Salât-ı Tefriciye’yi 4444 defa okuyan var mı?

yusufdemiz

Öğrenci
Katılım
25 Mart 2014
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
“Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-reğâibü ve hüsnül-havâtimi ve yüsteskal’ğamâmü bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.”
“Allahım! Bizim Efendimiz Muhammed’e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine düğümler çözülür, sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O’nun hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde edilir. O’nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir, Allah’ım, onun ehl-i beytine, ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et.”
Salât-ı Tefriciye’yi 4444 kere okumak şart mı?

Büyük müfessir Kurtubi’nin Salat-ı Tefriciye’nin 4444 defa okunması halinde daha çok etkili olacağı yönünde önemli bir ümidi vardır. Ancak bu ümidini ifade ederken, bu miktara ulaşan okumalar mutlaka kabul olur, ulaşamayanlar ise redde uğrar demek de istememektedir. Nitekim günde 41 defa, 21 defa okunmalıdır, diyenlerin olduğuna da işaret etmiştir.
Demek ki insanlar gücünün yettiği ile mükellef tutulmaktadır. Elbette çok okuyan çok etkili okuma yapmış olacak, az okuyan da okuduğu kadarına sahip olacaktır. Bundan daha makul ne olabilir?
Aslında okuduğumuz tüm salavat-ı şerifelerle Peygamberimiz’in (sas) şefaatine layık olma ümidimizi tazeleriz biz. Neden şefaate nail olma ümidimizi tazeleriz?
Çünkü salavat-ı şerifeler redde uğramayan dualardandır. Rabb’imiz, Resul’ü için yaptığımız salavat dualarını kabul buyuruyor, reddetmiyor.
Bundan dolayıdır ki, Salat-ı Tefriciye’nin kabul olan salavatlar arasında özel bir yeri vardır. Çünkü ihtiva ettiği külli manalar, okuyanların tüm ihtiyaçlarını dile getiren zenginlik ve genişliktedir.
Bu sebeple tefsir sahibi Kurtubi, böyle geniş manalı bir Salat-ı Tefriciye’nin 4444 kere okunmaya layık bir dua olduğuna işarette bulunmuştur.
Elbette bu makbuliyet ümidi, okuyanın kalbindeki coşkusuyla da ilgilidir. Diliyle okuduğu dua, kalbindeki sızlanışın ifadesi oluyorsa bu dua elbette makbul dualardan sayılır.
Şayet dili dua okur, kalbi başka şeylerle meşgul olursa, kalbin bu duadan haberi yok demektir. Kalbin gafil kaldığı duanın kabul olmayacağını hadis haber vermektedir.
Ayrıca bilinmesi gereken bir önemli husus da şudur: Peygamberimiz için okuduğumuz salavatlar birer makbul dualardır. Böyle makbul dualar ibadetten sayılıyor, ibadetlerin karşılığı ise bazen dünyada verilir ama çoğunlukla da ahirete tehir edilir. Bu sebeple, bu gibi dualarda istenen sonuç hemen görülmezse, duam kabul olmadı diye ümitsizliğe düşülmez. Belki karşılığı ebedî hayatta daha hayırlı şekilde verilmek üzere ahirete tehir edildi, denerek salatüselama daha büyük şevkle devam edilir..
 
Üst