Ben Kenobi
Müdavim
- Katılım
- 6 Kasım 2011
- Mesajlar
- 7,336
- Reaksiyon puanı
- 3,155
- Puanları
- 113
Öncelikle hepimizin peygamberi, dünyanın son peygamberi ve bizim de peygamberimiz elbette Hz. Muhammed (S.A.V.)'dir.
Kuran-ı Kerim'de her kavme mutlak suret ile peygamber gönderildiği defalarca geçmektedir.
Türk milletinin tarihte iz bırakmış ve köklü bir millet olması sebebiyle, bizim atalarımıza da Hz. Muhammed(S.A.V.)'den önce peygamber gönderilmiş olması da çok yüksek bir ihtimaldir.
Bunlar hakkında yapılmış bir çalışma var mı ?
Ya da bu konu hakkında sizin görüşleriniz var mı ?
Benim birkaç ilginç nokta dikkatimi çekti.
Misal bazı tarihçilerin Türklerin eski dini Şamanizm demesine rağmen atalarımızın eski belgelerinde böyle bir din ile ilgili bir bahis yapılmamakta.
Hatta tam tersi eski Türk belgeleri incelendiğinde bugünkü İslam inancına uygun birtakım törelerden bahsedilmekte.
Türklerin ilk yazılı belgesi olan Orhun Abidelerini örnek alalım.
Uzun yıllar dayanması için nitelikli kireç taşı ve büyük mermer parçalarına yazılan ama maalesef günümüzde büyük kısmı tahrip olduğundan dolayı okunamayan Orhun Abidelerinde benim dikkatimi çekmiş birkaç alıntı.
“Zamanı Tengri yaşar, insanoğlu ölmek için doğmuş.”
"Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim, Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım."
"Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım."
"Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım."
"Yeri yarattı, Gök'ü yarattı, ikisinin arasında kişiyi yarattı. Kişi Gök'teki Tanrı'ya yakardı, yakındı."
Başka gözüme takılanlar.
İbn Fadlan(10. yüzyıl) Seyahatnâmesi’nde geçen Oğuzlarla ilgili olarak,
“Aralarından biri zulme uğrar veya başına kötü bir şey gelirse başını semaya doğru kaldırır, ‘bir Tanrı!’ der. Bu Türkçede ‘bir Allah’ demektir.”
Samanoğulları devrinde Çin’e elçi olarak gönderilen Ebu Dulef de Oğuzların bir mâbedleri olduğunu fakat içerisinde put olmadığını belirtmektedir.
Bunlar benim hızlıca okurken gözüme çarpmış birkaç cümle, tamamını okursanız çok daha fazlası var.
Kaldı ki o yazıtların büyük çoğunluğu tahrip olmuş, tamamı okunabilseydi kimbilir neler yazmaktaydı.
İlginç bir nokta daha var.
Yazılar önce Çince'ye, sonra Macarca'ya sonra Fransızca'ya ve en sonunda nihayet Fransızcadan Türkçe'ye çevrildiği için ciddi çeviri hataları mevcut.
Bu hataların ufak bir kısmı sonradan düzeltilmiş ama çoğu kişi bilmiyor.
Misal Yer-Gök Tengri şeklinde çok tanrılı bir inancımız bulunmuyor.
Orada bahsedilen kelimenin "Yerlerin ve Göklerin Tanrısı" olduğu daha sonra yapılan çalışmalarda ortaya çıkmış.
Sadete gelirsek, sizin görüşleriniz veya bu konuda yapılmış çalışmalar neler ?
Kuran-ı Kerim'de her kavme mutlak suret ile peygamber gönderildiği defalarca geçmektedir.
Türk milletinin tarihte iz bırakmış ve köklü bir millet olması sebebiyle, bizim atalarımıza da Hz. Muhammed(S.A.V.)'den önce peygamber gönderilmiş olması da çok yüksek bir ihtimaldir.
Bunlar hakkında yapılmış bir çalışma var mı ?
Ya da bu konu hakkında sizin görüşleriniz var mı ?
Benim birkaç ilginç nokta dikkatimi çekti.
Misal bazı tarihçilerin Türklerin eski dini Şamanizm demesine rağmen atalarımızın eski belgelerinde böyle bir din ile ilgili bir bahis yapılmamakta.
Hatta tam tersi eski Türk belgeleri incelendiğinde bugünkü İslam inancına uygun birtakım törelerden bahsedilmekte.
Türklerin ilk yazılı belgesi olan Orhun Abidelerini örnek alalım.
Uzun yıllar dayanması için nitelikli kireç taşı ve büyük mermer parçalarına yazılan ama maalesef günümüzde büyük kısmı tahrip olduğundan dolayı okunamayan Orhun Abidelerinde benim dikkatimi çekmiş birkaç alıntı.
“Zamanı Tengri yaşar, insanoğlu ölmek için doğmuş.”
"Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim, Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım."
"Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım."
"Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım."
"Yeri yarattı, Gök'ü yarattı, ikisinin arasında kişiyi yarattı. Kişi Gök'teki Tanrı'ya yakardı, yakındı."
Başka gözüme takılanlar.
İbn Fadlan(10. yüzyıl) Seyahatnâmesi’nde geçen Oğuzlarla ilgili olarak,
“Aralarından biri zulme uğrar veya başına kötü bir şey gelirse başını semaya doğru kaldırır, ‘bir Tanrı!’ der. Bu Türkçede ‘bir Allah’ demektir.”
Samanoğulları devrinde Çin’e elçi olarak gönderilen Ebu Dulef de Oğuzların bir mâbedleri olduğunu fakat içerisinde put olmadığını belirtmektedir.
Bunlar benim hızlıca okurken gözüme çarpmış birkaç cümle, tamamını okursanız çok daha fazlası var.
Kaldı ki o yazıtların büyük çoğunluğu tahrip olmuş, tamamı okunabilseydi kimbilir neler yazmaktaydı.
İlginç bir nokta daha var.
Yazılar önce Çince'ye, sonra Macarca'ya sonra Fransızca'ya ve en sonunda nihayet Fransızcadan Türkçe'ye çevrildiği için ciddi çeviri hataları mevcut.
Bu hataların ufak bir kısmı sonradan düzeltilmiş ama çoğu kişi bilmiyor.
Misal Yer-Gök Tengri şeklinde çok tanrılı bir inancımız bulunmuyor.
Orada bahsedilen kelimenin "Yerlerin ve Göklerin Tanrısı" olduğu daha sonra yapılan çalışmalarda ortaya çıkmış.
Sadete gelirsek, sizin görüşleriniz veya bu konuda yapılmış çalışmalar neler ?