İslam'da Burçlar ve Fal

Bu konuyu okuyanlar

cheleby

Müdavim
Katılım
8 Mayıs 2009
Mesajlar
2,718
Reaksiyon puanı
227
Puanları
63
Burçlar insan hayatına tesir eder mi? Burçlara inanmak insanı dinden çıkarır mı? Allah Kur'an'da aya, güneşe, yıldızlara dahası gökyüzüne oldukça dikkat çekiyor. Bunu burçlarla izah edebilirmiyiz? Astroloji neden bir sektör halini aldı? İslam alimlerinden astrolojiyle ilgilenenler varmı? Burçlar ne zamandan beri astrolojik anlamda hayatımıza girmiştir? Astroloji ile Astronomi arasında ne fark var? Bir insanın bütün özellikleri burçların tarif ettiği özelliklere uyar mı?

Burç; berec kökünden gelen ve lugatte " Güzel olmak, örtülerinden sıyrılmak, yükselerek görünür olmak" manalarında kullanılan Arapça bir isimdir. Gökteki burçların yükselmeleri görünür olmaları veya açığa çıkmalarından ötürü bu adı aldıkları gibi, kale bedenleri üzerinde bir kısmı duvarların dışına taşacak şekilde inşa edilen savunma kuleleri de aynı sebeplerden burç diye adlandırılmışlarıdır
İnsanlar arasında fal diye nitelendirilen ve bazen burç bazen de yıldız falı olarak bilinen inanışları konu edinir astroloji. Bu uğraşı çesitli gök cisimlerinin bazı özelliklerinin yer yüzündeki olayların hayır ve şer niteliği kazanmasına ve insanın geleceğine etkilerini konu alır.
Astroloji aslında insanların doğumlarıyla başlayan ve bir ömür boyu süren davranış ve ahlak kurallarının binlerce yıllık bir deneme yanılma yoluyla tesbit edilmesi ve yeni verilerle desteklenerek piyasaya sürülmesinin adıdır. Bir insanı yüzde yüz, bütün özellikleriyle anlatıyor demek oldukça güçtür. Zira bir insanı bütün varlığı ve yönleriyle ele alıp tanımak oldukça zordur. Yüce kudret, bütün insanların parmak uçlarına ayrı ayrı imza basarak müthiş bir farklılık ve zenginlik ortaya koymuşken, aynı burçtan olan veya belli tarihlerde dünyaya gelmiş insanların psikolojik yapılarının ortaya bir karbon kağıdı konulmuş gibi hep aynı özelliklerde olmasını neden istesin?

Kur'an'da kainatın muhteşem düzenine, güneş, ay ve yıldızlara sürekli dikkat çekilmiş ise de bunlar da dahil yeryüzündeki bütün varlıkların Allah'ın emrine râm oldukları, yaratıcı, etkileyici ve yönlendirici bir güçlerinin bulunmadığı, her şeyin Allah'ın sevk ve idaresinde olduğu sıklıkla vurgulanmıştır. İslamın özünü teşkil eden tevhid inancı, geleceğin mutlak gayb olup Allah'tan başka kimsenin gaybı bilemiyeceği, insanın kendi geleceğini kaza ve kader çerçevesinde kendisinin çizeceği ilkesi de, yıldız ve burç falına itbar etmeyi, onlara bir anlam ve ümit yüklemeyi reddeder.

Geleceği (gaybı) Allah'tan başka hiç kimse bilemez. "De ki: göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." (en-Neml, 27/65). "Gaybın anahtarları onun katındadır. Onları ancak O bilir" (el-En'âm, 6/59). Bu ve benzeri ayetler, gaybı Allah'tan başka kimsenin bilmediğine delâlet etmektedir


Fal, lügatta; "uğurlu saymak" anlamındadır. Terim olarak, "çeşitli usullerle, bilinmeyenden ve gelecekten haber verme ve kişilik okuma sanatı"dır. Burç falı ise, "insanları, doğdukları burçlara göre gruplayarak geleceğini okumaya, kaderine dair konuşmaya" denir. Gelecek zamanda vukû bulacak olayları haber vererek gayb* sırlarını bildiğini iddia edene falcı denir. Falcılık*, çok eski devirlerden beri bazı insanlar tarafından revaçta olan bir husustur. Özellikle daralan insanlar için gelecekten haber verme işi son derece caziptir. Geleceğin kesif karanlıkları içinde saklanan mukadderatı görmeğe beşer zekâsı yetmediğinden mukadderatın tayini için insanlar böyle bir takım hurâfe ve boş vasıtalardan yardım isteyegelmişlerdir. Yirminci asrın sonlarında özellikle ekonomik yönden gelişmiş milletlerin insanları arasında da kehânete inananlar ve kehâneti sanat edinenler az değildir. Bizde de kendini aydın sanan bir takım gazete mensupları her gün yıldız falı hurâfesiyle insanların kaderi hakkında bir takım yorumlar yapmaktadırlar ki bunlar hiç bir ilmî dayanağa sahip değildir. Ayrıca bu asılsız yorumlar okuyucuların ruhî dengelerine olumsuz yönde etki yapmaktadır. Bu bir atma, saçma ve aldatmadan ibarettir.

Falcılık İslâm'da kesinlikle yasak edilmiştir. Gayb'dan verdiği haber konusunda kâhini tasdik etmek küfürdür. (Sâdeddîn et-Taftâzânî, Kelâm İlmi ve İslâm Akâidi (Şerhu'l-Akâid), Terc, Süleyman Uludağ, İstanbul 1980, 353). Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse gider de verdiği haber konusunda kâhini tasdik ederse, Allah'ın Muhammed'e indirdiğini inkâr etmiş olur." (Tirmizî, Tahâret,102; İbn Mâce, Tahâret, 122; Ahmed İbn Hanbel, II, 408).

Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. (MAİDE SURESİ / 90 )

İslâm âlimleri, sâbiîler gibi, tesiri yalnız yıldızlardan bilerek onlardan bir takım hükümler çıkarmaya kalkışmanın küfür ve şirk olduğunda ittifak etmişlerdir. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VII, 5207).

Bunun yanında insanın, girişeceği önemli bir iş için istihâre* yapması meşrûdur sünnettir. Bunun, İslam'da yasak edilen falcılık ve kehânetle hiç bir ilgisi yoktur.


Kaynak
 

quasimodo

Müdavim
Katılım
20 Aralık 2008
Mesajlar
1,929
Reaksiyon puanı
57
Puanları
0
Allah[cc]razı olsun.
Gayb Allah[cc]a mahsustur
bildiğimiz halde hala evlerimizde kahve falı bakıyoruz değişik metodlarla gelecekten haber almaya çalışıyoruz
evet temizliğe en masum görünenlerden başlamak lazım
yani kahve iskambil fallarından[tabi hala bakanlara]
 
Üst