Milli savaş uçağına az kaldı

Bu konuyu okuyanlar

friendly

Rektör
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,874
Reaksiyon puanı
671
Puanları
113
Her konuda olduğu gibi, bu konuda da mevzu uçak değil, bu çok aşikar.
Bu hazımsızlık ne kadar daha sürecek, umudumu kaybetmeden takip etmekteyim..
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
529
Puanları
0
Seçim mevzusu bitti, kategoriyi kaldırdık.

O nedenle siyasetin yasak olduğunu bir kez daha hatırlatayım.
 

Bloother

Rektör
Katılım
29 Ekim 2013
Mesajlar
10,949
Reaksiyon puanı
2,327
Puanları
113
Yaş
35
Ağzı olan konuşmuş yine. Biz dışarıya ne derece bağımlıyız, ne zamandan beri bağımlıyız, bu konuda elimizden ne gelir, hedef neden 2023? Bunları düşünmeden yine anca atıp tutmuşlar.. Biri de demiş ki vidasını bile dışardan alıyoruz. Ki o kadar da değil de hadi diyelim öyle. Allah'ın madenini sen şekillendirince mi Türk malı oluyor? Yazılımın, tasarımın, fikirin Türk olması yetmez mi %100 demeye? Marmaray'ı yaptıran adam mı kuramayacak bi fabrika? Ama kurdurtmazlar.. Peki bunun sebebi şimdiki Başbakan mı? Yoksa 80 senedir bu ülkeye boş boş bakanlar mı? Bu ülke mecbur şuanda beceriksiz rolü oynamaya.
Çakalların karnını doyurmazsan, çakallara yem olursun.. Menderes, Özal gibi. Öldürülmeyen ama engellenen Erbakan gibi. II. Abdülhamid Han'ın gerçek tarihini okuyun. Belki o zaman Erdoğan'ı anlarsınız..
 

Rüstembey

Doçent
Katılım
21 Şubat 2011
Mesajlar
536
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
:D istesek yaparmışız.

QwIaZM1.png


- - - Mesaj Güncellendi - - -

http://www.ntvmsnbc.com/id/25309540/
bırak uçak üretmeyi...şu "hızlı tren"projenden bahset..maden ocağı demiryolunu"HIZLI"ya çevirdin,40 masum insanı katlettin...ve hala konuşuyorsun,boynuna ip takıp kendini asmak yerine....
BİRİSİ ÇIKIP "TRABZONDA AÇIKLAMA YAPMIŞ":bizim zihniyetimizle "teknoloji üretilmez"...
biz sanayi ve bilgi toplumu olma trenini kaçırdık..eller yapar bizde habire LAF üretiriz....
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
Seyyah abi, beni yine cevapsız bırakacağına emin olduğum bir soru sorayım mı? Saddam Amerika'nın kuklası mıydı değil miydi? Nasıl oldu öldürdüler? Usame b. Ladin Amerika'nın kuklası mıydı değil miydi? Nasıl oldu öldürdüler? Demek ki oluyormuş değil mi? :) Bugüne kadar Amerika ve İsrabil bütün kuklalarına aynısını yaptılar. Sen normalde vicdanlı adamsın, keşke biraz tefekkür etsen diyorum. Benimle beraber olma, hakla beraber ol isterim.

Ben sana "nasıl"ını da söyleyeyim; koyunu kesmeden önce beslersin, semirtirsin, iyice etlenince de daha çok yemeye başlar, sen de kesersin. Bak, @shadow2 isimli kardeş de söyledi iki gün önce; "evet AKP hükümetini İsrail getirdi, besledi büyüttü".. (ama kardeşime göre Erdoğan sıranın kendisine geleceğini anladığı için aklını başına toplamaya başladı).. İşte "nasıl oluyor" diye sorduğun sorunun cevabı bu. Onları besleyip büyüten, sütünden faydalanan, zamanı gelince de kesti, etinden faydalandı. Çünkü Erdoğan gibi bütün kurbanlar hep aynı hataya düştüler; etlenip kanlanınca küçük dağları ben yarattım sandılar.. Saddamla ilgili soruma cevap verebilir misin? Ben söyleyeyim; önce Amerika'nın elinden yemi yuttu koyun gibi; sonra büyüklendi. Amerika'dan aldığı silahlarla Amerika'ya kafa tutarım zannetti. Kesileceğini anlayınca da bağırmaya koşup zıplamaya, meydanlarda hırlamaya başladı. İşte Erdoğan'ın şimdiki durumu da aynı senaryo. Halbuki sen artık onun yemeğinden yemişsin, onun suyundan içmişsin. Sıranın kendine geleceğini anlamış bile olsan, artık etin onun eti, kanın onun kanı olmuş; onlar gibi olmuşsun. shadow2'ye dediğim gibi, ruhunu bir kere İsrail'e satmış adamdan ne beklemezsin ki? Ben diyeyim; her şey beklenir. Aksini söyleyeceksen, sorumun cevabını rica ediyorum önce.


Eh cevap yazdığıma göre hakkımdaki öngörünüzün bir su-i zan olduğunu kabul edin olur mu? :)

Ama yine sizi üzmek zorundayım, çünkü Saddam teşbihiniz Tayyip Erdoğan'a uymadı, uydurulmaya çok çalışıldı da uymadı işte...
O kadar çok istiyorsunuz ki onun akibetine maruz kalmasını, ama olmuyor işte... Malum, herkes Saddam kadar kolay lokma olmuyor, zokayı yutmuyor. Yağmur duasına çıkar gibi hergün adamın Amerika tarafından devrilmesi için ayinler, seanslar düzenliyorsunuz... Da, dualarınız kabul olmuyor bir türlü... Pensilvanyadaki taşeronun o dehşetengiz duası bile kabul olmadı yav, uğraşmayın boşuna! :D
Ha ilk başlarda Amerika'da, hatta bazı yahudi kuruluşlarda iyi ilişkiler geliştirmek için gayreti olmadı mı, oldu, eyvallah... Ama kabul edin, İsrail ve Amerikalı yahudi lobileri Tayyip Erdoğanı hiçbir zaman sevmediler, kabul etmediler, edemediler bir türlü... Edemezlerdi, çünkü o da onları sevmedi, sevemezdi de zaten. (Burada "seni çok seviyorum" diyen bir münafığa hz. Ali'nin verdiği "Yalan söylüyorsun, çünkü ben seni sevmiyorum" cevabını bir anekdot olarak hatırlatmadan geçemedim) Bunu akabinde gelen yıllarda hep beraber gördük. Davostan, Mavi Marmaraya uzanan çizgide bu kendini belli etmedi mi açıkça? yahu adam kalkmış amerikan, israil kuklası diyor, sizde kalkıp bunun üstüne atlıyorsunuz, oluyor mu yani? ne yaptı bu adam, bunu hakedecek?

Peki İsrail ile asıl dost olan kim diye size sorsam kim bilir hangi dolambaçlı yollardan gidip bize ne gazeller dökeceksiniz Allah bilir... Ama ona kukla diyen arkadaşlar bir de işin bu tarafını düşünselerdi, düşünebilselerdi.

Kimin İsrail ile iyi polis, kötü polis numarası çekip petrol fiyatlarını yükseltip fakir ülkelerin canına okuduğunu hiçbir zaman sorgulama gereği duymadıkları gibi... Belki yüz yıldan bu yana İranın İsraile, İsrail'in İran'a posta koyup görünürde kavga ettiğini, ama hiçbir zaman bugüne değin birbirlerinin burunlarını bile kanatmadığını hiç kimsenin sorgulamadığı gibi... Turab Garip abimizin bunlardan hiçbir zaman bahsetmediğini, vurun abalıya misali habire Tayyip Erdoğanı kum torbasına çevirir gibi vurduğu halde, bütün kötü karakterlerin rolünü onun üzerinde biçimlendirdiği halde bu mahut ülkeden asla bahsetmediğini kimsenin sorgulamadığı gibi...

Neyse kıymetli abim, Mevlana'nın da dediği gibi, herkes için bir cevabınız olsa da değişen bir şey olmayacak, yazdıklarımız olduğu yerde kalacak ve bu hayat böyle deveran edip gidecektir. Bunu en güzel Einstein dile getirmiş sanırım, "Atomu parçalamak önyargıları kırmaktan daha kolaydır" demişti ya böyle işte... Ve sonunda son söz yüce Allah'ındır her zaman, çünkü sadece "O'nun dediği olur!"
 

7.43

Dekan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
8,969
Reaksiyon puanı
332
Puanları
83
Eh cevap yazdığıma göre hakkımdaki öngörünüzün bir su-i zan olduğunu kabul edin olur mu? :)

Ama yine sizi üzmek zorundayım, çünkü Saddam teşbihiniz Tayyip Erdoğan'a uymadı, uydurulmaya çok çalışıldı da uymadı işte...
O kadar çok istiyorsunuz ki onun akibetine maruz kalmasını, ama olmuyor işte... Malum, herkes Saddam kadar kolay lokma olmuyor, zokayı yutmuyor. Yağmur duasına çıkar gibi hergün adamın Amerika tarafından devrilmesi için ayinler, seanslar düzenliyorsunuz... Da, dualarınız kabul olmuyor bir türlü... Pensilvanyadaki taşeronun o dehşetengiz duası bile kabul olmadı yav, uğraşmayın boşuna! :D
Ha ilk başlarda Amerika'da, hatta bazı yahudi kuruluşlarda iyi ilişkiler geliştirmek için gayreti olmadı mı, oldu, eyvallah... Ama kabul edin, İsrail ve Amerikalı yahudi lobileri Tayyip Erdoğanı hiçbir zaman sevmediler, kabul etmediler, edemediler bir türlü... Edemezlerdi, çünkü o da onları sevmedi, sevemezdi de zaten. (Burada "seni çok seviyorum" diyen bir münafığa hz. Ali'nin verdiği "Yalan söylüyorsun, çünkü ben seni sevmiyorum" cevabını bir anekdot olarak hatırlatmadan geçemedim) Bunu akabinde gelen yıllarda hep beraber gördük. Davostan, Mavi Marmaraya uzanan çizgide bu kendini belli etmedi mi açıkça? yahu adam kalkmış amerikan, israil kuklası diyor, sizde kalkıp bunun üstüne atlıyorsunuz, oluyor mu yani? ne yaptı bu adam, bunu hakedecek?

Peki İsrail ile asıl dost olan kim diye size sorsam kim bilir hangi dolambaçlı yollardan gidip bize ne gazeller dökeceksiniz Allah bilir... Ama ona kukla diyen arkadaşlar bir de işin bu tarafını düşünselerdi, düşünebilselerdi.

Kimin İsrail ile iyi polis, kötü polis numarası çekip petrol fiyatlarını yükseltip fakir ülkelerin canına okuduğunu hiçbir zaman sorgulama gereği duymadıkları gibi... Belki yüz yıldan bu yana İranın İsraile, İsrail'in İran'a posta koyup görünürde kavga ettiğini, ama hiçbir zaman bugüne değin birbirlerinin burunlarını bile kanatmadığını hiç kimsenin sorgulamadığı gibi... Turab Garip abimizin bunlardan hiçbir zaman bahsetmediğini, vurun abalıya misali habire Tayyip Erdoğanı kum torbasına çevirir gibi vurduğu halde, bütün kötü karakterlerin rolünü onun üzerinde biçimlendirdiği halde bu mahut ülkeden asla bahsetmediğini kimsenin sorgulamadığı gibi...

Neyse kıymetli abim, Mevlana'nın da dediği gibi, herkes için bir cevabınız olsa da değişen bir şey olmayacak, yazdıklarımız olduğu yerde kalacak ve bu hayat böyle deveran edip gidecektir. Bunu en güzel Einstein dile getirmiş sanırım, "Atomu parçalamak önyargıları kırmaktan daha kolaydır" demişti ya böyle işte... Ve sonunda son söz yüce Allah'ındır her zaman, çünkü sadece "O'nun dediği olur!"

Saddam'ın gidişi birebir Erdoğan uymayacaktır elbet, uymamalıdır da. O insan ne olursa olsun on binlerce yıllık mazisi olan bir milletin başbakanıdır şu an. Saddam gibi, Kaddafi gibi çukurlarda bulunup öldürülebilir durumda olsaydı nasıl büyük bir ülke olurduk ki. Kesin ve net söylüyorum ki bu ülkenin başında şeytan dahi olsa bu şekilde bir akıbet ülkenin büyük zararınadır ve öyle bir durumda ülke zaten bitmiştir.

Pensilvanya'daki şahıs ile ilişkileriniz iyi iken ben kimin Gülen Cemaatinde kimin iktidar yanlısı olduğunu ayıramıyordum bile. Aranızdan su sızmıyordu. Yalandan bir kavga çıkarıldı ortaya ondan sonra tabanda hiçbir şeyden bilgisi olmayan, tepeden geleni sorgusuz kabul edenler birbirine düştü. Gülen'i zerre sevmem ama duasında ne dedi ona da değinmem gerek. Eğer ki hatamız varsa Allah bizi de onları da kahretsin gibi dua etti ki neredeyse benim saygımı kazanıyordu. Allah zalimleri kahretsin değil mi? Bunda ne sıkıntı var?

Davos-mavos palavrasını da bırakın. Olaydan hemen sonra ne dedi "tepkim moderatöreydi". Daha sonra Suriye sınırı 49 sene İsrail'e verilmeye kalktı ve tepkiler üzerine vazgeçildi. Arka planda İsraille ekonomik ilişkilerimiz katlanarak devam etti. Şimdi İsrail karşıtı mı değil mi? Bopçuların kim olduğunu da unutmamak gerek. Bir de Türkiye Nato toprağıydı değil mi?

Şunu iyi anlamak gerek; dış güçler, o-bu lobisi vs. her zaman ikili oynuyor ve bu sayede hiç kontrolü kaybetme riskleri olmuyor. Ülkede baş gösteren her akımın arkasına bir şekilde girip ya onu güçlendiriyor ya da onun içine teröristleri sokarak milletin ondan iğrenmesini sağlıyorlar. Ülkede kim gücü eline geçirse onun arkasında oluyorlar böylece.

Bir Japon atasözü der ki "pirincin içindeki siyah taşlardan korkma; beyazlardan kork". İran işte o beyaz taştır. Bugün İran'ın parasının nerelerde aklandığını iyi gördük. Reza abimiz sağolsun. Şimdi İran ile İsrail ile dost olanlar kimdir acaba?

Bu forumda kıldığını namazdan ötürü kendini diğerlerinden üstün gören bazı kibirli insanlar var ne yazık ki. Senin için söylemiyorum, üstüne alınma. Kibir şeytanın günahıdır bunu kimse unutmasın. Kalbinde zerre kadar kibir olan kişi cennete giremeyecektir diyor peygamberimiz. Herkes elini vicdanına koysun da baksın dünyaya.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
@|SeYYaH| abi, yorum yapmışsın gayet güzel; itiraz etmiyorum. Fakat benim soruma cevap vermemişsin ki. Sen ne sordun? "Hem kuklası olsun hem öldürsün, nasıl oluyor bu" diye sordun. Ben de soruyla cevap verdim; "Saddam da Amerika'nın kuklasıydı nasıl öldürdü"? Buna bir cevap göremedim ben mesajında. Yani öldürmeye çalışması, kukla olma gerçeğini değiştirmiyor.

Arkadaşların yazdıkları ve "siyasi" sebeple silinen, (şimdi "siyasi" olmasın diye yazmıyorum) hani şu astınız kestiniz yedirmeyiz üçlemesindeki ilk iki adamınıza bir bakın; bir de Amerika ile "en içli dışlı" olduğumuz, aynı zamanda dış borcumuzun en tavan yaptığı zamana bir bakın; ve de onları kimin "öldürdüğüne" bir bakın; hepsi nasıl da "denk" gelmiş diye şaşırın.

Cumhurbaşkanımızın geçen yıllarda "Amerika ile aramız hiç olmadığı kadar iyi" dediğini hatırlıyorum. Şimdi bu sözün üstüne Amerika ile aramızın en iyi olduğu zamanları bir araştırın, bakalım ne bulacaksınız.

- - - Mesaj Güncellendi - - -

Ha bir de şu soruma da cevap alamadım. Dönemin ulaştırma bakanı "istesek 3 ayda yaparız" dedi, siz ise 20 yılda olur diyorsunuz. Şimdi siz mi doğru söylüyorsunuz, yoksa konuyla alakalı olan bakan mı? :) Ayrıca bütün uçaklar 20 yılda, 30 yılda yapılmış gibi lanse etmeyelim, bir bakalım uçak üretimlerine, tasarımlarına.
 

21olcaybaba21

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2012
Mesajlar
811
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
:D istesek yaparmışız.

QwIaZM1.png


- - - Mesaj Güncellendi - -

http://www.ntvmsnbc.com/id/25309540/
adam doğru söylüyo tabi abi sen bi düşünsene biz uçağı yaptık diyelim kaç para tuttu 2 milyon dolar(sallıyom)
amerika dedi türkiye uçağı kaç paraya yaptın dedi biz dedik 2 milyon dolar amerikada gel biz sana 1 milyon dolara satalım uçağı bizden al dedi tabi bu bizim işimize gelir doğru değilmi ? o yüzden üretmiyolar
 

neskalii

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
3,932
Reaksiyon puanı
23
Puanları
38
Yaş
38
Allah başarı versin böyle şeylerin destekçisiyim :)
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
Pensilvanya'daki şahıs ile ilişkileriniz iyi iken ben kimin Gülen Cemaatinde kimin iktidar yanlısı olduğunu ayıramıyordum bile. Aranızdan su sızmıyordu. Yalandan bir kavga çıkarıldı ortaya ondan sonra tabanda hiçbir şeyden bilgisi olmayan, tepeden geleni sorgusuz kabul edenler birbirine düştü. Gülen'i zerre sevmem ama duasında ne dedi ona da değinmem gerek. Eğer ki hatamız varsa Allah bizi de onları da kahretsin gibi dua etti ki neredeyse benim saygımı kazanıyordu. Allah zalimleri kahretsin değil mi? Bunda ne sıkıntı var?

7.42, şimdi abicim, ben bu pensilvanyalı taşeronun peşinden tam 30 yıl gitmiş, onun cemaatinden olmuş biriyim. ancak ben yüce Allahtan başka hiç kimsenin yanılmaz, hata etmez olduğunu kabul etmeyenlerdenim. sadece peygamberler günah işlemezler, ancak yanılabilir, hata edebilirler. çünkü onlar da sonuçta bir insandır. ama peygamberlerin farkı şu ki, onlar hata etse de yüce Allah ona anında müdahale eder ve düzeltir. keza kur'anda bununla ilgili birçok ilginç vak'alar anlatılır.

sadede gelirsek, tıpkı bizim gibi tayyip bey de bu konuda yanılmıştır. yanılmamız da normaldir aslında. çünkü inanmış insanlara dinimizin tavsiyesi her zaman hüsn-i zan etmektir.

bedduasına gelince, aslında daha evvel müteaddit defalar bedduayı kerih gören birinin bu denli canhıraş bir feryatla bedduaya tevessül etmesi çok şaşırtıcı ve ilginçtir. çünkü onu bu işle görevlendiren efendilerine karşı mahçup duruma düşmenin verdiği bir öfkeyle yapmıştır bunu. zaten bizler içinde en önemli kırılma noktalarından biridir bu. o gün emin olmuşuzdur ki bu adam birilerinin gemisine binmiş ve birilerine adına taşeronluğa soyunmuştur.

Davos-mavos palavrasını da bırakın. Olaydan hemen sonra ne dedi "tepkim moderatöreydi". Daha sonra Suriye sınırı 49 sene İsrail'e verilmeye kalktı ve tepkiler üzerine vazgeçildi. Arka planda İsraille ekonomik ilişkilerimiz katlanarak devam etti. Şimdi İsrail karşıtı mı değil mi? Bopçuların kim olduğunu da unutmamak gerek. Bir de Türkiye Nato toprağıydı değil mi?

Şunu iyi anlamak gerek; dış güçler, o-bu lobisi vs. her zaman ikili oynuyor ve bu sayede hiç kontrolü kaybetme riskleri olmuyor. Ülkede baş gösteren her akımın arkasına bir şekilde girip ya onu güçlendiriyor ya da onun içine teröristleri sokarak milletin ondan iğrenmesini sağlıyorlar. Ülkede kim gücü eline geçirse onun arkasında oluyorlar böylece.

evet, "one minute" tepkisi moderatöre olabilir, kabul... ama şimon peres'e söylediği o müthiş, inanılmaz sözleri nasıl te'vil edeceğiz. bakın şu sözleri dünya kurulalı beri bir yahudi devlet adamına kim söyleyebilmiştir?
”Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor.Bu suçluluk psikolojisi. Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları öldürdünüz. Bu insanları öldürenleri alkışlamak insanlık suçudur."

bi düşünün ki süleyman demirel bile duyduğunda "eyvah!" demiştir. "elbet bunun hesabını sorar, faturasını ödettirirler" diye sızlanmıştır. bunun hesabı olmaz kardeşim, planlanarak gelişmiş bir vak'a olması mümkün değildir. spontane gelişen ve o an insanın içindekileri deşarz ettiği anlık bir patlamadır bu. fakat hep "kara" olarak gördüğünüz, tu kaka ettiğiniz bir adama böylesine asil bir duruşu yakıştıramıyorsunuz bir türlü. halbuki yunanistan devlet televizyonu bile bunu, "Arz'ın üzerinde çok kimsenin söylemek isteyip de söyleyemediğini söyledi" diyerek hakkı teslim etmiştir.
ve son olarak bu konuda o günlerdeki basından aldığım şu paragraf bir Türk olarak göğsünü kabartmaz mı insanın?

Şimon Peres az önce Başbakan Erdoğan’ı aradı ve olanlardan büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Peres, Erdoğan’a ve Türkiye’ye büyük saygı duyduğunu belirtti ve konuşması sırasında sesini yükseltmesinin nedeninin salonda duyulma sorunu olduğunu düşünmesi nedeniyle olduğunu belirtti. Peres, Türkiye ve İsrail arasında iyi ilişkiler olduğunu ve bunun zarar görmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Peres ayrıca Erdoğan’a telefonda yarın bir basın toplantısı düzenleyeceğini de söyledi. Söz konusu görüşme Erdoğan otomobiline bindiği sırada Peres’in araması sonucu gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, Dünya Ekonomik Forumu toplantısı kapsamındaki ”Gazze Orta Doğu’da Barış Modeli” oturumunu terk etmesi sonrasında düzenlenen basın toplantısından ayrılırken, BBC muhabirinin sorusu üzerine, ”Peres, bir kabile reisiyle konuşmuyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na nasıl hitap edilmesi gerektiğini öğrenmesi lazım” dedi
.

evet arkadaşım, o güne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletini kabile gibi görenlere haddini bildirip, geri adım attırması, sonucu, ilerisi, gerisi her ne olursa olsun vicdan sahibi her insan için az şey olmasa gerek. o günden sonra meydana gelen ve bertaraf edilen onlarca suikastin boşuna olmadığını anlamak için azıcık vicdan sahibi ve objektif olmak gerekiyor.

Bir Japon atasözü der ki "pirincin içindeki siyah taşlardan korkma; beyazlardan kork". İran işte o beyaz taştır. Bugün İran'ın parasının nerelerde aklandığını iyi gördük. Reza abimiz sağolsun. Şimdi İran ile İsrail ile dost olanlar kimdir acaba?


Bu forumda kıldığını namazdan ötürü kendini diğerlerinden üstün gören bazı kibirli insanlar var ne yazık ki. Senin için söylemiyorum, üstüne alınma. Kibir şeytanın günahıdır bunu kimse unutmasın. Kalbinde zerre kadar kibir olan kişi cennete giremeyecektir diyor peygamberimiz. Herkes elini vicdanına koysun da baksın dünyaya.

burada söylediklerinize kısmen de olsa katılıyorum. yalnız o söz japon değil, çin atasözüdür ve doğrusu şöyledir: "pirincin içindeki taşlardan değil, pirince benzeyen taşlardan korkmak lazım!" :)
 

MasterFather

Profesör
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
4,294
Reaksiyon puanı
59
Puanları
48
evet, "one minute" tepkisi moderatöre olabilir, kabul... ama şimon peres'e söylediği o müthiş, inanılmaz sözleri nasıl te'vil edeceğiz. bakın şu sözleri dünya kurulalı beri bir yahudi devlet adamına kim söyleyebilmiştir?

kim israille tazminat pazarlığı yapıyor.bir araştır istersen.hiç boşuna yok öyle bir şey demesinler.

Bazı milletvekilleri ve malum yazarlar, Gazze’ye giden gemiden Antalya’da indi. MİT istihbaratıyla son anda gemiye binmeyen bu kişiler kimlerdi.

o masum insanları öldürenler ve onları bile bile ölüme gönderenler aynı suçu işlemişlerdir.
 

isveçli

Profesör
Katılım
19 Nisan 2012
Mesajlar
1,673
Reaksiyon puanı
9
Puanları
38
adam doğru söylüyo tabi abi sen bi düşünsene biz uçağı yaptık diyelim kaç para tuttu 2 milyon dolar(sallıyom)
amerika dedi türkiye uçağı kaç paraya yaptın dedi biz dedik 2 milyon dolar amerikada gel biz sana 1 milyon dolara satalım uçağı bizden al dedi tabi bu bizim işimize gelir doğru değilmi ? o yüzden üretmiyolar
dogru diyorsun
amerika ucuza satsada sonucta parasini misli misli aliyor.
o ucakta kullanilan fuzeler (tanesi bilmem kac yuz bin dolar) yedek parcasi amerikada pilot egitimi
turkiyedeki hava uslerini dahil amerika insa ediyor.
yani seni kendine bagimli hale getirmek icin adam ucak bile hibe ediyor.
envanterdeki f/4 ucaklarimizin yarisini amerika hibe etmisti mesela.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
Füze hızında savunma gücü

f16e76c5ae5.jpg



TÜBİTAK, savunma sanayiindeki yüksek teknolojili projeleriyle TSK'nın vurucu gücünü artırmaya devam ediyor. Tamamen yerli olarak geliştirilen milli seyir füzesi SOM, nüfuz edici bomba NEB ve akıllı bomba HGK gibi birçok savunma sistemleri hızla tamamlanıyor.

Savunma sanayii alanında gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) vurucu gücünü artıran TÜBİTAK, yüksek teknolojili projeleriyle göz dolduruyor. Tamamen yerli olarak geliştirilen milli seyir füzesi, beton delici bomba, lazer güdümlü füze dedektörü gibi TSK'nın gücüne güç katacak silah ve sistemler sayesinde Türkiye, savunma alanında dünyada daha fazla söz sahibi olmaya başlıyor. TÜBİTAK, TSK'nın ihtiyacı olan üstün nitelikli modern silah sistemlerini milli imkanlarla geliştiriyor ve bu sistemlere ait teknolojileri yerli savunma şirketlerine transfer ederek üretime geçmesini sağlıyor.


MİLLİ YAZILIM GELİŞTİ


Türkiye'de ilk kez geliştirilen seyir füzesi SOM, nüfuz edici bomba NEB, akıllı bomba olarak bilinen HGK, lazer güdümlü füzelerin dedektörü, füze ve güdüm kitlerinde kullanılan ısıl piller, TSK'nın kullanımına sunuldu. TÜBİTAK, bunların dışında Türkiye'yi savunma alanında söz sahibi yapacak bir çok proje üzerinde de yoğun bir çalışma yürütüyor. Öte yandan, silah ve sistemlerinde önemli bir yol alan TÜBİTAK, yazılım ve işletim sistemlerinde de tamamen milli projeler geliştiriyor.


F-16'LARA YERLİ TASARIM


TÜBİTAK, F-16 savaş uçaklarında kullanılan elektronik harp sistemini milli olarak geliştirecek yüksek bütçeli projeleri destekleyecek. Dünyada sadece 5 ülkenin üretebildiği ve F-16'ları hava savunma unsurlarına karşı koruyacak sistem, radar algılayıcı ve karıştırıcı özelliklere de sahip olacak. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı işbirliğiyle yeni bir proje için düğmeye basan TÜBİTAK, F-16'ların olmazsa olmazı elektronik harp sistemlerinin milli olarak tasarlanması ve geliştirilmesi için hazırlanacak yüksek bütçeli projelere destek verecek.


2 MİLYON $'LIK SİSTEM TÜBİTAK'TA ÜRETİLECEK


'F-16 Elektronik Harp Podu Sistemi'nin yerli olarak geliştirilmesi için çağrıya çıkan TÜBİTAK, projenin başarıyla sonuçlanması durumunda uçak başına maliyeti yaklaşık 2 milyon dolar olan sistem, tamamen yerli olarak üretilecek. Öte yandan Türkiye, söz konusu sistemleri ithal eden değil ihraç eden bir ülke konumuna yükselecek. F-16'lara takılıp sökülebilen bir sistem olan elektronik harp podu, harekat esnasında savaş uçaklarını tehdit eden radarlar ve hava savunma sistemlerine karşı güvende olmasını sağlıyor.


'HGK' 12'DEN VURUYOR


TÜBİTAK, savaş uçaklarında kullanılan bombaları akıllı hale getiren Hassas Güdüm Kiti'ni (HGK) geliştirdi. Dünyada sadece 4 ülkenin üretebildiği HGK'lar sayesinde uçaklar, hedeflerini 25 kilometreden bile 12'den vuruyor.


'NEB' BİR TEK TÜRKİYE'DE


TÜBİTAK tarafından geliştirilen modern mühimmat olan Nüfuz Edici Bomba (NEB) Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından seri üretime alındı. NEB, sahip olduğu Ardışık Delici Harp Başlığı ile dünyanın ilk ve tek uçak bombası olma özelliğini taşıyor.


MİLLİ SEYİR FÜZESİ 'SOM'


Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat (SOM), yoğun bir şekilde korunan kara ve deniz hedeflerine karşı kullanılmak üzere tasarlandı. Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacının karşılanması amacıyla geliştirilen SOM, Türkiye'nin ilk milli seyir füzesi olma özelliğini taşıyor.


KaynaK
 

Kuvvetmira

Profesör
Katılım
29 Nisan 2013
Mesajlar
2,462
Reaksiyon puanı
38
Puanları
48
Bu konu neden böyle tartışıldı halen çözebilmiş değilim gurur duymamız gerekirken neden eleştiri yapanlar var halen, Zamanı gelsin yapmazlarsa bu projeyi o zamn sonuna kadar haklısınız
 

ProRat`

Profesör
Katılım
12 Şubat 2013
Mesajlar
2,968
Reaksiyon puanı
11
Puanları
38
Konu uçakdan çok başka konulara gitmiş. (Uzatırsam siyasete girer.)
 

NikeSteeL

Dekan
Katılım
13 Mart 2009
Mesajlar
8,420
Reaksiyon puanı
131
Puanları
63
Bu Kafa ile Daha Doğrusu Bu Kafalar la Zaten Bu Ülke Bişey Üretmez , Üretse Dahi İtimat Görmez

Bu Kadar Kafalar Gitmiş

Diğer Ülkeler Kendi Ürettiklerinde Hatta Daha Prototip 'ken bile Nasıl Sahipleniyorlar . Proje Aşamasındayken Nasıl Destek Görüyor Her Kesimden .

Bizde İleri Zeka Çok Olduğu için Yok Vidası Şu Ülkeden Yok Kanadı Şurdan Sözleri Söylenir Durur..
 

engerex

Dekan
Katılım
16 Ağustos 2008
Mesajlar
7,676
Reaksiyon puanı
26
Puanları
48
dogru diyorsun
amerika ucuza satsada sonucta parasini misli misli aliyor.
o ucakta kullanilan fuzeler (tanesi bilmem kac yuz bin dolar) yedek parcasi amerikada pilot egitimi
turkiyedeki hava uslerini dahil amerika insa ediyor.
yani seni kendine bagimli hale getirmek icin adam ucak bile hibe ediyor.
envanterdeki f/4 ucaklarimizin yarisini amerika hibe etmisti mesela.

Amerika kullanmadığı uçak dışında gemi vs. hibe diyor. Yalnız bunun adı hibe. Politik olarak çeşitli şartlar sunuyor. Sözde hibe ettiği uçağın, geminin en ufak yedek parçasını ondan dünya paraya almaya mecbursun. Birde sana verdiği kullanılmış cihaza modernizasyon yapmak istediğinde üfffff, paraya bak.
 

renas.kaya

Asistan
Katılım
4 Şubat 2012
Mesajlar
263
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Harika, artık kendi tasarımlarımızla insan öldürebilecek olmak mutlu etti beni(!). Kanlı uçuşlar dilerim! Bu endüstride harcanan paraların küçücük bir kısmının dünyadaki açlığı bitirebilecek olduğunu biliyorken kendi tasarımlarımızla cinayet işleyebileceğimizi öğrenmek harika hissettirdi. Teşekkürler.
 

Tükenir Kalem

Doçent
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
767
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Harika, artık kendi tasarımlarımızla insan öldürebilecek olmak mutlu etti beni(!). Kanlı uçuşlar dilerim! Bu endüstride harcanan paraların küçücük bir kısmının dünyadaki açlığı bitirebilecek olduğunu biliyorken kendi tasarımlarımızla cinayet işleyebileceğimizi öğrenmek harika hissettirdi. Teşekkürler.

Aslında savaşa karşı olmak konusunda sonuna kadar haklısın.Bir de şöyle düşünelim,bizim hiç bir askeri kuvvetimiz yok,sen bu sözleri yazabilir miydin ? Karşında silahlı adam varken,sen kendine silah alırsan bu cinayet olmaz ki...
 

Lee Tai

Profesör
Katılım
16 Temmuz 2013
Mesajlar
1,539
Reaksiyon puanı
2
Puanları
36
Harika, artık kendi tasarımlarımızla insan öldürebilecek olmak mutlu etti beni(!). Kanlı uçuşlar dilerim! Bu endüstride harcanan paraların küçücük bir kısmının dünyadaki açlığı bitirebilecek olduğunu biliyorken kendi tasarımlarımızla cinayet işleyebileceğimizi öğrenmek harika hissettirdi. Teşekkürler.

Bu nedir ya ? Nasıl bi tipsin ? Gelmiş ortalığı karıştıranlar gibi yazıyosun. Amerika , rusya , israil ; bu ülkeler silahların babaları , bir gün sana namlu doğrulturlarsa ne yapıcaksın ? Dart ok'umu fırlatıcan ?

Sen çalışma imkanı olmayan bi ülkeye 10.000.000.000 tl yardım bile etsen o para suyunu çekecek. Açlığı gidermek için çalışmak , fabrikalar , endüstriler , sanayiler , okullar lazım. Bu saydıklarımdan , açlıktan kırılacak ülkelerde varmı ?
 

Odessa

Profesör
Katılım
19 Haziran 2013
Mesajlar
3,760
Reaksiyon puanı
432
Puanları
83
Bu nedir ya ? Nasıl bi tipsin ? Gelmiş ortalığı karıştıranlar gibi yazıyosun. Amerika , rusya , israil ; bu ülkeler silahların babaları , bir gün sana namlu doğrulturlarsa ne yapıcaksın ? Dart ok'umu fırlatıcan ?

Sen çalışma imkanı olmayan bi ülkeye 10.000.000.000 tl yardım bile etsen o para suyunu çekecek. Açlığı gidermek için çalışmak , fabrikalar , endüstriler , sanayiler , okullar lazım. Bu saydıklarımdan , açlıktan kırılacak ülkelerde varmı ?

Sapanı da unutmamak lazım :p
 

7.43

Dekan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
8,969
Reaksiyon puanı
332
Puanları
83
Harika, artık kendi tasarımlarımızla insan öldürebilecek olmak mutlu etti beni(!). Kanlı uçuşlar dilerim! Bu endüstride harcanan paraların küçücük bir kısmının dünyadaki açlığı bitirebilecek olduğunu biliyorken kendi tasarımlarımızla cinayet işleyebileceğimizi öğrenmek harika hissettirdi. Teşekkürler.
İnsanî açıdan çok güzel yazmışsın ama ütopyada yaşamıyoruz; dünyada şeytanlar ve şeytanilerin içinde yaşıyoruz. Yani en iyi savaş araç ve gereçlerinin bizde olması, eskiden olduğu gibi dünyaya adaletle hükmetmemiz için şarttır.
 

orcnd

Dekan
Katılım
13 Ekim 2008
Mesajlar
6,394
Reaksiyon puanı
255
Puanları
63
silahları, optik araçları, yedek parçaları ve yazılım parçalarını zaten üretiyorduk.
mevcut uçakların modernizasyonunda büyük başarılar elde ettik.
dolayısıyla elimizde büyük bir bilgi birikimi oluştu.

uçak üretiminde de büyük başarılar yakalayacağımıza inanıyorum.
endişe ettiğim konu diğer uçak üretici ülkelerin bu hedefte bize engel olmaya çalışmalarıdır.
umarım devletimiz bu rekabetten en az zararla çıkar
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
sizin seçtiğiniz insanlar ara eleman ülkesiyiz der ses çıkartmazsınız sonra birisi laf söyleyince birleşip hazımsızlıktan çekememekten bahsedersiniz. Zamanı gelince konuşsanız bizde hak vericezde hep işinize geldiği gibi.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-s...eman-ulkesiyiz-mucit-cikaramayiz-haberi-77595


Yahu mendocino, aklım almıyor be abim... sol tandanslı bir yayın organı toki denen bir inşaat kuruluşuna riyaset etmiş olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, sıradan bir angut'un sanki büyük bir filozof edasıyla yaptığı zırvaları neden ve niçin önemli bir mesaj olarak sunar?

istersen cevabını ver vereyim, çünkü orada bu angut kendi milletini aşağılamaktadır! güya suret-i haktan görünerek yumurtlamaktadır...

sol hiçbir zaman bu milletin teveccühüne mazhar olamadı, yüz bulmadı, bilmiyorum bunun kuyruk acısı mı vardır nedir?

halbuki batılı ülkelerde sol millidir, ülkesinin menfaatlerini hristiyan partilerinden, kuruluşlarından daha çok savunurlar, daha insani, daha vicdani bir özellik arzederler.

bak şimdi kıymetli abim, size kızmıyorum, anlamaya çalışıyorum sadece... bizim 'sol'umuzun genlerinde neden hep "bizden birşey olmaz, bizden adam olmaz" ezikliği vardır? bunu çözmeye, anlamaya çalışıyorum.

acaba diyorum, ittihad ve terakki'nin osmanlının yıkılışındaki rolü sebebiyle yaşadıkları ağır travmanın bir etkisi mi var, nedir? malum bu gayr-ı milli teşkilatın mensupları yurtsever olmasına rağmen -belki farkında olmadan- ipleri başkalarının elindeydi. ve onlara bu fikir bir zehir tohumu gibi enjekte edilmişti... "bizden asla adam olmaz, biz hiçbir şeyi başaramayız!"

cumhuriyet tarihi boyunca da eğitim yoluyla, basın medya yoluyla hep bu fikir işlendi... yuttuk zokayı belki, bir asır boyunca inandırıldık buna, o yüzden sırtımız bir türlü kalkmadı yerden. bugün verilen mücadelenin kökeninde de sanırım bu paradigmanın yıkılışının çatırtıları yatıyor.
 

MasterFather

Profesör
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
4,294
Reaksiyon puanı
59
Puanları
48
Bu konu neden böyle tartışıldı halen çözebilmiş değilim gurur duymamız gerekirken neden eleştiri yapanlar var halen, Zamanı gelsin yapmazlarsa bu projeyi o zamn sonuna kadar haklısınız

Doğru söylüyorsun.doğmamış çocuga don biciyoruz burda.korkum bu projelerin sonu yerli üretim araba yalanı gibi olmasın.babayigit arayıp durmayalım.

onu geçtik.bir çoğunda üretim iznimiz bile yok.
 
Üst