Bilimin Çözemedigi 10 Olgu

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Be5tE

Dekan
Katılım
22 Nisan 2008
Mesajlar
7,341
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
1 - Beden-Zihin Bağlantısı
Bir efsaneye dönüşen ‘plasebo etkisi’ zihinle beden arasındaki muhteşem ilişkinin en basit kanıtı.
Bu etki kendini şöyle gösteriyor: Sahte, yani aslında ilaç olmayan bir ilaç aldıklarından habersiz
denekler, dertlerine derman olacak bir hap ya da şurup içtiklerini düşündüklerinden kendilerini daha
iyi hissediyorlar. Üstelik etki kimi zaman bununla da kalmıyor, tıbbi belirtilerde de düzelme
görülüyor. Bazen de bu ‘yalancı’ ilaçların işe yaradığını kanıtlamak istercesine, içtiklerinin
etkisiyle acı çekiyorlar. Plasebo deneklerine bakınca, insan ister istemez, zihin neye inanırsa
bedeninin de onu yaşadığına hüküm getiriyor. Pek çok uzman, zihnin yardımıyla bedenin kendi kendini
iyileştirebilme kabiliyetinin, modern tıbbın yaratabileceği bir ‘mucize’den kat be kat büyüleyici
olduğuna inanıyor.


2 - Hayaletler
“Ölü insanlar görüyorum” repliğiyle zihnimize kazınan ‘Altıncı His’ filminden, lisedeyken ev
partilerinde pek çoğumuzun katıldığı masum ruh çağırma seanslarından, çocukken masal gibi
dinlediğimiz korkulu hayalet hikâyelerine kadar ruhlar üzerine hep konuşulur. Hayaletlerin varlığı
hakkında ciddi bir kanıt olmamakla birlikte, onları gördüğünü, onlarla konuştuğunu, onların
fotoğraflarını çektiğini ısrarla anlatan -içten ya da değil- şahitler, pek çoğumuzun yakın
çevresinde bile mevcut.


3 - Deja vu
Fransızca bir kelime olan ‘déjà vu’, Türkçede ‘daha önce görülmüş’ anlamını taşıyor. Açıklamak
istediği durum ise şu: Özel bir anı ya da birtakım koşulları, aynı şekilde daha önceden de yaşamış
olduğunuzu hissetme hali. Herkesin hayatında bir ya da birkaç kez yaşadığı bu duygu, şaşırtıcı,
anlaşılmaz, gizemli ve evet ürkütücüdür. Birçok kişi ‘déjà vu’ hissini psişik bir deneyim olarak
algılar. Birçok kişiye göre ise bunlar, önceki hayatlarımızdan davetsiz çıkıp gelen anlık
karelerdir. Araştırmacılar ‘déjà vu’ ile ilgili bazı açıklamalar yapmaya çalışsalar da, bu tuhaf
hissin nedeni, bir gizem olmayı sürdürüyor.


4 - Taos Uğultusu
ABD’nin New Mexico eyaletinde bulunan küçük Taos kentini ziyaret eden bazı turistler ve vatandaşlar,
yıllardır, çöl havasında gizemli, güçsüz, düşük frekansa sahip bir uğultu ve titreşim duyduklarını
anlatıyorlar. Bu iddiada bulunanlar, Taos vatandaşlarının sadece yüzde ikisini oluşturuyor. Bazıları
bunun çöldeki garip birtakım akustik sorunlarından kaynaklandığını düşünürken, bazıları da bir çeşit
kitle histerisi ya da uğursuz bir sır olduğuna inanıyor. Duyulduğu iddia edilen sese ister vızıltı,
ister uğultu, ister titreşim deyin; ister psikolojik, ister doğal, ister doğaüstü olduğuna inanın...
Hakkında bilinen bir tek gerçek var: O da şimdiye kadar hiç kimsenin bu garip sesin kökenini ortaya
çıkaramadığı.


5 - Duyu Ötesi Algı
Hem Doğu, hem de Batı toplumlarında, bazı insanların bir çeşit psişik güçleri olduğuna inanılıyor.
Bugüne dek psişik güçleri olduğunu iddia eden kişiler, araştırmacılar tarafından pek çok teste tabi
tutuldu. Ancak elde edilen sonuçlar her seferinde ya olumsuz ya da muğlak ve şüpheliydi. Altıncı
hissin gücüne inanan pek çok kişi, psişik güçlerin test edilemeyeceğini, çünkü bir nedenle
kendilerine şüpheyle yaklaşanların ya da bilim adamlarının yanında azaldığını vurguluyor. Eğer bu
tespit doğruysa, bilimin psişik güçlerin varlığını, gelecekte de ne ispat edebilmesi ne de
çürütebilmesi mümkün görünmüyor.


6 - Önsezi
İster altıncı his, ister önsezi, ister kötü hisler diyelim; hepimizin hayatımızda en az bir ya da
birkaç kez garip sezgilerimizi rehber alarak hareket ettiğimiz olmuştur. Elbette bu karamsar
hislerimiz çoğunlukla yanlış çıkar. Ancak kimi zaman kimi insanların altıncı hisleri -ne yazık ki-
doğru alarm verir. Psikologlar bu durumu açıklarken insanların bilinçaltlarında, farkında olmadan
çevremizdeki dünya hakkında bilgi topladığını vurguluyorlar. Bu şekilde biz aslında sadece
‘görünüşte bilmediğimiz’ bazı şeyleri biliyor ya da hissediyoruz. Ancak söz konusu bilgiler
bilinçaltımızın derinliklerinde yaşadığı için, bunun nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Bu
açıklama kimileri için tatmin edici olsa da pek çok araştırmacıya göre önsezi, kanıtlanması ve
üstünde çalışılması zor bir konu.


7 - Ölümden Sonra Hayat
Hayatlarında bir kez ölüme yakın deneyim geçirmiş kişilerin bazıları, karanlık bir tünelde yol alıp,
sonunda beyaz bir ışık huzmesine kavuştuklarına dair hikâyeler anlatır. Bunlar arasında
sevdiklerinize kavuşmak, garip bir huzur hissetmek gibi daha renkli öyküler de mevcuttur. Bu
deneyimler son derece etkileyici olmakla beraber, maalesef kimse ‘öbür taraf’tan elinde bir kanıtla
ya da doğrulanabilir bir bilgiyle geri dönmeyi başaramadı. ‘Öbür dünya’ meselelerine kuşkuyla
yaklaşanlar, söz konusu deneyimlerin travma geçirmiş bir beynin gördüğü halüsinasyonlar olduğunu
vurguluyorlar. Tabii bu nedenle de son derece doğal ve açıklanabilir olduklarını... Ölüp de geri
dönen olmadığına göre, bu konu gizemini koruyacak.


8 - Ufo'lar
UFO deyince genelde insanların aklına uçan daireler, kısacası uzay gemileri gelse de UFO’nun açılımı
‘Tanımlanamayan Uçan Nesne’... Ve bu nedenle evet UFO diye bir şey var. Çünkü dünyanın her
tarafında, gökyüzünde ne olduğunu tanımlayamadıkları birtakım objeleri gördüğünü söyleyen insanlar
var. Ancak bu obje ve ışıklar, aslında uçak mıdır, meteor mudur yoksa gerçekten Marslıların son
model uzay gemisi midirş Bu bir türlü açıklığa kavuşamıyor.


9 - Asla Bulunamayan Kayıplar
İnsanlar bazen kaybolur. Bazıları yaşadıkları hayattan kaçar, bazıları büyük çaplı ve cesetlerin
tanınamadığı kazalarda yitip gider, bazıları cinayet kurbanı olur. Kayıplar ölü ya da diri bulunur.
Ancak bazı insanlar vardır ki adeta buharlaşırlar. 1872’de Portekiz yakınlarında bulunan ‘hayalet
gemi’ Marie Celeste’in mürettebatı, Amerikan işçi lideri Jimmy Hoffa bu şekilde kayıplara
karışanlardan sadece bazıları. Kaybolanlar, normal şartlarda polis soruşturması, itiraflar ya da
tesadüf sonucu bulunuyor. Ancak ortada kanıt olmadığı zaman insan, psişik detektiflerin işe ele
atması gerektiğini düşünüyor


10 - Büyük Ayak
Bu gizem de Amerika’dan... Yeni Kıta’da yıllar boyunca, insana benzeyen, bol tüylü, son derece iri,
‘Büyük Ayak’ adlı bir yaratığı gördüğünü iddia eden sayısız insan ortaya çıktı. Tüm kıta çevresinde
kaydedilen iddialar eğer doğruysa, aslında binlerce Büyük Ayak’ın yaşıyor olması gerekirdi. Ancak
bugüne kadar bu korkunç yaratığa ait tek bir ceset bile bulunamadı. Ortada belirsiz fotoğraflar,
video kayıtları ve tanıkların açıklamalarından başka bir şey yoktu. Görünen o ki, Büyük Ayak da,
İskoçya’nın varlığı bir türlü kanıtlanamayan ünlü Loch Ness canavarı gibi gizemler dünyasındaki
yerini koruyacak.

Kaynak : Pandora'nın Kutusu
 

Fati[H]eaT

Asistan
Katılım
14 Mayıs 2007
Mesajlar
272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Teşekkürler. Şu Dejavunun açıklaması saçma geldi sadece (önceki hayat) eğer bundan önce biz yaşamışsak önceki hayatımızı niye bu hayatımız gibi yaşamadık? Ve niye sadece bu hayatı hatırlıyoruz?

Bence Dejavu insanoğlunun gece 1000 lerce rüya gördüğü söylenir. Bence Dejavuda bu gördüğümüz rüyalardan hatırladığımız bir olay olabilir.
 

Be5tE

Dekan
Katılım
22 Nisan 2008
Mesajlar
7,341
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Fati[H dedi ki:
eaT]
Teşekkürler. Şu Dejavunun açıklaması saçma geldi sadece (önceki hayat) eğer bundan önce biz yaşamışsak önceki hayatımızı niye bu hayatımız gibi yaşamadık? Ve niye sadece bu hayatı hatırlıyoruz?

Bence Dejavu insanoğlunun gece 1000 lerce rüya gördüğü söylenir. Bence Dejavuda bu gördüğümüz rüyalardan hatırladığımız bir olay olabilir.

Sorma böle sorular kafayı yiyiecek gibi oluyorum :D

Ben bu anı yaşamışmıydım ne yahuuuu :p :D
 

UgurABA

Dekan
Katılım
28 Eylül 2007
Mesajlar
5,149
Reaksiyon puanı
15
Puanları
38
11 - Ölmekten neden korkuyoruz :)
 

MuzuR

Asistan
Katılım
5 Aralık 2007
Mesajlar
368
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
benım 6. hissim cok kuvetlidir (A)
 

titanyum

Profesör
Katılım
17 Nisan 2006
Mesajlar
3,795
Reaksiyon puanı
7
Puanları
38
deja-vu herkes yaşar ama belli dönemlerde mesala ergenlik çağında
 

souris46

Profesör
Katılım
9 Ağustos 2007
Mesajlar
1,135
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
hayaletlermi ne alaka bilim insanı labaraturına girdimi tabiri caizse ceketini çıkarırda girer mevcut elle tutulur gözle görülür şeyler üzerine kuramsal çözümler üretmeye çalışır aksi halde bilim amacından sapar inanç kavramı ile bir araya gelir buda biraz dini anımsatır ki din ile bilim farklı olgular bence hayalet olgusu saçma olmuş hayalet kuramı düşünüldükçe böyle bir sıralama içinde bende sayarım bir sürü şey

öcü
ucube
hörs
körs
örs
kurtadam
vampir
van gölü canavarı
motrdame kamburu
karamurat
doğan görünümlü şahin slx
falan filan yani :D
 

TuningMert

Dekan
Katılım
4 Ocak 2007
Mesajlar
5,659
Reaksiyon puanı
84
Puanları
0
Deja Vu olgusunun çözüldüğünü sanıyorum.Beyinimizin sağ ve sol tarafının çalışma orataklığında milisaniye olarak gecikme yaşanırsa önceki bir anı hatırlar gibi oluyoruz.
 

enderknt

Profesör
Katılım
6 Haziran 2007
Mesajlar
1,125
Reaksiyon puanı
0
Puanları
36
Bana Dejavu denen şey epey bir oluyor yaw :D
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
TuningMert dedi ki:
Deja Vu olgusunun çözüldüğünü sanıyorum.Beyinimizin sağ ve sol tarafının çalışma orataklığında milisaniye olarak gecikme yaşanırsa önceki bir anı hatırlar gibi oluyoruz.

Gayet mantıklı görünüyor ilk bakışta; ama bana inandırıcı gelmiyor. Çünkü eğer beynin iki yarısının bazı işlerde ortaklığı gerekiyorsa ve bir yarı çalışmayı geciktiriyorsa, o halde kişinin o anda o işi yapması olanaksızlaşır. (Örneğin duyma sinirleri çalışmayan bir kimse duyamaz, bunun alternatifi yoktur.) Eğer beynin tek yarısıyla o işi sağlıklı bir şekilde yapmak mümkün olsa bile, o zaman da olayın yaşandıktan sonra hatırlanması gerekirdi. Yani mekanizma şöyle işlerdi:
1- Olayı gerçekleştirmek için harekete koyulursun.
2- Beynin bir yarısı gecikme yapar.
3- Beynin diğer yarısı olayı tamamlar.
4- Beynin geciken yarısı aynı olayı yaşayacağı için hatırlatır. (Deja vu)

Ancak deja vu her zaman sonda olmaz, bazen olay henüz gerçekleşmeden yaşanır. Yani bir olay gerçekleşmeden onun nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceğini anlarsınız çünkü o an daha önce yaşamış gibi gözünüzde canlanır. Ve aynen canlandığı şekilde de yaşarsınız.. Dolayısıyla da bu durum bu hipotezi çürütüyor.
 

yuureii

Profesör
Katılım
13 Aralık 2007
Mesajlar
2,239
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
titanyum dedi ki:
deja-vu herkes yaşar ama belli dönemlerde mesala ergenlik çağında

Katılıyorum. Ben uzun zamandır yaşamıyorum ve genelde ergenlik çağındaki çocuklar yaşadıklarını anlatıyorlar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Son mesajlar

Üst