SDN Üyeleri, Gezi Parkı Eylemi için ne düşünüyorlar? Tartışıyoruz!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Empatik

Profesör
Katılım
5 Şubat 2013
Mesajlar
2,866
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
ordaki site önemli ondan paylaştım seninle aynı şuan da 17 geceleri saymasak :)

Abi senin yaşını sormadım ya :D Ayıp ettin :) Yaşın duruyor senin oracıkda :D En azından ben tambjk gibi yalan haber paylaşıp arkasında durmuyorum :D Yalansa yalan abi:D
 

samato

Cezalı
Cezalı
Katılım
29 Haziran 2012
Mesajlar
14
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
BMVqHtICMAAOEyq.jpg:large
al bunlar da bahsedilen direnişçiler o zaman
1002785_133043410233807_1889243244_n.jpg
 

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,662
Reaksiyon puanı
34
Puanları
228
Evet hükümet gidecekse sandıkta gidecek.

Dışarda güçlü olunmak, dışardaki düşmanlara fırsat vermemek için içerde güçlü olunmalı başta.

Erdoğan'ın şu şekildeki bir açıklaması tüm olayı bitirecektir ama tam tersine karşı tarafı provoke ediyor. http://cemreacikgoz.blogspot.com/2013/06/bir-ihtimal-daha-var.html

Siyasetle ilgilenmemenin cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir. -Platon
İçeride Zaten Güçlü Şu anki Hükümet.
Sandıktan Hep kazanan olarakda çıkan onlar.
Meselede bu ya işte;
Bu Memlekette işler iyiye gidiyor ya,kendileri sandığa gömülüyor ya.Bundan sebeptir bunlar vezüklemeleri.
Baktılar Kuyruklarına basıldı,dediler ki biz bunları ısıralım.
Nasıl ısıralım?
Ağaç diyelim tutmadı,Polis diyelim tutmadı,Baskıcı rejim diyelim tutmadı,Hükümet İstifa diyelim.
Emin ol 13 gündür oradaki eylem Aslında AKP İÇİN Mükemmel Bir Miting olmuştur.
İstese bunu yapamazdı.
Zira görecekcisiniz ki Şu olayalar Sandıkta AKP ye en az 5 puan getirmez ise ben daha bir şey bilmiyorum.
Szi Komunistim diyorsunuz,Tebrik Ederim Sevindim sizin adınıza ki an azından Bir görüşe sahipsiniz.
Fakat Biraz Araştırıp Okursanız Komunizmin nasıl bir yönetim biçimi olduğunu görürsünüz.
Komunizm ile Demokrasi'yi nasıl Bağdaştırdınız bunu anlamadım.
Komunizm sisteminde Tek Adam Tek Parti vardır.Eleştirme Hakkınız yoktur.
Eleştirenin sonu iyi değildir.
 

CyberShot

Doçent
Katılım
15 Ocak 2013
Mesajlar
698
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Başbakan son günlerdeki konuşmalarında çapulcu dediği kişileri tarif etti.Hala az sayıdaki doğru düzgün eylemcilerin fotograflarını çekip ''Bu mu çapulcu'' diye soruyorlar.O kadar üzerinize alıyorsanız sorun sizde.
 

Hsayathiya

Asistan
Katılım
16 Kasım 2010
Mesajlar
114
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Firavunlar asla seçimle gelmez ve seçimle gitmez.

Eğer aşağıdaki resim doğru olsaydı bu işte bir yanlışlık var diyecektim. Çünkü malum ülkeler her zaman Türkiye'mizin zararına olanların yanında olmuştur.


931304_402480643203604_318366039_n.jpg

Bugün ki dünya şartlarında firavunların, seçimlerle iktidar olmaları abes değil. Aksine bir hakikattir! Demokrasi onlar için bir örtü, bir hicaptır, halkı öylesine sömürürler ve öylesine aldatırlar ki; ve bunu yaparken de dilleriyle halkın değerlerini sürekli ikrar eder (din-iman veya hassasiyetler vs.) fakat icraatleriyle sürekli olarak bu değerlerle çelişirler. (çıkarlara paralel olarak)

Size yakın tarihte seçimle iktidar olan bir firavunu örnek göstereyim; George W. Bush.

sadece ufak bir örnek, çağımızda bu örnekleri çoğaltmak tabi ki oldukça mümkündür! :)

ve bu meseleyi en iyi şekilde açıklayan sözleride bir filozof şöyle dile getirmiş.
Bilinçsiz bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın... egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir...

21. yy Firavunlarının dünyasına hoşgeldiniz. iyi günler dilerim.
 

msozen

Asistan
Katılım
7 Mart 2013
Mesajlar
317
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Bu kadar hainin olduğu ve bu kadar hainin halâ ikâmet ettirildiği başka bir ülke yoktur! Bu videodaki .......... evlatları resmen hain. Bu konuşmayı duymamıştım, sinirden tüylerim dikildi!!!

Kim hain kim değil bu zamana kadar bilmiyorduk ama hepsi gezi olayları ile birlikte gün yüzüne çıktı. Bir düşünmek lazım neden geziye bu varlıklar ve benzerleri destek veriyor. (Eylemcilerin çoğu malesef bunlardan hebersiz ellerine bir gazete alsalar, bir haber sitesi açıp baksalar kimlerle birlikte olduklarını anlayacaklar) Ve yandaş yandaş diyorlar ben ensonhaberi takip ediyorum hiçbir yandaşlığını görmedim halk tv ulusal kanal bunların hiçbirini göstermiyor bunlar mı tarafsız?

Tekrar paylaşıyorum;

[video=youtube;5K9IM6SNJ9g]http://www.youtube.com/watch?v=5K9IM6SNJ9g[/video]
 

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,662
Reaksiyon puanı
34
Puanları
228
Bugün ki dünya şartlarında firavunların, seçimlerle iktidar olmaları abes değil. Aksine bir hakikattir! Demokrasi onlar için bir örtü, bir hicaptır, halkı öylesine sömürürler ve öylesine aldatırlar ki; ve bunu yaparken de dilleriyle halkın değerlerini sürekli ikrar eder (din-iman veya hassasiyetler vs.) fakat icraatleriyle sürekli olarak bu değerlerle çelişirler. (çıkarlara paralel olarak)

Size yakın tarihte seçimle iktidar olan bir firavunu örnek göstereyim; George W. Bush.

sadece ufak bir örnek, çağımızda bu örnekleri çoğaltmak tabi ki oldukça mümkündür! :)

ve bu meseleyi en iyi şekilde açıklayan sözleride bir filozof şöyle dile getirmiş.


21. yy Firavunlarının dünyasına hoşgeldiniz. iyi günler dilerim.
Bükemediği ele Firavun demek,Padişah demek nasıl bir mantıktır.
Eee Demokrasi,Cumhuriyet neden var?
Sandıkla gelen sandık ile gider,mağlubiyeti hazmedemeyende kuyruğunu sıkıştırıp bir tarafına, çeker gider.
 

i.am.kira

Asistan
Katılım
12 Ağustos 2009
Mesajlar
168
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Her işini ABD'den icazetle yapan, "şehitler"i icin Israil ile para pazarlığı eden, ABD ile aramız hic olmadığı kadar iyidir diyen, ABD ve Israilin otaklastigi BOPa destek verdiğini açıklayan, sırf ABD ve Israil istiyor diye Suriyede muslumanlari öldürüp kafa kesen teroristlere bizim odedigimiz vergilerle destek gönderen, Irakta muslumanlari öldürüp tecavüz eden ABD askeri icin sağ salim eve dönmeleri icin dua eden, ulkesini Nato ve ABD üslerine usak eden.. Sonra da çıkıp;

Bu olaylar ABD ve Israilin işidir diyen alcak bir yalancidan başkası değildir.

Surekli "iki ağaç icin kamu malina zarar verilirken niye susuyorsunuz" diyen saf kardeslerim kamu malini o kadar düşünüyorlarsa gercekten, kamu malina zarar verme amacıyla toplanmamis bir kalabalık yerine, El Kaide terorune gonderilen milyonlarca liramiz ve silahımız hakkinda bu yalana ortak oldukları icin bir sey demezler. Odedigimiz vergiler ve milli servetimiz müslüman oldurmek icin seferber edilmis, kamu mali talan edilmis.. Üstelik bu haberlerdeki gibi hikaye degil, bizzat hükümetin açıklamaları.

Elbette bu safliginizdan dolayi meydanı kullanmak isteyen, bu yaşananları fırsat bilen hakiki capulculari da desteklemiş oluyorsunuz.

Kusura bakma.

Occupy Wall Street olaylarında 32 kişi öldürüldü, Amerika konu ortaya atılınca "yalan söylüyorlar" yalanını söyledi, panikledi. Daha sonra atılan twit silindi.
Amerikan dışişleri neredeyse hergün olaylarla alakalı beyanat verdi.
Reuters ajansı Türkiyede 67 ilde yönetim halkın eline geçti haberleri yaptı. Plastik mermi kullanıldı yalanı cabası.
İsrail eylemlere tam destek verdiğini açıkladı.
Vatikan Ermeni Soykırımını tanıdığını duyurdu.


Aklıma gelenleri yazdım, siizn bu olaydaki siyasi tavrınız belli.

Okuyacak diğer arkadaşları yanlış yönlendiremiyesiniz diye yazıyoruz.

Önceden 9 doğruya 1 yalan katıyordunuz. Artık 9 yalanınızı 1 doğru ile desteklemeye çalışır olmuşsunuz.
 

karacaerc

Profesör
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218

i.am.kira

Asistan
Katılım
12 Ağustos 2009
Mesajlar
168
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0

Eylemler bitsin bir müddet geçsin o herkesin birbirini dinlediği meydandaki grupları(tkp,bdp,chp,vs.) tekrar biri araya getirin aynı meydanda bak bakalım ne oluyor.
Şu andaki durum düşmanımın düşmanı dostumdur psikolojisi. Şu anda chpliler kendilerine faşist diyenlerle aynı alandalar. Neden? çinkü başarıya giden yolda herşeyi mübah görüyorlar. Bu yüzden kaybetmeye mahkumlar.
 

msozen

Asistan
Katılım
7 Mart 2013
Mesajlar
317
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Bu yazı paylaşım rekorları kırıyor!

Gezi Parkı eylemleri ile ilgili farklı bir yorum da Yıldıray Oğur'dan geldi.


43852.jpg


13 gündür devam eden Gezi Parkı eylemleri hakkında her gün yeni bir yorum yapılıyor. Gazetelerin köşe yazarları tarafından sıkça ele alınan olaylara bir yorum da gazeteci Yıldıray Oğur'dan geldi. "Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir..." diyen Oğur "O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi " şeklinde yeni isim önerisinde bulundu.
İşte paylaşım rekorları kıran o yazı:
EYLEMİN ORJİNALİ ADI CACEROLOZA

Tencerelerle tavalarla gürültü çıkararak yapılan protestonun orijinal adı Caceroloza. 1971’de Şili’de Allende’ye karşı kadınlar ellerinde tencereler ve tavalarla sokağa çıktıklarında bütün dünya onları çok sevmişti. Kıtlığı protesto eden sivil kadınlar yüzde yüz haklıydı çünkü. Sonra devletleştirmeye isyan eden kamyoncular çıktı sokaklara, korna seslerinin duyulmasını istemeyen Allende geri adım atmadı, ülkedeki radyo ve televizyonlardan penguen belgeseli değil belki ama bangır bangır müzik çaldı. Ülkedeki sanatçılar, aydınlar ve Batı, Castro’nun dostu “diktatör Allende”ye karşı bu sivil direnişin yanında durdu.
Sonuç için Pinochet’in o kibirli fotoğraflarından birini ve Victor Jara’nın bir daha gitar çalamasın diye stadyumun ortasında kırılan parmaklarını hatırlamak yeterli.
HAKLI OLMAK HER ZAMAN DEMOKRAT SONUÇ DOĞURMAYABİLİR

31 Mart İsyanı’nı tetikleyen de muhalif gazeteci Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü üzerinde öldürülmesi ve İttihatçı iktidarın katilleri bulma konusundaki gönülsüzlüğüne dönük haklı tepkiydi. Hukuk Fakültesi ve Mülkiye öğrencileri ile birleşerek Bab-ı Ali’nin kapısına dayanmış, önce cılız olan grup büyümüş, sayı 50 bine kadar varmıştı. Gençlerin tek bir isteği vardı: 1908’deki devrimin unutulduğunu düşündükleri sloganları: Özgürlük ve adalet.
Yani bir protestonun, tepkinin yüzde yüz haklı, ahlaken doğru bir nedenden ortaya çıkması, onun sonuçlarının siyaseten doğru, ilerici, demokrat olacağı anlamına gelmez.
Bu kez farklı olabilir, bilmiyoruz. Toplumsal olayların iyi ki bir kanunu yok. Verilere, alametlere bakılır ve karar verilir. Ama onu görebilmek için de gözlerinizin devrimci romantizmden, barikattan demokrasi çıkmasını bekleyecek kadar şirazesini kaybetmişlerin AKP karşıtlığından kapalı olmaması gerekir.
"FAŞİZM SUSMA DEĞİL, KONUŞMA MECBURİYETİDİR"

Belki de ben yanılıyorum, benim gözlerime bir perde indi. Ama gördüğüm, beni endişeli bir demokrata çeviren resim şudur: Gezi Parkı protestoları yüzde yüz haklı bir tepkiden ortaya çıktı. Polisin gaddarlığına karşı gösterilen tepki de sivil sınırları içinde kaldıkça yüzde yüz haklıydı. Söylenecek hiçbir şey yok.
Ama son 10 gündür gerisini söylemeye de zaten cesaret etmek zor. Çünkü son 10 gündür şu sözün ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak öğrendik: Faşizm susma değil, konuşma mecburiyetidir.
"GEZİ HARİKALAR DİYARINDAN ÇIKARLARSA..."

Evet, karşımızda doğduklarından beri Erdoğan’dan başka bir Başbakan tanımamış, söyleyecek yeni sözleri (epey küfürlü), mizah duyguları olan, bu eylemlerde politik bilincini ve heyecanını yakalamış bir nesil var. 2002’den beri aynı jargonla konuşan AK Parti onlar için fazlasıyla sıkıcı, eski, köylü, karşısında çaresiz hissettiren bir iktidar duvarı artık.
Ama 10 gündür sosyolojik tespitleri için pastanın bu en güzel yerini kesmelere doyamamışlar, yarattıkları Gezi Harikalar Diyarı’ndan çıkarlarsa karşılarında sadece Mustafa Keser’in Askerleri’ni değil, Mustafa Kemal’in Askerleri’ni de, söyleyeceği yeni bir söz kalmamış, sıkıcı yaşlı devrimcileri de, nefret suçu işleme rekorları kıran, öfkeli ulusalcı Beyaz Türkleri de görecekler. Hatta grubun sözcülüğünü hükümet programı ve kabine listesi eksik kalmış taleplerle iktidarla görüşen o içi geçmiş, fırsatçı yaşlı kuşak yapmakta. Taksim’de sadece yoga yapan çiçek çocuklar değil, 10 yıldır komplolar denizinde yüzen Beyaz Yakalılar, yaşam tarzı ideolojisi dışında hiçbir büyük toplumsal meselenin heyecanlandırmadığı Beyaz Türkler, Paris Komünü heyecanıyla bir daha çıkmamak üzere alana yerleşmiş her türlü değişime karşı sicili “hayır”larla dolu Beyoğlu solu da var.
Daha da kötü haber: Taksim dışında İstanbul’un, memleketin geri kalanın kontrolü Mustafa Kemal’in askerleri ile konfederasyon bayraklı (kalpaklı-Türk bayrağı) Kemalist teyzelerin elinde. Gezi eylemcileri adına New York Times’a verilen sonra da değiştirilen “Atatürk’ün mirasçılarıyız” yazan ilan kadar uzağınızda eski rejimin ittifak kurduğunuz güçleri. Eski rejimin sadık burjuvazisinden direnişçi yaratan karanlık ise sorgulanmayı bekliyor.
"BU İKTİDARI TOTALİTER YAPAN NE?"

En iyi üniversitelerin akademisyenleri “Ülkemizin geleceği nottan da önemlidir” diyerek öğrencilerine finallerde tam not verip, Beşiktaş’a, direnişe gönderdi. Plazalardaki şirketler, özel üniversiteler direnişe servis kaldırdı. Sabaha kadar polisle çatışıp, sabah kalkıp takımlarını giyip plazasına giden yerli Tyler Durden’larımız oldu.
Ak Parti binalarını yakanlar ise ancak provokatör olabildi. Elleri bayraklı, Mustafa Kemal’in Askerleri tarafından taciz edildiğini söyleyen başörtülü kadınlara “Delilin ne, ispatla” diye hesap soruldu.
Peki bunca şeyi hak edecek kadar ne yaptı bu hükümet ve bu Başbakan?
Bundan 20 yıl önce şimdi çapulcu pankartlarıyla avlandığı dağlardan düz ovaya inen Cem Boyner’in YDH’sının, aşkın ve devrimin partisi ÖDP’nin peşine takılanların muhtemelen ortak ütopyası olan askeri vesayeti yıkmak, sivil anayasa için masaya oturmak, Kürt sorununu siyasi müzakerelerle çözmek için adım atmak mı bu iktidarı totaliter yaptı?
"GEZİ PARKI EYLEMİ'NE DESTEK VERENLER ÜLKEYİ YÖNETSE..."

Bundan sadece 10 gün öncesine kadar Türkiye’yi cesaretle barışa götüren, resmen ilan ettiği çözüm sürecinde ikinci aşama olan demokratikleşmeye geçmek üzere olan bir iktidar nasıl oldu da 10 günde toplumu düşmanlaştıran, totaliter bir iktidar ilan ediliverdi?
Herkes şu sorunun cevabını kendince bulmalıdır: Acaba Türkiye’yi bundan sonra Gezi Parkı Eylemi’ne destek verenler mi yönetse demokratik bir ülke olur yoksa Erdoğan’ı destekleyenler yönetse mi?
Şöyle de sorabiliriz: Askeri vesayeti yıkılmasına destek veren, referandumda evet diyen, 30 yıllık savaşı siyasal müzakerelerle çözülmesinin arkasında duran kalabalıklardan mı korkmalıyız yoksa bunların hepsine karşı çıkmışların da tam kadro içinde bulunduğu Gezi Parkı Koalisyonu’ndan mı?
Halk Tv’den, Ulusal Kanal’dan canlı yayınlanan devrim mi daha hayırlıdır yoksa hükümete karşı diye protestoları canlı vermeyen kanallardaki penguen belgeseli mi?
"ASIL DİRENEN BİRİNCİ CUMHURİYETTİR"

Ben Menderes’in idamını radyodan ağlayarak dinleyen büyükbabamın yani sessiz çoğunluğun yanındayım. Kendimi, plajları doldurup vatandaşın denize girmesini engellediği için totaliter ilan edilenlere yakın hissediyorum.
Gezi Parkı Ayaklanması, dindarlar ve Kürtler tarafından sessiz bir devimle yıkılmakta olan Birinci Cumhuriyet’e siyaseten veya sosyolojik olarak bağlı Kemalistlerin, solcuların, liberallerin (hatta bir grup dindarın) kurduğu yeni ittifakın soft bir karşı devrim girişimidir.
Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir... O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi

- - - Mesaj Güncellendi - - -

@mustang 2 dakika farkla benden önce paylaşmışın, biraz düzenliyordum :)
 

cngzkyz

Profesör
Katılım
28 Temmuz 2012
Mesajlar
2,855
Reaksiyon puanı
276
Puanları
263
Eylemler bitsin bir müddet geçsin o herkesin birbirini dinlediği meydandaki grupları(tkp,bdp,chp,vs.) tekrar biri araya getirin aynı meydanda bak bakalım ne oluyor.
Şu andaki durum düşmanımın düşmanı dostumdur psikolojisi. Şu anda chpliler kendilerine faşist diyenlerle aynı alandalar. Neden? çinkü başarıya giden yolda herşeyi mübah görüyorlar. Bu yüzden kaybetmeye mahkumlar.
Saydıklarından hiç birinin fanatiği değilim. Yeri geldi AKP'ye de oy verdim CHP'ye de.
 

i.am.kira

Asistan
Katılım
12 Ağustos 2009
Mesajlar
168
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Sokakta bir çöp bırakmayan eylemciler mi talan etmiş camiyi? Saygıda sevgide kusuru olmayan , polise yardım eden, elinde taş bile olmayan halk mı müezzini korkutmuş. Yapmayın bu haksızlığı kimseye.

sokakta çöp bırakmayanlar bi zahmet camiyide temizleyip gitselermiş ya :) Saygı-sevgide kusursuz mu? Eh ne diyeyim Başbakanın ölmüş anasına demediklerini bırakmayan bizler miyiz?
Yapmayın şunu Allah aşkına oraya gidenlerin %90'ı politiktir. Senin o temizlik yapıyor dediğin sevgi pıtırcığı aktivistler bir avuç insan.
 

Empatik

Profesör
Katılım
5 Şubat 2013
Mesajlar
2,866
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,662
Reaksiyon puanı
34
Puanları
228
Bu yazı paylaşım rekorları kırıyor!

Gezi Parkı eylemleri ile ilgili farklı bir yorum da Yıldıray Oğur'dan geldi.


43852.jpg


13 gündür devam eden Gezi Parkı eylemleri hakkında her gün yeni bir yorum yapılıyor. Gazetelerin köşe yazarları tarafından sıkça ele alınan olaylara bir yorum da gazeteci Yıldıray Oğur'dan geldi. "Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir..." diyen Oğur "O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi " şeklinde yeni isim önerisinde bulundu.
İşte paylaşım rekorları kıran o yazı:
EYLEMİN ORJİNALİ ADI CACEROLOZA

Tencerelerle tavalarla gürültü çıkararak yapılan protestonun orijinal adı Caceroloza. 1971’de Şili’de Allende’ye karşı kadınlar ellerinde tencereler ve tavalarla sokağa çıktıklarında bütün dünya onları çok sevmişti. Kıtlığı protesto eden sivil kadınlar yüzde yüz haklıydı çünkü. Sonra devletleştirmeye isyan eden kamyoncular çıktı sokaklara, korna seslerinin duyulmasını istemeyen Allende geri adım atmadı, ülkedeki radyo ve televizyonlardan penguen belgeseli değil belki ama bangır bangır müzik çaldı. Ülkedeki sanatçılar, aydınlar ve Batı, Castro’nun dostu “diktatör Allende”ye karşı bu sivil direnişin yanında durdu.
Sonuç için Pinochet’in o kibirli fotoğraflarından birini ve Victor Jara’nın bir daha gitar çalamasın diye stadyumun ortasında kırılan parmaklarını hatırlamak yeterli.
HAKLI OLMAK HER ZAMAN DEMOKRAT SONUÇ DOĞURMAYABİLİR

31 Mart İsyanı’nı tetikleyen de muhalif gazeteci Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü üzerinde öldürülmesi ve İttihatçı iktidarın katilleri bulma konusundaki gönülsüzlüğüne dönük haklı tepkiydi. Hukuk Fakültesi ve Mülkiye öğrencileri ile birleşerek Bab-ı Ali’nin kapısına dayanmış, önce cılız olan grup büyümüş, sayı 50 bine kadar varmıştı. Gençlerin tek bir isteği vardı: 1908’deki devrimin unutulduğunu düşündükleri sloganları: Özgürlük ve adalet.
Yani bir protestonun, tepkinin yüzde yüz haklı, ahlaken doğru bir nedenden ortaya çıkması, onun sonuçlarının siyaseten doğru, ilerici, demokrat olacağı anlamına gelmez.
Bu kez farklı olabilir, bilmiyoruz. Toplumsal olayların iyi ki bir kanunu yok. Verilere, alametlere bakılır ve karar verilir. Ama onu görebilmek için de gözlerinizin devrimci romantizmden, barikattan demokrasi çıkmasını bekleyecek kadar şirazesini kaybetmişlerin AKP karşıtlığından kapalı olmaması gerekir.
"FAŞİZM SUSMA DEĞİL, KONUŞMA MECBURİYETİDİR"

Belki de ben yanılıyorum, benim gözlerime bir perde indi. Ama gördüğüm, beni endişeli bir demokrata çeviren resim şudur: Gezi Parkı protestoları yüzde yüz haklı bir tepkiden ortaya çıktı. Polisin gaddarlığına karşı gösterilen tepki de sivil sınırları içinde kaldıkça yüzde yüz haklıydı. Söylenecek hiçbir şey yok.
Ama son 10 gündür gerisini söylemeye de zaten cesaret etmek zor. Çünkü son 10 gündür şu sözün ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak öğrendik: Faşizm susma değil, konuşma mecburiyetidir.
"GEZİ HARİKALAR DİYARINDAN ÇIKARLARSA..."

Evet, karşımızda doğduklarından beri Erdoğan’dan başka bir Başbakan tanımamış, söyleyecek yeni sözleri (epey küfürlü), mizah duyguları olan, bu eylemlerde politik bilincini ve heyecanını yakalamış bir nesil var. 2002’den beri aynı jargonla konuşan AK Parti onlar için fazlasıyla sıkıcı, eski, köylü, karşısında çaresiz hissettiren bir iktidar duvarı artık.
Ama 10 gündür sosyolojik tespitleri için pastanın bu en güzel yerini kesmelere doyamamışlar, yarattıkları Gezi Harikalar Diyarı’ndan çıkarlarsa karşılarında sadece Mustafa Keser’in Askerleri’ni değil, Mustafa Kemal’in Askerleri’ni de, söyleyeceği yeni bir söz kalmamış, sıkıcı yaşlı devrimcileri de, nefret suçu işleme rekorları kıran, öfkeli ulusalcı Beyaz Türkleri de görecekler. Hatta grubun sözcülüğünü hükümet programı ve kabine listesi eksik kalmış taleplerle iktidarla görüşen o içi geçmiş, fırsatçı yaşlı kuşak yapmakta. Taksim’de sadece yoga yapan çiçek çocuklar değil, 10 yıldır komplolar denizinde yüzen Beyaz Yakalılar, yaşam tarzı ideolojisi dışında hiçbir büyük toplumsal meselenin heyecanlandırmadığı Beyaz Türkler, Paris Komünü heyecanıyla bir daha çıkmamak üzere alana yerleşmiş her türlü değişime karşı sicili “hayır”larla dolu Beyoğlu solu da var.
Daha da kötü haber: Taksim dışında İstanbul’un, memleketin geri kalanın kontrolü Mustafa Kemal’in askerleri ile konfederasyon bayraklı (kalpaklı-Türk bayrağı) Kemalist teyzelerin elinde. Gezi eylemcileri adına New York Times’a verilen sonra da değiştirilen “Atatürk’ün mirasçılarıyız” yazan ilan kadar uzağınızda eski rejimin ittifak kurduğunuz güçleri. Eski rejimin sadık burjuvazisinden direnişçi yaratan karanlık ise sorgulanmayı bekliyor.
"BU İKTİDARI TOTALİTER YAPAN NE?"

En iyi üniversitelerin akademisyenleri “Ülkemizin geleceği nottan da önemlidir” diyerek öğrencilerine finallerde tam not verip, Beşiktaş’a, direnişe gönderdi. Plazalardaki şirketler, özel üniversiteler direnişe servis kaldırdı. Sabaha kadar polisle çatışıp, sabah kalkıp takımlarını giyip plazasına giden yerli Tyler Durden’larımız oldu.
Ak Parti binalarını yakanlar ise ancak provokatör olabildi. Elleri bayraklı, Mustafa Kemal’in Askerleri tarafından taciz edildiğini söyleyen başörtülü kadınlara “Delilin ne, ispatla” diye hesap soruldu.
Peki bunca şeyi hak edecek kadar ne yaptı bu hükümet ve bu Başbakan?
Bundan 20 yıl önce şimdi çapulcu pankartlarıyla avlandığı dağlardan düz ovaya inen Cem Boyner’in YDH’sının, aşkın ve devrimin partisi ÖDP’nin peşine takılanların muhtemelen ortak ütopyası olan askeri vesayeti yıkmak, sivil anayasa için masaya oturmak, Kürt sorununu siyasi müzakerelerle çözmek için adım atmak mı bu iktidarı totaliter yaptı?
"GEZİ PARKI EYLEMİ'NE DESTEK VERENLER ÜLKEYİ YÖNETSE..."

Bundan sadece 10 gün öncesine kadar Türkiye’yi cesaretle barışa götüren, resmen ilan ettiği çözüm sürecinde ikinci aşama olan demokratikleşmeye geçmek üzere olan bir iktidar nasıl oldu da 10 günde toplumu düşmanlaştıran, totaliter bir iktidar ilan ediliverdi?
Herkes şu sorunun cevabını kendince bulmalıdır: Acaba Türkiye’yi bundan sonra Gezi Parkı Eylemi’ne destek verenler mi yönetse demokratik bir ülke olur yoksa Erdoğan’ı destekleyenler yönetse mi?
Şöyle de sorabiliriz: Askeri vesayeti yıkılmasına destek veren, referandumda evet diyen, 30 yıllık savaşı siyasal müzakerelerle çözülmesinin arkasında duran kalabalıklardan mı korkmalıyız yoksa bunların hepsine karşı çıkmışların da tam kadro içinde bulunduğu Gezi Parkı Koalisyonu’ndan mı?
Halk Tv’den, Ulusal Kanal’dan canlı yayınlanan devrim mi daha hayırlıdır yoksa hükümete karşı diye protestoları canlı vermeyen kanallardaki penguen belgeseli mi?
"ASIL DİRENEN BİRİNCİ CUMHURİYETTİR"

Ben Menderes’in idamını radyodan ağlayarak dinleyen büyükbabamın yani sessiz çoğunluğun yanındayım. Kendimi, plajları doldurup vatandaşın denize girmesini engellediği için totaliter ilan edilenlere yakın hissediyorum.
Gezi Parkı Ayaklanması, dindarlar ve Kürtler tarafından sessiz bir devimle yıkılmakta olan Birinci Cumhuriyet’e siyaseten veya sosyolojik olarak bağlı Kemalistlerin, solcuların, liberallerin (hatta bir grup dindarın) kurduğu yeni ittifakın soft bir karşı devrim girişimidir.
Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir... O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi

- - - Mesaj Güncellendi - - -

@mustang 2 dakika farkla benden önce paylaşmışın, biraz düzenliyordum :)
Ben sildim Kardeşim.
Verilen mesaj verilmiştir.
Anlayana tabii...:)
 

CyberShot

Doçent
Katılım
15 Ocak 2013
Mesajlar
698
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Eylemciler aralarındaki ve sosyal medyadaki provakatörleri desteklemediklerini söylüyorlar ama o provakatörler tutuklanınca ağlayıp zırlıyorlar, hani desteklemiyordun onları ne oldu?
 

IThelp

Profesör
Katılım
11 Nisan 2011
Mesajlar
4,314
Reaksiyon puanı
19
Puanları
0
[h=1]Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder'
[/h][h=2]Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlere sesleniyorum; bu ülkenin Başbakanı, bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de böyle, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak" dedi
[/h]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlere sesleniyorum; bu ülkenin Başbakanı, bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de böyle, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder. Dün Ankara'da, Kızılay'da, Kuğulu Park'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; Lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz. Bakınız biz bugüne kadar sabırla buralara geldik. Bir Başbakan olarak diyorum ki, artık yeter. Varsa söyleyecekleriniz yerel yönetimle ilgili bir konuysa belediye başkanıma söyle. Gel, valime söyle. Olmadı Kültür Bakanıma söyle. Olmadı ben de kabul ederim, gel bana söyle. Ama yeniçeri ocakları gibi bir hareketin içine girerseniz, kusura bakmayın. 'Şu valiyi alacaksın, emniyet müdürünü alacaksın, şunu yapmayacaksın'. Ama bunları söylemeye kalkarsan, kusura bakma. Tavsiyelerin varsa ilet. Bir katkın olacaksa ilet. O zaman hepsini yaparız . Ankara ve İstanbul'un ardından diğer büyükşehirlerde miting düzenleyeceğiz.' dedi
EYLEMLERE SON VERİN
Artık bu eylemlere son verilmesini istiyorum. Bu eylemlere devam ederseniz anladığınız dilden yanıt veririz.

http://siyaset.milliyet.com.tr/-bu-milletin-iktidarina-saygi/siyaset/detay/1720729/default.htm
 

Empatik

Profesör
Katılım
5 Şubat 2013
Mesajlar
2,866
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder'


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlere sesleniyorum; bu ülkenin Başbakanı, bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de böyle, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak" dedi



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gençlere sesleniyorum; bu ülkenin Başbakanı, bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de böyle, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder. Dün Ankara'da, Kızılay'da, Kuğulu Park'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; Lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz. Bakınız biz bugüne kadar sabırla buralara geldik. Bir Başbakan olarak diyorum ki, artık yeter. Varsa söyleyecekleriniz yerel yönetimle ilgili bir konuysa belediye başkanıma söyle. Gel, valime söyle. Olmadı Kültür Bakanıma söyle. Olmadı ben de kabul ederim, gel bana söyle. Ama yeniçeri ocakları gibi bir hareketin içine girerseniz, kusura bakmayın. 'Şu valiyi alacaksın, emniyet müdürünü alacaksın, şunu yapmayacaksın'. Ama bunları söylemeye kalkarsan, kusura bakma. Tavsiyelerin varsa ilet. Bir katkın olacaksa ilet. O zaman hepsini yaparız . Ankara ve İstanbul'un ardından diğer büyükşehirlerde miting düzenleyeceğiz.' dedi
EYLEMLERE SON VERİN
Artık bu eylemlere son verilmesini istiyorum. Bu eylemlere devam ederseniz anladığınız dilden yanıt veririz.

http://siyaset.milliyet.com.tr/-bu-milletin-iktidarina-saygi/siyaset/detay/1720729/default.htm

Anladıkalrı dil neymiş çok merak ediorum ? Yine biber gazı mı ? Sakın öyle bir yanlış yapma başkanım..
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Kusura bakma.

Occupy Wall Street olaylarında 32 kişi öldürüldü, Amerika konu ortaya atılınca "yalan söylüyorlar" yalanını söyledi, panikledi. Daha sonra atılan twit silindi.
Amerikan dışişleri neredeyse hergün olaylarla alakalı beyanat verdi.
Reuters ajansı Türkiyede 67 ilde yönetim halkın eline geçti haberleri yaptı. Plastik mermi kullanıldı yalanı cabası.
İsrail eylemlere tam destek verdiğini açıkladı.
Vatikan Ermeni Soykırımını tanıdığını duyurdu.


Aklıma gelenleri yazdım, siizn bu olaydaki siyasi tavrınız belli.

Okuyacak diğer arkadaşları yanlış yönlendiremiyesiniz diye yazıyoruz.

Önceden 9 doğruya 1 yalan katıyordunuz. Artık 9 yalanınızı 1 doğru ile desteklemeye çalışır olmuşsunuz.


sevgili [MENTION=54792]kosasker[/MENTION], Turab Garip hocamız nev-i şahsına münhasır bir "abi"dir.
o çok uzun ve destansı yorumunu görünce S. Demirel'i hatırlattı bana.
islami konularda yazdıklarında bizimledir, beraberizdir.
siyasi konulara gelince...
orada duracaksın işte!
iran-türkiye menfaatleri söz konusu olduğunda tavrı çok net ve keskindir.
belki etimolojik, belki sosyolojik mensubiyeti sebebiyledir, bilemiyorum ama o konuda hocamız ateşli bir İran muhibbidir, yandaşıdır.
durduğu nokta itibariyle bunu da anlıyorum, herkes sevdiğiyle beraberdir.

bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim: abimizin şahsını tenzih etmekle beraber yazdıklarında kullandığı ölçütler, karşılaştırmalar vs. ustaca kurgulanmış bir demagoji şaheseri gibi geliyor bana.

herşeye rağmen bir müslüman kardeşimle siyaset sebebiyle de olsa cedelleşmemek adına ismini etiketlemek istemedim.

sadece bir bilgi notu olarak kaydetmek istedim.
 

karacaerc

Profesör
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
sokakta çöp bırakmayanlar bi zahmet camiyide temizleyip gitselermiş ya :) Saygı-sevgide kusursuz mu? Eh ne diyeyim Başbakanın ölmüş anasına demediklerini bırakmayan bizler miyiz?
Yapmayın şunu Allah aşkına oraya gidenlerin %90'ı politiktir. Senin o temizlik yapıyor dediğin sevgi pıtırcığı aktivistler bir avuç insan.
Atatürk'ümüze ayyaş diyen de bizdik o halde. Merak etme o camii o sokaklar yeterince temiz bugünlerde... Oraya gidenlerin %90ı politik istatistiğini nerden çıkarıyorsun peki? 10 kişi omuz omuzaydık ve hayatımızda parti kapısından girmedik? Kim o %90?
Eğer ülkemde BEBEK KATİLİNİN bayrağını açan varsa onlara kindarım ;
Eğer ülkemde POLİSİME taş atacaklarsa onlara kindarım ;
Eğer ülkemde Uzun zaman önce ölmüş bir anaya OROSPU denilecekse onlara kindarım ;
Eğer ülkemde dinimle alay edilecekse onlara kindarım ;

Eğer yurdumda...
Listeyi bitirecek takati bulamadığım için orda bıraktım. Biz daha çok kindar olmalıydık ama olmadık. Annemiz babamız bize hümanizmi öğretti.
 

IThelp

Profesör
Katılım
11 Nisan 2011
Mesajlar
4,314
Reaksiyon puanı
19
Puanları
0
Anladıkalrı dil neymiş çok merak ediorum ? Yine biber gazı mı ? Sakın öyle bir yanlış yapma başkanım..

herşeyi güzel söylüyordu ama son cümleleri hiç iyi olmadı hiç de inandırıcı değil cok kötü cok kışkırtmak buna denir
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst