Besmelenin Fazileti

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan malatya
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

malatya

Profesör
Katılım
2 Aralık 2007
Mesajlar
2,182
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
Saliha bir kadının, münafık ve cahil bir kocası vardı. Bu kadın ” Bismillahirrahmanirrahim ” diye besmele çekmeden, hiçbir işine başlamazdı. Kocası,onun bu haline kızar, kadıncağıza yapmadığı eziyeti bırakmazdı. O saliha kadın ise, kocasının eza ve cefalarına sabreder ve onun doğru yola gelmesi için Allah’a dua ederdi.
Birgün,kadının kocası iyice öfkelenmişti..Karısına yapacağı eziyet ve kötülük için bir bahane arıyor ve kendi kendine :
” Şuna bir oyun çevireyimde görsün ; bakalım onu rezil olmaktan kim kurtaracak ? ” diye söylenip duruyordu. Başkalarına açıkça söyleyemediği inkarcılığı,artık bütün çirkinliğiyle,içinde dolup taşmıştı.

Hanımını çağırdı,ona bir kese altın vererek :
- Bunu iyi sakla !!! diye tenbih etti. Kadında kocasının emri üzerine hemen gitti,besmeleyi çekerek keseyi iyice sakladı. Bu arada kocasıda onu gizlice takip ediyordu. Sonra karısının haberi olmadan keseyi, karısının sakladığı yerden aldı. İçindeki altınları boşaltarak, keseyi derin bir kuyuya attı. Aradan çok geçmeden karısını çağırdı ve :
- Sana verdiğim bir kese altını hemen getir. dedi.
Kadın koştu ; keseyi sakladığı yere,
” Bismillahirrahmanirrahim ” diyerek elini uzattı.
Tam o anda, Allahu Tealanın emriyle, kese kadının sakladığı yerde içindeki altınlarla beraber aynen duruyordu. Islanan keseden suları damlıyordu. Kadın kesenin neden ıslak olduğunu anlayamadı ve keseyi kocasına getirdi. Adam içi altınla dolu keseyi görünce çok şaşırdı ve karısının söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu anladı.
Sonra karısına ;
- Sana çok zulmettim,çok canını yaktım,beni affet. diye yalvarmaya başladı. Allah’a tevbe ve istiğfar etti. İbadetlerine bağlı bir insan oldu. O günden sonra dua ve yakarışlarında hep şöyle derdi ;
- Ya Rabbi ! Bana dünyam ve ahiretim için hayırlı, Saliha bir kadını eş olarak verdiğin için,sana hakkıyle şükretmekten acizdim,beni affet Alah’ım…
O saliha kadın ise ;
- Ya Rabbi ! Sana şükürler olsun ki,duamı kabul edip kocamı salihlerden eyledin,diye dua ediyordu.

Bu hikayeden alınacak ibretler ve çıkarılacak hikmetler çoktur.Büyükler demişlerki ; ” Sabrın kendisi acıdır,lakin meyvesi tatlıdır.”
Kaynak : Ahmed Şihabuddin El-Kalyubi’nin,” Dini Hikayeler “, Çeviri : Hüseyin Erdoğan


Alıntıdır..


Kaynak
 

ZorhaK

Rektör
Katılım
24 Kasım 2008
Mesajlar
10,757
Reaksiyon puanı
259
Puanları
243
İnşallahın fazileti:Hoca eşeğini alır evden cıkar.
-Hanıım ben tarlaya gidiyorum ürünleri toplayacağım
hanım:Hocaa inşallah de hocaa!
nsrttin hoca:Ne inşallahı yahu.Ürünler tarlada ve ben gidip toplayacağım

Hoca ürünleri toplar.Çuvalına doldurur.
Eşeğiyle birlikte geri dönerken önünü haydutlar keser.
''ya canın ya malın'' derler.
Hoca çaresiz tüm malını haydutlara kaptırır.

Eve döner boyn bükük.Kapıyı çalar-tak..tak tak!
hanım:Kim ooo??
Hoca:İnşallah benim...
 

malatya

Profesör
Katılım
2 Aralık 2007
Mesajlar
2,182
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
İnşallahın fazileti:Hoca eşeğini alır evden cıkar.
-Hanıım ben tarlaya gidiyorum ürünleri toplayacağım
hanım:Hocaa inşallah de hocaa!
nsrttin hoca:Ne inşallahı yahu.Ürünler tarlada ve ben gidip toplayacağım

Hoca ürünleri toplar.Çuvalına doldurur.
Eşeğiyle birlikte geri dönerken önünü haydutlar keser.
''ya canın ya malın'' derler.
Hoca çaresiz tüm malını haydutlara kaptırır.

Eve döner boyn bükük.Kapıyı çalar-tak..tak tak!
hanım:Kim ooo??
Hoca:İnşallah benim...

buda güzel bir yazıydı teşekkürler arkadaşım..
 

turgay_1905

Asistan
Katılım
8 Aralık 2006
Mesajlar
367
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Birinci Söz



Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim, şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın Lisan-ı hâliyle vird-i zebânıdır. Bismillah ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak dinle!. Şöyle ki:

Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile reisinin ismini alsın ve himeyesine girsin. Tâ şakîlerin şerrinden kurtulup hâcâtını tedârik edebilsin. Yoksa tek başıyle hadsiz düşman ve ihtiyacâtına karşı perişan olacaktır. İşte böyle bir seyahat için iki adam, sahraya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi. Diğeri mağrur... Mütevazii, bir reisin ismini aldı. Mağrur, almadı... Alanı, her yerde selâmetle gezdi. Bir kâtıü't-tarîka rast gelse, der: "Ben, filân reisin ismiyle gezerim." Şakî defolur, ilişemez. Bir çadıra girse, o nam ile hürmet görür. Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belalar çeker ki, târif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelîl, hem rezil oldu.

İşte ey mağrur nefsim! Sen o seyyahsın. Şu dünya ise, bir çöldür. Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın,hâcâtın nihayetsizdir. Mâdem öyledir; şu sahranın Mâlik-i Ebedî'si ve Hâkim-i Ezelî'sinin ismini al. Tâ, bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisatın karşısında titremeden kurtulasın.

Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki: Senin nihayetsiz Aczin ve fakrın , seni nihayetsiz kudrete, rahmete raptedip Kadîr-i Rahîm'in dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçı yapar. Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur. Devlet namına hareket eder. Hiçbir kimseden pervâsı kalmaz. Kanun namına, devlet namına der, her işi yapar, her şeye karşı dayanır.

Başta demiştik: Bütün mevcudat, Lisan-ı hâl ile Bismillah der. Öyle mi?

Evet, nasılki görsen: Bir tek adam geldi. Bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevketti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakînen bilirsin; o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket "etmiyor. Belki o bir askerdir. Devlet namına hareket eder. Bir padişah kuvvetine istinad eder. Öyle de her şey, Cenâb-ı Hakk'ın namına hareket eder ki; zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek herbir ağaç, Bismillah der. Hazine-i Rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor. Her bir bostan, Bismillah der. Matbaha-i kudretten bir kazan olur ki: Çeşit çeşit pekçok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor. Herbir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der. Rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere, Rezzak namına en lâtif, en nazif, âb-ı hayat gibi "bir gıdayı takdim ediyorlar. Herbir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları, Bismillah der. Sert olan taş ve toprağı deler geçer. Allah namına, Rahman namına der, her şey ona musahhar olur. Evet havada dalların intişarı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemâl-i sühûletle intişar etmesi ve yer altında yemiş vermesi; hem şiddet-i hararete karşı aylarca nâzik, yeşil yaprakların yaş kalması; tabiiyyûnun ağzına şiddetle tokat vuruyor. Kör olası gözüne parmağını sokuyor ve diyor ki: En güvendiğin salâbet ve hararet dahi, emir tahtında hareket ediyorlar ki; o ipek gibi yumuşak damarlar, birer asâ-yi Mûsâ (A.S.) gibi فَقُلْنَااضْرِبْْبِعَصَاكَالْحَجَرَ emrine imtisâl ederek taşları şakk eder. Ve o sigara kâğıdı gibi ince nazenin yapraklar, birer a'zâ-yi İbrahim (A.S.) gibi ateş saçan hararete karşı يَانَارُكُونِىبَرْدًاوَسَلاَمًا âyetini okuyorlar.

Mâdem her şey mânen Bismillah der. Allah namına Allah'ın ni'etlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi Bismillah demeliyiz. Allah nâmına vermeliyiz. Allah nâmına almalıyız. Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız...

Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor?

Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni'metlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta "Bismillah" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, ''bu kıymettar hârika-yi san'at olan nimetler Ehad-ü Samed'in mu'cize-i kudreti ve Hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek'' fikirdir. Bir pâdişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zâhirî mün'imlere medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakiki'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.

Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, Allah namına başla, Allah nâmına işle. Vesselâm.
kaynak
 

engin azaklı

Asistan
Katılım
25 Ekim 2008
Mesajlar
330
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
BİSMİLLAH
'Allah adın zikredelim evvela,'
Her hayırlı işin başı Bismillah.
'Cümle işte vâcib oldu her kula,'
Kâinatın temel taşı Bismillah.
Bil ey nefsim şu mübarek kelime,
Bir İslâm nişânı verir eline,
Tesbih olmuş mevcudatın diline,
Bütün zikirlerin başı Bismillah.
Bitkiler tâzimle Bismillah diyor,
Yerden yemi, gökten suyu geliyor,
İnce bir kök kayaları deliyor,
Yumuşatır demiri, taşı Bismillah.
Bismillah der ağaçların dilleri,
Yaprakları, çiçekleri, dalları,
Leziz meyvelerle dolar kolları,
Rezzak isminin nakışı Bismillah.
Toprak Bismillah der, bağrı ot olur,
İnek ot yer, memesinde süt olur,
Damla Bismillah der, bir rahmet olur,
Bahara çevirir kışı Bismillah.
Bismillah ne büyük, tükenmez kuvvet,
Eksilmez hazine, bitmez bereket,
En güzel sermaye, en büyük servet,
Elmasa çevirir taşı Bismillah.
Bismillah diyerek,yürürse bir kul
Dağ ve deniz olur ona tozlu yol,
“Ey ateş serin ve selametli ol”
Suya çevirir ateşi Bismillah.
Akıllı bir tüccar olmak istersen,
Besmeleyle başla, ne alıp versen,
Her işin denk gider Bismillah dersen,
Dindirir gözlerde yaşı Bismillah.
Besmele dillerde en güzel kelâm,
Onunla ayakta duruyor âlem,
Onunla başla ve işle vesselam.
Kolay eder en zor işi Bismillah.
Abdil Yıldırım
Kaynak: http://siir.edebiyat.org/siir/siir.asp?siir_id=526065
herkese teşekkürler.

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst