Kraliçeler gibi...

Bu konuyu okuyanlar

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Aynen öyle...
Hatta, “gibi” si fazla...
Biz de bizim gibiyiz işte...
Kraliçe ağırlamak zor tabii...
Hem de İngiltere Kraliçesi’ni...
Aristokrasinin kalbinin attığı yerden gelen bir kraliçeyi ağırlamak;
İncelik ister, kültür ister, zarafet ister, detay ister... Hadi hiçbiri yok; o zaman da zekâister...
Biri olmasa göze batar. Ve ne yazık ki, akılda kalan hatalardır... İşte Kraliçe’nin ziyaretinden bana kalanlar...
PATİK MESELESİ:
Fotoğrafa bakın, gördünüz değil mi? Aradaki farkı anlatmama gerek var mı? Kraliçe gayet zarif oturmuş, Hayrünnisa Hanım ayaklarını geriye geriye saklıyor. Parmaklarını içeri çeke çeke...
“Yazık” gibi... Niye?
E hoş bir görüntü mü?
Çoraplar, ayaklar falan...
Küçücük bir detay, bir patik, bir oturuşu, bir duruşu nasıl da etkiliyor...
Öyle kolay kolay zarif olunmuyor yani... Modacıya kıyafet diktirmekle falan bitmiyor bu iş.
Olsun, yine de camide ayakkabıları kaptırmadığımıza sevinelim!

HEDİYE MESELESİ

Hani birbirlerine hediye verdiler ya...
Hayrünnisa Hanım, Kraliçe’ye bir broş ve kol düğmesi veriyor.
Eminim çok makbule geçmiştir. Broşları da epey “eski” mişti zaten!!!
Kraliçe ne veriyor? El işi oyma bir kutu ve tarihi bir kitap. Aradaki farkı anlatmama gerek var mı?
Bizde kitap pek hediyeden sayılmaz ya... Hani doğum gününde birine kitap alsan sana, “N’apacam ben bunu bir yerime mi” ifadesiyle bakar ama “Aaa... Teşekkürler, düşünmen bile yeter” der ya... Gereksiz sevecen bir ses tonu ve suratında yarım, donuk bir gülümsemeyle...
Fotoğraf çekimi uzayınca gülümsemen yavaş yavaş anlamsızlaşır, donuk donuk bakmaya başlarsın ya... Suratın düşmüş, gözlerinin feri gitmiştir ama ağzın sırıtıyordur, onun gibi...
O bakımdan yani... Ondan almamıştır. Kraliçe üzülmesin diye...

ÇİÇEK MESELESİ

Hani Bursa’da gezerlerken Hayrünnisa Hanım, Kraliçe’ye çiçek koklatıyor ya... Bir de ona taktım.
Yani ne dedi acaba?
“Majesteleri, this is a flower.”
Tabii o anda durumun tuhaflığını kavrayıp, “Oh! What a wonderful flower. Very nice! Turkish flower... Smell it please...” diye toparlayarak falan...
Kraliçe ne dedi ki? İçinden yani...

TRT MESELESİ


Olay benim hayalimde şöyle canlanıyor... Biri çıkıp “Abi elimizde İngiltere Kraliçesi’yle ilgili bir film var. Gelince bunu gösterelim mi?” demiştir.
Öteki de, fikri kendisi bulmuş gibi daha doğrusu bu güzel fikrin kendisine yarayacağı hevesiyle: “Aferin lan. Arada bir kafanız çalışıyor” havasında, “İyi fikir. Filmin adı ne?” demiştir.
“Kraliçe.”
“E, tamam o zaman.”
Yani filmde Kraliçe’yi yatırıp doğruyor olsalar(!) haberleri olmayacak.
Netekim olmadı... İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad gelirse de, Persepolis’i gösterirler artık!...
“Abi olay İran’da geçiyor.”
Eeee.... İmaj önemlidir...
İncelik ister, kültür ister, zarafet ister, detay ister...
Hadi hiçbiri yok; o zaman da zekâ ister...


Dilek ÖNDER
 

Son mesajlar

Üst