak yakın zamanlarda ortaya koydu

Bu konuyla ilgili bir diğer önemli mucize de Fussilet Suresi'nin 12. ayetinde geçen "Her bir göğe emrini vahyetti" ifadesinde yer almaktadır. Yani ayette Allah'ın her tabakayı belli bir görevle görevlendirdiği belirtilmektedir. Gerçekten, daha önceki bölümlerde de gördüğümüz gibi, yukarıda saydığımız tabakaların her birinin insanların ve yeryüzündeki tüm canlıların yararı açısından çok hayati görevleri vardır. Yağmurların oluşmasından, zararlı ışınların engellenmesine, radyo dalgalarının yansıtılmasından, gök taşlarının zararsız hale getirilmesine kadar her tabakanın kendine özgü bir işlevi bulunmaktadır.
Örneğin bu görevlerden biri bilimsel bir kaynakta şöyle bildirilmiştir:


Dünya'nın atmosferi 7 katmandan oluşmaktadır. En alttaki tabaka Troposfer'dir. Yağmur, kar ve rüzgar yalnızca Troposfer'de oluşur.
20. yüzyıl teknolojisi olmadan tespit edilmesi hiçbir biçimde mümkün olmayan bu bilgilerin 1400 yüzyıl önce indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de açıkça bildirilmesi ise, çok büyük bir mucizedir.

Rahman ve Rahim Olan ALLAH'ın adı ile
"Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesinizki O, haddi aşanları sevmez." Araf Suresi 55.Ayet



 

karcx

Profesör
Katılım
26 Şubat 2009
Mesajlar
2,391
Reaksiyon puanı
39
Puanları
0
Helitron tövbe et diyecem ama inanmıyorsun..

Ayrıca diğer arkadaşlardan ricam bu konuyu kapatalım..
Tekrar söylüyorum:
FİTNE UYKUDA OLAN BİR YILANDIR!!!
O yılanı bizler uyandırmayalım..
İyi akşamlar...
 

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Atmosferin Katmanları Kur’an-ı Kerim Mucizesi

ATMOSFERİN KATMANLARI


Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olarak düzenlendiğidir:
“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur.
Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak
düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. „
(Bakara Suresi, 29)
“Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi;
Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı
ve her bir göğe emrini vahyetti…„
(Fussilet Suresi, 11-12)

Dünya, yaşam için gerekli olan özelliklerin tümüne sahiptir. Bunlardan bir tanesi de canlıları koruyan özel bir kalkan görevini yerine getiren atmosferdir. Bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Atmosfer aynen ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan oluşmaktadır. Bu, elbette ki Kuran'ın mucizelerinden biridir

Kuran'da pek çok ayette kullanılan gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi, Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır. Kelimenin bu anlamı alındığında, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin, 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Nitekim bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Üstelik aynen ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan…
Bilimsel bir kaynakta bu konu şöyle açıklanır:

Bilim adamları atmosferin birçok katmandan oluştuğunu keşfettiler. Katmanlar, basınçları ve bunları oluşturan gazların bileşimi gibi belirgin fiziksel özelliklerle birbirlerinden farklılaşırlar… Atmosferin Dünya'ya en yakın katmanı "TROPOSFER"dir. Atmosferin toplam kütlesinin %90'ını oluşturur… Troposfer'in üzerindeki katman "STRATOSFER" dir… Stratosfer'de ultraviyole ışınlarının emildiği katmana "OZONOSFER" adı verilir… Stratosfer'in üzerindeki tabakaya ise "MEZOSFER" adı verilir… Mezosfer'in üzerinde "TERMOSFER" yer alır… İyonize olmuş gazlar Termosfer'in içinde "İYONOSFER" adı verilen başka bir katman oluştururlar… Dünya atmosferinin en dış tabakası ise 450 km. den 960 km. ye kadar uzanır. Bu katmana "EKZOSFER" adı verilir.

14 asır önce, gökyüzünün yekpare bir bütün sanıldığı dönemlerde Kuran'da, gökyüzünün katmanlardan meydana geldiği, üstelik bu katmanların sayısının "yedi" olduğu mucizevi bir biçimde haber verilmekteydi.
Çağdaş bilim ise Dünyamız'ı çevreleyen atmosferin belli başlı "yedi" ana tabakadan meydana geldiğini ancak yakın zamanlarda ortaya koydu

Bu konuyla ilgili bir diğer önemli mucize de Fussilet Suresi'nin 12. ayetinde geçen "Her bir göğe emrini vahyetti" ifadesinde yer almaktadır. Yani ayette Allah'ın her tabakayı belli bir görevle görevlendirdiği belirtilmektedir. Gerçekten, daha önceki bölümlerde de gördüğümüz gibi, yukarıda saydığımız tabakaların her birinin insanların ve yeryüzündeki tüm canlıların yararı açısından çok hayati görevleri vardır. Yağmurların oluşmasından, zararlı ışınların engellenmesine, radyo dalgalarının yansıtılmasından, gök taşlarının zararsız hale getirilmesine kadar her tabakanın kendine özgü bir işlevi bulunmaktadır.
Örneğin bu görevlerden biri bilimsel bir kaynakta şöyle bildirilmiştir:


Dünya'nın atmosferi 7 katmandan oluşmaktadır. En alttaki tabaka Troposfer'dir. Yağmur, kar ve rüzgar yalnızca Troposfer'de oluşur.
20. yüzyıl teknolojisi olmadan tespit edilmesi hiçbir biçimde mümkün olmayan bu bilgilerin 1400 yüzyıl önce indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de açıkça bildirilmesi ise, çok büyük bir mucizedir.

Rahman ve Rahim Olan ALLAH'ın adı ile
"Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesinizki O, haddi aşanları sevmez." Araf Suresi 55.Ayet





iyonosfer zaten termosferin içinde iyonlardan oluşan bir kısım, ayrı bir katman değil...
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
ARkadaşlar durun durun,

Elhamdüllah Müslümanım, ama konuyu açıp hemen arkasından
Sakın bana herkesin görüşü farklıdır v.b cümleler kurmasın kimse.Çünkü, bahsettiğim konu düşünce beyan etmekten ziyade düşünce empoze etme ,bir kültürü yozlaştırma ve sistemli şekilde ortalığı karıştırmaktır.
cümlesini bari kurmayalım.
Aynı şeyin onların açtığı konularda da olduğunu hepimiz biliyoruz. Evet iki taraftan da aşırı uçta olanlar var, olacaklar da doğanın kanunu bu.

Birileri bir seçim yapacak ve sonuna kadar savunacak. Ama bunu böyle 80 dönemindeki sağcı-solcu kavgası tarzında bir tartışma havasına sokmak, benimle aynı fikirde olanlar gelsin yazsın modunda yazı yazmak yakışmıyor. Arkadaşlar, ne geldiyse başımıza millet, ülke olarak, kutuplaşmadan geldi ama biz hala diretiyoruz kutuplaşmada. Ben açıkcası iki tarafa da katılmıyorum.

Evet iki tarafda bazı şeyleri biliyor; sana göre doğru ona göre yanlış, ona göre doğru sana göre yanlış. Bunun sonu gelmez, hele bu tür konularla hiç gelmez.

Bunu bazen susarak, bazen o kişilere cevap vermeyerek yapacaksınız.

Şair çok güzel söylemiş;
"ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar"
Daha ötesi yok ;)
"Bu kısmı yazarken konuyu tamamen okumamıştım. Helitron üstüne alınma, bireysel bir şey demedim"

Dediğim gibi konu imanlı, imansıza geldi mi kutuplaşma başlar. Bence insanlıkda buluşalım konuları açın, artık susun konuları yerine..

Saygılarımla...
 

pafter

Doçent
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
bahsettiklerinizden birisi belki ben oluyorum ama ben şimdiye kadar kimsenin inancına yönelik bir saldırıda bulunmadım, asıl inanmıyoruz diye saldırıya uğrayan biziz...

düşünce özgürlüğü tabi ki olacak, sizinle aynı fikirde olmayan insanları forumdan temizlemek ne işine yarayacak? farklı fikirler farklı renkler demektir, herkesin fikri kendine özeldir, karşıt fikirli insanları forumdan temizlersen kimle neyi tartışacaksın? herkes aynı fikirde olursa, evet öyledir, evet öyledir gibi onaylamaktan başka bişey çıkmaz ortaya...

Birinci mesajı iyi okursanız ayrı fikirde olan insanların ayrılmasından ziyade ortamı bulandıranların temizlenmesinden bahsediyor yani bir nevi forum provakatörleri bunlar bende bunların temizlenmesinden yanayım.

Ayrıca inanmıyorsanız ve kendi iradenizle inananların arasına giriyor ve paylaşım yapıyorsanız paylaşımlarınıza dikkat etmek zorundasınız, bu forumda açılan dine hakaret boyutlarına varan konularında burada yeri yok! laf söylemeyede kimsenin hakkı yok! inanmayanlar bilgilerini kendilerine saklasınlar! birgün doğrununda yanlışında hesabı Allah (C.C) tarafından sorgulanınca düşüncelerinizi orada aynen belirtirsiniz.
 

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ARkadaşlar durun durun,

Elhamdüllah Müslümanım, ama konuyu açıp hemen arkasından
cümlesini bari kurmayalım.
Aynı şeyin onların açtığı konularda da olduğunu hepimiz biliyoruz. Evet iki taraftan da aşırı uçta olanlar var, olacaklar da doğanın kanunu bu.

Birileri bir seçim yapacak ve sonuna kadar savunacak. Ama bunu böyle 80 dönemindeki sağcı-solcu kavgası tarzında bir tartışma havasına sokmak, benimle aynı fikirde olanlar gelsin yazsın modunda yazı yazmak yakışmıyor. Arkadaşlar, ne geldiyse başımıza millet, ülke olarak, kutuplaşmadan geldi ama biz hala diretiyoruz kutuplaşmada. Ben açıkcası iki tarafa da katılmıyorum.

Evet iki tarafda bazı şeyleri biliyor; sana göre doğru ona göre yanlış, ona göre doğru sana göre yanlış. Bunun sonu gelmez, hele bu tür konularla hiç gelmez.

Bunu bazen susarak, bazen o kişilere cevap vermeyerek yapacaksınız.

Şair çok güzel söylemiş;
"ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar"
Daha ötesi yok ;)
"Bu kısmı yazarken konuyu tamamen okumamıştım. Helitron üstüne alınma, bireysel bir şey demedim"

Dediğim gibi konu imanlı, imansıza geldi mi kutuplaşma başlar. Bence insanlıkda buluşalım konuları açın, artık susun konuları yerine..

Saygılarımla...

alınacak bişey yok, doğru söyleyeni her zaman desteklerim, senin de söylediklerinin arkasındayım...
ben insanların karşı düşüncelere de saygı duyması için uğraş verip duruyorum sadece, hiçbir mesajımda kimsenin dinine saldırım olmamıştır, olmaz da...
 

afterdinner

Asistan
Katılım
20 Ağustos 2006
Mesajlar
466
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
İnkarcıları ikiye ayırırım. Birincisi kayıtsız şartsız kilitli inkarcılar. İkincisi ılımlı inkarcılar. Her iki gruptan da arkadaşlarım oldu. Her iki grubu da iyi tanırım.

Sanırım @Helitron arkadaşımız kilitli inkarcılardan. Bu tarz inkarcılar genelde bilimin arkasına sığınarak mana boyutunu da maddeyle açıklamaya kalkarlar. Yazıktır. Olmamalıdır. Bu tarz inkarcıları hiçbir şekilde ikna edemezsiniz. Onlar maddeye inanırlar. Metafizik boyutunda hiçbir şey onları ilgilendirmez. Sakın ola bu gruba girenlere "akıl, mantık, düşünce"yi de göremiyoruz ama inanıyoruz demeyin. Dediğinizle kalırsınız. Alacağınız cevap beyinde (veya nerede oluyorsa) gerçekleşen kimyasal ve elektriksel olaylar sonucunda aklın, mantığın vs oluştuğudur. Nitekim doğruluk payı çok yüksektir.

İnsanoğlunun aciz beyniyle algılayamayacağı varlıklar, simgeler, oluşumlar olabilir. Tıpkı sonsuzluk kavramını algılayamadığımız gibi. Uzayın sonunu düşünün en sonunu..Gidin gidebildiğiniz kadar zihninizde..Bilinen bütün galaksilerin dışına çıkın..Bir son hayal etmeye çalışın. Bir duvar, bir çit, bir son. Duvarın kalınlığını hayal edin bittiği yeri..Ondan sonrasını.. Noldu? Açıklayabildiniz mi? Hayır. Peki zamanın başlangıcını düşünün. Big bang demeyin sakın. Ondan öncesini ve ondan öncesini.. Açıklayamazsınız. Açıklayamadığınız gibi sonsuzluk kavramı üzerinde düşündükçe beyin yorulur ve delirebilirsiniz!

Beynimiz herşeyi bilimsel nesnellikle algılamak üzere yaratılmamıştır. Bazı konularda kalp beyinden daha önce gelmelidir. Çevresindeki herşeyi sürekli araştıran bir bilim adamı olarak ben de inanıyorum ve herkesi inanmaya davet ediyorum.
 

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İnkarcıları ikiye ayırırım. Birincisi kayıtsız şartsız kilitli inkarcılar. İkincisi ılımlı inkarcılar. Her iki gruptan da arkadaşlarım oldu. Her iki grubu da iyi tanırım.

Sanırım @Helitron arkadaşımız kilitli inkarcılardan. Bu tarz inkarcılar genelde bilimin arkasına sığınarak mana boyutunu da maddeyle açıklamaya kalkarlar. Yazıktır. Olmamalıdır. Bu tarz inkarcıları hiçbir şekilde ikna edemezsiniz. Onlar maddeye inanırlar. Metafizik boyutunda hiçbir şey onları ilgilendirmez. Sakın ola bu gruba girenlere "akıl, mantık, düşünce"yi de göremiyoruz ama inanıyoruz demeyin. Dediğinizle kalırsınız. Alacağınız cevap beyinde (veya nerede oluyorsa) gerçekleşen kimyasal ve elektriksel olaylar sonucunda aklın, mantığın vs oluştuğudur. Nitekim doğruluk payı çok yüksektir.

İnsanoğlunun aciz beyniyle algılayamayacağı varlıklar, simgeler, oluşumlar olabilir. Tıpkı sonsuzluk kavramını algılayamadığımız gibi. Uzayın sonunu düşünün en sonunu..Gidin gidebildiğiniz kadar zihninizde..Bilinen bütün galaksilerin dışına çıkın..Bir son hayal etmeye çalışın. Bir duvar, bir çit, bir son. Duvarın kalınlığını hayal edin bittiği yeri..Ondan sonrasını.. Noldu? Açıklayabildiniz mi? Hayır. Peki zamanın başlangıcını düşünün. Big bang demeyin sakın. Ondan öncesini ve ondan öncesini.. Açıklayamazsınız. Açıklayamadığınız gibi sonsuzluk kavramı üzerinde düşündükçe beyin yorulur ve delirebilirsiniz!

Beynimiz herşeyi bilimsel nesnellikle algılamak üzere yaratılmamıştır. Bazı konularda kalp beyinden daha önce gelmelidir. Çevresindeki herşeyi sürekli araştıran bir bilim adamı olarak ben de inanıyorum ve herkesi inanmaya davet ediyorum.

yani kategorilendirmen ilginçmiş hakkaten, gülmeden geçemeyeceğim :)
yine benim inancıma saldırı var altını çiziyorum...
ben yine senin inancına bir laf etmiyorum, konunun başlığı ne, tartıştığımız konu ne? benim inancım, yanlışı burda yapıyorsunuz...

gelelim algılama olaylarına, insan beyni tabi ki herşeyi algılayamaz, neder dersiniz? yeterince gelişmemiş olabilir mi? herkes kendine göre çok akıllı olduğunu iddaa eder, kimse aptalım demez. insan beyni tamam gelişmiş bir organ ama belki gelişimini daha tamamlamadı...

herhangi bir hayvana dünyanın yuvarlak olduğunu anlatabilir misiniz? onların da beyni var ama anlatamazsınız, neden? çünkü onların beyinleri de onu algılayacak kadar gelişmemiştir... insan da şu an için uzayın sonunu algılamayabilir, kim bilir ileride algılayacak belki de algılayamayacak?

unutmayın ki geçmişte dünyanın yuvarlak olduğunu da kimse bilmiyordu, ama şimdi gitsen birine desen dünya küp şeklinde diye, hadi len derler adama...

bilim işte bu, geliştikçe anlıyoruz bazı şeyleri...
 

pafter

Doçent
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
unutmayın ki geçmişte dünyanın yuvarlak olduğunu da kimse bilmiyordu, ama şimdi gitsen birine desen dünya küp şeklinde diye, hadi len derler adama...

bilim işte bu, geliştikçe anlıyoruz bazı şeyleri...

Dünyanın yuvarlak yada dikdörtgen olmasını bilimle öğrenmemiz haşa Allah'ın varlığını inkar etmeye sebep değildir, kendiniz söylüyorsunuz bilimde aklın yettiği yere kadar bilgi verebilir ama aklın yetmediği bir kudret vardır oda Allah'ın varlığıdır ve neyi nasıl hangi sebepten dolayı yarattığınıda bu aklın ürettiği bilim ile çözülemez, bir gün o gün geldiğinde anlayacak ve öğreneceksiniz, nasıl olsa o gün hepimiz aynı yerde görüşücez merak etmeyin.

İnançsızlığınızı ve sebeplerini burada kanıtlamaya çalışmayın kanıtlamaya çalıştığınızda ise verilen cevapları beğenmeyip düşüncelerinize saldırı olduğunu ifade ediyorsunuz o halde sizin gibi düşünen ortamlarda bunu dile getirebilirsiniz kimse size neden diye sormaz neden burada yapıyorsunuz.
 

afterdinner

Asistan
Katılım
20 Ağustos 2006
Mesajlar
466
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
yani kategorilendirmen ilginçmiş hakkaten, gülmeden geçemeyeceğim :)
yine benim inancıma saldırı var altını çiziyorum...
ben yine senin inancına bir laf etmiyorum, konunun başlığı ne, tartıştığımız konu ne? benim inancım, yanlışı burda yapıyorsunuz...

gelelim algılama olaylarına, insan beyni tabi ki herşeyi algılayamaz, neder dersiniz? yeterince gelişmemiş olabilir mi? herkes kendine göre çok akıllı olduğunu iddaa eder, kimse aptalım demez. insan beyni tamam gelişmiş bir organ ama belki gelişimini daha tamamlamadı...

herhangi bir hayvana dünyanın yuvarlak olduğunu anlatabilir misiniz? onların da beyni var ama anlatamazsınız, neden? çünkü onların beyinleri de onu algılayacak kadar gelişmemiştir... insan da şu an için uzayın sonunu algılamayabilir, kim bilir ileride algılayacak belki de algılayamayacak?

unutmayın ki geçmişte dünyanın yuvarlak olduğunu da kimse bilmiyordu, ama şimdi gitsen birine desen dünya küp şeklinde diye, hadi len derler adama...

bilim işte bu, geliştikçe anlıyoruz bazı şeyleri...

Arkadaşım niye saldırı olarak görüyorsun. Bütün tanrıtanımazlara olduğu gibi sana da saygım var. Hepimiz insanız.

Benim ki bir kategorilendirme. Bu bir saldırı değil. Aksine sana neden "bulaşılmaması" gerektiğinin nedeni. Vereceğin cevabın bu olduğunu biliyordum. Zaten benim sınıflandırmama göre kilitliler bu şekilde cevap vermelidir. Yani bunu küçümsemiyorum. Ben bir tez savunuyorum. Bir sınıflandırma tezi. 10 bin yıl sonra insan türü hala var olursa beyin kim bilir ne kadar gelişir. Maddeyle, Darwin'le, evrimle açıkladın. Dediğim tam olarak bu. Yani denizlerin asayla yarılabilmesi, mana boyutundaki varlıklar vs gibi paranormal bir olayı gözünle görmediğin sürece inanmassın. Aslında abartıp gözünle görsen de inanmassın diyebilirim. Bilimle açıklamaya çalışırsın. Bu da seni o kategoriye sokuyor. Tartıştığım şey senin niye öyle olduğun değil. Tartıştığım şey kilitlilere bu konularda dokunulmaması gerektiği. Çünkü dediğim gibi yüzyıl da tartışsak sonuca varamayız.
 

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Arkadaşım niye saldırı olarak görüyorsun. Bütün tanrıtanımazlara olduğu gibi sana da saygım var. Hepimiz insanız.

Benim ki bir kategorilendirme. Bu bir saldırı değil. Aksine sana neden "bulaşılmaması" gerektiğinin nedeni. Vereceğin cevabın bu olduğunu biliyordum. Zaten benim sınıflandırmama göre kilitliler bu şekilde cevap vermelidir. Yani bunu küçümsemiyorum. Ben bir tez savunuyorum. Bir sınıflandırma tezi. 10 bin yıl sonra insan türü hala var olursa beyin kim bilir ne kadar gelişir. Maddeyle, Darwin'le, evrimle açıkladın. Dediğim tam olarak bu. Yani denizlerin asayla yarılabilmesi, mana boyutundaki varlıklar vs gibi paranormal bir olayı gözünle görmediğin sürece inanmassın. Aslında abartıp gözünle görsen de inanmassın diyebilirim. Bilimle açıklamaya çalışırsın. Bu da seni o kategoriye sokuyor. Tartıştığım şey senin niye öyle olduğun değil. Tartıştığım şey kilitlilere bu konularda dokunulmaması gerektiği. Çünkü dediğim gibi yüzyıl da tartışsak sonuca varamayız.

Bu dediklerine tamamen katılıyorum, algılayabildiklerime göre konuşuyorum, algılayamadığım şeyler hakkında yorum yapamam...
yalnız ben tanrıtanımaz değilim, bilinemezciyim

O zaman bu konuları tartışmamızın zaten bir anlamı yok, hiçbir zaman sonuç elde edemeyeceğimiz bariz...

Ancak düşünce özgürlüğü kısıtlama diye bi olay olmamalı, bu başlığın amacı bu...
 

afterdinner

Asistan
Katılım
20 Ağustos 2006
Mesajlar
466
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Bu dediklerine tamamen katılıyorum, algılayabildiklerime göre konuşuyorum, algılayamadığım şeyler hakkında yorum yapamam...
yalnız ben tanrıtanımaz değilim, bilinemezciyim

O zaman bu konuları tartışmamızın zaten bir anlamı yok, hiçbir zaman sonuç elde edemeyeceğimiz bariz...

Ancak düşünce özgürlüğü kısıtlama diye bi olay olmamalı, bu başlığın amacı bu...

Hımm agnostiksin yani. Aslında agnostikler de tanrıtanımazdır ama algılarına hükmedilirse bu değiştirilebilir. O yüzden seni kategorilerime sokamıyorum. Çünkü onlar ateistler içindi. Neyse başlık dağıldı.
 

ennteresan

Asistan
Katılım
3 Eylül 2007
Mesajlar
312
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
helitron ilk mesajda belirten konunun içinde sanki başka mana arıyorsun. başlığın açılma amacı belli. niye alınıyorsun ki. tamam hristiyanlığı ,islamı vs bi kenara bırak tanrı-allah- ne dersen.. bırak bunları madem. bilmek istediğim birşey var. bilimsel konulardan bahset biraz. big bang düşünme sistemi-beyin vs. (alıntı-link vermeden kendin basit-temel biçimde açıklarsan daha iyi olur) özellikle bigbang diye tabir ettiğin olgunun oluşum gereksinimi nelerdir nasıldır accayip merak ediyorum.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Müdavim
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Hayırlı günler arkadaşlar;

Bununla ilgili geçmişte bir yazı yazmıştım.
Tekrar gündeme gelmesi hasebiyle yazımı tekrardan yayınlıyorum.

Saygılar



Merhaba ateist ve dinsiz arkadaşlarım;

Bu forumun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi moderatörü olarak, sizlere âcizane bir tavsiyede bulunmak istiyorum.

Sizler her şeyi bilimle veya ilimle ispatlamaya çalışan araştırmacı insanlarsınız.
Daha doğrusu inanmadığı gibi yaşayan insanlarsınız.
İnanmamaklılığınızın hakkını veren kişilersiniz.

Ya bizler;

Bizlerde eksik noksan bilgilerimizle inandığımızı yaşamaya çalışan kimseleriz.
Öncelikle bendeniz bir Müslüman olarak çok cahil ve bilgisiz bir kişiliğe sahibim.
Hele dinimizde o kadar çok mesele ve fıkhi konular var ki, inanın herhalde hepsini bilmek için en az birkaç tane üniversite bitirmem gerekir diye düşünüyorum.

Ateist ve dinsiz arkadaşlar;
Dediğim gibi inanmadığınız gibi yaşamak kolay,
Her şeyin üstüne somut değil diye bir çizgi çekersiniz, olur biter.
Gösterin dersiniz, gösteremeyiz olur biter.
İstediğinizi gibi, vicdanınızın elverdiği gibi hür ve hiçbir dinin kurallarına bağlı kalmadan yaşar gidersiniz.

Ya bizler;
Zaten (şahsım adına söylüyorum) üç kuruşluk eksik bilgilerim bana yetmiyor, bir de sizin ilmi ve felsefi sorularınıza cevap nasıl vereyim.(Keşke öğrenebilsem)
Gerçekten dini sorumluluklarım ve vazifelerim başımı aşmış durumda.

Eğer sizin amacınız hakikaten öğrenmekse ve suallerinizin cevabını merak ediyorsanız;
Bu iş için kurulmuş müessesemiz var. Diyanet İşleri Başkanlığı
Daha da cevap alamaz iseniz; Mısır’da El-Ezher Üniversitesi var.
Onlara sorun. Onlardan da cevap alamaz iseniz; inanmadığınız gibi yaşamaya devam edin.

Lütfen bizim inançlarımızla ilgili kafamızı karıştıracak, aklımıza şüphe düşürecek sorular sormayın. Dediğim gibi zaten sorumluluğumuz ve vazifemiz başımızdan aşkın.

Ama illa da sormaya ve yazmaya devam ederseniz; amacınızın bariz bir şekilde bağcıyı dövmek olduğu anlaşılır.
Bu forumda hiç kimseyi kimseye dövdürmeyiz.

Bizler 20–30 yaş arası daha inandıklarımızı yaşamakta güçlük çeken insanlarız.
Sizler bizlerden çok daha sorunsuz ve kuralsız yaşayan insanlarsınız.
Bu konuda sizler bizlerden bir adım öndesiniz.

Lütfen gidin denginizle, ilim ve bilim sahibi insanlarla tartışın.
Bende sizi ve sizin gibi düşünen insanları tebrik edeyim.

Yoksa sizin yaptığınız iş, sonuç olarak; ilkokul birinci sınıftaki çocuğu denklemleri sormak gibi bir şey.
Denklemleri ve soruları gidin, El-Ezher Üniversitesindeki hocalara sorun.

Artı olarak; Bizim sizden, dinimizi veya dinimizdeki yanlış gördüklerinizi öğrenmeye ihtiyacımız yok.
Aklımıza takılan sualler olursa, bunlar için kurulmuş kurumumuza sorarız.
Ve bu kurumumuzun yetiştirdiği insanlara sorarız.

Sonuç olarak bizim inandıklarımız bize (Yalan yanlış da olsa)
Sizin inanmadıklarınız size.

Lütfen artık daha fazla bu forumda dinimiz, inançlarımız ve kutsal değerlerimiz hakkında ateist olarak bir yazı yazmayın.
Sizlerden rica ediyorum.

Bırakın bizden bir kimse yazsın, diğeri onu alkışlasın.
Herhalde bu sizi ve sizin gibi düşünen insanları hiç ilgilendirmez. Bence gülüp geçin.

Saygılarımla
Mehmet
 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
http://forum.shiftdelete.net/din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi/65303-elif-ve-vav.html helitron bu katmanları inkar ettiğin gibi bu likteki insanın anne karnındaki şeklini anlatan yazıya inkar ette görüyüm seni hehalde o zaman ultrasyon yoktu sanırım isteğin kadar inkar et 7 katma gökyüzünde 7 katman yer altındadır senin benimsediğin bilimde bunu kanıtlamıştır hale niye inat edip inkar ediyorsun anlamış değilim bence sen inanıyorsun da amacın başka inanıyorsun derekn yazılanları gerçek olduğunu biliyorsun fakat işine gelmiyor senin.
 

korsan12

Doçent
Katılım
15 Ocak 2008
Mesajlar
505
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
zorhak abicim tamamen doğru bir noktaya parmak basmışsın kesinlik katılıyorum..
teşekkürler abicim
 

neydiyaaunuttum

Doçent
Katılım
27 Ekim 2008
Mesajlar
615
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
yani kategorilendirmen ilginçmiş hakkaten, gülmeden geçemeyeceğim :)
yine benim inancıma saldırı var altını çiziyorum...
ben yine senin inancına bir laf etmiyorum, konunun başlığı ne, tartıştığımız konu ne? benim inancım, yanlışı burda yapıyorsunuz...

gelelim algılama olaylarına, insan beyni tabi ki herşeyi algılayamaz, neder dersiniz? yeterince gelişmemiş olabilir mi? herkes kendine göre çok akıllı olduğunu iddaa eder, kimse aptalım demez. insan beyni tamam gelişmiş bir organ ama belki gelişimini daha tamamlamadı...

herhangi bir hayvana dünyanın yuvarlak olduğunu anlatabilir misiniz? onların da beyni var ama anlatamazsınız, neden? çünkü onların beyinleri de onu algılayacak kadar gelişmemiştir... insan da şu an için uzayın sonunu algılamayabilir, kim bilir ileride algılayacak belki de algılayamayacak?

unutmayın ki geçmişte dünyanın yuvarlak olduğunu da kimse bilmiyordu, ama şimdi gitsen birine desen dünya küp şeklinde diye, hadi len derler adama...

bilim işte bu, geliştikçe anlıyoruz bazı şeyleri...
evrenin genişlemesi:
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)
Yörüngeler


İŞTE BU, SİZİN RABBİNİZ ALLAH'TIR; HERŞEYİN YARATICISIDIR; O'NDAN BAŞKA İLAH YOKTUR. ÖYLEYSE NASIL OLUR DA ÇEVRİLİYORSUNUZ?
(MÜMİN SURESİ, 62)

Pek çoğunuz Dünyamızın ve diğer gezegenlerin bir yörüngesi olduğunu biliyor olabilirsiniz. Aslında sadece Güneş Sistemimizdekilerin değil, evrendeki bütün gök cisimlerinin bir yörüngesi vardır. Yani hepsi kendileri için belirlenmiş olan bir yol üzerinde dolaşırlar. Bilim adamları bu bilimsel gerçeği yakın bir dönemde keşfetmişlerdir. Ancak günümüzden 1400 yıl öncesi gibi, gök cisimlerinin yörüngelerinden haberdar olunmadığı bir dönemde, Kuran'da Allah bu gerçeği bir mucize olarak şöyle bildirmiştir:

Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33)
Dünya'nın yuvarlak oluşu

Kuran'ın gönderildiği dönemdeki gök bilim anlayışına göre, Dünya'nın tıpkı bir tepsi gibi düz olduğu düşünülüyordu. Dikkat ederseniz, bugün herkesin bildiği bu gerçek bile o zaman bilinmiyordu. Ama Kuran'da kullanılan kelimelerden Dünya'nın yuvarlak olduğu açık şekilde anlaşılıyordu. Bu bilginin bize haber verildiği ayet şöyledir:

Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor... (Zümer Suresi, 5)

Bu ayetin Türkçesinde "sarıp-örtme" diye tercüme edilen kelimenin Arapçadaki tam anlamı, "bir şeyi yuvarlak bir şeyin üstüne sarmak"tır. Demek ki, gece ve gündüzün üzerine sarıldığı Dünya yuvarlaktır. Oysa biraz önce de söylediğimiz gibi, Kuran'ın indirildiği dönemde Araplar Dünya'nın düz olduğunu zannediyorlardı. Kuran'da ise Dünya'nın yuvarlak olduğuna işaret edilmişti. Çünkü Allah herşeyin en doğrusunu insanlara öğretendir. Allah'ın kitabı Kuran'da o devirde bildirilen bu gerçek yüzyıllar sonra bilim adamları tarafından keşfedildi ve Dünya'nın yuvarlak olduğu anlaşıldı.

Kuran, Allah'ın sözü olduğu için bilimsel tarifler yapılırken olabilecek en doğru kelimeler kullanılmıştır. Herhangi bir insanın bunları bilip kullanması mümkün değildir. Ama Allah herşeyi bildiği için gerçekleri istediği herhangi bir dönemdeki insanlara bildirebilir.
ayrıca senin ne olduğun belli değil bilinmezciyim diyip duruyosun bişy sorucam zor olmuyomu bu sana nesi ne olduğun belli değil işine gelirse evet bilim ispatlamış gelmezse yok bilimde yazmıyo oh ne ala negüzel dimi


ATATÜRK'TEN MATERYALISTLERE CEVAPLAR
"Türk milleti dindar olmalıdır yani, bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum... Din şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor." (Maurice Perno ile yaptığı ropörtaj 11 Şubat 1924 (Atatürk'le Konuşmalar, Cumhuriyet Gazetesi eki, s. 111)

"Bizim dinimiz en tabi ve makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dine tabii olmasi için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur." (Atatürk'ün S.D. II, 1923, s. 127)

"Ey Arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür- Adalet-i ilahiye, O’nun tecellilerine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devrede mütalaa olunabilir, ilk devir insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. Ikinci devir, insanligin kemal (olgunluk ) devridir."

"Ey millet! Allah birdir, sani, büyüktür. Allah’iın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur’ani azimüssandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor. Eğer akli mantığa, hakikate uymamış olsaydı bununla diğer ilahi ve tabi kanunlar arasında aykırılıklar olmalı gerekirdi. Çünkü bütün kanunları yapan Cenab-ı Haktır." (Atatürk'ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir'de Zağanos Paşa Camii'nde vermiş olduğu hutbeden bir bölümdür.)

"Din vardır ve lazımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var malzemesi iyi. Fakat bina uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayi takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur (tefsirler, hurafeler gibi) binayı fazla hırpalamış. Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşerek ve sağlam temeller üzerinde yeni bir bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır."
 

Helitron

Asistan
Katılım
3 Kasım 2006
Mesajlar
128
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
madem moderatör gitmemizi istiyor, gideriz biz de...

düşünce özgürlüğü de bir yere kadar başlığı böylece amacına ulaşmış oldu!
amaç farklı düşünenleri uzaklaştırmaktı ne de olsa.

sizlere iyi tartışmalar...
 

neydiyaaunuttum

Doçent
Katılım
27 Ekim 2008
Mesajlar
615
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
madem moderatör gitmemizi istiyor, gideriz biz de...

düşünce özgürlüğü de bir yere kadar başlığı böylece amacına ulaşmış oldu!
amaç farklı düşünenleri uzaklaştırmaktı ne de olsa.

sizlere iyi tartışmalar...

good byeee
evet başlık amacına ulaştı amaç sizin gibileri aramızda barındırmamak sizi amacınıza ulaştırmamaktı ulaşamadında zaten :D:D:mrgreen:
 

unmedico

Doçent
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
969
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
Evet son zamanlarda artış var bu konularda ve amaç bilgilendirmek değil ortalığı karıştırmak.

sana katiliyorum ben daha forumda yeniğyim fakat daha girer girmez bazi mesajlardan dolayi çikmayi dusunmuştüm
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Hala bazıları, hatta değerli arkadaşım Berkin de dahil buna "düşünce özgürlüğü" diyorlar. Düşünce özgürlüğü çerçevesinde daha önce ateist arkadaşlarla 50 sayfanın üzerinde yazıştık. Özgürlük zaten var, bel altı çalışmayalım. :)

Özgürlük kılıfı adı altında bazı projeleri su altından hayata geçirme çalışmalarına karşı daha kısacık bir süre önce bir konu açmıştım acizane:
Ateist misiniz? Bırakın tanrıyı gitsin

Bu düşünce özgürlüğü denen şeyi hem müslümanlar, hem ateistler, hem de forum açısından ele almaya çalışmıştım, ama herhalde binlerce yıl daha geçse, yine de insanlar sobaya ellerini değdirip yakarak tecrübe etmek istiyorlar. Biz de öyleyiz galiba.
 
Üst