post34
Doçent
- Katılım
- 10 Eylül 2009
- Mesajlar
- 856
- Reaksiyon puanı
- 37
- Puanları
- 28
Hadi yağmur anlat daha ne kadar ıslatacaksın beni
Oysa düne kadar penceremde beklerdim gelmeni
Sen geldin o gitti, o gitti ben bittim
dur dedim susturdu, sus dedim kalp yorgun
neden dedim düşün dedi, yağmur dinince anlatacağım sana herşeyi
ve o yağmur hiç dinmedi, geriye kimse dönmedi...
aslında bütün bu olanların suçlusu sendin yağmur
aniden sağnak sağnak yağdın ayırdın bizi
diz çöktüm ağladım çocuklar gibi
baktı gözlerime ve dedi ki bunlar gözyaşı değil sadece yağmur tanesi
son sözleriydi önümde bir taksi durdu bindi ve gitti
koşarken ardından bir su birikintisi çekti kenara beni
bırak gitsin dedi sevseydi gitmezdi dedim sen nereden bileceksin sevgiyi
taksi bir hışımla köşeyi dönüverdi yığıldım olduğum yere kendime
getirdi beni bir kaç yağmur tanesi sordum onlara bilirmisiniz siz aşk nedir
bari gidip kalbimi geri isteseydim
bakıp güldüler sol tarafında bu boşlukla yaşamayı öğrenmelisin.
Sen kokan yerlerde geziyorum uçsuz bucaksız diyarlara bile sığamıyorum
ilk tanıştığımız yere gittim baktım ki 5 yıl önce hala ordayız
ve güneşi kıskandırıyor sevgimizin sıcaklığı hava bulutlanıyor sonra
aniden bastırıyor yağmur o kapşonunu çekmeye hazırlanıyor
diyorum ki bu yağmurda ıslanmak gibisi yoktur atıyoruz zırhlarımızı bi kenara
yağmurluk, şemsiye gazete kağıdı her ne varsa
koşuyoruz deliler gibi en ünlü aşıkları kıskandırırcasına
bir gök gürültüsü kendime geliyorum ve yine yağmur yağıyor
yanımda sensizlikten başka kimse yok
siyah çelenk bırakıyorum elimi tuttuğun ilk yere
yağmur yağıyor yine ve bu dünyadan uzaklaşıyorum...
Oysa düne kadar penceremde beklerdim gelmeni
Sen geldin o gitti, o gitti ben bittim
dur dedim susturdu, sus dedim kalp yorgun
neden dedim düşün dedi, yağmur dinince anlatacağım sana herşeyi
ve o yağmur hiç dinmedi, geriye kimse dönmedi...
aslında bütün bu olanların suçlusu sendin yağmur
aniden sağnak sağnak yağdın ayırdın bizi
diz çöktüm ağladım çocuklar gibi
baktı gözlerime ve dedi ki bunlar gözyaşı değil sadece yağmur tanesi
son sözleriydi önümde bir taksi durdu bindi ve gitti
koşarken ardından bir su birikintisi çekti kenara beni
bırak gitsin dedi sevseydi gitmezdi dedim sen nereden bileceksin sevgiyi
taksi bir hışımla köşeyi dönüverdi yığıldım olduğum yere kendime
getirdi beni bir kaç yağmur tanesi sordum onlara bilirmisiniz siz aşk nedir
bari gidip kalbimi geri isteseydim
bakıp güldüler sol tarafında bu boşlukla yaşamayı öğrenmelisin.
Sen kokan yerlerde geziyorum uçsuz bucaksız diyarlara bile sığamıyorum
ilk tanıştığımız yere gittim baktım ki 5 yıl önce hala ordayız
ve güneşi kıskandırıyor sevgimizin sıcaklığı hava bulutlanıyor sonra
aniden bastırıyor yağmur o kapşonunu çekmeye hazırlanıyor
diyorum ki bu yağmurda ıslanmak gibisi yoktur atıyoruz zırhlarımızı bi kenara
yağmurluk, şemsiye gazete kağıdı her ne varsa
koşuyoruz deliler gibi en ünlü aşıkları kıskandırırcasına
bir gök gürültüsü kendime geliyorum ve yine yağmur yağıyor
yanımda sensizlikten başka kimse yok
siyah çelenk bırakıyorum elimi tuttuğun ilk yere
yağmur yağıyor yine ve bu dünyadan uzaklaşıyorum...
