Formula 1e sahip çıkalım

Bu konuyu okuyanlar

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Formula 1 adı, bir fizik formülünü andırıyor. Fakat bilindiği gibi, dünya çapında büyük ilgi çeken büyük bir organizasyon. Türkiye de bu hafta boyunca bu organizasyonun önemli bir parçası. Aslında çoğu kişinin aklında bir otomobil yarışı değil, herkes için değişik anlamı veya anlamları olan bir şov kalıyor.

Ülke açısından, inanılmaz bir tanıtım fırsatı, turist çekme imkânı sağlıyor. Yanında getirdiği ekonomik katkılar da çok büyük; neredeyse bütün sektörlere direkt veya dolaylı katkısı oluyor: Oteller, restoranlar, seyahat organizasyonları, nakliye, otomotiv, uçak vs...

Formula 1’in bu kadar büyük ilgi görmesinin ardında dünya devlerinin akıl almaz araştırmaları yatıyor. Büyük kentlerde bir kişinin ister istemez günde 2 saat geçirdiği bir ortamın daha güvenli, daha tatmin edici olabilmesi yapılan araştırmalar. Çoğunu göremediğimiz araştırmaların son halkasının yansıması. Bu otomobillerde kullanılan her parça, çok kısa bir süre içinde kullandığınız veya yolcu olduğunuz araçların içinde yer alıyor. İşin özüne bakarsanız, Formula 1 çok büyük bir laboratuvar.


***


İstanbul Park şu anda dünyadaki en güzel, en teknolojik pistlerin başında geliyor. Hatta en iyisi diye gösteriliyor. Ben de kendimi çok şanslı birkaç yüz kişi arasında hissediyorum. Otomobillere olan merakım dolayısıyla burada yarışma fırsatını buldum ve o yarış benim için her zaman özel bir anı olarak kalacak. Formula 1 değişik bakış açılarına hitap eden bir organizasyon. Ben de derin düşündüğümde birçok erkek için (kadınları dışladığım anlaşılmasın) çocukluktaki o çok sevilen oyuncağın ve oyunun son noktası.

Bilindiği gibi son yıllarda İstanbul F1 yarışı ağustos ayı sıcaklarında yapılıyordu ve seyirci açısından her yıl sıkıntı çekiliyordu. Bu sene umarız bu sorun ortadan kalkmış olur ve otomobil firmaları, yan sanayii, bu organizasyondan pay alan her şirket organizasyonu sahiplenir. Mantıken de yüksek seyirci sayısı onlar için de yatırım sayılır.

Şimdi yetkililere birkaç önerim ve sözüm olacak: Bu güzelim tesis milyonlarca dolarla kuruldu ama dünyadaki en ölü yatırım haline dönüştürüldü. İşletme hakları F1 patronu Bernie Ecclestone’a yok paraya devredildi ve şu anda ele avuca gelecek tek büyük organizasyona ev sahipliği yapıyor. Ben Bernie Ecclestone’a kızamıyorum; şartlarını ortaya koymuş, ihaleyi almış.

Ancak bu sözleşmeyi imzalayanlar şu şartları da zor-layabilirdi:

* Bu ülkede motor sporlarına gönül verenler özel şartlarda pisti kullanabilecek. (Bu da sokaktaki trafik canavarlarını eğitilmiş ve güvenli bir ortama çeker ve ülkemizde büyük sorun olan gençlerin ölüm oranını düşürür.)

* Türkiye’de üretim yapan firmalar araştırmalarıyla ilgili test gerçekleştirebilecek.

* Mühendislik fakültesi olan üniversitelerimiz yılda şu kadar araştırma gerçekleştirecek. Yılda en az 4-5 büyük organizasyona ev sahipliği yapacak.

* En önemlisi, Renault, Honda, Toyota gibi yarış organizasyonlarında her yıl koşturan ve Türkiye’de üretim yapan firmalar için test merkezi olacak. (Ispanyollar yapabiliyorsa biz niye yapamayalım.)

Tüm bunlara rağmen ülkemizin çıkarı için organizasyonumuza sahip çıkalım, tribünleri dolduralım ve bu inanılmaz şovu canlı olarak izleme imkânını değerlendirelim. Bir otomobilin ve yarış pilotunun becerisi ile 320 km hızdan 3 saniye içinde 60 km hıza düşüp nasıl viraj döndüklerini hayranlık içinde canlı olarak yerinde yaşayalım.

Herkese zevkli seyirler.

Rıfat SARICAOĞLU
 
Üst