- Katılım
- 9 Ekim 2006
- Mesajlar
- 7,781
- Reaksiyon puanı
- 92
- Puanları
- 0
Yıllardır iç savaş yaşıyorum. Hayatı kuralına göre oynamak yormuş beni. Yüreğimdekiler beynimde canlandıklarında, yüzümde oluşan pembeliğin sıcaklığını hissettikçe, beynim yüreğimle kavga ediyordu.Hayatımda ilk kez ne yapacağımı planlamadığım yarının bana getireceklerine göğüs gere gere uyuduğum gecenin sabahına gün başka doğmuştu. Hiç böyle olmamıştım. Her zaman gerçekleşmesi gereken bir plan vardı. Olması mümkünlere yakın durdum ki gün bildiklerimle devam etsin diye, oysa altüst oluşları hesap edemeyip, gün içinde çok kayboldum. Dün gece uyuyamayışımdan anlamalıydım. Sana gelmek için uyanacağım bir gün geliyordu. Anlayamadım. Düşüncesizce baktığım tavanda ilk kez karışık gölgeler yoktu. Ne kırgınlığımın, ne yorgunluğumun, ne sabah işe geç kalmanın,ne hangi küpeyi takacağımın , ne de ne giyeceğimin kaygısı vardı.Huzurun kollarına yürürcesine başladım güne. Ardından tesadüfler eşliğinde sen katıldın geceme. Gökyüzünü izlerken,hayatımın şiirini yazdım gönlüme ve senin yüzüne. Sanki daha önce ne bir harf tanımışım, hiç hecem ve bir kelimem olmamıştı.
Seni ve sevdiğim maviliği saklayan gecenin koyuluğunda izledim seni. Her şey huzur tadındaydı. Gün doğuşundan belliymiş dedim içimden ve seni göğsüme çektim. Gözlerinin derin ifadesiyle gözlerim,avuçlarımda ellerin ve ruhuma sızan sevgin. Yıllar önce küllenmemiş miydi bunlar? Neden gözlerimde ki seni gördün diyerek canını yakmadım bu kez? Bu gece hissettiğim saf sıcaklığın gururu yüreğimin sesinden,dudağımdan döküldü. Çok basit gördüğüm aşk beni utandırmadı. Oysa derin ve olmaması gereken bir yara der bitirirdim başlamayan tüm senleri.
Can acıyor acımasına da... Keşke diyorum yine keşke dönsen şehrime...
Geceyi de tükettiniz hayat ve sen ömrümü de tüketeceksiniz. Tükensin...Son nefesimi alacağım yere kadar sürsün. Rüya tadını yaşarım diye uzandım günün yorgunluğu ile. Hayal miydin sen?
Hayır! Sadece gerçek olanı yaşamak için direnen beni bilmesem inanırım şu sevda sarhoşu halime. Yıllar öncesinden kalan izin vermediğimiz hayatın solukları şimdi göğüs kafesimin içinde. Odamın duvarları sanki düşüncelerimi haykırıyor. Kendimle yüzleşiyorum.. Seni nasıl sevdiğimi ilk defa böyle açık söylüyorum. Gel hadi! Ait olduğun yere,gönlüme gel. Küllendi dediklerini gör. Huzurla , mutlulukla gelen tatlı titreyişlerinle kal sevgili...Küllenmemiş halinle kal...
Lavinya
http://www.youtube.com/watch?v=zlafHWDO-p4
Seni ve sevdiğim maviliği saklayan gecenin koyuluğunda izledim seni. Her şey huzur tadındaydı. Gün doğuşundan belliymiş dedim içimden ve seni göğsüme çektim. Gözlerinin derin ifadesiyle gözlerim,avuçlarımda ellerin ve ruhuma sızan sevgin. Yıllar önce küllenmemiş miydi bunlar? Neden gözlerimde ki seni gördün diyerek canını yakmadım bu kez? Bu gece hissettiğim saf sıcaklığın gururu yüreğimin sesinden,dudağımdan döküldü. Çok basit gördüğüm aşk beni utandırmadı. Oysa derin ve olmaması gereken bir yara der bitirirdim başlamayan tüm senleri.
Can acıyor acımasına da... Keşke diyorum yine keşke dönsen şehrime...
Geceyi de tükettiniz hayat ve sen ömrümü de tüketeceksiniz. Tükensin...Son nefesimi alacağım yere kadar sürsün. Rüya tadını yaşarım diye uzandım günün yorgunluğu ile. Hayal miydin sen?
Hayır! Sadece gerçek olanı yaşamak için direnen beni bilmesem inanırım şu sevda sarhoşu halime. Yıllar öncesinden kalan izin vermediğimiz hayatın solukları şimdi göğüs kafesimin içinde. Odamın duvarları sanki düşüncelerimi haykırıyor. Kendimle yüzleşiyorum.. Seni nasıl sevdiğimi ilk defa böyle açık söylüyorum. Gel hadi! Ait olduğun yere,gönlüme gel. Küllendi dediklerini gör. Huzurla , mutlulukla gelen tatlı titreyişlerinle kal sevgili...Küllenmemiş halinle kal...
Lavinya
http://www.youtube.com/watch?v=zlafHWDO-p4