Peygamber (s.a.v) Efendimiz Hiç Esnemezdi

Bu konuyu okuyanlar

Peter

Müdavim
Emektar
Katılım
16 Ağustos 2008
Mesajlar
8,051
Reaksiyon puanı
88
Puanları
0
ESNEMEK

Uyku, yorgunluk veya can sıkıntısı halinde, elde olmadan, ağzın kendiliğinden açılarak, uzunca bir nefes alıp verme hali.


Bu hal bir bakıma, dalgınlık ve gaflet haline benzer. Bu ise, müslümana pek yakışır bir durum değildir.

Bunun için Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur:

"Allah (c.c.), aksırmayı sever fakat esnemeyi sevmez. Bir kimse aksırıp "Elhamdülillâh" derse, bunu işiten müslümanların, "yerhamükellah " diye karşılık vermesi gerekir. Esneme ise, şeytandandır. Bunun için, esneme ihtiyacı duyan kişi mümkün olduğu kadar buna mani olsun. Çünkü biriniz esnediği zaman şeytan ona güler" (Buhâri, Edeb, 165, 166; Müslim, Zühd, 54; Tirmizî, Edeb, 1, 4; Nesaî, Cenâiz, 52).
Şeytanın gülmesinden maksat, esneyenin içine düştüğü, gaflet ve bitkinlik hali ile gülünç durumundan şeytanın hoşlanmasıdır.
Zaten, inanan bir kişinin basına gelecek her kötülük şeytanı memnun eder ve onu güldürür.


Şeytanı güldürmemek için kişinin, esneme belirtileri olunca; hareket ederek, elini yüzünü yıkayarak, abdest alarak, yorgunsa dinlenerek bu gaflet halinden kurtulmaya çalışması gerekir.

Bütün bunlara rağmen esnemeden kurtulunamazsa, esneme halinde ağzın el veya başka bir şeyle kapatılması İslâmi edep gereğidir.Bir yazıda şöyle bir soru sorulmuş: Peygamberimiz (S.A.V) esnerken ağzını sol eli ile mi kapatırdı, sağ eli ile mi? Cevabı şu; Hiçbiri.

Çünkü Peygamberimizin (S.A.V) esnediği hiç görülmemiştir.

 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
paylaşımın çok güzel ALLAH razı olsun.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Çok şaşırıyorum insanlar peygamberin bazı ayetleri unuttuğuna, namaz kılarken abdest almayı unuttuğunu hatırlayıp abdest almaya gittiğine, birisine sövdüğüne, hurmaları aşılamayın deyip meyve vermediğini görünce "ben ne bileyim siz daha iyi bilirsiniz" dediğine inandıklarında.. Basit bir esnemeyi bile "dalgınlık ve gaflet"tir diye peygamberimize yakıştırmıyoruz, peki yukarıda saydıklarımı nasıl yakıştıyorlar?

Ey alemlere rahmet olarak gönderilen, doğduğun günde, peygamber olarak seçildiğin günde öldüğün günde sana selam olsun..
 

sdelta

Müdavim
Katılım
23 Nisan 2008
Mesajlar
4,228
Reaksiyon puanı
140
Puanları
63
Dünyadaki her insan sabah kalkınca veya akşam uykusu gelince esner. İnsanın yaratılışından gelen doğal bir davranıştır. Bununla beraber vücüttaki oksijen azlığı nedeniyle esneyince vücüt o anki gerekli oksijeni sağlar ve karbondioksiti atar.. Yani sağlığa yararlı bir harekettir.

---
Dine fln karşı değilim yanlış anlaşılmasın :D Müslümanım ama açıkcası biraz abartılı geldi
 

HRNKC

Müdavim
Katılım
1 Ağustos 2008
Mesajlar
4,155
Reaksiyon puanı
20
Puanları
38
Dünyadaki her insan sabah kalkınca veya akşam uykusu gelince esner. İnsanın yaratılışından gelen doğal bir davranıştır. Bununla beraber vücüttaki oksijen azlığı nedeniyle esneyince vücüt o anki gerekli oksijeni sağlar ve karbondioksiti atar.. Yani sağlığa yararlı bir harekettir.

---
Dine fln karşı değilim yanlış anlaşılmasın :D Müslümanım ama açıkcası biraz abartılı geldi

+1 Ağzınızı kapatın olsun bitsin... Gaflet olarak algılıyorsanız , esnedikten sonra Estağfirullah diyiniz... Şahsen ben esnediğim vakit akciğerlerimin rahatladığını hissediyorum...
 

El Padrino

Müdavim
Emektar
Katılım
15 Şubat 2007
Mesajlar
6,045
Reaksiyon puanı
70
Puanları
48
esneme insanın yeni uyandıktan sonra uyku halinden kurtulmasına yarar.Esnendiği zaman ciğerlerlerdeki oksijen kesecikleri tam olarak açılır ve ciğer tamamen oksijenle dolar.Uyurken, gunluk hayattakı gıbı cok veya hızlı nefes almadıgımız için uyanıldıgında ciğerlerin açılması insanın bilincinin yerine gelmesi için istek dışı doğarl bir harekettir.Bu kadar basit birşeyi bile din tarafına çektiğinize inanamıyorum :S
 

Panculli

Müdavim
Katılım
31 Mart 2007
Mesajlar
1,234
Reaksiyon puanı
2
Puanları
38
Yaş
39
Bilgilendirdiğin için teşekkür ederim Allah razı olsun.
 

respector

Asistan
Katılım
15 Mart 2009
Mesajlar
475
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Esnemek bir refleksdir. Buna iyi ya da kötü anlamlar yüklemek abestir. İslam'ı akıl dini olmaktan çıkarıp yanlış anlaşılmasına sebep olacak bu başlıkların açılmasından da hicap duyuyorum. Şimdi hemen beni dinsiz ilan edip afaroz edeceksiniz ama kimse kusura kalmasın İslam alemi yüzyıllardır esnemekten başka bir şey yapmamaktadır. Adamlar raylara değmeden giden saatte 450 km yapan trenlerini bu sene sonunda halkının hizmetine sunarken (Japonya) Biz kafamızı flört günah mı? Gayri müslümlerle arkadaşlık? Esnemek günah mı? gibi başlıklara gömüyoruz.

Yönetenler din ticareti ile oylarımızı alıp, Davos'larda, Nato toplantılarında caka satıp yine islamı batının elinde oyuncak yapacak her anlaşmanın altına imza atıyorlar...

Bir yerlerde yanlış yapıyoruz gibime geliyor sanki...

Kuran-ı Kerim, oku... diye başlar. Esneme... diye değil.
 

bambam61

Öğrenci
Katılım
24 Kasım 2008
Mesajlar
33
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
eyvallah kardeş burda anlatılmak istenen çok büyük bir mesaj var umarım herkeze anlamak nasip olmuştur ;)
 

sdelta

Müdavim
Katılım
23 Nisan 2008
Mesajlar
4,228
Reaksiyon puanı
140
Puanları
63
Esnemek bir refleksdir. Buna iyi ya da kötü anlamlar yüklemek abestir. İslam'ı akıl dini olmaktan çıkarıp yanlış anlaşılmasına sebep olacak bu başlıkların açılmasından da hicap duyuyorum. Şimdi hemen beni dinsiz ilan edip afaroz edeceksiniz ama kimse kusura kalmasın İslam alemi yüzyıllardır esnemekten başka bir şey yapmamaktadır. Adamlar raylara değmeden giden saatte 450 km yapan trenlerini bu sene sonunda halkının hizmetine sunarken (Japonya) Biz kafamızı flört günah mı? Gayri müslümlerle arkadaşlık? Esnemek günah mı? gibi başlıklara gömüyoruz.

Yönetenler din ticareti ile oylarımızı alıp, Davos'larda, Nato toplantılarında caka satıp yine islamı batının elinde oyuncak yapacak her anlaşmanın altına imza atıyorlar...

Bir yerlerde yanlış yapıyoruz gibime geliyor sanki...

Kuran-ı Kerim, oku... diye başlar. Esneme... diye değil.

aynen sonuna kadar katılıyorum haklısın
 

knightx

Müdavim
Katılım
29 Aralık 2008
Mesajlar
2,494
Reaksiyon puanı
15
Puanları
38
Vay ben bunu bilmiyordum çok iyi oldu çünkü okulda bazen çoğu kiş bende dahil esniyoruz esnememek elde değil diyecektim ama Peygamber EendimizS.A.V esnemediğine göre var bi yolu yordamı
ALLAH razı olsun
 

berckai

Müdavim
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
eyvallah kardeş burda anlatılmak istenen çok büyük bir mesaj var umarım herkeze anlamak nasip olmuştur ;)

buradaki mesaj ne biliyor musun herşeye inanıyorsunuz

peygamber yemek yemeyin demiş olsa rivayette ona bile inanacaksınız

azıcık akıl ve mantık

esnemek iyidir vücudun hidrojen ve oksijen oranını dengeler
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Çok ilginç, bazı kimseler "esnemek çok basit bir şeydir, bunu da mı din tarafına çektiniz" demiş, bazı kimseler de "iyi ya da kötü anlamlar yükleme"ye abes veya akılsızlık yakıştırması yapmış.

Dinde basit şeylerin olmadığını nereden öğrendiniz acaba? Yani bir şey basitse o şeyin dinde yeri yok demek midir? Veya basit şeylerden Allah'ın haberi yok mudur? Hepimizi ve herşeyi Allah yarattığına göre, esnemenin de, aynı herşeyin olduğu gibi dinde yeri vardır.

Acaba dini sadece hobi olarak mı görüyorsunuz? İslam dini, bir yaşam tarzıdır, hayat felsefesidir. Sadece iki rekat namaz kılıp Ramazan'da oruç tutmak veya sadece Kur'an okumak değildir.

Bakın size bir rivayetle örnek vereyim. Peygamberimizin zamanında Yahudinin birisi peygamberimizle dalga geçmek için, sahabenin en ileri gelenlerinden olan Selman-ı Farisi'ye kötü sözler söyler ve der ki: "Sizin peygamberiniz herşeyi biliyormuş öyle mi? Size tuvalette nasıl yapacağınızı da öğretti mi?" Bununla dalga geçmeyi hedeflerken bakın Selman nasıl cevap veriyor: "Evet, and olsun, onu bile öğretti!"

Bir takım kimseler dünyayı sadece maddeden ibaret zannettikleri için, amellerin manevi boyutu nasıl etkilediğini bilmiyorlar. Sorsak mekruh nedir diye, yapılması serbest olan şeyler diyorlar. Halbuki Allah bir şeyi helal kılmış ama onu yapmanı beğenmiyorsa, bu muhakkak sana vereceği maddi ve manevi zararlardandır. Allah en basit en küçük şeyleri bile insanlara öğretiyor ki insanlar küçüktür basittir diye önemsemeyip sonra pişman olmasınlar.

Örneğin İslam dini tuvaletini ayakta yapmayı yasaklamıştır. Bu zihniyetteki arkadaşlar olayı "şekilcilik" olarak algılarlar. Hatta dalga geçerler afedersiniz "işemeyi bile din tarafına çekmişsiniz" diye; ama 60 yaşına geldiklerinde de kara kara düşünürler "ben niye prostat kanseri oldum". Ne kadar basitmiş değil mi? İnanmayanlar için araştırma yapmak bedava. :) Ayakta bevletmek, ileriki yaşlarda prostata sebep olur. Ki olmasaydı bile, senin maneviyatına zarar verir. Çünkü ayakta bevlettiğin zaman kıyafetine ve bedenine pislik bulaştırmış olursun..

Bunları "din tarafına çekmek" diye yorumlayan arkadaşlara, Allah'ın zannettikleri kadar basit, hikmetsiz olmadığını, bilakis en küçük ve basit şeyleri bile bir hikmet ve güzel bir sebep üzere yaptığını hatırlatırım. Bizi yaratan O olduğuna göre en küçük ve basit şeylere kadar bizi o tasarlamıştır. Yani esnemenin ciğerdeki oksijen keselerini açmaya yaradığını siz biliyorsunuz da o ciğerleri yaratan Allah bunu bilmiyor mu? Yoksa bu "basit" şeyleri Allah yaratmadı mı? Esnemeyi ve hava keseciklerini insanlar mı icat ettiler?

Esnemeyi zaten Allah insanların faydasına kendisi yaratmadı mı? Sizlerin gözden kaçırdığı, Allah'ın bilgisinin herşeyi kuşattığı ve bu bilgisini bazı kullarına daha fazla verdiğidir. Esnemekle hava keselerini açmayı tasarlayan Allah'ın, esnemeden o hava keselerini açmaya gücü mü yetmiyor yoksa sizin gözünüzde? Eğer Allah bir peygamberinin yemek ihtiyacını ortadan kaldırsa, siz buna itiraz mı edeceksiniz, hayır yemeden yaşayamaz mı diyeceksiniz? Çünkü görüyorum ki Allah'ın koyduğu kuralla Allah'a ders vermeye kalkışıyorsunuz.

Bu sözlerime muhatap olan bazı kimseler, müslümanmış gibi görünüp sürekli İslam dışı şeyleri yazıp duruyorlar. Eğer bir kimse müslümansa, peygamberimizin mucizelerinin hak olduğunu bilir. Eğer o büyük mucizelere bile inanıp da böyle ufak tefek şeylerin mümkün olmadığına inanıyorsa, o kimse müslümanlığı konusunda ya yalan söylüyor; ya da cehaleti aklından fazla demektir. Yani Allah peygamberine ayı ikiye böldürecek, ama bir esnemekten alıkoyamayacak, esnemeden hava keseciklerinin açılmasını sağlayamayacak?

Aynı şekilde bu kimseler olayı çığırından çıkartıp hem kendileri "basit" diyorlar, hem de işi başka boyutlara getirip sürekli siyasetten dem vuruyorlar. Gözleri açık olanlara selam olsun. :)

Bu görüşler bütün peygamberlerin döneminde vardı. Allah eğer peygamberimize sıradan insanların tüm özelliklerini verseydi, o zaman da bu kimseler "bu ne biçim peygamber benden hiç farkı yok" derlerdi. Çünkü geçmişte dediler! "Bu nasıl peygamber, bizimle pazara geliyor, alışveriş yapıyor, bizim gibi yeyip içiyor.." diye şikayette bulundular. Şimdi de tam tersini yapıp "Bu ne biçim peygamber, esnemiyor, bizim gibi gaz çıkarmıyor".. Hey hat; Allah'ım senin hikmetin ne geniştir. :)

Bu olayın özü şudur; Allah peygamberlerini insanlar arasından seçti; ancak onları insanların bazı zaaflarına veya zaaf olarak nitelendirdikleri bazı şeylere karşı korudu. Yani ne ifrat etti ne de tefrit.. Allah'ın kudreti bütün bunlara yeter. Bunun dışında bir kaç bin yıl yaşamış olan insanlardan, hala yaşamakta olan Hızır (as)'dan bahsetsek, bazı müslüman olduğunu söyleyenler yine ortaya çıkıp "hiç olur mu öyle şey, insan 1000 yıl yaşar mı derler"; ben de onların ya cahil, yahut da münafık olduğunu söylerim. Çünkü onlar Kur'ana inanmıyor demektir. Zira Allah Kur'an'da Hz. Nuh için şöyle buyurur; "O ümmeti içinde 950 yıl peygamberlik yaptı". (Ankebut/14) Ki bu sadece peygamberlik süresidir. Bazı rivayetlere göre 3.000 yıl yaşamıştır.

Sanki bunların "bilimsel olarak imkansız" olduğunu Allah bilmiyormuş gibi öne sürüp Allah'a ders vermeye çalışanlar, herhalde herşeyi O'nun yarattığını unutuyorlar. Allah'ın zamana hükmedemeyeceğini düşünüyorlar veya..

"Esnemek iyidir" diyenlere gelince; arkadaşlar, esnemek "kötüdür" diyen olmadı. Yukarıda da söyledim, cahil insanlar, cehaletinde ısrar edenler her zaman oluyor ve bir şeyin iki ucu arasındaki herşeyden şikayet ediyorlar. İşte Allah insanların bu cehaletinden peygamberlerini korumak için onlara bazı özellikler vermiş, onları bazı yönlerden korumuştur. Gerçekten çok şaşırıyorum, sanki esnemek faydalı diye ve peygamber esnemiyor dendi diye o faydadan mahrum kalacağını sanıyorsunuz. Sanki Allah sizin akıl edebildiğinizi akıl edemiyormuş gibi..

Bunlar konunun akli boyutu. Nakli boyutunda ise olayın gerçek olup olmadığını bilmiyorum, ilk defa duydum böyle bir şeyi. Gerçek olması yukarıda ifade ettiğim gibi gayet muhtemeldir. Belki de doğru bir hadis/rivayet değildir. Ancak bu yukarıda bahsettiklerimin sonucunu değiştirmez. Umarım itirazımın neye yapıldığı "bak işte esniyormuş" gibi yerlere çekilmez. Ancak bu gibi şeylerin bir kısmından peygamberin korunduğu sağlam rivayetlerle günümüze kadar ulaşmıştır.
 

respector

Asistan
Katılım
15 Mart 2009
Mesajlar
475
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
""Esnemek iyidir" diyenlere gelince; arkadaşlar, esnemek "kötüdür" diyen olmadı."

Uzunca izah ve iddia ettiğinizin aksine yazı "esnemek kötüdür" diyor. Yazıyı tekrar okuyun derim.

""Allah (c.c.), aksırmayı sever fakat esnemeyi sevmez. Bir kimse aksırıp "Elhamdülillâh" derse, bunu işiten müslümanların, "yerhamükellah " diye karşılık vermesi gerekir. Esneme ise, şeytandandır. Bunun için, esneme ihtiyacı duyan kişi mümkün olduğu kadar buna mani olsun. Çünkü biriniz esnediği zaman şeytan ona güler"

"
Bu hal bir bakıma, dalgınlık ve gaflet haline benzer. Bu ise, müslümana pek yakışır bir durum değildir."

İslam dininin tez elden bu tür uydurma hadislerden temizlenmesini dilerim. Evet Buhari kıymetli bir şahıstır ama şu yukarıda yazanlar bizi hiç bir yere götürmez...

 

ExCeLLeNT

Müdavim
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
5,774
Reaksiyon puanı
17
Puanları
38
Bende esniyorum da yani şeytan bana gülüyormuş.O şeytanı alırım... bir daha geri vermem:DTövbe tövbe ama doğru esnemeyi bile dini tarafa çekiyorsunuz.Peter arkadaşım çok güzel anlatmışsın eline sağlık süper olmuş ama biraz abartılı yani.
 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
burdaki konu esnemnin iyi veya kötü olma mevzusu değil genel olarak esnemenin bir gaflet delaleti olduğu konusudur bu sıfatın efendimiz'de (s.a.v) de olmaması gayet normaldir neden bunun nedeneni sadece müslüman olan arkadaşlarımız anlar burda teknoloji ile dini karşılaştıran arkadaşlara bir sözüm var dindarlık cahillik değildir "insanlar" cahildir bir insan inandığı için değil ilim yapmadığı için cahildir.
 

Serkannd

Müdavim
Emektar
Katılım
12 Aralık 2007
Mesajlar
2,157
Reaksiyon puanı
10
Puanları
38
ya işte bilgi böyle verilir...

bundan 2-3 sene önce bir hocamız birinin esnemesi üzerine esneme günahtır, ama aksıracaksan o sevaptır demişti.

hiç kimse anlamamıştı çok düşündüm ama mantıklı bir neden bulamadım, hocamızın dinine bağlı biri olduğundan belki başka bir mesaj vermeye çalıştığını sandım.

Hiç bu yönden düşünmemiştim. Teşekkürler.

birde merak ettiğim bir şey var cevaplarsanız sevinirim.

''yerhamükellah'' kelimesinin türkçe kelime anlamı nedir?

ve neden aksırmak sevaptır?
 

errhan

Öğrenci
Katılım
16 Nisan 2009
Mesajlar
8
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu forumda kaliteli insanlar var ve kaliteli şeyler paylaşıyolar buda onlardan biri.. verdiğin bilgi için teşekkür ederim kardeşim...
 

muratflash

Müdavim
Katılım
9 Kasım 2008
Mesajlar
13,809
Reaksiyon puanı
510
Puanları
113
""Esnemek iyidir" diyenlere gelince; arkadaşlar, esnemek "kötüdür" diyen olmadı."

Uzunca izah ve iddia ettiğinizin aksine yazı "esnemek kötüdür" diyor. Yazıyı tekrar okuyun derim.

""Allah (c.c.), aksırmayı sever fakat esnemeyi sevmez. Bir kimse aksırıp "Elhamdülillâh" derse, bunu işiten müslümanların, "yerhamükellah " diye karşılık vermesi gerekir. Esneme ise, şeytandandır. Bunun için, esneme ihtiyacı duyan kişi mümkün olduğu kadar buna mani olsun. Çünkü biriniz esnediği zaman şeytan ona güler"

"
Bu hal bir bakıma, dalgınlık ve gaflet haline benzer. Bu ise, müslümana pek yakışır bir durum değildir."

İslam dininin tez elden bu tür uydurma hadislerden temizlenmesini dilerim. Evet Buhari kıymetli bir şahıstır ama şu yukarıda yazanlar bizi hiç bir yere götürmez...


Arkadaş provakatörlük yapmanın bi alemi yok. Sen hoşlanmayabilirsin ancak insan esnediğinde en azından sol elinin arkasıyla ağzını kapatmalı esnedikten sonrada şükretmeli tabii
 

El Padrino

Müdavim
Emektar
Katılım
15 Şubat 2007
Mesajlar
6,045
Reaksiyon puanı
70
Puanları
48
Elmacik yazdıklarının bir ucuda bana dokunuyor gibi geldi bana.Elbetteki yüce yaradan Allah'ın kudreti herşeye yeter.Bizi yarattığı gibi ciğerimizdeki keseleride o yaratmıştır.Esnememizide o tasarlamıştır.Ancak konunun ana mesajında yazan hadis veya rivayet neyse esnemenin şeytan işi oldugunu, bir insanın esnemesi geldıgınde buna mani olması, esnemenin KÖTÜ oldugu yazıyor.(Bir daha okumalısın bence konuyu)Ayrıca çok uzun bir yazı yazmışsın,açıklayıcı ve bilgilendirici.çok güzelde örnekler vermişsin, ayakta tuvaletini yapmanın vücuda verdiği zararlar gibi.Ama esnemenin NEDEN kötü bişi oldugunu veya bir zararı oldugundan bahsetmemişsin ???
Yazını okudum ve vermek istediğin mesajıda çok iyi anladım.Kısacası demek istediğin eğer Allah bir şeyin kötü oldugunu veya onu yapmamamızı söylüyorsa bunda bir hikmet oldugunu, Allahın yararlı olan birşeyi yasak etmeyecegını anlatmaya calısmıssın.Çokda doğru katılıyorum buna.Bu söylenenlere bir itirazım yok ancak, doğrulugundan bile emin olmadıgımız bir hadiste yazanları eleştirmek elbette bizim hakkımız.Senden istediğim şeyde Esnemenin vücuda verdiği zararlardan bahsetmen, bizi bilgilendirmen(ayakta tuvalet yapmaya örnek verdıgın gıbı)
 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
''yerhamükellah'' kelimesinin türkçe kelime anlamı nedir?


Hapşırınca “elhamdulillah” demek, sünnettir. Peygamberimiz ( a.s.m) bu konuda şöyle buyurmuştur: Hapşırmak Rahmandandır, esnemek şeytandandır. Bir diğer hadiste ise, biriniz hapşırır ve “elhamdülillah” derse ona “yerhamükallah” yani, Allah sana rahmet ve merhamet etsin, deyiniz. Eğer elhamdülillah demezse, siz de yerhamükallah demeyiniz buyurur. Bu sebeple hapşırınca elhamdülillah demek sünnet olduğu gibi , böyle diyen birisine yerhamükallah demek sünnettir.

Hikmetine gelince: hapşırma esnasında vücutta birikmiş bazı zararlı toksinlerin dışarıya çıkması ve vücudun rahatlaması söz konusu olduğu için, bu nimete karşılık Allah’a hamd etmek gerekir. Böylece Allah’a şükür edilmiş olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
ya işte bilgi böyle verilir...

bundan 2-3 sene önce bir hocamız birinin esnemesi üzerine esneme günahtır, ama aksıracaksan o sevaptır demişti.

hiç kimse anlamamıştı çok düşündüm ama mantıklı bir neden bulamadım, hocamızın dinine bağlı biri olduğundan belki başka bir mesaj vermeye çalıştığını sandım.

Hiç bu yönden düşünmemiştim. Teşekkürler.

birde merak ettiğim bir şey var cevaplarsanız sevinirim.

''yerhamükellah'' kelimesinin türkçe kelime anlamı nedir?

ve neden aksırmak sevaptır?

Hapşırmak, genellikle vücudun hafifleşmesine, rahatlamasına, dinçleşmesine, bazı mikropların bu yolla vücuttan atılmasına ve sağlıklı olmasına vesile olmaktadır. Bu ise, bir güzellik ve bir nimettir. Onun için hapşırırken Allah’a hamd edilir. Hapşırma fiili, bir nimet olması yönüyle Allah’a izafe edilmiştir.

Esnemek ise, genellikle vücudun ağırlaştığı, gevşediği ve tembelliğe meylettiğinin bir göstergesidir.

Esnemenin şeytandan olduğunun ifade edilmesi ise, şu hikmetten olabilir. Şeytan insanı –fazla yemek, fazla içmek, fazla uyumak gibi- nefsânî arzu ve isteklere davet etmektedir. Bunlar ise, esnemeye sebep olan şeylerdir. Bu ifadeyle, insan o tür israflar konusunda uyarılmıştır.

Bu sebepledir ki, bir rivayette Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Allah hapşırmayı sever, esnemeden hoşlanmaz. Öyleyse sizden biri hapşırır ve Allah'a hamdederse, bunu işiten her müslüman üzerine, yerhamukâllah demesi hak (bir vazife)dir. Ancak esnemeye gelince, işte bu, şeytandandır. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkân nisbetinde kendini tutsun ve hah diye ses çıkarmasın. Zira bu, şeytandandır, şeytan kendisine gülüyor demektir." (Buhârî, Edeb 125, 128, Bed'ül-Halk 11; Müslim, Zühd 56, (2994); Ebû Dâvud, Edeb 97, (5028); Tirmizî, Salât 273, (370), Edeb 7, (2747, 2748).

Hattâbî: "Allah'a nisbet edilen sevmek, hoşlanmamak gibi ifadelerin ma'nâsı, hapşırma ve esneme fiillerinin sebebine bakar. Zira, hapşırma bedenin hafifliğinden, mesâmâtın açılmasından ve fazla doygunluğun olmayışından ileri gelir. Bu, esnemenin zıddı bir haldir. Çünkü o, bedenin iyice dolmuş olmasından, bir de çok ve karışık yemekten hâsıl olan ağırlıktan ileri gelir. Önceki hal, ibâdet için şevk verir. İkinci hal bilâkis gaflete sevkeder" der.

Esnemede kendini tutma emri, esnemeyi durdurmanın kişinin elinde olduğu ma'nâsına gelmez; çünkü esneme hâsıl olunca onun gerçek şekilde durdurulması mümkün olmaz. Öyleyse buradaki durdurma, esnemenin tabiî şekilde olmasını önlemek, ondan meydana gelecek vücud hareketlerini asgariye indirmektir. Burada geçen hadiste "namazda diye kayıtlarken bazı rivayetlerde namaz diye bir kayda yer vermez ve "Biriniz esneyecek olursa..." diye mutlak gelir. Bir rivayette: "Biriniz esneyecek olursa elini ağzı üzerine koysun, esnerken çıkan hah sesine izin vermesin, zira şeytan ona güler" denmiştir.

Esnemenin şeytandan olması, şeytanın bunu sevmesindendir. Çünkü, şeytan insana gaflet veren, hayrını azaltan, namazını kesen her şeyi sever. Ayrıca, esneme umumiyetle çok yemekten hâsıl olan bir hâlettir. Çok yeme de şeytan işidir. Türbüştî şu açıklamayı sunar: "Bunun şeytana nisbeti, şeytanın kulun Allah'ın önünde duyacağı huzur ve kendinden geçercesine yapacağı mürâcaattan alacağı zevk gibi mendub şeyler arasına girmeyi sevmesindendir. (Bkz. İbn Hacer, adsı geçen hadisin şerhi; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, 10/196-7)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

john coffee

Öğrenci
Katılım
10 Nisan 2009
Mesajlar
55
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Herkese selam ve Allah'ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun dileğimle başlamak istiyorum.

Öncelikle bilim ve teknoloji ile iç içe fizik ve mantık kurallarını bilen insanlar olarak buraya yazı yazan arkadaşlarımızın konuya bu çerçeveden yaklaşımları yadırganmamalı.Hepimiz müslümanız bu güzel dini benimsemiş insanlarız.Fakat islamiyet ile ilgili bilgisini derinleştirmiş ve hatta içine sindirmiş olanımız var,olmayanımız var.Bunu da böylelikle kabul ettikten sonra daha hoşgörü ve edep çerçevesinde eksik olanın eksiğini tamamlamak adına yapıcı yorumlar faydalı olacaktır kanaatindeyim.

Rasulullah efendimizin ağzından gerçekten dökülmüş sözcükleri hemen peşinen reddetmek yerine ardında yatan gerçekleri (sebeb-i hikmeti) araştırmak gerekir.Bunun yanısıra maalesef üzülerek söylüyorum ama ağzından çıkmayan bir sürü sahih olmayan hadislerin sonradan -bu böyle olsa daha iyi olur deyip- ilave yapan aklı evvellerin olduğu da açık bir gerçektir.Hal böyleyken kime nasıl inanıp güvenelim sorusu karşımıza çıkar.Mahallemizin imam'ına mı veya bilgisine inandığımız büyüklerimize mi?Bence öncelikle Kur'an-ı kerim'e tabiki.Orda herşey var ama hadi diyelim aradığımız konunun birebir karşılığını bulamadık o zaman (fıkıh-icma-kıyas demiyeceğim) hadisler ama süzgeçten geçirerek nedir o süzgeç; taraf olmayan saf akıl ve mantıktır.İslam dininin özünde insan yaratılışına aklı ve mantığına ters hiçbirşey yoktur.Yanlış anlamalar bizlerin anlama kapasitesinin kıtlığından kaynaklanır.Ama hemen ifade etmem gerekir ki islam dini vahiy dinidir.Akıl ve mantık dini değil.Vahyin söylediğine göre fiillerimizi düzenlememiz gerekir.Yanlış anlaşılmasın karşımıza bu türden belirsizlik arzeden durumlar çıktığında süzgeci devreye sokuyoruz sadece ve orda da içinden çıkamadığımız da inkar etmeyip iman etmenin güzelliğini yaşamayı tavsiye ederim nacizane.

İslamiyeti ve hatta Rasulullah efendimizin (sünnet adı altında tabir edilen) genel öğretisini özüyle içimize sindirebilirsek, ilmi hal edebilirsek(ilmi-hal kitabı açıp okumayı kastetmiyorum.) bu türden sorularımızda otomatik olarak ortadan kalkar.

Bunu bir kıssadan küçük bir alıntı ile anlatırsak;

Rasulullah efendimiz bir gün elinde bir kavanoz bal ile ashabına(dostlarına) sorar.Bu elimdeki nedir? diye...
Ashabın büyük bölümü "bal'dır ya rasulullah "der.O sırada meclise yeni gelen Hz.Ali'ye de aynı soruyu sorar.Hz.Ali kavanozun kapağını açar ve içinden bir parmak bal alıp tattıktan sonra "bal'dır ya rasulullah" der....

Dostlar bu güzel dini bu anlayışla tanırsak gerçekten bal yemiş oluruz ve getirisini de hemen bu dünyada görmeye başlarız.Aama kavanozun dışından bal'mıdır değilmidir tartışmaları ile veya kavanozun dışını yalamakla hiçbirşey kazanamayız.Kuru dedikodudan öteye geçemeyiz.İslamiyet şekil dini değildir.Yapılması istenen / tavsiye edilen her fiilde mutlaka bir fayda vardır.Buna önce iman edip gerisini araştırısak daha faydalı olur.

Rasulullah efendimizin ağız ve diş sağlığına verdiği önemi hepimiz biliriz.Ama hala dişlerine misvak ağacından başka birşey değdirmeyenleri de anlamakta güçlük çekiyorum.Burda asıl ve öz olan ağız ve diş sağlığı iken günün imkanlarıyla envay çeşit diş macunu ağız gargaraları vs.varken ağaç dalında takılı kalanlar kavanozun dışını daha çok yalarlar bal yiyorum zannıyla diye düşünüyorum.

Uzattım biraz hakkınız helal edin.Gerçek ve öz islamiyeti yaşamak dileğiyle....
 

as66

Müdavim
Katılım
25 Eylül 2008
Mesajlar
1,854
Reaksiyon puanı
11
Puanları
38
Allah razı olsun kardeşim.
 
Üst