- Katılım
- 22 Nisan 2017
- Mesajlar
- 25,952
- Çözümler
- 8
- Reaksiyon puanı
- 25,297
- Puanları
- 8,958
Hem anne tarafı hemde baba tarafı Çerkes olan birisi olarak, bu kara günü acıyla anıyoruz maalesef. Rusların 1800'lü yıllarda başlattığı zorunlu göç olayları, 21 Mayıs 1864 itibariyle yoğunluk kazandı. Yaklaşık 1.2 milyon Çerkes, Osmanlıya zorunlu olarak göç ettirildi(!) Kafkasları ele geçirerek Karadenize sınır yapmak isteyen Ruslar, Çerkes köylerini ve kasabalarını yağmalamaya başladı. Birçok erkek öldürüldü, kadınlara ve çocuklara tecavüz edildi. Ortalama olarak sürülen 1.2 milyon kişi içinden yaklaşık yarısı, yolculuk esnasında hayatını kaybetti. Karadenizin bizler için kara olmasının sebebi ise şudur. Bu yolculuk esnasında hasta olan veya güçsüz düşenler, diğer yolcuları etkilemesin diye zorla gemilerden atılarak ölüme terk edildi.
Trabzon'daki Rus konsolosunun yazdığı rapordan alıntıdır: Türkiye'ye gitmek üzere Batum'a 70,000 Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde 7 kişi ölüyor. Trabzon'a çıkarılan 24,700 kişiden şimdiye kadar 19,000 kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63,900 kişiden her gün 180-250 kişi ölmektedir. Samsun civarındaki 110'000 kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon, Varna ve İstanbul'a götürülen 4650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğünü haber aldım." İşte bu suretle peş peşe sürüp gelen felaketlerin ve musibetlerin darbeleri altında inleyen ve eriyen bu kahraman ve faziletkar milletin bedbaht bakiyesi de Dobruca, Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Suriye, Irak gibi daima tehlikeye maruz bulunan ve daima emniyetsizliğin hükümran olduğu yerlere iskan edilmiştir.
Yüz binlerce erkek, kadın, çocuk öldürülmüş. Yerleşim yerleri ise yakılmış. Peki Dünyanın gerçek bir soykırıma tepki göstermeyip, olmayan Ermeni soykırımı için bu kadar ayaklanması, günümüz insanlığının aslında ne kadar aşağılık bir tür olduğunu da gözler önüne seriyor.
Trabzon'daki Rus konsolosunun yazdığı rapordan alıntıdır: Türkiye'ye gitmek üzere Batum'a 70,000 Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde 7 kişi ölüyor. Trabzon'a çıkarılan 24,700 kişiden şimdiye kadar 19,000 kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63,900 kişiden her gün 180-250 kişi ölmektedir. Samsun civarındaki 110'000 kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon, Varna ve İstanbul'a götürülen 4650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğünü haber aldım." İşte bu suretle peş peşe sürüp gelen felaketlerin ve musibetlerin darbeleri altında inleyen ve eriyen bu kahraman ve faziletkar milletin bedbaht bakiyesi de Dobruca, Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Suriye, Irak gibi daima tehlikeye maruz bulunan ve daima emniyetsizliğin hükümran olduğu yerlere iskan edilmiştir.
Yüz binlerce erkek, kadın, çocuk öldürülmüş. Yerleşim yerleri ise yakılmış. Peki Dünyanın gerçek bir soykırıma tepki göstermeyip, olmayan Ermeni soykırımı için bu kadar ayaklanması, günümüz insanlığının aslında ne kadar aşağılık bir tür olduğunu da gözler önüne seriyor.