Kavga

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
“Ergenekon’un avukatlığını” üstlenen CHP lideri Baykal, bu davada nasıl “savcılığa” soyunarak inandırıcılığını zedeliyorsa, başbakan da Ergenekon’daki “savcı” rolünden bu davada “avukat” rolüne geçerek inandırıcılığını zedeliyor.



İnsanın içi eziliyor seyrederken.

Bir yandan, çok uzun yıllardan beri kapalı kapılar ardında sürdürülen o pespaye pazarlıkların ortaya dökülmesinin sağlıklı bir sonuç vereceğini düşünüyorsunuz...

Bir yandan da yaşadığınız ülkenin sefaletini görüp bunalıyorsunuz.

Başbakan, Türkiye’nin en büyük medya patronunu ciddi bir biçimde silkeliyor.

Patronun, elindeki gazetelerin ve televizyonların gücüne güvenerek, “ben Hilton’a o kadar parayı boşuna mı verdim” dediğini açıklıyor.

Medya patronunun, Hilton arazisine rezidans yapmayı planladığını, bunun için kendisinden yardım istediğini, yardım edilmeyince de saldırdığını ileri sürüyor.

Bu ülkede, “o medya grubu asla öyle bir şey yapmaz” diyecek kimsenin bulunduğunu sanmıyorum.

O grubun çok günahı var.

Ama Başbakan medya patronuna yüklenirken, “Deniz Feneri” skandalına pek değinmiyor.

Hatta hafiften savunur bir hali var.

Neyi savunuyor?

Bizim bugün çok geniş bir özetini yayınladığımız iddianamede itiraflar yer alıyor.

Banka hesapları, dekontlar, toplanan paralar, Türkiye’ye götürülenler, sahte imzalar bulunuyor.

İddianame, çok ciddi bir dolandırıcılık olduğunu gösteriyor.

Tamam, mahkeme henüz karar vermedi, o insanlar henüz mahkûm olmadı ama sonuç ne olursa olsun itiraflar orada duruyor.

Başbakan bunu savunacağına, bu dolandırıcılığın Türkiye ayağını soruşturmalı.

Bunu hem ülkenin yöneticisi, hem de “inançlı” biri olarak yapmak zorunda.

Çünkü paralar “din” adına toplanmış.

Sadece iktidar partisinin yakınları değil dindarlar da töhmet altında.

İnançlı biri, bilebildiğim kadarıyla kirli bir işle din sözcüğünün yan yana gelmesine izin vermez.

Hele elinde buna izin vermemek için güç varsa.

Ama Başbakan öyle yapmıyor.

Soruşturmuyor.

Savunur bir edayla konuşuyor.

“Ergenekon’un avukatlığını” üstlenen CHP lideri Baykal, bu davada nasıl “savcılığa” soyunarak inandırıcılığını zedeliyorsa, başbakan da Ergenekon’daki “savcı” rolünden bu davada “avukat” rolüne geçerek inandırıcılığını zedeliyor.
Hürriyet gazetesi, patronunun amacı ne olursa olsun, iyi bir gazetecilik yapıp olayı ortaya çıkarmış.

Bu gazetecilik başarısını, patronunun “niyetini” sorgulayarak küçümseyemezsiniz.

Olay ortada.

Ve, gereği yapılmalı.

Başbakan da sorumlu biri olarak gereğini yerine getirmek, olayın bütün yönlerini araştırmak zorunda.

Bunu yapmazsa, bu olayın gölgesi onun da üstüne düşer.

Bu, işin başbakanla ilgili bölümü.

Bir de medya patronunu ilgilendiren yanı var tabii.

Medya patronunu izledim televizyonda.

“Benim devletle çok işim var, her gün devletten bir şey isterim” diyordu.

Elinde bu kadar büyük bir medya gücü bulunan birinin devletle bu kadar yakın bir ilişkisi olması normal mi?

Petrol rafinerisi istiyor, “rezidans” yapma hakkı istiyor, yeni bir televizyon frekansı istiyor.

Hep devletten istiyor.

Ve elinde, devleti yönetenleri tehdit edecek büyük bir güç bulunuyor.

İstediği gibi pazarlık yapabilir, hakkı olmayanı alabilir.

Anlaşılan pazarlık da yapmış.

Birçok olayda da istediğini de almış.

Devletle bu kadar çok işi olan birinin “gazeteciliğinin” tarafsızlığına güvenmek o kadar kolay değil.

Bugüne dek gazeteciliği hep bu ilişkiler kirletti.

O kir hâlâ gazetelerin üstünde duruyor.

Bir de devletin içindeki “güçlerin” kendi aralarındaki çekiştiklerini düşünürseniz, o güçlerin arasından birini seçip ittifak yapmanın, seçtiği gücün iktidarı ele geçirmesine yardımcı olmanın, medya patronlarına büyük avantajlar sağlayacağını anlarsınız.

Biz bunu 28 Şubat’ta çok açık gördük.
Hürriyet gazetesinin, darbecilerin hazırladığı “andıcı” yayınlayan gazete olduğunu da hatırlıyoruz.

Patronunun, kendi itirafıyla açıkladığı ilişkilerine bakarsanız, bu gazetenin her davranışından, her manşetinden kuşkuya düşülebileceğini de fark edersiniz.

Bence, medya patronlarının devletle olan bütün ilişkilerinin durdurulması gerekir.

Aksi takdirde “kapalı kapılar” ardında çok kirli pazarlıklar yapılır, şantajlar, tehditler yaşanır...

Ki biz bugün bu tür şantaj kokulu bir ilişkinin içyüzünü de açıklıyoruz.

Bu medya grubundan birinin, bir devlet görevlisiyle yaptığı konuşmanın tuhaflığını siz de okuyacaksınız.

Burası, yaraları irin bağlamış bir ülke.

Kavgalar, bu irini ortalığa akıtıyor.

Bir yanınızla yaranın iyileşeceğini umarak seviniyorsunuz...

Bir yanınızla da ortaya dökülenlerin çirkinliğine içiniz bulanıyor.

Ahmet Altan - 09.09.2008
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
"Bak iki tarafı da eleştiriyorum ona göre, yani ben tarafsızım tamam mı?" bunu söylemek için mi yazdın Ahmet Altan? :)

Ama doğru yazmışsın, Başbakanın karışmaması lazım. Yalnız adım gibi eminim ki, karışmasaydı, bu defa da "bak konuyla ilgili bir şey diyemiyor, demek ki suçlu" diyeceklerdi. :) Siz yok musunuz siz.. Her halükarda paşasınız mübarek.
 

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
"Bak iki tarafı da eleştiriyorum ona göre, yani ben tarafsızım tamam mı?" bunu söylemek için mi yazdın Ahmet Altan? :)

Ama doğru yazmışsın, Başbakanın karışmaması lazım. Yalnız adım gibi eminim ki, karışmasaydı, bu defa da "bak konuyla ilgili bir şey diyemiyor, demek ki suçlu" diyeceklerdi. :) Siz yok musunuz siz.. Her halükarda paşasınız mübarek.
Bence tam aksine taraf lı oldugu için yazmış benim görüşümdeyse haklıdır ve düşmanımın düşmanıysa hatalarnı görmesekte olur v.b ezberleri bozan bir yazı olmuş .....
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
tugbagaleri dedi ki:
Bence tam aksine taraf lı oldugu için yazmış benim görüşümdeyse haklıdır ve düşmanımın düşmanıysa hatalarnı görmesekte olur v.b ezberleri bozan bir yazı olmuş ....

Abicim siz benim mesajımdaki tarizi anlamadınız sanıyorum. Elbette taraflı olduğu için yazmış ama tarafsızlık rolü oynayarak kendini rezil etmiş. Yukarıdaki mesajımın özeti buydu.

"Ben tarafsızım bakın Baykal'ı da eleştirebiliyorum" diyerek olayı koparmış ve ağzını açıp gözünü yummak için kendince bir zemin hazırlamış. Arkadaş belki Baykal veya Erdoğan'a taraf değil, yalnız bunlardan birisinin kanadına taraf.

Ahmet Altan esasen çok rahat bir yazar; sosyolojinin inceleme alanına girecek türden ilginç bir egosu var. Kendini hem Freud, hem Tapınakçı, hem Muhafazakar görebilen, herşeyden bir tutam katarsak heryerden ilgi görürüz şeklinde bir düşüncesi ister bilinçli ister bilinçaltında olsun yatan bir yazarımız. Kitapları ve köşe yazıları incelenerek rahatlıkla bu sonuç görülebilir.

Yani demem o ki, arkadaş "farklı olayım da, ne olduğum önemli değil" tarzına sahip.
 

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Bence kafandaki kalıpların yıkamadıgın için yazarın butun görüşlerine ne yazarsa yazsın diyecek lafın aynı olacak bu yazıların altına baska bir isim yazılsaydı farklı y orumların olacagını düşünüyorum yani yazılanlar dogru ama Altanı Tanırım asıl niyeti poplizm demek istiyorsun ama yazdıklarına bakarsak cokta popilizm yapmadıgını aksine başını buyuk belalara sokacak yazılar yazdıgını düşünüyorum ahsen bana cesurca geliyor ...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Hocam eğer senin dediğin gibi olsaydı aynı çizgideki tüm yazarlar hakkında aynı yorumu yapardım. :) O halde benim kafamdakileri "kalıp" olarak adlandırman sadece görmek istediğin şeyden öte bir şey değil.

Ahmet Altan diğer yazarlardan çok farklıdır; hatta yukarıda sosyolojik inceleme konusu olabileceğini bile söylemiştim. Yani istisnai bir durum belirtmiştim. Ya gözünden kaçtı, ya da "kafandaki kalıpları yıkamadığın için" ben ne yazarsam yazayım bana aynı şeyi söyleyecektin. :) Çünkü görüyorum, forumda değişik konularda benim yazdığım yazılara, konu ne olursa olsun, ne yazmış olursam olayım, aynı cevapları verme ilginçliğinde bulunan arkadaşlar var. Hatta bir seferinde idealterror isimli arkadaş benden alıntı yapmış, benim fikirlerimin aynısını söylemiş ve "bak nasıl laf yetiştirdim ama" havası takınmıştı. :) Yani bana karşı bu kadar ezber tavır olmasını normal karşılıyorum; ama doğrusu senin daha müspet olduğunu düşünüyordum tugbagaleri abicim.

Yazdığı yazıların cesurca olması, onu iyi bir yazar yapmıyor. Yukarıda da söylemiştim, ondan şundan herşeyden biraz olsun şeklinde bir yazar Ahmet Altan; ve her fırsatta "ben çok modernim, çok çağdaş görüşlüyüm" havasını estirmeye çalışıyor.

Çoğu zaman fazla cesaret genelde popülizmin anahtarı oluyor. Örneğin geçenlerde Nedim Gürsel, "Allah'ın kızları" diye bir kitap çıkardı. Doğrusu bu isim Türkiye'de çok cesurca. Yani kitabı bırak daha içinde ne yazdığını bilmeden, sadece şu iki kelimelik ismin çok cesurca olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten olayın koptuğu nokta budur. Adam kitabın özetini yapsa belki bu iki kelime yeter.. Çünkü artık kitapta yazdığının, yazar için de, okur için de pek fazla önemi yok. Çünkü bu ismi koymasına el veren "cesaret", kitabın satışlarını tetikleyecek sansasyonu yaratmak için yeterli. Yani cesurca, doğru, ama iyi niyet olduğunu çıkaramıyoruz buradan. :)
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Konu dışına çıkmayalım ve konuyu karşılıklı diyaloğa çevirmeyelim lütfen.!
 

firariçocuk

Doçent
Katılım
10 Ağustos 2008
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
Tuğbagaleri kardeş bence sen inandiğin kalibn doğruluğunu asla ulaşilamz bi doğru gibi gorüyosun bence.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Konu hakkında tartışıyorduk ama haklısınız modürem.... Elmacık çıkış ta görüşürüz...:ninja:

Şirine ablamız benden pek haz etmiyor, onun için girdiğim her konuya "höyt noluyo lan burda" ifadesinin bayancasını kullanarak dalıyor "dağılın lan"ın kibar veriyonuyla tozu dumana katıyor. :D

Halbuki dediğin gibi, tam da konuyla ilgili konuşuyorduk. Neyse çıkış buradan iki dakka mesafede, geliyorum. :P
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Çok alıngan gördüm seni Elmacık ve açıklama yapma ihtiyacı hissettim =)

Uyarı yapmadan önce yazmış olduğun son mesaj da bazı arkadaşların sırf sana cevap yetiştirebilmek adına senin yazmış olduğun mesajın aynısıyla cevap verdiğini yazmışsın! :) sanırım bu konumuzla pek alakalı değil!:)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Asıl şimdi konu dışına çıkıyoruz, ama konuyla neden alakalı olduğunu açıklayayım. :)

Konumuz bir köşe yazısı. Biz de bu yazıyı etkileyebilecek en büyük etken olan yazarım durumunu konuşuyorduk. Buna karşılık birbirimizin fikrini olumlu bulmadığımız için, ki yazarın kişiliğinin yazmış bulunduğu köşe yazısını etkilemesi gibi, onun yazmış olduğu yazı üzerinde yapacağımız yorumların da bizim fikirlerimizden doğrudan etkilendiğinden, birbirimizin fikri hakkında konuya yönelik eleştiri yapıyorduk.

Daha basit ifade etmek gerekirse, konu hakkında neden şöyle veya böyle düşündüğümüzü birbirimize açıklamaya çalışıyorduk.
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Benim yaptığım açıklama ile senin yapmış olduğun açıklama çok farklı söylediğime cevap vermek yerine kendi doğru bulduğun haklı olduğun kısım üzerinde durmuşsun. :)

Evet Elmacık haklısın konu dağılmıştır uyarıya rağmen üstelik bunda benim de payım var.

Kilit.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst