Mecnun’u anlamak zamanı...

Bu konuyu okuyanlar

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,324
Puanları
113
Mecnun’u anlamak zamanı...


Çöl mü?..


Yakabilir mi seni;


içindeki ateş,


dışardakinden fazlaysa?


Çöl, bir umuttu Mecnun için; aşılırsa, ardında Leyla olan...


Sayılan her kum tanesi, eksilen bir sayıydı onun yolunda!


Umut varsa her şey mümkün, ona giderken.


Peki ya, artık...


...yâr yoksa!


*


Yârin olmadığı dünyaya basmak;


Dikenlere saplanmak, her adımda...




Ona bakanı seyretmek... O'nu bileni dinlemek... Ve sadece, yalnızca, O'nu sevenlerle buluşabilmek uğruna, çöllerde ölebilmek!..


Yahut... Yahut, uykulara düçar olmak;


...belki de bağlanır diye, rüyada iki âlem!



Hangi çöl, daha büyük içimizdeki çölden?

Başka hangi umut kaldı, rüyalar âleminden!..


*


Bir gün, yakalar bazı köpekleri ve onların ayaklarının altına öpmeye, patilerini yüzüne, yaşlı gözlerine sürmeye başlar...


Derler ki: "Bu adam zaten deliydi, işte şimdi tam kaçırmış!"


Sorarlar sonra neden böyle yaptığını...


Kendinden geçmiş haldedir Mecnun ve mırıldanmaktadır içini çeke çeke:


"Bu ayaklar Leyla'mın sokağından geçmiştir, belki onun bastığı yere basmıştır, belki onun ayağının tozuna bulanmıştır!.."


.....


Şimdi artık, daha erken uyumaya ve O'nu rüyalarda aramaya çalışmak zamanıdır...


Şimdi artık, zaman;


Mecnun'u anlamak zamanıdır!





not: aşk deyince yatak odasını hatırlayanlara ithaf ediyorum bu yazıyı...
kelimelerin, kavramların tıpkı insanımız gibi nasıl tuz-buz edildiğini anlatabilmek için.
 

Son mesajlar

Üst