Faşizme geçit yok

Bu konuyu okuyanlar

mr_rain

Müdavim
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
23,957
Reaksiyon puanı
441
Puanları
83
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Ağlama sırası onlarda” türü aşağılık mesajlara en güzel cevabı verdi: “Bu soysuzluktur, lanetliyorum”.

- Magazin basınında kendisinden “sosyetik güzel” falan diye söz edilen Selin İmer, Şişli Belediyesi’nin yardım çalışmalarına katılıp sırtında koli taşıdı.
- BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlarda kardeşlik kokusu var” açıklaması yürekleri ısıttı.
- Üniversiteli bir genç kız, “Annemle Kadıköy Belediyesi’ne gidiyorum, gelen yardım malzemelerinin paketlenmesi için çalışacağız” dedi.
- Depremin hemen ardından üç buçuk soysuzun alçakça mesajlarına sahne olan Twitter, anında toparlandı. Twitter, Van’a yardımın en büyük kahramanı haline geldi.
- İstanbul’da “Van için rock” konseri düzenlendi. Şebnem Ferah’tan Aylim Aslım’a, Moğollar’dan Yüksek Sadakat’e rock’ın ağa babaları ve ağa anaları Van için sahne alacak.
- Necati Şaşmaz, Elazığ’daki evini deprem bölgesinde yaşayanlar için açtığını bildirdi.
- Samanyolu televizyonu büyük bir kampanyaya imza attı. Kanal D ise daha büyük bir kampanya için atağa kalktı.
- İstanbul’un belediyeleri yardım yarışı içinde: İlk atağı Şişli Belediyesi yaptı, ardından diğer belediyeler geldi. Depremin vurduğu köylerle dayanışma içine giren Üsküdar Belediyesi takdir topladı.
- Eşi şehit olan bir kadın, “Eşimin şehit maaşını Van’a gönderdim” dedi.
- Nişantaşı’ndaki tüm restoran ve kafelerin bir günlük cirolarının deprem bölgesine gönderilmesine karar verildi.
Hangisinden söz edeyim? Saymakla bitmez ki...
* * *
Velhasıl-ı kelam...
Bir büyük iyilik hareketi yurdumuzu baştan aşağı kuşattı.
Türkiye, yardımseverliğin kampanya alanı haline geldi.
Depremin hemen ardından bazı mecralarda ortaya çıkan akıl tutulması, vicdan körelmesi, merhamet yoksunluğu ve cehalet histerisi, tarihinin en büyük mağlubiyetini aldı.
Ortaya çıkan müthiş kardeşlik vurgusu, muazzam barış tutkusu, muhteşem iyilikseverlik atağı, devasa yüce gönüllülük taşkını...
Alçaklığı, ayrımcılığı, ırkçılığı ezip geçti, zerresini bile bırakmadı.
Sebep olanlara bin selam...
Taşlamayacakmışız
TAMAM, Acun’u taşlamayalım...
Fakat bu işe biraz da Acun önayak olmadı mı?
Acun tutar da Başbakan’ın annesi vefat etti diye mateme girerse...
Yani matem çizgisini, o noktadan çizerse...
Şehit haberleri geldiğinde ya da deprem olduğunda ona “ne iş?” diye sorarlar.
Hatta ayin bile yaparlar.
* * *
Tamam, Müge Anlı’yı taşlamayalım...
Fakat bu işe biraz da Müge Anlı önayak olmadı mı?
Önce televizyon ekranından ayrımcılığın dik âlâsını yaptı.
Ardından da en küçük bir mahcubiyet göstermeye bile tenezzül buyurmadan, “Müge Anlı vatanının her karış toprağını sever” türü hamasetle işi geçiştirmeye kalktı.
Yani burnundan kıl aldırtmadı.
Bu durumda taşlama yaparlar.
Hatta ayin bile yaparlar.
Neredesin BDP?
TAMAM, Van Belediye Başkanı’nın BDP’li olması nedeniyle yardım faaliyetlerinden ve devlet organizasyonundan uzak tutulması doğru değil.
Fakat bir sorun var:
Bölgenin en örgütlü gücü olan BDP’nin deprem yardım faaliyetlerinde ortalıkta gözükmemesine ne diyeceğiz?
Siyasi bir eylem söz konusu olduğunda kendilerini en öne atan milletvekilleri nerede? Öcalan için dev yürüyüşler düzenleyen BDP örgütleri nerede?
On binleri meydanlarda toplama gücüne sahip BDP önderleri nerede? Devletten bağımsız onca işi başaran bu parti, devletten bağımsız bir yardım kampanyasının öncülüğünü yapamaz mıydı?
Fethullah Gülen’den Abdullah Gül’e
FETHULLAH Gülen’in Kürt sorunu konusunda yazdığı yazıda geçen bir cümle dikkatimi çekti.
Şöyle diyor:
“...Ülkemizi seven herkesin çok dikkatli ve temkinli olması, kışkırtmalara gelmemesi ve hele ‘mukabele-i bilmisil’ kaide-i zalimânesine girmemesi lazımdır...”
Yani diyor ki Fethullah Gülen:
“Hiç kimse ‘misliyle karşılık’ şeklindeki zalim kuralın havasına girmesin”.
* * *
Bu cümlenin muhatabı sanırım “İntikamı misliyle alınacak” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür.
Hepsi var, olmayan ne?
- Kızılay var.
- Çadır stoku var.
- Deprem bölgesinde yollar açık, ulaşım sorunu yok.
- Depreme maruz kalan coğrafya, çok büyük ve dağınık değil.
- Yurdun her tarafından bölgeye yardım malzemeleri akıyor.
- Başbakan depremden birkaç saat sonra bölgede...
- Bakanlar orada...
* * *
Bu tablodan süper etkili, süper hızlı bir sonucun çıkması gerekmez mi?
Gerekir ama çıkmıyor.
Çünkü çok önemli bir eksik var: Organizasyon yapma becerisi...
Eğer böyle bir beceri olsaydı...
Bilgilendirme olurdu, eksikleri saptama çabası olurdu, tek bir merkezden koordinasyon olurdu, liderlik olurdu, eldeki potansiyeli sevk ve idare gayreti olurdu...
Depremin kahramanları
- ARAMA KURTARMA EKİPLERİ: Deprem bölgesinde en hayati çalışmayı onlar yapıyor. Kimi jandarmaya bağlı, kimi AKUT’a... Kimi Sivil Savunma’ya bağlı, kimi de özel... Hepsi de gayet profesyonel... Aralarında müthiş bir uyum var. Hepsinin hedefi ortak: Enkaz altında kalanları sağ salim çıkarmak.
- ASKERLER: Güvenliği onlar sağlıyorlar, acil yardım taleplerine anında karşılık veriyorlar, özenli davranıyorlar, yerel yöneticiler ve polisle işbirliği yapıyorlar. Deprem bölgesinde en göz dolduran çalışmayı askerler yapıyorlar.
- ERDOĞAN BAYRAKTAR: TOKİ Başkanlığı döneminde yaptığı çalışmalarla göz dolduran Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bölgede yoğun bir faaliyet içinde... Prefabrik evler için şimdiden çalışmalara başlamış durumda.
- SAĞLIK PERSONELİ: En organize çalışmayı Sağlık Bakanlığı’na bağlı acil yardım ekipleri yapıyor. Her enkazın başında hazır kıta bekliyorlar. Civardaki il ve ilçelerden deprem bölgesine sevk edilmişler. Her ekip, nerede hangi görevi yapacağını gayet iyi biliyor. Organizasyon sağlam yani...
- MUSTAFA SARIGÜL: Gece boyunca Twitter aracılığıyla belediyede yardım topladı. Toplanan yardımları TIR’larla deprem bölgesine sevk etti. Sabaha karşı beşte Van’a gitti. Sıkılmadık el bırakmadı. Hem enerjisi, hem de öncülüğü nedeniyle göz doldurdu.
- TWITTER: Enkaz altında kalanların seslerini duyurma aracısı oldu. Yardım faaliyetlerinin organizasyonu oradan yapıldı. Kurumlar onun aracılığıyla yardım toplama faaliyeti yaptılar. Duyarlılığın gelişmesine katkı sağladı.
- GAZETECİLER: Televizyonlar deprem bölgesine akın etti. Ana haberler bölgeden sunuldu. Köşe yazarları oradaydı. Eksikleri onlar anlattı. Hükümetin toparlanması onların uyarıları sayesinde gerçekleşti. Gazeteciler, gerçek anlamda deprem bölgesinin sesi oldu.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19093648.asp
 

uA23uA

Müdavim
Katılım
19 Ağustos 2011
Mesajlar
3,448
Reaksiyon puanı
5
Puanları
38
Yaş
36
İşte kardeşliği anlatan en güzel yazı artık bitsin bu kavga türk ve kürt kardeşliği sonsuza dek sürecek zaten dış güçlerde bundan korkuyor bir olursak onları yıkacağımızı onlarda biliyor
 

xyz1234

Müdavim
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
2,587
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
harika bir yazı, duygulanmamak elde değil. daha öncede söyledim. bu tarz musibetler elbetteki istenmez ama. bizi biz yapan değerleri hatırlattığı için bu musibetin neticesi hayır oldu. evet misliyle mukabele edilmez. tevazu ve hoşgörüyle mukabele herzaman kazandırır. kaldı ki üç beş soyzusun yaptığı tüm bir toplumada mâl edilemez. söyleyene de yazana da saygılarımla..
 

Dostdogru

Öğrenci
Katılım
18 Ağustos 2010
Mesajlar
32
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
-- BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlarda kardeşlik kokusu var” açıklaması yürekleri ısıttı.

bdp eşbaşkanı demirtaş ve partilileri değil mi , türk ve kürtlerin kardeşliği bozmak için çalışmalar yürüten ve bugun kü bu ''Kürt Sorunu'' diye adlandırılan ama ortada bir sorun yokken ''Kürtlerin hakkını istiyoruz'' diye meydanlarda bağıran.

Şimdikte havada kardeşlik kokusu var diye açıklama yapıyor.Havada kardeşlik kokusu yok, türk-kürt kardeşliği yıllardan beri vardı, şuanda da demirtaşın ve partililerinin siyonist uşaklığı yapması sayesinde bu kardeşlik ne yazık ki zedelendi.

Faşizme geçecek olursak faşizm kelime anlamı ''aşırı milliyetçilik'', şimdik ben bir türk olarak askerlerimizi büyük israil için öldüren pkk lı teröristler ve bunun yandaşlarına lanet etsem, sevmesem bu bu zamanda faşizm olarak yavaş yavaş algılanmaya başlıyor. Elbetteki ülke birlik-bütünlüğüne zarar vermek,ülkeyi parçalayıp önce sömürmek, sonra yumuşak lokma halidne yutmak isteyenlerin uşaklığını yapan pkk yı ve yandaşlarını sevmiyorum, lanet ediyorum. Bunun adıda VATAN SEVGİSİDİR.
 
Üst