Bu konuyu okuyanlar

Mtn S

Onursal Üye
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,348
Reaksiyon puanı
15,352
Puanları
113
  • Beşerin derdine derman olur ancak Kur’an, Onsuz artık canavardan da beterdir insan. ~ A. Ulvi Kurucu
  • Cemâlin safhasın açma rakîbe, Önünde kâfirin Kur’an yakışmaz. ~ Ahmed Paşa
  • Cihan, sessiz bir Kur'an, Kur'an da sessiz bir Cihândır. ~ A. Şeref Güzelyazıcı
  • Eğer Müslümanca yaşamak istersen Kur’ân’a sarıl; çünkü, onsuz İslami hayat mümkün değildir. ~ Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
  • Hattatlar yazdılar Kur’an, hayran olur her okuyan, Kıyamete kadar duran, Kitabımdır benim Kur’an. ~ Demir Hafız Mehmet
  • Herkes okumalı Kur'an'ı. Özellikle de 'İslâm'ı akıl, mantık dini' sayanlar. Kur'an iyi okunduğu zaman, Atatürk'ün İslâm Şeriâtı'nı niçin kaldırdığı daha iyi anlaşılır. Kur'an 'okunmalı', ama başka kitaplar da okunmalı. 'Tevrat' da, 'İncil' de... Bunlar okunduğu zaman hem bunlardaki birer 'efsane ürünü inançlar', hem de Kur'an'ın içeriğinin çok büyük bir kesiminin kaynağı belli olur. ~ Turan Dursun
  • İnsan için Kur'an'dan daha ulvî bir mîzan yoktur. ~ A. Şeref Güzelyazıcı
  • Kalbin şifası Kur’an okumaktır. ~ Ali bin Ebu Talib
  • Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamd ederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamd etmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sûrelerde olduğu gibi, sûrenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi? ~ Nihal Atsız
  • ...Kur'an Allah sözüyse Kur'an'daki kölelik niye? Niye insanların bir kesimine 'sen kölesin', 'tamam olur, kölelik de olur' denmiş? Madem Allah'tır köleliği kaldırmalıydı, kimine köle kimine özgür dememeliydi... ~ Turan Dursun
  • Kur’an insan nevine son bir haberdir. ~ Muhammed İkbal
  • Kur’an sıhhatli kalpler için gıdâ; hasta kalpler şifâ dolu bir hakikât ve hayat eczânesidir. ~ A. Şeref Güzelyazıcı
  • Kur’ân-ı Kerîm, ışıkları her köşeye saçılıp yayılan bir güneştir. ~ Gazali
  • Kur'an-ı Kerim Güneş gibidir, hadisler Ay'a benzer. Hikmetli sözler yıldızları andırır. Ay da, yıldızlar da ışığını Güneş'ten alırlar. ~ Muzaffer Coşkun
  • ...Razi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşt, İbn Haldun, al Kindi vd... gibi nice örneklerin Batı dünyasını etkiledikleri doğru olmakla beraber, bu simalardan hiçbirisi Kur’an’ı kaynak edinip ilim yapmış değildir; çünkü, Kur’an ile gerçek anlamda ilim yapılamayacağını en iyi onlar bilmişlerdir. Bundan dolayıdır ki, Kur’an’a bağlıymış gibi görünmekle beraber (çünkü, aksi takdirde dinsizlikle suçlanıp yok edilebilinirlerdi), gerçekte Kur’an’dan yararlanarak değil, Eski Yunan kaynaklarından feyz alarak ilim yapabilmişlerdir. Yaparken de çoğu kez, belli etmeden, Kur’an’a aykırı ve Kur’an verilerine ters düşer şekilde iş görmüşlerdir. Diğer yayımlarımızda (özellikle Aydın ve “Aydın” adlı kitabımızda) değindiğimiz gibi, eğer Kur’an’ı dışlamamış ve sadece Kur’an’a dayalı olarak ilim yapmaya kalkmış olsalardı, o ünlü yapıtlarından hiçbirini sergileyemezler, “müneccim başlılıktan” öteye geçemezlerdi. Nitekim, Farabi ve İbn Sina gibi nice ünlüler, Eski Yunan’ın fikir zirvelerini, örneğin, Aristo’yu yüzlerce kez okuduklarını söylemekle övünmüşlerdir. “Faylasuf al Arab” diye ün salan al-Kindi (ö. İS 819), Aristo’yu, başına taç yapmıştır. Arap dilinde yazılmış en büyük tıp ansiklopedisi olarak kabul edilen Havi adlı yapıtın yazarı Razi (İS 865-932), “Kutsal sayılan kitaplar (ilim açısından) değersiz kitaplardır. Eflatun, Aristo, Öklit, Hipokrat gibi eski (bilginlerin) yazıları insanlığa çok daha yararlı olmuştur” diyebilmiştir. İbn Sina (İS 980-1037), tıp alanında şöhret yapan al-Şifa adlı kitabının hemen her satırını, Eski Yunan’ın tıp bilginlerinin (örneğin, Galen’in, Hipokrat’ın) görüşlerine atıflarla pekiştirmiştir. al-Cahiz (İS 776-869), Kitabü’l-Hayavan adlı ünlü yapıtında, İslam uygarlığının Eski Yunan’ın bilim kaynaklarına dayalı olarak ortaya çıktığını anlatmak üzere vaktiyle şöyle konuşmuştur:
  • “Eğer ebedi hikmetlerle dolu Eski Yunan kaynaklarına sahip olmasaydık, eğer bu yapıtlarla korunan ve bize aktarılan, geçmişi önümüze koyan ve başkaca hiçbir şekilde- bilmemize imkan bulunmayan bilim dünyasından habersiz kalsaydık, şimdi eriştiğimiz her bilgiden yoksun olurduk. Eğer Eski Yunan bilimleriyle zenginleşmemiş ve bu kaynakları temel edinmemiş olsaydık, bilgi hamulemiz son derece zavallı kertede kalır ve sınırsız güçlüklere uğrardık. Ve eğer sadece kendi kaynaklarımızın ve kendi çabalarımızın sonuçlarıyla yetinme zorunluluğunda kalsaydık, bilgi dağarcığımız gerçekten kısır kalır ve bu yüzden bilimsel uygarlık girişimini yitirmiş olurduk….”
  • Bu gerçeği yansıtan sadece al-Cahiz değildir; onun gibi daha niceleri aynı görüşte olmuşlardır. Kapalı bir dille anlatmak istedikleri şudur ki, şeriat verileriyle, daha doğrusu Kur’an’ı kaynak yapmak şeklinde bilim uygarlığı yaratmak mümkün değildir. Bu vesileyle şunu da eklemek gerekir ki, Emevi hükümdarları, (özellikle Muaviya) yönetim işlerinde bile Hıristiyanların tecrübelerinden yararlanmışlardır. Söylendiğine göre “..Aramı Bizans tipinde Hıristiyan kültürünün Müslüman muhitine nüfuzu bu devirde başlar ki, bu tesir karakteristik İslam medeniyetinin teşekkülünde etken olmuştur”. ~ İlhan Arsel
  • Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? İnsan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında İslamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir. ~ Nihal Atsız
  • Tefekkürsüz Kur’an okumada hayır yoktur. ~ Ali bin Ebu Talib
  • Yüce Allah, Kur’ân’a uyan milletleri yükseltir. Uymayanları alçaltır. ~ Ömer bin Hattab
 
Üst