Kütüb-i Sitte isnat edilen şahısların İran kökenli olması

nagaracuga

Doçent
Katılım
4 Ocak 2008
Mesajlar
692
Reaksiyon puanı
493
Puanları
63
Kütüb-i Sittenin isnat edildiği kişilerin dördü Horasanlı olmak üzere tamamı İranlıdır:
Buhârî (ö. H. 256) Buharalı (Horasan eyaleti)
Müslim (ö. H. 261) Nişâburlu (Horasan eyaleti)
Nesâî (ö. H. 303) Nesâlı (Horasan Eyaleti)
Tirmizi (ö. H. 279) Tirmizli (Horasan eyaleti)
Ebu Dâvûd (ö. H. 275) Sicistânlı
İbn Mâce (ö. H. 273) Kazvinli

Dr. Kamil Çakın'ın Buhârî'nin Otoritesi'ni Kazanma Süreci adlı makalesinden:
HAKIM EN-NEYSABURi VE BUHAR1'NiN SAHlH'I
Hakim en-Neysabüri (ö.h. 405)'ye gelindiğinde, Buhari'nin çağından şu ana kadar gördüğümüzden çok farklı bir manzara ile karşılaşmaktayız. Bu ana kadar bir çok alimin Buhari'den haberi yoktu. Zamanla Buhari'yi methedenler olduğu gibi tenkid edenler de görülmeye başlamıştı. Fakat, -bu konuda bir icma'dan sözetmek şöyle dursun-hiç bir alim onun eserinin her yönüyle sahih olduğunu zikretmemiştir. Işte bu ortamda, genel atmosfere hiç uymayan bir alimin ortaya çıktığını görmekteyiz: Hakim en-Neysabüri. Neysabüri, Buhari'yi methederken gerek onun gerek Müslim'in Sahihlerinin islam dünyasında yayıldığından da bahsetmektedir. Buhari ve Müslim'i methetmekle kalmayan Neysaburi, 'sahih hadisleri ilk defa tasnif edenlerin Buhar! ve Müslim olduğu' şeklinde kendisinden önce ortaya atılmamış bir görüşü de ifade etmektedir. Neysaburi'nin "Hicaz, Irak ve Şamlılar, Buhari ve Müslim'in öne geçmesi ve hadis ilminde temayüz etmesi nedeniyle, Horasan'lıların önceliğini tanıyorlardı" dediğine bakılırsa, Buhari'nin otoritesinin diğer Islam diyarlarında da kabul edildiği sonucuna varmak kaçınılmaz olmaktadır. Halbuki, Neysaburi'nin bu tanımlamalarının tarihi gerçekiere uymadığı, bu araştırmanın devam eden satırlarında açıkça görülecektir.
Burada bahsi geçen Neysaburi de İranlıdır ve Buharî ile Müslim gibi Horasanlıdır ve de Müslim gibi Nişaburludur.
İCMA'A GIDEN YOL AÇILIYOR Makdisi 'nin Neysaburi'nin fikirlerini yeniden gündeme getirmesinden sonra, aynı asrın değerli alimlerinden Begavi (ö.h. 516) Buhari ve Müslim'in otoritesini daha da perçinlemiştir.
Burada bahsi geçen Begavî ile ilgili olarak İslam Ansiklopedisi'nde Kendisine Horasan’da Merverrûz ile Herat arasında bulunan Bağşûr (Bağ) kasabasına nisbetle Begavî denmiştir. şeklinde bir açıklama bulunuyor.

İlginç değil mi?
 

KamtariR

Profesör
Katılım
2 Nisan 2019
Mesajlar
2,508
Reaksiyon puanı
2,700
Puanları
358
Horasan'ın günümüzdeki İran sınırları içerisinde yer alması sebebiyle sanırım hepsini İran'lı olarak kabul ediyorsunuz.

Halbuki Horasan denilen bölge, Türk, Arap ve Farısilerin birlikte yaşadığı çok uluslu bir şehirdi.

Bahsettiğiniz alimlerden Buharî dışında hiçbirinin nesebi bilinmemektedir (aslında Buharinin de kesin bilinmemektedir, büyük dedesinin ismine nispetle farısi olduğu kabul edilmektedir.)

Hatta Ebu Davud ve Tirmizi'nin Türk olduğuna dair kuvvetli kanaat vardır (tabi ki kesin değil).

Her neyse, nesebi zaten önemli değil, önemli olan ilmi mirasıdır. Mesela Buhari'nin eserine yapılmış en mükemmel hadis şerhi Gaziantepli alim Aynî'nin şerhidir, bir şaheserdir.

Mesela Fahreddin Razi'nin tefsiri çok bilinir ama osmanlı şeyhülislamı Çorum'lu Ebu Suud Efendinin tefsiri kadar mükemmel değildir, Ebu Suud tefsiri ile zirveye oynamıştır.

Bizim itikadımızı sistematize eden, ilk dirayet tefsirinin müellifi imam Maturidi de Türk'tür.

Allah hepsinden razı olsun.
 

nagaracuga

Doçent
Katılım
4 Ocak 2008
Mesajlar
692
Reaksiyon puanı
493
Puanları
63
Ben hepsi Farstır demedim zaten; hepsi Samaniler devri İranındandır.
 
Üst