SDN Üyeleri, Gezi Parkı Eylemi için ne düşünüyorlar? Tartışıyoruz!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
ankara-gezi-parki-eylemi-kizilay-76416.jpg
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Bu siyasi bir kavga değil ve sizde bilmem ne partilerinin arkasından gitmiyorsunuz diyelim. Neden bu işin yol açtığı şeyleri görmezden geliyorsunuz o zaman?

Kimin yararına düşünüyorsunuz? Halkın yararına demeyin, çünkü siz bizi temsil etmiyorsunuz doğru mu?

Ben seni seçipde meydana göndermedim hakkımı savun diye, doğru mu?

Yakılıp, yıkılanın yanında, senin haklı! dediğin mücadeleni takdir edemiyorum kardeş. Kusura bakma.

Bu yalan haberlerin yanında, dışarıdan gelen tepkileri de gördükçe, bu milletin başına örülmeye çalışılan, o pis çorabı da gördükçe, sana hak veremiyorum kardeş. Kusura bakma!

Abi, bu mantık çok ters, bu mantıkla yaklaşırsan sen de şu anda savunduğun partiye oy vermeyen adamı temsil etmiyorsun. Zaten bu durumda oy verenlerin hepsi bu yaşananları da desteklemiyor.

Tekrar tekrar söylemek zorunda kalıyorum. Onlarca gösteri yapıldı. Kaç olay yaşandı? Kaç vatandaşımız öldürüldü? Buna karşılık yaralanan veya ölen bir tek polis var mı? Normalde bir tek olayda polisler yaralanıyor. Bugün ise onlarca değişik yerlerdeki gösterilerde polislerin yaralandığına ilişkin haberleri ve "çatışma"ları neden göremiyoruz? Şu anda gerçekten söylediğiniz şeyi yapıyor ve olayları provoke ediyorsunuz.
 

sunelan

Doçent
Katılım
2 Nisan 2010
Mesajlar
546
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Abi, bu mantık çok ters, bu mantıkla yaklaşırsan sen de şu anda savunduğun partiye oy vermeyen adamı temsil etmiyorsun. Zaten bu durumda oy verenlerin hepsi bu yaşananları da desteklemiyor.

Tekrar tekrar söylemek zorunda kalıyorum. Onlarca gösteri yapıldı. Kaç olay yaşandı? Kaç vatandaşımız öldürüldü? Buna karşılık yaralanan veya ölen bir tek polis var mı? Normalde bir tek olayda polisler yaralanıyor. Bugün ise onlarca değişik yerlerdeki gösterilerde polislerin yaralandığına ilişkin haberleri ve "çatışma"ları neden göremiyoruz? Şu anda gerçekten söylediğiniz şeyi yapıyor ve olayları provoke ediyorsunuz.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23443652.asp
http://www.iha.com.tr/besiktasta-eylem-1-polis-yarali-279406-haber

ne olsun polisler şehit mi olsun. ölsünler mi istiyorsun. yazdıklarındaki mantığı anlamadım açıkcası. amacın nedir. insanların ölmesi hoşuna mı gidiyor.

birde bu var. yazık değil mi bu insanlara.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25447428
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
3-5 çapulcu kim mi?

Aslı Altuğ–Yönetici Asistanı :


Başbakan biz çapulculardan özür dileyen kadar Gezi Parkı’nda direnmeye devam edeceğiz.


01ASLIALTU%c4%9e.jpg




Joseph Palombo–Matbaacı :

Bu bambaşka bir şey. Geçmişte insanların yerine koyacağı bir şey vardı. Bugün bunu durdurabilme şansları yok. Burada bir milyon insan var. Kimse burada bir şey yapamaz. Eğer Başbakan gerçekten devlet adamı ise sağduyu göstermesi lazım. İktidara yürüyen bir kitle yok.


02JOSEPHPALOMO.jpg



Pelin Erdinç ve Işıl Ateş Lise 9. Sınıf Öğrencisi

Polisin sıktığı bibergazından bol bol yediler ama korkmayıp, eyleme devam ettiler. İkisi de dört gündür parktalar. Pelin, olayın sadece ağaçların kesilmesi olmadığını 19 Mayıs gibi kutlamaları ve benzeri hakların engellenmesinin birikimi olduğunu dile getiriyor. Işıl ise olayı şöyle özetliyor "Halkın kırgınlıklarının gün yüzüne çıkması". İkiside sonunda tek bir cümle kuruyor; "Huzurlu olmak istiyoruz."


05L%c4%b0SEL%c4%b0-KIZLAR.jpg


Sıla ve Umut Düdükçü kardeşler

Lise öğrencisi Sıla Cuma gecesinden beri Gezi Parkı’nda, Umut ise ilk defa geliyor. Sıla eylemler boyunca gördüğü dostluğu ve yardımlaşmayı hiç görmediğini ve insanlığın hala daha var olduğunu gördüğünü söylüyor ve ekliyor "Devlet insanların isteklerine karşılık vermek için vardır. 'İnsanların oyları ile buraya geldik' diyorlar ama bizde halkız. Onların yüzde 50’si varsa bizde diğer yüzde 50’yiz. Başından beri buradayım. Halkın polisi suçlamaması gerekiyor ama devlet halkı kendi silahı ile vuruyor. Sarıyer’de oturuyorum. Üçüncü Köprü'nün yapılmasını ve Gezi Parkı’nın yıkılmasını istemiyorum. İnsanları da bu çağrıya davet ediyorum. Bir şeylerin farkında olmadan konuşmalarını istemiyorum. Bu işten pay çkarmaya çalışan insanların bunu bir an önce durdurmasını ve bunun sadece halkın eylemi olduğunu bilmesini istiyorum”. Umut ise daha 7. sınıf öğrencisi. Buraya gelmeden önce evden tencere ve tavalara vurarak eyleme destek olmuş. Umut, durumun ne olduğunu bilmeyen arkadaşlarıyla kavga bile etmiş. Diyor ki, "Gezi Parkı’nın yıkılmasını istemiyorum".


27SILA-VE-UMUT-D%c3%9cD%c3%9cK%c3%87%c3%9c.jpg


Hasret Deniz Özçelik-Lise Son Sınıf

Taksim Dayanışması Platformu ile birlikte protestoların ilk başladığı günden beri buradayım. Metro çıkışında “Gezi Parkı yıkılmasın” diye imza topladık. Çadırlar kuruldu, sürekli nöbetler tutuldu. İmkanım oldukça gelip burada yardım ettim. Olaylarda hiç korkmadım. Polis şiddeti hep vardı bu şaşırtıcı değildi. 31 Mayıs günü olan müdahelede buradaydım. Şiddet çok fazlaydı. Polis tarafından Hopa’da öldürülen hocamız Metin Lokumcu’nun o gün ölüm yıldönümüydü. O şiddeti görünce Metin Lokumcu mücadelesini devam ettirdik. Burası çok güzel. Burayı kimse terk etmek istemez. Halaylar çekiliyor, türküler söyleniyor. Burada şarkılar türküler söyleyen insanlara marjinal, Hopa’da gösteri yapanlara eşkiya demiş bir Başbakan’ın insanlara "çapulcu" demiş olması pek bir şey fark ettirmiyor.


06HASRETDEN%c4%b0Z%c3%96Z%c3%87EL%c4%b0K.jpg


Özge Bingöl–Lise Öğrencisi

Altı gündür buradayım. Taksim’e insanlar gezmeye gelmiyor. Gelmeleri için artık bir bahaneleri var. Bir amaç için buradalar. Kendi gelecekleri ve özgürlüklerini düşündükleri için buradalar. 25-30 yaş altı bütün gençler burada.


23%c3%96ZGE-B%c4%b0NG%c3%96L.jpg



Oğuz Berk Çelikten–Üniversitesi Öğrencisi

Direnişin sadece Gezi Parkı için olduğunu değil, yılların birikimi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar yıllardır sesini çıkaramamıştı. Çevrecilerin yaptığı eyleme Cuma günü yapılan saldırı halkın sabrını taşırdı. İlk kez Cumartesi günü gelebildim. Ve ne yazık ki polisin, halkın polisi olmadığına tanık oldum. Mutlaka provakötörler ve amirlerinden aldıkları emirleri uygulamak isteyen polisler de var ama genel tavrın hiç insancıl oldğunu düşünmüyorum. İnşallah bu direniş başarı ile sonuçlanır ve Gezi Parkı İstanbul’un en güzel parklarından biri olarak kalır.


07O%c4%9eUZ-BERK-%c3%87EL%c4%b0KTEN.jpg


Orhan Kalkan–Emekli

İki gündür buradayım olayları gördüm. Televizyonda izlediklerim yüzünden üzüntü duydum. Bir başbakanın vatandaşına böyle konuşmaması lazım. "Bir avuç çapulcu" demesi yanlıştır. Ilımlı bi konuşma değil. Vatandaşı rencide eden bir konuşma. Halkımız görüyor ve istediği gibi tepkisini veriyor. Türk milleti her zaman duyarlıdır. Bir başbakan gider yeni bi başbakan gelir. Bu memleketi bize Mustafa Kemal emanet etmiştir ve buna her zaman sahip çıkacağız. Bir vatandaş olarak "Ne mutlu Türküm diyene" demekten gurur duyuyorum.


08ORHAN-KALKAN.jpg


Kerem Sangar–Sanat yönetmeni

Bu baskıcı yönetimin sona ermesini istiyorum. Polisin yaptığı şiddeti esefle kınıyorum ve merak ediyorum geceleri rahat uyuyabiliyorlar mı? Bu kadar insanı yok sayıp, uzlaşmadan kaçmasına karşıyım. Anarşist değilim. Yapılan iyi ve kötü şeyleri görebiliyorum. Fakat şu son birkaç gündür yapılan kötü muamele malesef gerçek yüzlerini göstermelerine yetti. Ayrıca Atatürk’e karşı yürütülen nefret kampanyasına şiddetle karşıyım. Bugün bu ülkede Başbakan ve polisleri bu şiddeti uygulayabiliyorsa bilsinler ki onun sayesinde uygulayabiliyorlar.


09KERE%c3%96-SANGAR.jpg


Kerim Güneyman–Gayrimenkul Danışmanı

Kesinlikle çapulcuyum. Dini sömürü ile başa geçen zihniyet 10 yıllık hizmet süresi boyunca en sonunda gerçek yüzünü gösteriyor.


10KER%c4%b0M-G%c3%9cNEYMAN.jpg


Ayşe Ergün–İnşaat Mühendisi

Kanser hastası biri olarak 31 Mayıs gününden beri Taksim’deyim. Divan Oteli’nin orada durdum. Gezi Parkı’nın içine giremedim. Geldiğim ilk gün “çapulcu” insan yoktu çevremizde, Cumartesi de yoktu. Pazartesi geldiğimizde etrafımdakilerle sohbet ettik, onlarda çapulcu değildi. Herkes bir meslek sahibi. Daha önce kızımın zoru ile imza vermeye gelmiştim. Benim oturduğum yer yemyeşil. Buraya ilk defa geldiğim zaman buranın insanlar ve hayvanlar için çok güzel bir yer olduğunu gördüm. Başka bir yeşil alan kalmadı, geldiğim zaman onu gördüm. Başbakan’ın bir an önce duruma el koyup, buraya inşaat yapılmasını engellemesini istiyorum. Buraya inşaat yapılmasın, yeşil alan olarak kalsın. Daha da yeşillendirilsin. 25 yıllık bir inşaat mühendisi olarak İstanbul’da artık inşaat istemiyorum.

31AY%c5%9eE-ERG%c3%9cN.jpg


Deni Nae–İç Mimar

Devlet olmanın gücü ile mest olmuş bir yönetime karşı durmak için buradayım. Onun atadığı güçle mest olmuş polisin karşısında durmak için buradayım. Halkın özgürlüklerinin bu kadar açık bir şekilde kısıtlanmasına karşı olduğum için burdayım. Bir bütün olmanın verdiği hazdan dolayı da bize bunu sağladığı için hükümete teşekkür ediyorum. Hükümetin bu hareketin hiçbir politik görüşle ya da hiçbir tarafla alakası olmadığını, tamamen sosyal bir hareket olduğunu eninde sonunda anlayacaklarını umuyorum.

11DEN%c4%b0-NAE.jpg


Ateş Avus-Sanat Galerisi Sahibi

Bu iş çözülene kadar burdayız. Başbakan "Durmak yok yola devam" diyor. Bizde "Yılmak yok, yola devam diyoruz". Hem çapulcu, hem alkolik, hem de marjinalim.

12ATE%c5%9e-AVUS.jpg



Mert Arslan–Sanat Galerisi Sahibi

Bu çabulcu gençlik bunun hesabını fazlasıyla sorar.

13MERT-ARSLAN.jpg


Baykan Süberker–Orman Mühendisi

Atatürk’ün ölümünden sonra anlatılamadığı ve Atatürk’ün artık gerçek anlamda anlaşılmasının kanaatindeyim. Milli Eğitim Bakanlığımız vardır ama eğitim ile alakası yoktur. Osmanlı tarihidir. Uyduruktan bir inkilap tarihi okutulur. Her şerde bir hayır vardır derler. Atatürk’ün ne demek olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ne demek olduğu, nasıl bir medeniyet projesi olduğunu bundan sonra Türk insanı gerçek anlamda anlamaya başlayacak, düşünecek, tartacak. O cumhuriyetin ne şartlar altında kurulduğunun anlaşılmasında kırılma noktasıdır. Bu fevakalede hayırlara vesile olan bir olaydır. Tayyip Erdoğan iktidarı hayırlar getirecek kanaatindeyim. Hep Cumhuriyet Bayramları, spor gösterileri vardı çocukluğumuzda ama bu çok farklı bir şey ve Atatürk’ün, Türk’ü ve Türkiye’yi gençlere niye emanet ettiğini de bundan sonra anlayacağız. Bu onun başlancıdır.

14BAYKAN-S%c3%9cBERKEN.jpg


Tuğçe Kılıç–Güzel Sanatlar Öğrencisi

Bütün eylemlere katıldım.Her gün buraya geldim, bir gün Beşiktaş’taydım. Bu ayaklanma olduğundan beri çok mutluyum. Biriken öfke, sloganlarla ortaya çıkıyor. Ölen arkadaşımız Abdullah Cömert için ağlamaktan uyuyamadım. Bu ortamı görmek içimde çok büyük mutluluk hissettiriyor. Kemiklerim yorgunluktan ağrıyor ama sevgiyi görmek için buraya geldim. Sabahtan beri tek başıma burada kitap okuyup, resim yapıyorum. İnsanlık meselesi olarak görüyordum ama siyasi bir olaya döndü.

15TU%c4%9e%c3%87E-KILI%c3%87.jpg


Ve diğer çapulcular: http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=69789&rid=2&p=21
 

Hafiye

Profesör
Katılım
30 Nisan 2009
Mesajlar
2,092
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Bak kardeş, yaşım 30' u geçkin. İmam hatiplerin korkusundan, 28 şubat sürecinde teknik meslek lisesinde okuyan ben, mezun olduğum zaman mühendisliğe gidemedim. Bu hayalim 10 sene sonra gerçekleşti çok şükür.
Şimdi çıkıpda Mesut Yılmaz gibi bir maşanın göreve gelmesini ister miyim? İstemiyorum.

Sırf başörtüsü takıyor diye, senelerdir üniversiteye alınmayan öğrencileri gördüm. Özgürlükse bir sana özgürlük yok arkadaşım, herkese özgürlük var.
Sözüm ona rektörler toplanıp açık açık başörtüsünün dışlanması konusunda kararlar alıp açıklamalar yaptılar.

Bu ülkede banka hortumlayan belediye başkanları, zevk sefa içinde yaşayan adamlar gördük.

Ben aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyorum.

* Ben mimar değilim. Gezi parkı da artık umrumda değil. Sizin elinize koz geçti bunu tabiiki de kullanacaksınız.
Çok çevreci gördüm seni, gidip fransada eylem yapsana. Gidip orada nükleer santralleri kaldırtsana.
Gidip amerikada yapılan nükleer deneyleri protesto etsene? Değil yerinde, o klavyenin başından bile bunu yapamazsın.


* Ben halkın dışında bir birey değilim. Baskı ve şiddeti ne zaman gördünüz. Sabah 5 de, acemi polislerin yaptığı ölçüsüz müdahaleyi diyorsan, o konuda bakanlık soruşturma yürütüldüğünü söyledi.
Bu eylemlerde yaralananları diyorsan, bende sana derim ki; adam madem yaralandı, polisin müdahale ettiği yerde, kanun gücüne, kolluk kuvvetine karşı gelerek hangi demokratik eylemi ortaya koyuyordu.
Polis size haklı yerde müdahale ettikten sonra, sopa yedik diye ağlamayın. Bu fakir edebiyatını artık yemiyoruz hacı.

* Gaz bombasından ne zaman bahsetmişim acaba. Buna da cevap yazayım. Ne atsın polis size, gülsuyu mu? Limonata mı sıksın hacı ?
Zihniyetinize ortak şahıslar aşırı gittiğinde, polisin yaptığı her türlü müdahaleyi halkın yararına buluyorum.
Sizin gibi sahte demokratlar yüzünden ben evime gidemiyorum akşamları hacı dayı.

* Yol kapattı isen, polisin müdahalesini gerektirecek bir olaya girdi isen evet bunu halkın yararına görüyorum. Devletin yaptığı yolu kullanamadıktan sonra ne yapayım ben yolu, senin sözde demokratik eylemini!

Ben başıma birşey gelince elimde dilekçe gidiyorum. Demokrasinin gereği nedir ?

* Yasakçı zihniyet lafını bir ana muhalefet partisi, bir de aşırı uçlar kullanıyor.

Git boş meydanda eylemini yap arkadaş. Ankaranın göbeğinde, tüm anayolların kesişim noktasında eylemin ne işi var?
Taksim yapılacak biliyorsunuz. Orası tam güllük, gülistanlık olur. Gidin orada yapın eyleminizi, taksim bittikten sonra.

* Siyaset dediğin şey bir kavramdır. Mevcut hükümetin politikalarını soruyorsan, TBMM diye birşeyin varlığından haberin yok demektir.
Bu hükümetle birçok özgürlüğün önü açtı başta ifade özgürlüğü olmak üzere.

Düşüncelerinden ötürü yurt dışında bulunan birçok insan Türkiyeye geri döndü.

Adamlar Nazım Hikmet'in, Ahmet Kaya' nın mezarını Türkiyeye geri getirmeye çalışıyor, siz ne diyorsunuz.

Bu hükümetten önce kürtçe konuşulmazdı sokaklarda hacı dayı, lazca diye birşey bilmedik, kaç tane kanaat önderi faili meçhul cinayete gitti daha önce haberin var mı ?

Bu hükümet faili meçhulleri ortaya çıkardıkça çatırdadı sizin gibiler, sizin garezinizin bir parçası da bu.

Göremediğiniz birşey daha var ki, bu gareziniz benim gibi, apolitik ve olaylara sizden farklı açılardan bakan insanlara zarar veriyor.

Şimdi de imam hatiplere ve başörtüsüne mi getirdin konuyu. Tebrikler! Eteğinde başka neler var? Onları da döküver, için rahatlasın. Verecek cevabın olmayınca yine ardına saklanacak birşeyler arayıp bulmuşsun. İmam hatiplilere ve baş örtülü gençlere uygulanan bir takım yasakları savunduğumu nereden çıkardın? Geçmişin hatalarına ve yasaklarına karşı gelirken yıllardır yürütülen sistemli yasakları görmezden gelmenin sonucunu yaşadığını bile bilmeyen bir bünye ile tartışmanın anlamsızlığı son sözümde yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum.

Fransada, amerikada çevre eylemleri yapanları döner bıçağı ile kovalayanlar yok, oraları merak etme. Polis şiddetini acemilik, diğerlerini profesyonellik olarak ayırdığında ise artık bir "sade vatandaş" olmuyorsun. Burada sahte demokrat yok ama demokrasiyi araç görerek her türlü çıkarı için kullanan, kullandıran ve bu kuklaların kucağından kalkmayanların sayısı çok fazla. Marjinalleşmiş bir partinin uyguladığı yasakçı ve kalıpçı politikaları dile getirmek eğer marjinallik oluyorsa, evet bende marjinalim. Sonuçda, uygulanan politikanın halkı bölerek küçülttüğü bir gerçek. Sizin gibiler derken biraz daha aç. Kimiz biz? Savunduğun zihniyetin tüm özelliklerini ortaya serdikten sonra "ben apolitik, sade bir vatandaşım" diye ortada dolaşıyorsan, bu masumiyetin (bombasız) göz yaşartır.
 

ykaduman

Asistan
Katılım
18 Kasım 2008
Mesajlar
312
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
[URL="http://Bu bağlantı sistem tarafından reddedildi./c25MCx"][IMG]http://k1306.hizliresim.com/1b/6/nuwvs.png[/URL][/IMG]

[URL="http://Bu bağlantı sistem tarafından reddedildi./c25MCx"][IMG]http://t1306.hizliresim.com/1b/6/nuxf1.png[/URL][/IMG]

benim bişey söylememe gerek yok sanırım
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Arkadaşlar çok yazık ne diyelim. Normalde "eylem"lerde çokça polis yaralanır. Fakat bu olaylarda polisler yaralanmıyor, çünkü "eylem yapan düşman değil, polis dövmek yaralamak için toplanmıyor" demek istemiştim; kalkıp diyorlar ki "polisler ölsün mü istiyorsun". Yuh mu diyim, vah mı diyim, ne diyim bilemedim.

Halbuki vatandaşlar ölüyor. Ölmelerine rağmen öldürmüyorlar, bunlar terörist değil.
 

shadow2

Profesör
Katılım
23 Eylül 2009
Mesajlar
1,132
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Şimdi de imam hatiplere ve başörtüsüne mi getirdin konuyu. Tebrikler! Eteğinde başka neler var? Onları da döküver, için rahatlasın. Verecek cevabın olmayınca yine ardına saklanacak birşeyler arayıp bulmuşsun. İmam hatiplilere ve baş örtülü gençlere uygulanan bir takım yasakları savunduğumu nereden çıkardın? Geçmişin hatalarına ve yasaklarına karşı gelirken yıllardır yürütülen sistemli yasakları görmezden gelmenin sonucunu yaşadığını bile bilmeyen bir bünye ile tartışmanın anlamsızlığı son sözümde yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum.

Fransada, amerikada çevre eylemleri yapanları döner bıçağı ile kovalayanlar yok, oraları merak etme. Polis şiddetini acemilik, diğerlerini profesyonellik olarak ayırdığında ise artık bir "sade vatandaş" olmuyorsun. Burada sahte demokrat yok ama demokrasiyi araç görerek her türlü çıkarı için kullanan, kullandıran ve bu kuklaların kucağından kalkmayanların sayısı çok fazla. Marjinalleşmiş bir partinin uyguladığı yasakçı ve kalıpçı politikaları dile getirmek eğer marjinallik oluyorsa, evet bende marjinalim. Sonuçda, uygulanan politikanın halkı bölerek küçülttüğü bir gerçek. Sizin gibiler derken biraz daha aç. Kimiz biz? Savunduğun zihniyetin tüm özelliklerini ortaya serdikten sonra "ben apolitik, sade bir vatandaşım" diye ortada dolaşıyorsan, bu masumiyetin (bombasız) göz yaşartır.

Konuyu tabiki başörtüsüne getirecez kardeşim. Biz on yıllarca mücadelemizi kırmadan,yıkmadan devam ettirirken yanımızda demokratız diye ortalıkta bağıran kimse yoktu. Yasakçı zihniyet istemiyoruz diyen yoktu. Örtüsünü giyinene senin bedenin senin kararın diyen yoktu.
Şimdi siz yakarak yıkarak hak arayın sonra bize karşı çıkıyolar diyin. Cuma .Ctesi gibi adam gibi eylem yapsalardı belki insanlarda yumşardı,bunlar nediyor diye bi bakardı. Ama yaktılar,yıktılar hala daha masumuz edebiyatı yapıyorlar. O masumiyet çoktan kaybedildi artık kardeşim.
 

benianla

Doçent
Katılım
19 Ekim 2009
Mesajlar
514
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Olayların Nedeni;

[video=youtube;rfwyUJ7Bvsw]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=rfwyUJ7Bvsw[/video]
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Bir istatistik yapsanız bulacağınız tablo şuna benzer bir şey olacaktır;

- Tarih şu; bir eylem şurada; yaralanan eylemci sayısı 15, yaralanan polis sayısı 7
- Tarih bu; bir eylem orada; yaralanan eylemci sayısı 18, yaralanan polis sayısı 9
- Tarih Haziran 2013, onlarca eylam var; yaralanan eylemci sayısı 100, 200? Yaralanan polis sayısı; 0. Yanlışlıkla ölen polis sayısı; 1.

Neden diye soruyor musunuz? Polisin ölmesini mi istiyorsun diyorlar, fesubhanallah.. :)
 

Hafiye

Profesör
Katılım
30 Nisan 2009
Mesajlar
2,092
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Konuyu tabiki başörtüsüne getirecez kardeşim. Biz on yıllarca mücadelemizi kırmadan,yıkmadan devam ettirirken yanımızda demokratız diye ortalıkta bağıran kimse yoktu. Yasakçı zihniyet istemiyoruz diyen yoktu. Örtüsünü giyinene senin bedenin senin kararın diyen yoktu.
Şimdi siz yakarak yıkarak hak arayın sonra bize karşı çıkıyolar diyin. Cuma .Ctesi gibi adam gibi eylem yapsalardı belki insanlarda yumşardı,bunlar nediyor diye bi bakardı. Ama yaktılar,yıktılar hala daha masumuz edebiyatı yapıyorlar. O masumiyet çoktan kaybedildi artık kardeşim.

Ne başörtülü vatandaşlar, ne de bugün hükümetin politikalarını eleştirenler haklılıklarını kaybetmediler. "Şimdi siz" diyorsun da o eyleme katılan başörtülü vatandaşları hangi konumda sınıflandırıyorsun? Yoksa gözünden mi kaçtı? İlla birilerini siz-biz diye ayıracaksan şu an yanlış platformdasın. Bunu daha iyi yapabileceğin imkanları sunan "abiler" var. Adam gibi eylem yapana adam gibi muamele mi yapıldı? Acaba ben mi başka bir ülkede yaşıyorum da olayları karıştırdım? Eğer kaybedilen birşeyler varsa, çürümüş beyinlerin içindedir.
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Şimdi de imam hatiplere ve başörtüsüne mi getirdin konuyu. Tebrikler! Eteğinde başka neler var? Onları da döküver, için rahatlasın. Verecek cevabın olmayınca yine ardına saklanacak birşeyler arayıp bulmuşsun. İmam hatiplilere ve baş örtülü gençlere uygulanan bir takım yasakları savunduğumu nereden çıkardın? Geçmişin hatalarına ve yasaklarına karşı gelirken yıllardır yürütülen sistemli yasakları görmezden gelmenin sonucunu yaşadığını bile bilmeyen bir bünye ile tartışmanın anlamsızlığı son sözümde yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum.

Fransada, amerikada çevre eylemleri yapanları döner bıçağı ile kovalayanlar yok, oraları merak etme. Polis şiddetini acemilik, diğerlerini profesyonellik olarak ayırdığında ise artık bir "sade vatandaş" olmuyorsun. Burada sahte demokrat yok ama demokrasiyi araç görerek her türlü çıkarı için kullanan, kullandıran ve bu kuklaların kucağından kalkmayanların sayısı çok fazla. Marjinalleşmiş bir partinin uyguladığı yasakçı ve kalıpçı politikaları dile getirmek eğer marjinallik oluyorsa, evet bende marjinalim. Sonuçda, uygulanan politikanın halkı bölerek küçülttüğü bir gerçek. Sizin gibiler derken biraz daha aç. Kimiz biz? Savunduğun zihniyetin tüm özelliklerini ortaya serdikten sonra "ben apolitik, sade bir vatandaşım" diye ortada dolaşıyorsan, bu masumiyetin (bombasız) göz yaşartır.

Kardeş ben bu zamana kadar senin gibi yakıp yıkılan bir eylemi savunmadığıma göre vicdanım rahat.

Sen yakıp, yıkana kol, kanat germektesin, bunun kanunda, nizamda, hukukda tek bir karşılığı var. Onuda yazmayım istersen :)

Senin amacın ne, neye hizmet ediyorsun söylesene açıkca?
 

shadow2

Profesör
Katılım
23 Eylül 2009
Mesajlar
1,132
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Ne başörtülü vatandaşlar, ne de bugün hükümetin politikalarını eleştirenler haklılıklarını kaybetmediler. "Şimdi siz" diyorsun da o eyleme katılan başörtülü vatandaşları hangi konumda sınıflandırıyorsun? Yoksa gözünden mi kaçtı? İlla birilerini siz-biz diye ayıracaksan şu an yanlış platformdasın. Bunu daha iyi yapabileceğin imkanları sunan "abiler" var. Adam gibi eylem yapana adam gibi muamele mi yapıldı? Acaba ben mi başka bir ülkede yaşıyorum da olayları karıştırdım? Eğer kaybedilen birşeyler varsa, çürümüş beyinlerin içindedir.

Ben çok açık bir soru soruyorum Bu gün özgürlük diyenler, benim bedenim benim kararım diyenler,İçkime karışamazsın diyenler, Dün başörtülü kızların örtüleri çekilirken,üniversite kapılardan atılırken neredeydi.
Özgürlük sadece sizemi, sizin bedeniniz sizin de bizim bedenimiz kimin? diye sormak gerekmezmi.
 

benianla

Doçent
Katılım
19 Ekim 2009
Mesajlar
514
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
[h=3]Gezi kışkırtıcılarına suç duyurusu[/h]Taksim Gezi Parkı olaylarını kışkırtan bazı isimler hakkında suç duyurusu yapıldı. Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, savcılığa yaptığı suç duyurusunda, olayları kışkırtan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li Adnan Keskin, sanatçı Mehmet Ali Alabora, İşçi Partisi Yöneticileri, Aydınlık Gazetesi yetkilileri ve ilgili diğer kişiler hakkında dava açılmasını istedi. Suç duyurusunda bu şahıslar, teröre yardım ve yataklık, anayasal düzeni değiştirmeye ve darbeye teşebbüs etmek, edenlere yardım etmek, halkı kin nefret ve düşmanlığa sevketmek, çıkar amaçlı organize suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak, kamu malına zarar vermek ve zarar verenlere yardımcı olmak, kaosa sebeb olmak, insanları korkutmak, ekonomik ve toplumsal krizlere sebebiyet vermekle suçlandı.
04.06.2013 12:36 Taksim Gezi Parkı olaylarını kışkırtan bazı isimler hakkında savcılığa suç duyurusu yapıldı. Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu'nun yaptığı suç duyurusu şu şekilde:

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA İSTANBUL

Konu: Suç duyurusu

Suçlar: Terör çıkararak ve devam ettirerek terörden ve terör ticaretinden rantlanmak, adam yaralamak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, hukuka ve kanunlara alenen uymamak ve uymamayı teşvik etmek, suça iştirak, kanunları uygulamayarak teröre yardım ve yataklık, Anayasal düzeni değiştirmeye darbeye teşebbüs etmek ve edenlere yardım etmek, halkı kin nefret ve düşmanlığa sevketmek. Çıkar amaçlı organize suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak. Kamu malına zarar vermek ve zarar verenlere yardımcı olmak. Kaosa sebeb olmak, insanları korkutmak. Ekonomik ve toplumsal krizlere sebebiyet vermek.

Şüpheliler: CHP Resmi Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, CHP’li Adnan KESKİN, M.Ali ALABORA, İşci Partisi Yönetimi, Aydınlık Gazetesi Yetkilileri araştırma ve soruşturma sonucunda tesbit edilecek tüzel ve özel kişiler.

Müşteki: Adem ÇEVİK (TC No: 12409824156) Toros Sk.17/14 Sıhhiye-Ank www.AdaletPlatformu.org Tel.05322467411

Deliller: Tüm yasal deliller, 28 Mayıs 4 Haziran tarihli medya, Televizyonlar, mobesa ve polis kameraları, zarar görenler

İzah: İçişleri Bakanı Muammer Güler, Taksim Gezi Parkı ile ilgili yaşanan olaylarda 115 güvenlik görevlisinin yaralandığını, 58 vatandaşın da hastanelerde tedavilerinin sürdüğünü söyledi.

Muammer Güler, Taksim Gezi Parkı ile ilgili 28 Mayıs'tan bugüne kadar 67 ilde 235 eylem ve etkinliğin yapıldığını, bunlarla ilgili bin 730 kişinin gözaltına alındığını belirterek, "Gözaltına alınan kişilerin büyük çoğunluğu ifadeleri alınıp, kimlikleri tespit edilerek serbest bırakılan kişilerdir" dedi.

"Maalesef bu eylemler, gösteriler sırasında amacını aşan çok faaliyetler de oldu. Polisimiz bunları da izliyor. Maalesef, 28 Mayıs'tan bugüne kadar 89 polis aracı, 42 özel araç zarar gördü. Bunların içinde 4 otobüs, 18 belediye otobüsü, 15 kamu aracı, 94 iş yeri, bir konut, bir polis merkezi ve 4 siyasi parti binasında çeşitli saldırılarla zararlar meydana geldi.

Bu eylemler sırasında ağırlıklı Ankara ve İstanbul olmak üzere üzülerek ifade ediyorum çok sayıda otobüs durağı, trafik ışık ve levhaları, MOBESE kameraları, bankamatikler ve kaldırımlarda da çeşitli zararlar meydana geldi. Arkadaşlarımızın yaptığı ilk tespitlerde, bu zararların 20 milyon liranın üzerinde olduğu ifade ediliyor. Özel iş yerlerinde ve diğer yerlerde yapılan tespitleri henüz almadık."

Açıklama: Kamu malına zarar veren hainlere sahip çıkanlara, suçu-suçluyu övenlere, teröre yardım-yataklık yapanlara, çıkan haberleri ihbar kabul edip soruşturma-inceleme yapmayanlara ayrıcalık-imtiyaz tanıyıp da idari, hukuki ve kamu dava açmayanlar da suçludur. Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığı da gerekli incelemeyi yaparak suça karışan partileri cezalandırmalıdır. İbadethanelere Bezmi Alem Camiisine zarar vermek. Trafiği engellemek

HUKUK devletinde her vatandaş eşittir, sınıf üstünlüğü yoktur suç işleyen siyasetcilere de Kamu malına zarar veren Hainlere, Cuntacılara ve işbirlikcilerine, darbecileri ve hainleri tesbit edip soruşturma sonuçlanıncaya kadar açığa almayarak suça iştirak edenleri ilgili maddeleri uygulamayanlara da suça iştirakten, suçu-suçluyu gizlemekten, delillerin karartmasına sebebiyet, görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaktan dava açılması gerekir.

Sigorta şirketleri de bu zararı sineye çekemezler. Bunu gider göstermeleri halinde, matrahtan düşecekleri giderleri vergi kaybına sebeb olacaktır. Dolaylı olarak kamu zararı söz konusudur. Onun için Sigorta şirketleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak sigortadan tazmin edilecek giderler konusunda , zarar verenlerden bu giderin tazmini için hukuk yoluna başvurmalıdır. Aksi halde dolaylı kamuya zarar yükledikleri için sorumlu olurlar..

HAİNLERDEN ve TERÖR TÜCCARLARINDAN KAMU MALINA VERDİKLERİ ZARARI KARŞILAMALARI İÇİN HUKUKİ ve İDARİ OLARAK GEREĞİNİ YAPMAYANLAR GÖREVİ İHMAL, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE SUÇA ORTAKLIK SUÇU İŞLEMİŞLERDİR. İnsanlığa ve milletin malına savaş açan Terör tüccarlarıyla işbirliği yapan Hainler tesbit edilmeli.

ilgili maddeler ve 10Aralık 2003 yılında anlaşması imzalanan ve 9 kasım 2006’da 5506 sayılı kanunla yürürlüğe giren anlaşmaya göre“Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM sözleşmesi”ni ve Uluslararası Yolsuzlukla Savaş Sözleşmelerini, 5065, 4852, 5195, 4800, 4136 ve 4518 sayılı yolsuzlukla mücadele kanunlarını anayasanın 90.maddesi çerçevesinde işletilerek teröre, terör tüccarlarına, işsizliğe ,kaosa, cuntaya, organize suçlara, işsizliğe, yolsuzluğa ve yoksulluğa yardım ve yataklıktan da dava açılması mecburiyettir.

NETİCE-İ Taleb: suça iştirak, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, Terör çıkararak ve devam ettirerek terörden ve terör ticaretinden rantlanmak, adam yaralamak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs etmek, hukuka ve kanunlara alenen uymamak ve uymamayı teşvik etmek, darbe, kaos-korku-panik oluşturmak, suç işlemek için organize örgüt kurmak, yönetmek ve üyelerine yardım-yataklık, görevi ihmal, görevi kötüye kullanmak, psikolojik harp, mobbing, anayasa ve kanunlardaki diğer benzeri suçlar işlendiğini düşünüyor, Reyhanlı katliamıyla irtibatının araştırılmasını, ilgililerin cezalandırılmalarını istiyor Uluslar arası sözleşmeleri uygulamayan ve basında çıkan haberleri ihbar kabul edib dava açmayanlara da görevi ihmal, suçu-suçluyu gizlemekten işlem yapılmasını, İNSANA,İNSAN SAĞLIĞINA ve KAMU MALINA ZARAR VEREN SEFİH VATAN HAİNLERİNİN TESBİT EDİLEREK ZARARLARIN TAZMİN EDİLMESİNİ dilerim.

04/06/2013 Adem ÇEVİK

EK-1 MİLLET MALINA ZARAR VERENLER TESBİT EDİLMELİ, MAL VARLIĞINA EL KONULMALI

TERÖRE YARDIM/YATAKLIK YAPANLAR, KAMU MALINA ZARAR VERENLER ZARARI KARŞILASIN

Zararın Bilançosu ortada.. Onlarca ilde olaylar çıkartıldı. Olay 10 ağacın sökülmesi, 2 ağacın kesilmesiyle başlatıldı.. Bu hemen her gün, İstanbulun herhangi bir köşesinde yol ya da bir başka inşaat ile ilgili olagelen bir hadise..

İnsanlığa karşı savaş açan darbeciler ve darbeseverler bir bahane arıyordu.. Gezi parkı nereden akıllarına geldi ise..

Orman ve Su İşleri Bakanlığı son 10 yılda 3 milyon 586 bin 425 hektar 3 milyar ağaç dikmiş. Bu bir rekor. Öte yandan ”ağaçlar kesiliyor” diye insanları sokağa döküp, bahçeleri, çimleri, çiçekleri perişan ettiler.

Kaş yapacaklardı, göz çıkarttılar.. İlk tesbitlere göre 1 Haziran 2013 - 2 Haziran 2013 11.00’e kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 4 otobüs, 18 belediye aracı, 4 kamuya ait binalar, bir polis merkezi çok sayıda otobüs durakları, yüzlerce reklam panosu yakıldı, yıkıldı.. Ki gerçek zarar daha sonra yapılacak çalışmalarla ortaya çıkacak..

Peki bunlar, yapanın yanına kâr mı kalacak.. Yüzlerce kişi gözaltına alınmış ve şimdi hemen hepsi serbest. Kamu malına zarar vermekten ceza dava açılacaktır herhalde bunlar hakkında. Ve tabi bunları azmettirenler, bu tezgahta yer alan kişiler, dernekler, partiler hakkında da.. Ve tabi bunları kışkırtıp, paniğe destek vermek için sosyal media ve diger mediada yalan haberleri yayanları da..

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının olaya karışan partiler hakkında soruşturma açması beklenir. Bu konuda bir parti kararı var mı, ya da partiede bu konuda sorumluluğu olanların partiden ihracı gündeme gelecek mi? Utanç verici bir vandalizm, ilkellik, saldırganlık örneği sergilediler. Böyle bir barış, demokrasi, özgürlük hareketi olamaz.. Bunun Arap baharı ile filan bir alakası yok. Orada halk diktatörlüğe karşı ayaklandı, burada darbecilerin kaba bir komplosu sözkonusu.. Burada olan şey Reyhanlıdaki saldırının bir başka çeşididir..

Bu işin içinde darbeci çevrelerin, kayıt dışı siyaset ve çetelerin bir bağı var mı, araştırılmalı. Olmaması mümkün olmasa gerek.. Konuyla ilgili olarak dış mihraklar. MOSSAD; Muhaberat, Amerikadaki Neeoconlar.. İngiltere, Almanya bağlantısı, bu kirli tezgahta kim varsa, bunun peşine düşmek gerek. Bu kirli oyuna bulaşan, iktidar üzerinde baskı kurmaya çalışan çevreler var mı, onlar kim, ve kim adına hareket ediyorlar. Bu da MİT’in görevi olsa gerek.

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Kamu Güvenliği Müsteşarllığı da herhalde konuyu araştıracaktır. Savcılık ve Emniyetin de konunun üzerine gitmeleri gerek..

Hatta TBMM bu konuyu araştırmak üzere bir komisyon kurabilir.?

Olaya karışanların kamera görüntüleri incelenerek, özellikle kamu malına zarar veren, araçları yakıp-yıkanlar kimler? 89 Polis aracı, 42 Özel araç, 4 otobüs, 18 Belediye aracı, 4 kamu binasına saldırılmış.. Sökülen kaldırım taşlarının faturasını kim ödeyecek. Kırılan camların, tahrip edilen bankamatikler, ve otobüs duraklarının faturası ne olacak. Otobüs durağını parçalamanın çevrecilikle barış, özgürlük ve demokrasi arayışı ile ne alakaları var? Azıcık, akıl ve vicdan sahibi olan hiç kimse bu olanları savunamaz.. O gün orada bulunanlar da bu sonucu gördükten sonra büyük çoğunluğu pişman olacaktır.. Ne yazık ki, son pişmanlık fayda vermiyor ve “cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir.” Ha! Bu olay hepimize ders olsun! Twitter haberleri ve CHP nin ipiyle bu tür haberlerin peşine takılmamak gerek!

O barikat kurma gayretleri ne ifade ediyor? “Mesele Park meselesi değil, hala anlamadın mı? Hadi taksime gel!” mesajı ne anlama geliyor.. Kim neyi alabora etmek istiyor? Bunlar 28 Şubattaki “topyekün savaş” anlamınamıgeliyor.

O yalan haberleri kim uydurdu ve sosyal mediaya attı. Twitter, Facebook gibi sosyal media haberleşmeleri yakın takibe alınırsa, bu konuda psikolojik harp ajanları ve bunların taşıyıcı, etki ajanlarının adreslerine ulaşmak mümkün olabilir. Ve bu kişiler hakkında da hukuki ve idari süreçler başlatılmalı.

Bu halkın ödediği vergilerle alınan bu araçlardaki mali kayıplar, bu zararı verenlerden tahlil edilmesi gerekir.. Valilikler, Emniyet ve Belediyeler bu anlamda bir çalışma başlatmak zorunda, aksi halde kendileri bu kamu zararının karşılanması konusundaki ihmalleri sebebi ile sorumlu olurlar..

Sigorta şirketleri de bu zararı sineye çekemezler. Bunu gider göstermeleri halinde, matrahtan düşecekleri giderleri vergi kaybına sebeb olacaktır. Dolaylı olarak kamu zararı söz konusudur. Onun için Sigorta şirketleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak sigortadan tazmin edilecek giderler konusunda , zarar verenlerden bu giderin tazmini için hukuk yoluna başvurmalıdır. Aksi halde dolaylı kamuya zarar yükledikleri için sorumlu olurlar..

Bu olay, Twitter ya da sosyal media denilen şeyin, kötü ve karanlık insanların elinde nasıl tehlikeli bir hal aldığını açıkça ortaya koymakta. Herkesin bundan sonra bu konuda daha dikkatli olması gerek. Öğretmenlerin ve ailelerin de..

Bu olay, başta CHP olarak, sureti haktan gözüken birilerinin karanlık ve kirli planlarını ortaya çıkarttı. Ergenekoncuların media-mafia ve siyaseti yönetebildiği görülüyor. Bu işi planlayanların niyetlerini ortaya koymak açısından ve estirdikleri terör açısından, bir isyan provası anlamı taşıyan hezeyanları ile suçüstü olmalarını sağladı..

Bu arada süreç öncesi ve sırasında İsrail, Suriye ve batı mediasındaki yorumlara da Türkiye de ki darbesever Esedsever Siyonizm dostu insanlık düşmanı medyaya da dikkat! Özellikle de Le Mondenin yorumlarına! Ve herkesin dikkatli olması gerek. Çünki bu senaryoyu yazanların yeni tezgahlar peşinde olduklarını da hesaba katmak gerek.

Seçimleri erteleme, özgürlükcü anayasayı engelleme girişimleri durdurulmalı. 35. madde acilen kaldırılmalı. Türkiye şer güçlerin bu karanlık tezgahından güçlenerek çıkmalı.. Saman alevi gibi başlayan isyan denemesi sağduyuyla çabuk bitirilmeli. Şimdi zarar verenlerden Hesap sorma ve hesab verme zamanı. Bu herkese ders olsun. AdaletPlatformu.org Adem Çevik +905322033274
 

efka_vasi

Asistan
Katılım
27 Haziran 2011
Mesajlar
355
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Bugün hiç yorum yazmamıştım. Bugünlük çorbada benimde tuzum olsun. :)

M.Fethullah Gülen hocaefendinin gezi parkı eylemleri hakkındaki görüşlerini paylaşayım dedim..

Bir yerde bir haksızlığı bastırmak için elli türlü haksızlık yapıyoruz, elli türlü zulme giriyoruz. Elli türlü zulüm ve haksızlığa sebebiyet veriyoruz. Kinleri, nefretleri körüklüyoruz. Üstesinden gelinmez bir şeye sebebiyet veriyoruz.

HAFİFE ALMAK
Hafife almak, akıllı Mehmet'in işine benzer: Kırkı bir uçurumdan aşağı inmek için el ele tutunmuşlar, el ele tutunarak oradan inmek istemişler. Sonra hepsi çözülmüş, yere düşmüşler; otuz dokuzu ölmüş, birinin de kolu-kanadı kırılmış. Demişler, "Akıllı Mehmet ne oldu?" "Sormayın, demiş, az daha bir sakatlık çıkaracaktık." Umursamaz ruhlar, anlamaz düşünceler meseleye böyle bakacak.

BİZİM İHMALİMİZİN MEYDANA GETİRDİĞİ NESİLLER
Şimdi "Bütün bütün böyle.. bir hak arama meselesi hiç yoktur!" derseniz, oradaki bazı masum insanları, masum istekleri de görmezlikten gelirsiniz. Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz. Onlar bizim ihmalimizin meydana getirdiği nesillerdir. Saniyen; bazı makul istekleri vardır onların. Hakikaten "Bir park.. ağaçları sökülmemeli; insanların gezisine müsait hal, o durum, o tablo korunmalı!" diyebilirler, öyle değerlendirebilirler. "Ekosistem" diyebilirler, "Yeşili öldürüyorsunuz!" diyebilirler.

SANKİ KIYAMET KOPMUŞ GİBİ
Bir yönüyle bizim bir zayıf yanımızı, bazı masum insanların belki zayıf yanları sanılan masum isteklerini istismar etmek isteyen dışta ve içte bir sürü, böyle kulaklarıyla genel havayı almaya çalışanlar da var. Şimdi dünyada bütün medya Türkiye'nin aleyhinde; burada da öyle, başka yerde de öyle, Avrupa'da da öyle. Sanki kıyamet kopmuş gibi bir halleri var.
KABAHAT HER ŞEYİ HAFİFE ALAN DA MI
Bakış zaviyemizi bir kere daha gözden geçirmemiz lazım. Acaba kabahat bu meselelere karşı umursamazlık içinde bakan, her şeyi hafife alan, "şuydu, buydu" deyip geçiştirende mi? Yoksa sokakları bir yönüyle harp meydanlarına çeviren insanlarda mı? Ya da bütün bunların kabahati, sistemde mi? Bizim iyi nesiller yetiştiremeyişimizde mi? Onlara yürekten sahip çıkamayışımızda mı? O zaman sistemin gözden geçirilmesi lazım. Bizim, düşüncelerimizi bir daha gözden geçirmemiz lazım. Biz ettiysek bunları, bence, kendimize dönerek, kendimizle yüzleşerek, burada kendimizle hesaplaşarak, daha büyük hesaplarla karşı karşıya kalmamızdan sıyrılmamız lazım. Şimdi kendimizle yüzleşmezsek şayet, kendimizle hesaplaşmazsak, altından kalkamayacağımız hesaplarla karşı karşıya kalırız, hafizanallah.

BİZ ASLINDA BİZE ETTİK... SİSTEMİ GÖZDEN GEÇİREMEDİK
Bizim bize bakmamız lazım. Biz aslında bize ettik yani. Sistemi gözden geçiremedik; "Nasıl yaparsak bu nesiller ciddi nefis muhasebesi içinde, bir nefis muhasebesi yapan nesil olarak yetişir, insan olarak yetişir; tahribatları tahribatla karşılamak değil de, tahribatları tamiratla gidermeye çalışan bir nesil yetişir?" Düşünmedik bunları.

ONLARI HAFİFE ALDIK... ONLARA ŞEFKAT ETMEK LAZIM
Çok defa onları hafife aldık. "Bir avuç" dedik onlara..Onlara acımak lazım, şefkat etmek lazım.

MÜŞTEREK AKIL ORTAK PROJE ÜRETMELİ
Bugün böyle gitse de bence aklı başında kanaat önderleri, ilim adamları, psikologlar, pedagoglar bir araya gelerek, müşterek akıl bir araya gelerek, bu mevzuda projeler oluşturması lazım.

BİRİ OLUP BİTEN ŞEYLERİ HAFİFE ALIRSA..
Biri olup biten şeyleri hafife alırsa, yangını hafife alıyor gibi, savaşı hafife alıyor gibi… Savaş başladı ama arzu ettiğiniz yerde onu durduramadınız. Her şeyi seylaplar halinde önüne kattı, sürükledi götürdü.

MESELE KÜÇÜKKEN ONU SÖNDÜRMEYE BAKIN
Yangın ve savaş.. siz başlatsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu durduramazsınız. O nerede duracaksa, gider orada durur. O açıdan da mesele küçükken, bir mangal közü halindeyken onu söndürmesini beceriyorsanız, orada söndürmeye bakın. Yoksa bir alanı aldığı zaman, bazen üstesinden gelemezsiniz. İtfaiyeler onunla başa çıkamaz. Onun için çok küçük bir tulumbayla bile söndürülebilecek küçük bir yangında bile, bence bütün itfaiye erlerine seslenmek lazım; "Tulumbanı al, yetiş imdada, yangın var!" diye seslenmek lazım.

KARINCA DEYİP GEÇMEYİN
Akıllı davranmak lazım, en küçük gaileleri, badireleri çok büyük görmek lazım; akıllıca üzerine yürümek lazım. Bir karınca istilasına maruz kalmışsanız, karınca deyip geçmeyin. Karınca istilasıdır bu; sizin yağ çanaklarınıza, bal çanaklarınıza kadar girerler, zehir taşır ve kirletirler oraları; hafife almayın. Olumsuzluğu hafife almak, zihnin hafifliğinden kaynaklanır, mantık hafifliğinden kaynaklanır, muhakeme hafifliğinden kaynaklanır. Her şeyi olduğu gibi görmek çok önemlidir. O zaman isabetli projeler, planlar ortaya koyma imkanı doğar.

NESLİN RESTORASYONA TABİ TUTULMASINA İHTİYAÇ VAR
Meselenin dipten ele alınmasına, çerik-çürük hale gelmiş, enkaz halindeki bir neslin yeniden elden geçirilmesine, restorasyona tabi tutulmasına ihtiyaç var. Sorumluluğumuzu çok iyi kavramamız lazım. Mesele dipten ele alınmazsa, nesillerin ıslahıyla işe başlanmazsa; o nesillere, o masum nesillere, ruh ve mana köklerinden akıp gelen şeyler tanıttırılmaz, duyurulmaz, ruhlarına içirilmezse; beyinleri onların elden geçirilmezse, nöronlarına onların yeni bir adab u erkan talim edilmezse, bu azgınlıklar devam eder.

KABADAYILIK YAPMIŞ OLURUZ SADECE
Biz de hep böyle plansız projesiz, azgınlara karşı azgınlıklara karşı tepki göstermek, reaksiyon göstermek suretiyle sadece karbondioksit atmış oluruz. Kabadayılık yapmış oluruz. Meselenin dipten ele alınmasına ihtiyaç var. Problemimiz nedir bizim? Bu nasıl giderilir, nasıl tamir edilir? Meselenin öyle ele alınması, peygamber yolunda yürünmesi lazım.''

Kaynak
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,841
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Tutturmuşsunuz eylemciler onu yaptı bunu yaptı şunları niye yapmadı. Sen nesin arkadaş eliniz armutmu topluyor sizin hakkınız iradeniz yokmu siz ne halt yiyordunuz maden karşıydınız siz niye birşey yapmadınız.

Klavye paşaları.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Şaşırtıcı yorumlar geliyor; "bizi temsil etmiyorsunuz" diyen arkadaşlar "konuyu başörtüsüne tabii ki getireceğiz" diyorlar. Üzgünüm arkadaşlar, siz başörtülü öğrencilere de sataşıyorsunuz.

Az önce söyledim, tekrar söylüyorum şahsım adına; nasıl ki kosasker "ilk iki gün destekledim" diyor, ben de hükümeti ilk iki yıl destekledim, fakat işi çığırından çıkardılar. Maalesef ki sadece sözlerden ibaret bunlar.
 

shadow2

Profesör
Katılım
23 Eylül 2009
Mesajlar
1,132
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Ayrıyeten bide abiler var onlar ayrı bi dert zatende ama onlarda bir grup onlarda halk oluyor o zaman. Onlar da istediklerini yapmakta özgür o zaman üstelik cam çerçeve de kırmadıklarına göre
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Ben çok açık bir soru soruyorum Bu gün özgürlük diyenler, benim bedenim benim kararım diyenler,İçkime karışamazsın diyenler, Dün başörtülü kızların örtüleri çekilirken,üniversite kapılardan atılırken neredeydi.
Özgürlük sadece sizemi, sizin bedeniniz sizin de bizim bedenimiz kimin? diye sormak gerekmezmi.

Birçoğu daha çocuktu, sinek ilacı arabasının arkasından koşup, oyun oynuyorlardı.

Kimse sadece bize özgürlük demiyor, herkese özgürlük diyor. Geçmişte bir yanlış yapılmışsa, bunun intikamı halktan bu şekilde alınmaz.

Sende o meydana in, kendi özgürlüğünü savun, hakkını ara, o meydana sanada yer var.
 

shadow2

Profesör
Katılım
23 Eylül 2009
Mesajlar
1,132
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
o gösterilerde ki sanatçıların,beyaz yakalıların,destek veren sendika yöneticilerinin yaş ortalamasına bir bak.Evet bende görüyorum çok genç var liseli,yirmili yaşlarda olan çok ve neyazıkki en üzüldüğüm ve olaylarda en çok etkilenecek olan onlar çünkü gençliğin verdi enerji ve saflıkla hep en öndeler.
 

Hafiye

Profesör
Katılım
30 Nisan 2009
Mesajlar
2,092
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Kardeş ben bu zamana kadar senin gibi yakıp yıkılan bir eylemi savunmadığıma göre vicdanım rahat.

Sen yakıp, yıkana kol, kanat germektesin, bunun kanunda, nizamda, hukukda tek bir karşılığı var. Onuda yazmayım istersen :)

Senin amacın ne, neye hizmet ediyorsun söylesene açıkca?

Provakatörlerin (çift taraflı) tamamına karşıyım ve bunun ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılı olduğunu da yukarıda yazdım? Benim yakıp yıkanı savunduğum yok, aksine demokrasinin, adaletin, hak ve özgürlüklerin geçmişte benzer sorunlardan yakınan bir kesimin tekeli haline getirilmesine ve dolayısıyla bu yüzden bir eylem ortamının oluşmasına karşı çıkıyorum. Laf ebeliği ile bir yere gelemezsin. Daha açık ne söylememi bekliyorsun?
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Provakatörlere karşıysan birşeyler konuşmaya başlayabiliriz. Kimsenin tekelinde değil devlet. Bu söylemlerin ardından gitmiyorum.

Benim tek çıkarım, ülkenin bu eylem yüzünden zarar görmesini engellemektir. Bu konu başlığı altında, bu eylemi mazur göstermeye çalışanlara da her zaman cevap vereceğim.

On kilo süte, hayvanın bir bardak idrarı karışmış. Bu idrarı aradan çıkartamıyorsak, normalde sütü dökmemiz gerekir değil mi?

O zaman süt dökülünce de ağlayıp, sızlamamak lazım.

Yok ak kaşıklar, pisliği kendi içerisinden ayırabiliyorsa ne alâ. O zaman polis neden müdahale etsin değil mi?

Ayıramıyorlarsa kimsenin polisin müdahalesinden şikayet etme hakkı yok. Kendi isteği ile meydana çıkmış insanlar var ortada, kimse kimsenin kafasına silah dayayıp meydana indirmedi değil mi?

Ben gösteriler yüzünden zahmet çekmek zorunda değilim arkadaşım. Gösterilerin parası hepimizin cebinden çıkacak. Gösteriler yüzünden dış medyada müthiş bir propaganda yürütülüyor. Buna alet olanlara anlam veremiyor ve de hakkımı helal etmiyorum.

Gücüm el verdiğince de, gösterileri meşru gösterme çabalarına cevap vereceğim.
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Başbakan yine açıklama yapıyor ve lamı cimi edip teğet geçip soruları çarpıtıp alakasız şeylerden bahsediyor. Nasıl bir kibirdir bu, Allah kimseye böyle bir kibir vermesin. Hiçbir ders çıkaramamış bu süreçten yazık...
 

efka_vasi

Asistan
Katılım
27 Haziran 2011
Mesajlar
355
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Buyrun bir video özellikle sonundaki olayı iyi dinleyelim dinletelim.. Ne olduğumuzu daha iyi anlarız umarım.

[video=youtube;Up1y8LPYHso]http://www.youtube.com/watch?v=Up1y8LPYHso&feature=player_embedded[/video]

Tahammül etmeyi öğrenebilirsek eğer umarım bir gün "BİR" olabiliriz..
 

Karargaht

Dekan
Katılım
14 Kasım 2007
Mesajlar
9,232
Reaksiyon puanı
112
Puanları
1,243
Özgürlüğümüzün elimizden alındığı düşündüğüm an ilk gidenlerden biri ben olurum Taksime.

Çıkar amacı güdenler verdi özgürlük gazını, verdi hakkınızı isteyin gazını...eee sonuç?

2 gün önce isteklerini yayımladılar 7 madde.

Adamlar daha soru bile alamadan kağıttan okuyup gittiler.

O istekleri gezi parkında günlerdir bekleyenler mi seçti?

Bence hayır.

Oraya bırakılan yiyecekleri kim getirdi, hayrına mı sizce?

Olaylara hep tek taraflı bakıp duruyorsunuz.

Başbakan tavrında hatalı, yangına sürekli körükle gidiyor, dediklerine dikkat etmiyor.

Ama ülkede uçurumdan aşağı gitmiyor. Kimsenin özgürülüğü elinizden aldığı yok.

Sizin kendinize ait sandığınız düşünceler bile çoğu zaman bi başka güç tarafından size dayatılıyor.

Birgün herkes gerçeği görecek. İnşAllah bu gerçek bizi ölmeden önce bulur.. .
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst