Babadan oğula geçiyor

Bu konuyu okuyanlar

Pupilla

Dekan
Katılım
17 Haziran 2009
Mesajlar
8,724
Reaksiyon puanı
138
Puanları
63
Prof. Dr. Sinan Sözen: Tüm prostat kanserlerinin yüzde 10'unun babadan oğula kalıtım yoluyla geçtiği öngörülmektedir.

Dünya genelinde kanser tanısı konulan erkeklerin yüzde 24'üne prostat kanseri teşhisi konulduğu ve Türkiye'de her 12 erkekten birinin prostat kanserine yakalandığı belirtildi.

Üroonkoloji Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen, 14-18 Eylül Üroloji Haftası ve 15 Eylül Dünya Prostat Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostatın erkeklerde en sık görülen kanserler arasında yer aldığını belirterek, prostat kanserine neyin sebep olduğunun tam olarak bilinmediğini söyledi.

Birçok kanser türünde olduğu gibi genetik yatkınlığın etkili olduğunu ifade eden Sözen, bunun yanı sıra olumsuz çevre koşullarının da hastalık gelişiminde önemli bir faktör olduğunu bildirdi. Sözen, yaş, aile öyküsü, yağlı beslenme alışkanlığı, hormonlar, kadmium, A ve D vitamini değerlerinin prostat kanseri oluşumunda etkili olduğunu ifade ederek, en önemli risk faktörünün yaş ve aile hikayesi olduğunu vurguladı.

"Babadan oğula geçiyor"

Normal koşullarda 50 yaş ve üstündeki kişilerin prostat kanseri açısından değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Sözen, ailede prostat kanseri olması halinde araştırmaların 40 yaşından sonra başlamasının uygun olduğunu bildirdi. Sözen, "Tüm prostat kanserlerinin yüzden 10'unun babadan oğula kalıtım yoluyla geçtiği öngörülmektedir. Prostat kanseri olan hastaların erkek çocuklarında veya erkek kardeşlerinde prostat kanseri riski 2-9 kat daha yüksektir" uyarısında bulundu.

"Her yıl Avrupa'da yaklaşık 350 bin yeni hasta bulunuyor"

Prof. Dr. Sözen, PSA ( prostat spesifik antijen) testi veprostat muayenesi ile prostat kanserine erken tanı konulabileceğinin altını çizerek, "PSA testinin kullanılmaya başlamasıyla birlikte prostat kanserine bağlı ölüm oranlarında azalma başlamıştır. Prostat kanserinin tanı ve tedavisi üzerinde yoğun araştırmalar devam etmektedir" dedi.

Her yıl sadece Avrupa'da 350 bine yakın yeni prostat kanseri vakasının olduğunu belirten Sözen, " Prostat kanseri sıklığı tüm dünyada artmakta ve kanser tanısı alan erkeklerin yüzde 24.1'ineprostat kanseri teşhisi konulmaktadır. Türkiye'de de her 12 erkekten biri prostat kanserine yakalanmaktadır" diye konuştu.

"Şişmanlık prostat kanserinin seyrini hızlandırıyor"

Sözen, yüksek yağ oranı ve kırmızı et içeren yiyeceklerle beslenen kişilerde prostat kanseri riskinin arttığını vurgulayarak, aşırı miktarda kalsiyum alınmasının da prostat kanserine karşı koruyucu özelliği bulunan D vitamininin vücuttaki sentezini azaltarak olumsuz etki yaptığını kaydetti.

Şişman kişilerin de prostat kanseri açısından risk altında olduğuna dikkati çeken Sözen, "Vücut yağ kitlesinin içinde depolanan leptin proteini ve insülin benzeri büyüme faktörü hormonlar, normal kilonun üstündeki kişilerde prostat kanserinin ilerlemesini artırır" dedi.

Öte yandan yüksek kolesterol seviyelerinin prostat kanserinin daha hızlı seyretmesine yol açtığını dile getiren Sözen, sigara kullanımının da prostat kanser hücrelerinin büyümesini hızlandırdığını bildirdi.

"Yeni ilaçlar ömrü uzatıyor"

Prostat kanserinde erken teşhisin yanında ileri evrelerde dahi yeni çıkan ve Türkiye'de de kullanılmaya başlanan ilaçlarla sağ kalma oranının arttığını belirten Sözen, risk grubunda olan kişilerin PSA testi ve ürolojik muayenelerini yaptırmaları gerektiğini söyledi.

Sözen, idrara çıkmak için tuvalete koşturmak zorunda kalınması, idrara çıkmada güçlük çekilmesi, özellikle geceleri olağandan daha sık idrara çıkmak, idrara çıkmada ağrı hissedilmesi ve çok nadiren idrardan kan gelmesinin iyi huylu prostat büyümesinin belirtisi olabileceği gibi aynı zamanda prostat kanserinin de bulguları olabileceğini vurgulayarak, bu durumda vakit kaybetmeden üroloğa başvurulması gerektiğini ifade etti.

(AA)
 
Katılım
8 Ekim 2011
Mesajlar
53,871
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
16,118
Puanları
113
milletin babası krallık,padişahlık bırakır...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Babadan oğula geçmesini düşündürecek kadar "ceteris paribus" deneyi yaptıklarını zannetmiyorum. Prostat kanserinin en önemli sebeplerinden biri, bevl yani tuvaletini yapma sırasında doğru pozisyon almama neticesinde prostat bezinin büyümesidir. Genellikle de erkekler ayakta tuvaletini yapmayı tercih ettiği için uzun yıllar devam eden bu yanlış pozisyon prostat bezini büyütür ve böylece sadece baba-oğulda değil, birçok erkekte prostat rahatsızlığı olması söz konusu olur. Dolayısıyla da bu durum hastalığın babadan geçtiğini göstermez.

Şöyle düşünelim; kot taşlama atölyesinde çalışan bir baba, birkaç sene sonra oğlunu da yanında işe götürmeye başlar. Adam 10 yıl sonra kanser olur. Oğlu da 15 yıl sonra. Şimdi kanser çocuğa babadan mı geçmiş oldu?

Konvansiyonel tıbbın gerçek tıbbı reddetme hevesi insanlığı daha nereye götürecek bakalım.
 

giskur11

Profesör
Katılım
9 Eylül 2012
Mesajlar
3,607
Reaksiyon puanı
160
Puanları
63
Mesela benim büyükbabamda saç dökülmesi başlamış onun babasında gür saçlar varken.Babam amcalarım ve benim dahil ailemizin tüm erkeklerinde saç dökülmesi var.Annem tarafında şeker hastalığı bende de insülin direnci başladı devamında şeker hastalığı geliyormuş demek istediğim genetikle bir sürü hastalık aktarılabiliyor kanser neden olmasın.
 

cengaver51

Dekan
Katılım
5 Nisan 2009
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
169
Puanları
63
ayak da işemek en büyük risk sigara alkol cabası işedikden sonra 30 sanıyede daha oturun tüm idrar damardan atılsın bekleyin

kabak cekırdeği en büyük porstat dostu ama marketekiler değik tuzsuz güneşde kurutulmuş olması lazım ısıl işlem görmemş olması gerekiyor cok uzun sure bılgısayar basında zaman gecırmek kan dolasım acısından zararlı dar pantolonları gıymmeyın buda etken dolaylı olarak

domates hergun tükettin
------------------------------------------------------------------------------------------
Prostat İçin Önlemler

1. Alkol tüketmeyiniz: klinik çalışmalar özellikle biranın prostat içersindeki prolaktin seviyelerini artırdığını göstermiştir. ( prolaktin prostat içersindeki testostoranın prostat içersine emilimini artırmakta ve bu prostat DHT seviyelerini anormal dercede yükseltmektedir) daha fazla alkol daha fazla prostat büyümesi demektir.

2. Kafein şeker ve baharatı azaltınız: kafein içeren kahvelerden kaçınınız kafeinsiz kahveleri tercih ediniz. Glukozve baharat (acı)tüketiminizi azaltınız.

3. Günlük sıvı tüketiminizi artırınız: Gün içersinde bol bol su ya da doğal meyva suları içiniz. Bol sıvı tüketimi prostat büyümesinden kaynaklanan böbrek ve idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltabilmektedir.

4. Stresten kaçınınız: Eğer stresli bir yaşam tarzınız varsa bu yaşam tarzınızı değiştirmeye çalışınız. Stres ile ilgili doktorunuza danışarak çeşitli ilaçlar ya da gıda takviyeleri kullanabilirsiniz.

5. Yüksek protein az hayvansal yağ diyeti: Diyetinizin % 44 ünün protein ağırlıklı olması vücudunuzdaki testosteronu DHT ye çeviren 5-alfa-reduktazı azalttığı için çok önemlidir. Protein diyetinizde mümkün olduğu kadar kırmızı et yerine balık ve tavuk ürünlerini tercih etmeniz tavsiye edilmektedir. Hayvansal yağlardan kaçınınız. Özellikle fast food ürünlerini hiç tüketmeyiniz. Yemeklerinizde tercihan zeytin yağı ya da ay çiçeği yağı kullanınız. Karbonhidrat içeren yiyeceklerden kaçınınız. Her gün bol bol kabak çekirdeği ve ay çekirdeği yiyiniz.

6. A C B E Vitaminleri ve diğer mineral, amüno asitler : Vücudunuzun bağışıklık sistemi prostat sağlığınızla çok yakından ilgilidir. Aşağıdaki vitamin ve mineralleri içeren kapsülleri P-2000 e ilave olarak kullanmanız yararlı olacaktır:

Vitamin A : Anti-oksidantır. Savunma mekanızmasını destekler

Vitamin B : anti-kanser özelliklere sahiptir.

Vitamin C : Savunma mekanizmasini destekler ve iyileşmeye yardımcı olur.

Vitamin E : Anti-oksidantdır. Savunma mekanizmasini destekler.

Magnezyum ve Kalsiyum:Bir arada alındığı takdirde prostatın fonksiyonlarını artırır.

7. Soy ve Fibre tüketimi: Öğünlerinizde meva şekeri ve fibre içeren prostata iyi geldiği bilinen meyva ve sebzeleri tercih ediniz. Kırmızı greyfurt, domates, enginar, ananas vs..

8. Kollestrol kontrolu: Kollestrol seviyelerinizi limitler içersinde tutmaya çalışınız.Hasar görmüş serbest radikal kollestrol prostat büyümesinde önemli bir rol oynamaktadır.

9. Probiyotik Yoğurtlar: Çoğu süper marketlerde bulunan probiyotik yoğurtlar büyümüş prostatin semptomlarını azaltmaktadır. Öğünlerinizde bol bol probiyotik yoğurt yemenizi tavsiye ederiz.Aktiva yoğurtlarına bol taze maydanoz karıştırıp öğünlerinize dahil ediniz.

10. Kilo kontrolu : Kilonuzu ideal olçülerde tutmaya özen gösteriniz.Obezite prostat için zararlı bir durumdur.

Kanserden koruyucu besinler:
Domates: Domatesin yapısında, ona kırmızı rengini de veren Lycopene adlı bir kimyasal madde bulunmaktadır. Lycopenin, hücreleri serbest radikallerin ve zararlı toksik moleküllerin etkilerinden koruyabilecek potansiyel bir antioksidan olduğu düşünülmektedir.
48.000 erkek üzerinde yapılan 5 yıl süreli bir çalışmada haftada 10 öğün domates içeren ürünler tüketen erkeklerde prostat kanseri riskinin en düşük seviyede olduğu bulunmuştur. Bu erkeklerdeki riskin haftada 2 ya da daha az öğün domates tüketen erkeklerdeki riskin üçte biri olduğu hesaplanmıştır
Soya: Soyanın temel bir besin olarak tüketildiği Asya'da prostat ve meme kanserlerini de içeren bazı kanser türlerine daha az rastlanmadır. Kanserin kontrolündeki etkisine ek olarak soya, BPH (Selim Prostat Büyümesi) riskini ve kolesterol düzeylerini de azaltmaktadır.
Yeşil çay: İçerisinde kanser gelişimini önleyen EGCG adlı bir madde bulunmaktadır.
Sarımsak: Dünyada sarımsak tüketiminin fazla olduğu bölgelerde, prostat ve diğer kanser türleri daha az görülmektedir.
Önemli sebzeler: Lahana ve hardalgiller grubundan olan brokoli, brüksel lahanası, lahana, karnıbahar ve şalgam gibi sebzeler, kanser yapıcı maddelerin etkisini azaltıcı kimyasallar içermektedir.
Bu besinlere ek olarak kanserden korunmak için, düşük yağlı diyet önerilmektedir. 50.000 erkeği kapsayan bir çalışmada, fazla yağ tüketen erkeklerde prostat kanseri riski, daha az yağlı beslenenlere göre %80 fazla bulunmuştur.
Bununla birlikte, kırmızı et tüketen erkeklerdeki prostat kanseri riskinin, beyaz et ve balık tüketenlere göre daha fazla olduğu bilinmektedir.

Yazıcı Dostu Sayfa - Prostat İçin Önlemler
 
Üst