Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hak Nebinin dilinde nifak sayılmış emanete ihanet,
Tohum toprağa, yavru yuvaya, yuva anaya emanet,
Şak şak olmuş toprak suya, su buluta emanet,
Yusuf kuyuya, Mısır Yusufa emanet,
Hak Nebi mağaraya, Medine Hak Nebiye emanet,
İbrahim ateşe, İsmail bıçağa emanet,
Ne bıçak, ne kuyu, ne de mağara etmedi ihanet,
Asrın İbrahimleri sana emanet
Arkadaş! Gel sen de bir kor gibi yak sineni
Çünkü hepsi Allaha emanet
İçine doğru derinleş dibi görünmeyen bir kuyu ol,
Sakla Yusufları koynunda, Yusuflar sana emanet
Mağarada yılan olma, güvercin gibi vefalı, örümcek gibi tehlikelere perdedar ol,
Mağara gibi al Muhammedîleri, al yedi genci, al bütün bir gençliği
Hz. Sümeyra, Hak Nebiyi evlatlarına emanet etti,
Sakın Ona bir şey olursa eve dönmeyin dedi.
Dönmeden emanete sahip çıkamayacaklarını anlayınca vazgeçtiler eve dönmekten,
Evlerinde çıkamayanlar neyin emanetçisi acaba?
Bilecik istasyonunda yaşlı ana, oğlunu cepheye uğurlarken ona ;
Oğlum babanı Dimetokada, dayını Şipkada, ağabeylerini Çanakkalede kaybettim,
Sen benim son yongamsın, sen de dönmezsen ben Allaha emanet diyordu
Ve ilave ediyordu; Git sen de git,
Minareler ezansız, camiler Kurânsız kalacaksa sen de git ,
Ezan, Kurân, vatan kime emanet?
Galiçya da Şipkada Dimetokada kalanların evlatları kime emanet?
Ben sağ dönseydim uğrunda öldüğüm Kurânı,
Canımdan çok sevdiğim İslamı yavruma öğretirdim.
diyen ve fakat şimdi mabet yüzünü görmeyen, bu şehit evlatları kime emanet?
Cafer-i Tayyar şehit olmuştu, Hak Nebi geldi yetimlerinin başını okşadı ve ağladı
Baş okşayan kim? Gözyaşı kime emanet?
Cephede kanlar içinde son anlarını yaşarken, vücudundan kanlı kurşunu çıkarıp
Arkadaşım Memiş, şunu al, oğluma emanet et.
Ben yaşadığım Müddetçe vazifemi yaptım, inandığım mukaddesler uğruna can veriyorum.
Senden bunun hakkını vermeni istiyorum. dediğimi ilet.
Mukaddes kurşun kime emanet?
Sütçü İmamım! iki bacımızın yaşmağını aldılar diye Maraşı kana buladın,
Senin şuurunu kime, yaşmak kime emanet?
Şair Hz. Amineye: Ey Ebvâda yatan ölü, bahçende açtı dünyanın en güzel gülü
derken bahçe kime, gül kime emanet?
Bilaller, dem tutan bülbüller nerede?
Arkadaş; gül de, bülbül de, bağ da, bahçıvan da, bıçak altındaki İsmailler,
ateş içindeki İbrahimler, kuyudaki Yusuflar, şu gerideki isimsiz kümbet,
Şu ilerideki ıssız mabet, unutma hepsi sana emanet
Cemil Cüneyd
binmediğim hiç bir otobüs beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde gittikçe azalıyor hayat neyi erken yaşadıysam hep ona geç kalıyorum sana göçüyorum her sonbahar yolların çıkmıyor aşkıma unuttuğun yağmurların adı saklımda seni içimden terk ediyorum
susmaktan yoruldum kuşlar ve şarkılar
bu şehri terk edeli efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı
yanağıma varmadan öldürüyorum tam sancağımdan yaralıyorum kendimi alnını yüreğime dayadığın güne bakıp seni içimden terk ediyorum
ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum beni hep bulmamak için aradın yanıldığımdın yangınımdın yangındın
sensizliğe yenilmek sana yenilmekten zor olsa da ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak seni içimden terk ediyorum
şimdi içimde öldürecek bir anı bile bulamayan iki yarım kaldık tamamlayamadık bizi elinden tutamadık yanlızlığımın saçlarımı da uzaklarına gömdün
içimin mavisi senin okyanusundandı al! geri veriyorum. kilitleri hep yanlış kapılara vurdun devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim sana bensizliği terkediyorum
"yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
ne tuhaf değil mi? içimi acıtan da sendin acımı dindirecek olan da. "ya öldür beni"dedim ya da git benden. içi bulanık bir sevdanın ucunda
seni kaybettim. aldırmadın aldırmalarıma bir gecede yakıp yarini şafaklara sattın ihanetini küllerime basanlar bile utandı yaptığından işte soluk bir ömrün son nefesi benden içimden terkediyorum.
Şimdi gidiyorsun Git Oysa senden tek bir damla istemiştim Sana kocaman bir deniz sunmak için Şimdi gidiyorsun Git
Ne zaman başladı bu hikaye Anımsamak zor Gençtim Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım Komazdı öyle üç-beş nöbetleri Geceler içimi acıtmazdı böyle
Bir insan bu kadar eksilebilir mi
Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı Bu şehrin biryerlerinde Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin O adam bendim unuttun mu Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu Seni unutamadı
İşin kolayına kaçmadım Uğruna ölmedim yani Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep Sen bunu da bilmedin Ben bir bakışına bin anlam yükledim Sen aşka kestirmeden gittin Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma Şimdi gidiyorsun Git Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden Bütün ışıklarımı söndürüyorsun
Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun Yazıklar olsun yazıklar olsun Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor Hani sen sevdiğini Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin
Uzun lafın kısası yoktur Anlatacağım çok şey var Hoyrat bir rüzgar gibi geldin Aklımı hayatımı dağıttın Şimdi gidiyorsun Git
Daha ayrılığa bile çarpmadan Aşk bize döndü Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil Ama sana dokunmak da yasak bana Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır Sen var ya sen Allah kahretsin
Yani şimdi Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı Yani şimdi başkaları mı sevecek seni Ben saçlarını okşadığım zaman Ellerin öksüz kalırdı Şimdi gidiyorsun git
Ansızın uyanırsan bir gece Sağnak yağmur sesine Perdeyi aç dışarıya bak Karşı kaldırımda biri oturmuş Titreyen elleriyle yere Senin adını yazmıyorsa Bil ki ben ölmüşüm
Düşün; en karanlığındasın gecenin Uyku tutmuyorsa ve oturuyorsan yatakta Dışarıya kula ver Uyuduğunu tahmin ettiği halde Her on dakikada bir geçenin ayak sesi gelmiyorsa Bil ki ben ölmüşüm
Birgün evinizin önünden bir erkek geçiyorsa Ve sana senden hoşlanmışçasına bakıyorsa Ve tekrar aynı yerden geçiyorsa Onu geç de O kişi ertesi gün yaşıyorsa Bil ki ben ölmüşüm
Farzet ki düğünün oluyor birgün Benden başkasıyla Ve ben de davet ediliyorsam Onu boşver de Düğününün olduğu gece Yıldızlar bir bir kaymıyorsa Ve ard arda cinayetler işlenmiyorsa Bil ki ben ölmüşüm
YAR; hayalleri bir kenara bırak Bir sabah ezanı sonrası Ya da günün herhangi bir vaktinde Hoca sela okuyorsa Ve sen ölmediğin halde Sonunda senin adını söylüyorsa Bil ki:Ben ölmüşüm
Her şeyi boşver yar Ben seni gördüm göreli zaten ölüyüm Evinizin yakınından geçen Kaldırımlar da benim yollar da benim Ben seni bulur
seni bilirim Ölüp de vazgeçeceğimi sanma; BİN KERE ÖLSEM YİNE GELİRİM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
değerli forum yetkilileri . sizden videolar ile ilgili ayrı bir bölüm açmanızı rica ediyorum . böyle olmaz ki insanlar bunları izlemek için tek tek sayfa atlayamaz .