Lavinya'nın Günlüğünden

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Ben senin ne yarin ne canın derken
Sende can gibi olduğumu öğrenince dünya benimdi.
O dünya yıkıldı, biraz senin biraz benim sayemde.
Belki de kaderin sillesi ile yıkıldı.
Çok mu renkliydi gittiğin dünya?
Ya da o kadar renksiz miydi bırakıp gittiğin?
Göğsündeki sızı, yalnızlığın geçti mi? Unuttun mu huzurla geçen seneleri?
Uzaklaştım düşlerden,gülüşlerden...
Uzağımda can buldukça sen, ben cansız yürüdüm yollarda.
Gülümseyişimi geri getirmek yıllar sürdü. Bir tebessüm, evet gerçek bir tebessüme ulaşmak yıllar sürdü.
Gülümsedikçe yaralar kabuk bağladı. Unutmadım varlığını ama artık acıtmaz hale gelmiştin.
Bağrıma basılı kırık dökük parçalarından oluşan sevda canımı acıtmadı, bütünleşti benimle.
Orada olduğunu hissettim sadece.
Ben sevgi dolu satırları okumadım,şarkıları dinlemedim, seni bulduğum filmleri izlemedim.
Evet ben!
Duygu dünyası ile kendi içinde boğulan ben yapmadım...
Aşık olmamışcasına baktım hayata.
Hani sen söyledin ya umudum var, eskisi gibi olur diye...
Benim yok diyebilecek kadar yorgundum.
Sanki bir ayağım yoktu.
Ben emanet bir ayakla adım atıyordum yarınlara
Bir daha sarılsam sana, koşsam,bir kez daha ardına bakmadan gideceksin diye korktum hep.
Ben sana adım atmak için can çekiştikçe,umutla bekledikçe, sen sana kucak açanlara koştun.
Belki haklıydın.
Haksız olan bendim.
Birini sevmek nerede olursa olsun benim diye düşünmek, olmayışına rağmen tükenmeye devam etmek haksızlığımdı.
Bir umudun var mı hala?
Gelip tut ellerimden ve uyandır beni senli sabahlara.
Gülüşlerime hayat ver.
Hayat süre gidiyor nasıl olsa
birkez daha birlikte olmanın umudunu ver...


lavinia
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Tamam tamam kızmasın.:)

Sevda sözü...

Sana uzanan bir sevda sözüydü her bakışım.
Tebessümlerin ışığı ile odama dolan şarkılarımdın.
Sesin gümbür gümbür titretirdi yüreğimi.
Gözlerimi kapattım ve senli zamanlara uzandım.
Yanan ateşi nasıl kül ettiğimizi anladım.
Telafisi var mıdır geçen zamanların?
Seni daha çok sevemez miyim?
Daha çok saramazmıyım ?
Umudun ışığı olamaz mısın yeniden?
Göğsünde titreyen sevginin külleri savruluyor gecelere.
Yeniden kor olup yakıyorsun.
Yine satır satır dökülüyorsun.
Ve tükenmiyorsun.
Sonu yok!
Son noktayı hiç koyamadım.
Devamını umarak cana gelişlerdeyim...
 

penguin

Profesör
Katılım
11 Haziran 2009
Mesajlar
3,494
Reaksiyon puanı
201
Puanları
243
İlk şiirin yazarı kim acaba? :)
 

penguin

Profesör
Katılım
11 Haziran 2009
Mesajlar
3,494
Reaksiyon puanı
201
Puanları
243
Uğraşınca olmaz ,kendiliğinden çalar kapını.:D Sonra aman deme.:)
Aslını söylemek gerekirse, şiirinde kendimden de pek çok şey buldum. Çok güzel ifade etmişsin. Duyguları dizelere nakşetmek dedikleri şey bu olsa gerek. Yüreğine ve eline sağlık. :flowers:
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Aslını söylemek gerekirse, şiirinde kendimden de pek çok şey buldum. Çok güzel ifade etmişsin. Duyguları dizelere nakşetmek dedikleri şey bu olsa gerek. Yüreğine ve eline sağlık. :flowers:
:blushing:Teşekkür ederim. :clover:
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Hadi gel...

Hadi gel kaderin bizi tanışmaya hazırlandığı zamana geri dönelim.
Yine hayatla nefes alıp vermek dışında işi olmayan iki ayrı insan olalım.
Kaderin yollarımızı kesiştirdiği an gelsin ve
Varlığınla buluştuğumda senin yüzünde beliren tebessüm oluşsun benim yüzümde de.
Hayatta tek işimizin, nefes alıp vermek olmadığını hissedelim.
Gece uyumadan önce gül yüzün gelsin gözlerimin önüne,
Gülümseyelim birbirimize ve uyku öyle çöksün gözlerimize.
Güne uyanınca tebessüm oluşsun dudaklarımızda.
Sen bana uyan, ben sana.
Hadi gel o zamana geri dönelim.
Utangaç bir gülüşle seviyorum de.
Bazende sadece gözlerime bak.
Ben hissedip,göreyim sevgimi sende.
Hayatta başka işlerimiz olduğunu görmeye devam edelim.
Sen bana anlat bizimle dolu hayallerini nasıl gerçekleştireceğini.
Yeni güne birbirimize daha yakın olmak için uyanalım.
Gün bizim günümüze yaklaştıkça daha tatlı gülelim hayata.
Hadi gel! Geri dönelim ve orada kalalım.
Gün devam etmesin daha fazla.
Hayatta tek işimiz nefes alıp vermekten çıkıp "bizi" aşmasın.
Can acımasın!
Gül ertesi güne varmadan solmasın!
Üzülmeyelim tükenenlere!
Acıtmayalım hayalleriyle mutlu tebessümlerimizi!
Gözlerimiz ayrılıkla yaşarmasın!
Sen gitme!
Biz kalalım...
Ertesi güne uyanmayalım gerekirse ve bitiş sahnesi hayallerden farklı yaşanmasın böylece.
Hadi gel ne olur!
Gel, kaderin bizi tanıştırmaya hazırlandığı zamana geri dönelim...
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Neden hayat yalanlara sığınmayı gerektirir? Gerekçeyi hiç anlayamadım. Biliyorken sonunu,yine ,yine,yine inatla zorladım. Netice bana gönül rahatlığı verdi. Elimde sevgi, umut,bekleyiş kalmadı,kaybediş kaldı belki ama keşkeler yok :)
Yapabileceğim en zor şeyden fazlasını yaptım ve seviyorum dedim. En zoru başardım. Kapıları açtım. Bundan sonra yaşanacaklar ya sonsuzluğa ya da sona ulaşacaklardı. Ben denedim. Keşke demiyor,pişman olmuyorum. Sen ise kaçışların acısını hissedeceğini bilerek kaçtın. Yalnız kalmanın ağırlığı ile başbaşa kaldığında göreceksin, sabır taşı olmanın mümkün olmadığını. Bunları öğrenmek zorlu bir süreç. Yalnızlık etrafındaki süsler döküldüğünde kalıyor çırılçıplak. Görmek istedim ki gel tut sevginin ellerini,bırak varsın sona ya da sonsuzluğa. Olmadı. Rolüme düşeni yaptım bende sevgi sahnesinde. Bugün de elimde bir şey kalmadığı için,finali geride bıraktığım için mutluyum. Senin için hiçbir şey dileyemiyordum geride kalan sevgili. Ama geriye dönüp baktığımda çizdiğin imaj "kıymet bilmemezlik" bunu tersine çevirmen için dua etmemi sağladı. Kıymet bil ve mutlu ol. Verdiği değeri kazanır insan. Hak etmedim ben bunu demeyeceğim bundan sonra da. Çünkü biliyorum ki insan hak ettiği değeri buluyor. Sen neyi hak ediyorsun? Neyi hak ettiğini gösteren görüntü için, bir ayna yardım etmez sana! Söküp al kalbini ellerine ve acısını çekerken tekrar sor kendine. Neyi hak ediyorsun?
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Sevmek nedir sence diye bir mesaj geldi sabah. Hemen kalbimden uzattın ellerini.
Sevmek sen aklıma geldikçe ağrıyan göğsüm,burnumu saran sızı mıydı?
Yoksun diye uçurumlardan düşüşüm müydü? Sızı sardıkça akan yaşlar mıydı?
Hem gönlümde,hem canımda,kanımda ol isteyip hem uzağında kalabilişimdi belki.
Bırak özgür kalsın diyen zihnime rağmen, tutsak sevginle bende yaşamaya devam ediyorsun.
Gün sensiz tükeniyor,sensiz nefes alıyorum, senin uzağında hayat sürüyorum..
Bu doğru değil.
Yeni güne uyanırken,hayat telaşını yaşarken duyduğum şarkı ile yolculuğa çıkarken,uykumda bile varlığını hissettiğim ve beni yalnız bırakmayan bir şey var.
Yanımda kim olursa olsun,göğsümde acıyan yana bakınca gördüğüm bir şey var.
O sensin.
Sen sevgisin.
Her şeyin eksik kalışında , hayatıma bir şey eklemeyişimde sen varsın.
Uzaklarda mutlu oluşunu kabullenerek mutsuzluğu tercih edebildiğimsin.
Sevmek ne imiş meğer.
Can titriyor.
Damarlarımda kan soğuk akıp içimi üşütürken,gözlerimi kapatıp yüzüne bir tebessüm konduruyorum ,seninle tutuşmaya yetiyor.
Bir rüya olsa da sarılsam sıkıca,kokunu içime çeksem de bir ömürlük soluğum olsan diyorum . Sonra durduruyorum düşlerle gülümseyen yüzümü...
Bir kaç damla gözyaşını bırakıyorum mısralara...
Ardıma bakmadan,gözlerim kapalı uzaklaşayım diyorum.
Oysa ben her yeni sayfada sana uyanmaya devam ediyorum.
Hayat yolu sürdükçe her ne kadar özgür olsakda yollarımızda, gönüller tutsak,düşler eksik,biz bölük,sen,ben..
Başkalarıyla,başka yerlerde olsak da hayatın eksik olan tadında buluşmaya devam edeceğiz. Buna fırsat vermesek keşke.
Geç olmadan düşlerle olsak...
Sen yine Üsküdar’ında küçük odanda,ben geceye düşen düşlerde olsam.
Ayrı zamanları birleştirmek kar kalır yanımıza.
Bütün yaşanmamışlıkları yaşamak,kana kana sarılmak kar kalır yanımıza.

Gelmiyor işte! Sonu gelmiyor! Kalem tükeniyor,kağıt tükeniyor.
Ben nefes aldığım sürece de sen tükenmeyeceksin.
Gel de hadi! Yaşanmamışlıkları yaşayıp yeni düşler için tüketelim eski düşleri...
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Ne gücüm var ne gönlüm. Sanırım düşlerle süslenen dünya kıyametini yaşadı. Çok mu sakin oldu dersin? Hayır,hayır! "Yok,acı çekmiyoruz. Hüzün mü oda ne? Ne aşkı! Ne sevgisi ? Hemde ölürcesine! Hıh!" Dedik ve başka bir dünya telaşına sarılıp yok saydık ya hani, bir "Yalan" gibi! Sessizlik "Yok"luk adı altında tükendi, yokluğu kıyamet olacak bir sevgi olduğunu hissettirmeden... Sonsuza kadar gidebilecek olan,sona ulaştırmış bizi. Ne kırgınlık, ne küskünlük,ne de o saklamaya çalıştığın, sanki bilinirse kıyamet kopacak dediğin sevgi kalmış. Varlığını alıp yoklara karışmış. Hayatın bugününü görmek de varmış. Gün sana,bana özel olan günleri geride bıraktı. Artık yüzlerde senin ayrıcalığını aramıyorum. Herkes aynı! Ne fark eder ki? Hayatın esrarlı görünen perdesi çoktan aralandı. Üzüldüm izlerken. Bir gün nefessiz kalacağımıza inanmazdım. Gördüğüm ise şaşırttı...Göremedik,sessizce tükendik. Sonsuzluğa açılan kapılar, sonsuzlukları da aldı, kayıplarda bile değil, yokluklarda artık...
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Yüzlerce film izlemişsinizdir. Nerede ise aynı türün hepsinde işlenen konu aynı. Aynı hikayeleri ya beğeniyoruz ya da beğenmiyoruz. Ya yaşıyoruz ya uzaktan izliyoruz.
Babam ve Oğlum ’un yıkık sahnesi ile kaç kez daha üzülürüm, kaç kez daha ağlarım bilmiyorum. Hayatta öyle çok Babam ve Oğlum , öyle çok Ihlamurlar Altında,öyle çok Issız Adam var ki!…
Bazılarımız onları yaşıyoruz, bazılarımız hazır yaşanmışı izleyip üzülme duygumuzu harcıyoruz.
Duygusallıktan çıkıp gerçeğe yol alayım diyorum zaman zaman. ( Bu cümlede yanlış oldu ya neyse...Sanki duygusal olmak yalancı olmak demek.)
Eğerler var ya hani, keşkeler birde, onlara sığınıyor düşünceler…
Eğer Hüseyin baba anlayışlı olsaydı, eğer Sadık evlat ileriyi görüp yanlış yaparım deseydi böyle olur muydu?
Issız Adam Alper ,hayatı bir tarafında aramayıp sahip olduğu kadınla ömür tüketse karşılaştığında ağlar mıydı?
Yılmaz , Elif'e git demeseydi,affetseydi o olayları yaşar mıydı?
Bize her şey lafla kolay gelir. Ne olacağın, ne öleceğin önüne geçemezsin bazen. Bazen hamura şekil veren sen olursun bazen de…
Hayatta belli çizgiler var, onları eğip bükemezsin. Bir dengesizlik var ki sormayın almış başını gidiyor.
Denge diye bir olgu var mı ki demeyi dahi unutturuyor . Yaratan , insana dengeyi sağlama ve bozma kudretini vermiş ama bizler denge değil dengesiziz. Dengeyi yıkıp, oturup düzelecek mi, ne olacak memleketin hali dercesine bekleriz. Geçmişe inler, yüreğimize aldırmayıp , elde kalan dengesizlikle devam ederiz. Yıkılan,kaybolan güzelliklere de öyle yapıyoruz…

(Aklıma bir yerlerde sen gelmesen olmazdı.
smile.gif
)

Düşünüyorum da bazen, o çocuk düşüncelerde olduğum zamana gitsem, “İş başvurusu yaptım gitmeli miyim, aslında bu bir teklif, hayatımı yönlendirecek biri olur musun?” Diye devam eden karmaşık düşüncelerinle bile, çocuk aklımla sana “Ooo! Ne güzel kariyer fırsatı, git tabi.” Demeseydim eğer, gitmez miydin? Söylesene gitmez miydin?
Aman sanki beni dinleyecek beni bir gün bırakıp gidecek demeseydim kendime de sana git diyen bir cümle kurmasaydım, gitmez miydin?
Seni kimse ile paylaşamam diye sinirlendiğinde gerçek miydin? Gerçektin eminim ki gerçektin.
Bütün çocuk yüreğimle inanıyorum ki o saflıkta bir gerçektin. Bir dahası olmadı.
Bu gerçeği yalan,öfke karıştırmadan rafa kaldırdım yazdığım satırların arasında saklısın hala…
Yine başa sarsak diyorum bazen. Bende karşında dursaydım, gitme deseydim de sana daha çok kenetlenseydim diyorum bazen. Neden o kadar çocuktum?
Bir süre sonra başka bir koku için beni bırakır giderse diye az mı ağladım?
İşte bütün korkularım! Seni aramayışlarım, sormayışlarım, sebeplerin birkaçı…
Ne yanında kim var, ne de neler yaşıyorsun bilmek istemedim. Öyle kalmalıydın, hatırlamak istediğim gibi kalmalıydın.
Sevdiğini yüzüne söyleyememesine rağmen kalbinde hissedişleri yaşadık seninle…
Bunları söylerken gözlerinin içinde kaybolamadığım, içinde yanan kor olup bedenimi buz kestirenim oldun.
Akıp gittik hayata…Tutabilene aşk olsun.
Kaç masalda kaybolduysan sen, ben yaşadığın masalları kendime anlatıp yokluğuna üzülmekten kaçırdım kendimi.
Bak büyüdüm. Kocamaann kız oldum. Söyle bakalım ışığım küçük kız nerede? Büyümüş de seni yitirmiş mi? Yüreği de küçülmüş mü? Umut ışığı küçülmüş mü?
Yüreğim,gözlerim,dudaklarım ve bütün hücrelerim büyüyor.
Sen dönmek üzere gidiyordun ya işte öyle hatırlıyorum seni . Ne sen beni üzdün, ne ben seni…
Bana uzun uzun sarılıp gittin ya karanlığa doğru, ardından kapattım perdeyi .
En son bunu hatırlıyorum. Rüya değil bu. Bir ömürlük rüya mı olur?
Neden uyanmadın yıllardır? Rüya olan değildik çünkü gerçeğiz.
Kaç rüya gördüysek ikimizde uyandık bu yüzden bitmedi uyandıkça birbirimizi arayışımız.
O sahneye geri gidiyorum, geleceğin günü beklemeye ,ya perde hiç açılmaz da gelmezse diye korktuğum yere geri gidiyorum.
Hadi geri sayım başlasın artık! Sök üzerine yapışanları!
Rüya aleminde kalsın rüyalar, hayatı uyuyarak tüketmeyelim. Elimizden kayıp giden sadece zaman değil.
Birbiri için titreyen fani beden de tükeniyor… Yürek atışları durmadan geri sayım başlasın bir an önce de perde açılsın. Bizim hayatımız başlasın artık.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Sana gönlümü açmaktan kaçar gibi geçti zaman.
Sanki seni sevmez,yok sayar gibiydim.
Sebebi seni sevmeyişim değil,yüreğini ortaya koymayışın oldu.
Tüm düşüncelerde ve hislerde karşılıklı olduğunu hissediyorduk oysa... Adım atmayışın sebebi "Ya değilse?" Diye düşünüp üzülmekten kaçıştı belki de.
Bilsem,bilsen sende.
Döksen düşünceni,yüreğini.Belki de dedikleri gibi "garanti" bekliyoruz.
Kim çözecekse çözsün düğümü.
Birlikte süreceğimiz hayata açılsın kapılar.
Ne sen bana haram ol ne ben sana .Böyle, daha bir araya gelememişken bile birbirimizin boğazında kalıyoruz.
Aç kapıları ve farketmezsem bu kez tokmağı yüzüme çarp...
Seninle olmaktan, sana söyleyemediklerimi bilmenden korkar mıyım o zaman?
Senin için benden sonrası olmamalı. Benim içinde senden sonrası olmaz. Bunu hissettiğimizde , birbirimize güvendiğimizde hiç endişe etme! Sonsuza dek sevgimle yanındayım. Ayrılmam bir yere. Yalnızlık ve güneş özleyecek beni. Yalnız gecelere inat seninle sabahlayacağım. Seninle olacağım. Güneş kıskanacak çünkü yüreğinle ısınacağım.Yastığım bile özleyecek beni çünkü göğsünde uyuyor olacağım. Bir tek senin, seninle olacağım. Yeter ki haram günlerde birbirimizin boğazına düğümlenip kalmayalım.Birlikte doğru bir zamana yol alalım.
 

vegaturk

Profesör
Katılım
21 Haziran 2008
Mesajlar
3,718
Reaksiyon puanı
117
Puanları
0
Sıdıkanın günlüğü sandım :)

Şiir den pek anlamam ara ara bu yazdıklarını okuyayım sözlüme bakalım reaksiyonu ne olacak :D
Teşekkürler lavinya
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Sıdıkanın günlüğü sandım :)

Şiir den pek anlamam ara ara bu yazdıklarını okuyayım sözlüme bakalım reaksiyonu ne olacak :D
Teşekkürler lavinya
Sıdıka? :) Dizi olanı,izliyordunuz sanırım. Lavinya da sıdıkaya benzemiyor ya neyse.:) Rica ederim.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Aşk masalları

Öykülerde okudum hep aşkı.
Şarkılar yüreğimi titrettiğinde hissettim.
Yüreğimde gizlenen yürek ortaya çıktığında yaşadım.
Aşk...
Neydi ki aşk?
Mecnun'un Leyla'ya aşkı vardı.
:) Ve o zamanlar bilirdim aşk da masallara ait bir kavramdı.
Ta ki an masal tadının gerçekleşeceği ana gelene kadar...
Masal tadı gerçekten...
Yürek fazla mutlu olmaya gelmez nedense.
Israrla olduğundan farklı kalıplara girmeye çalışır.
Kırılır, yanar, kılıf değiştirir...
Bilmez ki can yine aynı can...
Yürekteki sevgi, aşk, tutku ve tüm duygular sahiplenilmeyi bekler.
Gün gelir beklenen, yanlış yerlerde aranan sahip
ortaya çıkar.
Bir başka bedende taşınmaya başlar.
Gün gelir aşkı taşıyan beden çekip gider...
Ve aşk yine ait olduğu yerde,sizde kalır.
Terketmez...
İçinizde kalan aşkla paylaşırsınız tüm arzuları.
Aşk masal tadına geri döner...
Mecnun gibi, sevginizi taşıyan beden geri gelse dahi,
siz yine kendi yüreğinizle yaşamaya devam edersiniz...
O bendenin etkisi yoktur artık.

Keşke her şey bir masaldan ibaret olsaymış.
Aşk tıpkı Anka Kuşu gibi masallara özgü olsaymış.


lavinia


Bugün bir şarkı seçtim kendim için. :) Ben sözlerini yazacağım ama
siz Ebru Gündeş'den dinlemeyi ihmal etmeyin. :) Şarkının adı " Kaçak ".
Dinleyen herkes sahiplenebilir benim gibi o güzel sözleri.

"Bu şehirde buldum buğday ellerini
Bu şehirde sevdim badem dillerini
Sende unuttum bütün ezberlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden

Birdaha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm
Kim bilir ne bekliyor
Kalır mıyım ölür müyüm
Ne malum dünya gözüyle birdaha görür müyüm..."


Helal olsun şarkıyı yazana. Bu kadar mı ben olur o düşünceler.:)
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Birdaha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm
Kim bilir ne bekliyor
Kalır mıyım ölür müyüm
Ne malum dünya gözüyle birdaha görür müyüm..."
Kendimden bir şeyler buldum sanki. :):)
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
:flowers: Bu şarkıyı seviyorum.
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Karasu'ya götür beni söyleyelim beraber olmaz mı? :)
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Sabahın ayazı üşütüyor içimi. Gün tükeneli çok oldu. Bitişini izledim. Olanlarla acıdım. Yeni gün, karanlığın ardından yine doğdu. Güneş, ışıklarını her yana saçtı. Tebessümle uyandırdı. Benim ise, üzerimde ısrarla dolaşan kara bulutun gölgesi gitmedi. Ne yağmur olup düşüyor, ne güneş ışığına izin veriyor. Öyle orada kapkara durup, boğuyor günden güne...

Sen gittin yine. Unutulmayı istemeyerek gittin belli ki. Bir gün canın gelmek isterse diye, kırmadan gittin. Gittiğin hissedilmesin diye, her şeyi olduğu gibi bırakmışsın. Kalbimin kırıkları üzerine düşen tozlar bile aynı yerde. Fotoğrafın,gülüşün,en yalan sözleri gerçek yansıtan sesin bile yerli yerinde. Duy! Kulaklarımda yankılanıyor yine. Bir tek sen gitmişsin. Asıl yokluğu farkedilecek olan kalbin gitmiş.Sen bilirsin değil mi en doğruyu? Bilememişsin... Kırılma diye ses etmediklerimi, aslında çok iyi bildiğimi bilememişsin. Biliyorsundur artık sana bölünecek halim kalmadığını. Son damlaları akıtıyorum canımdan. Harfler tükenecek... Şimdi uykuya dalacağım. Bunu da bil!!! Usul usul gel ve geride hissedilmediğini sandığın yokluğundan kalanları al ve git....
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
O en vazgeçilmez anlara zincirlenip yaşamak...

geçmiş kapağı kapatılmış bir kutuda saklı.
geride kalan zamana dönüş yapabilmeyi kim istemez ki...
sanırım daha çok istediğim bir şey olamazdı.
geriye dönmek ve o en vazgeçilmez anlara zincirlenip yaşamak...
olmaz değil mi?
evet olmaz.
rüya tadında yaşamak çok zor.
hayat öyle gerçek ki şans tanımıyor o küçük hayallerin varlığına.
tam bir hayal gelir gözlerinin önüne
gülümserken hayaline
geçek yapışır yakana.
hatırlatır hayallerle yaşamın sürmeyeceğini
ve geride kalırsa aklın çıkamazsan hayallerden geleceğe bir adım dahi atamazsın diye uyarır.
uyandırır.
uyandık...
devam ediyoruz öğrenerek yaşamaya.
ve gerçekleştirilmesi mümkün hayaller kurmaya.
böyle olduğunda kalp belki kanmıyor ama
işte hayat devam ediyor tüm kanmışlığıyla yol almaya.
insan mutluluğu elleriyle yok ediyor istemiyorsa
eğer istiyorsa bir kedinin masum bakışlarında bile yakalıyor.
küçük ve gülümseten hayallerle, etrafımızdaki gülümseyiş sebepleriyle yetinmekle mutlu geçebiliyor zaman.
geçmişi özlemek...
bu hep olacak ve hep yaşanmak istenecek.
geçmişini saklayan biri olarak şanslıyım.
özlem doluydu yüreğim çarem gizlenmiş,kapalı kutu içinde saklı günlüklerdeydi.
olduğum zamandan geçmişe mutlu bir uzanış yaptım.
ve geçmişe yeni anılar eklemek için yaşadığım ana geri döndüm.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Bazı günler hayatın yorgunluğuna inat ,
gece yatağıma uzandığımda gözlerim karanlığa yenik düşmüyor.
Her ne kadar düşünmeyeyim diye kendimi işe güce versemde ,gözlerim anıları canlandırmak,
dudağıma tebessüm ve birkaç damla yaş bırakmak için uğraşıyor.
Sen yokluğa karışıp gittin. Üstelik öyle bol bir varlıkla geldin,ömür sürdünki bende,yok olsam da gölgem onunla olacak diyorsun.
Şanslısın. Varlığını sürdürdüğün kalpteki hükmünün ne olduğunu biliyorsun.
Bende belirsizlikten başka bir şansızlık yok. Tek güzellik yoklukla sürebilen hisler.
Gözlerim karanlığa dalıp,hayat rüyasına kapılmak istemiyor. Rüyalar mutlu eder insanı,bazen mutsuz.
Hayaller ise hiç mutsuz eder mi? Mutsuzluğu hayal etmek imkansız zaten. Bazen kızıyorum ama yine keşke diyorum,keşke bir hayali adam akıllı,
korkusuzca kurabilecek güçte olsaydım.
Hani pembe düşler diye söylerler ya , işte onlardan birkaçı benim olsaydı.
Mutsuzluğumda gerçek oldu,mutluluğumda.
Gece senli düşünceler için uyku gözlerime çökmüyor. Kendimi kandırıp uzağında durmayı başaramıyorum.
Her şeye rağmen öyle gerçeksin ki...Yaşattığın her şeyle gerçeksin. Sevgi,öfke,mutluluk,kırgınık ve hepsini alt üst eden özleminle.
Yine bir mesajın özlem tadında,senin bağrında uyumak nasip olsun. Uykular sen gelmedikçe kaçık.
Zihnim hep bulanık.Beni durdurabilen tek şey durmaksızın çalışmak.
Zihnimi meşgul etmek...
Aradaki tek boşluk anında bile beni yüreğimden çekiştiriyorsun. Uykulara sarılmak istiyorum,düşünmemek istiyorum.
Sana direnip,güç bela uyumanın ardından,senin hayaline sarılmışken buluyorum kendimi.
Kader çizgisinde ne var merak ediyorum.Merakla yeni sabaha uyanıyorum. Allah'ım hayırlı,senli yarınlar nasip etsin...:clover:
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Adı sevda adı aşk adı heyacan adı her ne ise yaşananın...
Herkes kendi bencilliği ile yoluna devam ediyor.
Canım sen mutlu ol,sen iyi ol,sen şöyle ol, böyle ol...
Ol ki mutlu olayım.
Evet sen iyi ol ki ben mutlu olayım!
Olmadığında benim canım yanacak.
Yoksa mutluluklarımı bölen, azsızın gelen hüzünler olacaksın.
Hayatımı mutlu kılmalısın eğer kılmazsan... Evet işte orada film başladığı gibi bitmez...
Hayat boyu hükmün sürecek.
Çünkü seni seviyorum,sensiz mutsuzum demek ne kolay.
Seni sevdiğim için kendimi seviyorum demek,kendi hislerimi seviyorum,hislerim hasar gördüğünde üzülüyorum demek çok zor değil mi?
O yüzden karşısındakine güven vermek için direnen zihinler, bencilliğiniz dahilinde ise
farkında olanı yormamalısınız.
İçinden ,kendisini mutlu etmek geldiği için çırpınan ile başkasını mutlu etmek için çırpınanı ayırt edecek kadar akıllıdır beyin.
Bana senin yanında olmak istiyorum demenin hiç önemi yok.
Umrumda değil.
Biliyorum ki benim yanımda ol dersen bencilliğin için isteyeceksin.
Bu ne biçim bir kurgu? Kurma,gerçek ol. Üç günün aşkı bittiğinde renk değiştirmeyecek kadar gerçek ol.
Birbiri mutlu oldukça keyif alan birileri varsa ne mutlu.
İhtimaller Uzak olsun ya da yakın olsun umrumda değil.
Umrumda olan başka şeyler...
Kendisi için ,karşısındaki için diye devam eden düşünceler çabuk ölürler.( Ya birbiri için?)
Mutluluğu hangi renk görürse görsün düşüncesizce adım atarlar.
Bazen kara bir çukura, bazen alacakaranlığa, bazen şans eseri toz pembe bir buluta...
Sonuç nedir?
Hiç gerek yok...
Eğer bir ömür ise paylaşılması gereken,
Yürekten sadakat gerek.
Birbirini kabullenmek, tek olmak gerek. Elmanın iki yarısı diye bölünmek değil,
ölümle bile bölünmeyecek olmak gerek.
Adımlar birbiri ardına değil, birlikte, sen ilerle ben yanındayım değil ,birlikte... Her şey birlikte...
Kolay değil kocaman bir hayatı bir bencil ile paylaşmak. Hiç kolay değil...
Sen kendi sadakatine emin ol,sadakat samimice dökülür gelir sana. Benim için şöyle ol demeye gerek yok. Kendiliğinden gelir parçaların,seninle bütünleşir.
O maviyi seviyor ise sevmeye devam etmeli,hayır sen yeşili sevmelisin yoksa farkımızı hissediyorum dememeli...
İnsanın benim gibi birçok rengi seveni ile nasıl baş edeceksin öyle ise?
Karşımdaki insan her şey mi olmalı?
Yoksa sadece birlikte hayırlı,gerçek bir hayatı paylaştığım mı olmalı?
Eksik,sıkıldım,değiştir diye devam eden kelimelerin anlam bulmadığı bir sözlüklüğün çağında mı yaşam bulmalı?
İstediği tek şey, o hayatın içinde olmak olan adam mı?
Elbette o,sebebi geçici duygular olmadan varlığını bütününde hissettiğin o olmalı.
Ne saçı,ne kaşı... Ne sana verdiği şeytani hazlar...
Gözlerimi büyüleyen ve gözlerimi kapattığımda, ama şusu da böyle demediğim, hor ,çirkin görmediğim kabullenebildiğim ve
aynen kabullenildiğim,
İşte birbirimizin beklediği mutluluk bu diyenim...

Belki biraz daha sabır. Güç ama biraz daha sabır... Allah güç ve hayırlı olanı versin. Nefse uymaya odaklı zihinlere güç gerek.
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Seninle sonsuzluğa uzanmayı düşünürken
Sonsuza kadar çekip gittin benden..
Umutlarım can bulmuştu seninle.
Hayal tadını ilk defa ürkekce olsada hissettim,yaşadım.
Varlığını bilmek , sevigini yüreğimde hissetmek MUTLULUK tu
Yanımda olmayan bedenin gözlerimde canlanırdı
Yürekten sevgiyle anımsardım seni
Vazgeç desen , istesen
Senden asla vazgeçmezdim.
Ama sen bana hiç şans vermedin.
Anlamalıydım hayatıma gelişin ve kendini hissettirişinden.
Galiba sevgi beni de büyüledi.
Derin bir uykuya daldım,
Seni rüya tadında yaşadım.
Böyle uyandırılmamalıydım,
Büyüyü böyle bozmamalıydın.
Hayalini kurduğumuz beyazları sevgimize giydirdin!
Ben bu ölümü ölüm tadında yaşadım.
Aniden gelip aldın canımı.
Senin seçimin intihardı.
Ellerinde can verdim...
 

llavinya

Dekan
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Ben vazgeçemiyorum senden,
Sen vazgeç benden.
Kendini, sevgini alıp git yüreğimden.
Yaşanan her şeyi tıpkı bir film gibi başa al giderken.
Ardından bir kaç damla gözyaşı dökerim yeter...
Böyle içimde kalıpta,
Bir ömür ağlatma beni.
Aynı sahneleri yaşadıkca yakma beni.
Hadi topla valizini, her şeyi alıp git şimdi!
 
Üst