Mert Alper
Müdavim
- Katılım
- 19 Ağustos 2018
- Mesajlar
- 2,514
- Reaksiyon puanı
- 1,311
- Puanları
- 113
- Yaş
- 24
Bakan insanın görmesi mümkün olmayabilir. Bakmak, görmenin bir kademe altındadır. Görmek ile beraber insan aynı zamanda bakmış da olur. Demek ki bakmak ile görmek aynı şey değilken, iç içe geçmiş iki küme şeklinde görme kapsamında bakma şeklinde olur.
Görmekteki tercih iradesi, bakmaktaki emir iradesinin üstündedir. Bakılan yerden görülür. Fakat görülen yerden de aynı zamanda bakılmış olur.
Bakmaktaki şahitlik, görmekteki derinliği anlamlandırırken fark etmek ortaya çıkar. Farkı fark etmek görmekle mümkündür. Farkı fark edemeyene bu nedenle bakar kör denir. Bakmak, körlük nispetini yenmek suretiyle gerçekleşirken, görmek, aynı zamanda akılla beraber, kalbidir.
Görmek zemininde, fark etmek salahiyeti, kalp ve akılla sağlanır. Tefekkür bir noktada idrak noktasını kaybederken, tahassüs, his noktasında kalbi olarak devam eder.
Bu da demek olur ki görmek akıl ve kalp bütünlüğünde gerçekleşirken, bakma aracı olarak gözü kullanan insan maddi ve manevi olarak iki yönlü idrak eder.
Göz, görme aracı değildir. Göz bakma aracı olarak görmeyi sağlayan bir araçtır. Nitekim gören göz değil, beyindir. Görmek ve bakmak birbirinden bu şekilde farklıdır.
Kusura bakılır mı, evet bakılır. Kusura bakılır, ama kusur görülmez. Bu ahlaki bir durum olarak edebe müteallik bir meseledir.
Görmekteki tercih iradesi, bakmaktaki emir iradesinin üstündedir. Bakılan yerden görülür. Fakat görülen yerden de aynı zamanda bakılmış olur.
Bakmaktaki şahitlik, görmekteki derinliği anlamlandırırken fark etmek ortaya çıkar. Farkı fark etmek görmekle mümkündür. Farkı fark edemeyene bu nedenle bakar kör denir. Bakmak, körlük nispetini yenmek suretiyle gerçekleşirken, görmek, aynı zamanda akılla beraber, kalbidir.
Görmek zemininde, fark etmek salahiyeti, kalp ve akılla sağlanır. Tefekkür bir noktada idrak noktasını kaybederken, tahassüs, his noktasında kalbi olarak devam eder.
Bu da demek olur ki görmek akıl ve kalp bütünlüğünde gerçekleşirken, bakma aracı olarak gözü kullanan insan maddi ve manevi olarak iki yönlü idrak eder.
Göz, görme aracı değildir. Göz bakma aracı olarak görmeyi sağlayan bir araçtır. Nitekim gören göz değil, beyindir. Görmek ve bakmak birbirinden bu şekilde farklıdır.
Kusura bakılır mı, evet bakılır. Kusura bakılır, ama kusur görülmez. Bu ahlaki bir durum olarak edebe müteallik bir meseledir.
Sadece bakmayın, bazen görmeniz gerekir.